Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

rina's Blog

  • başlık
    90
  • yorum
    249
  • görüntü
    81.303

Bu blog hakkında

Hayata dair

Bu blogdaki başlıklar

Öğretmenim ........

Öğretmen; öğretme işini görev edinen kişiye denir. Öğretmenlik bir meslektir. Kişinin öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi gerekir. İlkokullarda öğretmen Sınıf Öğretmenidir. Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Ortaokul ve Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında dersler özel şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenir.   Eskiden öğretmene "Muallim", öğretmen yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi. Ülkemizde öğretmen o

rina

rina

OFFF OFFFFF

Kısaca düşüncelerimi paylaşmak istiyorum sizinle. Belki katılırsınız düşüncelerime, belkide saçmaladığımı düşünürsünüz.... Orasını bilemem ama....
hayatı bir tiyatro sahnesine benzetiyorum... Hepimiz üstlendiğimiz rolleri oynuyoruz.... Kimimize neşe dolu mutluluk rolleri biçilmiş,kimimiz moralsiz.... Bende bu gün nazlanacak birilerini arıyorum yani biraz moralsiz bir günümdeyim... Çok güzel bir aile ortamında yetiştim yani benim çocuklarıma veremediğim mutlu bir aile ortamında..... Benim b

rina

rina

Mübarek Ramazan Bayramı Hepimize Kutlu Olsun....

Çok eskidendi belki el öpmeler, kenarı dantelli mendiller içinde şekerler, avuca zor sığan kocaman 2,5 liralık bayram harçlıkları...   Postacının getirdiği, uzaktaki dostların bayramı kutlayan bayram kartlari...   Aniden yok oldular, yittiler eskilerde bir yerlerde.   Yıllarca sadece seyahate gidenler tesadüfen karşılaştılarsa kutladılar birbirlerinin bayramlarını.   Artık bayramlar sadece birer "fırsat" oldu, yorgun bedenlerin dinlenmesi için...   Ve birgün sanal alemle tan

rina

rina

MASALIN BİTTİĞİ YERDE HAYAT BAŞLAR......

İşte o masal;   Her masalın ,her söylencenin uzun uykusunda bir uyanma vakti vardır.Ve o gelmeden girişilen her eylem bir serüven yalnızlığı olarak kalır.Öyle anılır. Ve yüzyıl sonra vadesi erişip bir prens çıkmış ortaya.Masalın ve yüzyılın kendisine verdiği bu görevi seve seve üstlenmiş; zaten uyuyan güzel hakkında yüzyıldır söylenegelenlerin etkisinde daha onu görmeden deliler gibi tutulmuş ona.Kendisine verilmiş misyona mı,uyuyan güzele mi aşık olduğunu ayıredemeyecek kadar toymuş o zama

rina

rina

Kutlu olsun.....

9 EYLÜL 1922' İZMİR GERİ ALINDI..............           Başkomutan Gazi Mustafa Kemal'in 12 Eylül 1922 tarihinde İzmir'den Türk Milleti'ne yayımladığı zafer mesajı:   "BÜYÜK VE ASİL TÜRK MİLLETİ!   Ordularımız 9 Eylül 1338 (1922) sabahı İzmirimizi ve yine 9 Eylül 1338 (1922) akşamı Bursamızı nıuzafferen kurtardılar. Akdeniz askerlerimizin zafer terâneleriyle dalgalanıyor. Asya tmparatorluğu'na yeltenen küstah bir düşmanın muharebe meydanlarına gelmek cesaretinde bulunan ordu kumandan

rina

rina

KUM TANESİYLE RÜZGARIN AŞKI.......

......Saygıdan dostluğa uzanıp giden ..........................................   ....................Her yolun taşında sevgi var sevgi ......................................   ................................Gönül sevdiğinden ayrı düşerse ........................................   .............................................Akan göz yaşında sevgi var sevgi ......................................   Ozan EROL       Her yer kurak bir çöldü… rüzgar deli gibi eser, sürerdi hükmünü… Hakim

rina

rina

kibrit çöpleri.!

Ben kibrit çöplerini insanların yaşantılarına benzetirim. Kibrit kutusu insanın yaşadığı toplumu ifade eder bir bakıma...   Bazı kibrit çöpleri vardır bir amaç için yanarlar, kimi bir sigara yakar, kimi bir ocak, kimi boş yere yanıp tükenir hiç bir işe yaramadan. Kimi ise bir ormanı, bir evi, büyük bir alanı yakar kül eder,kendisiyle birlikte.   Kibrit kutusunu açıp baktığınızda hepsi aynı gibi gözükse de birbirinden farklı kibrit çöpleri vardır.   Bazıları yanamayacak k

rina

rina

Kendimi hep sevdim....

Ben hayatımda neyi değiştirmek isterdim.....   Ah onu bir bilebilsem....   Hayatı bazen silgi kullanmadan resim çizme sanatına benzetiyorum...   Çiziyorum, çiziyorum ama silemiyorum....   Silebilseydim eger bazı şeyleri silmek isterdim.....   Aynı zamanı geri alamadığım gibi......   Zamanı geri alsaydım gücüm yetseydi şayet.....   Neleri değiştirmek istediğimi bile bilemiyorum.....   Boşveriyorum değiştirmeyi....   En başa dönmek ne kadar da zordur....   Döndüm diyelim başa b

rina

rina

Kalp kırıldığında nasıl bir ses çıkarır?

güvercinin telaşlı kanat çırpışındaki ses mi?   yoksa, kelebeğin kanadındaki inadına sessiz bir çığlık gibi mi?   ya da, tuz-buz olan bir sırçanın haykırışı gibi mi?   nasıl bir sestir ki, perişan eder bizi duyduğumuzda?   ne kalpler kırdık bilmeden.. ya da bile bile...... ne setler koyduk aramıza bu kırılmış kalplerden de..   sonra aşmaya çabaladık durduk çok...   dokunmak istedik, ulaşamadık....   ulaşmak istedik, kendi ellerimizle kurduğumuz setler engel oldu yi

rina

rina

KALBİNİZ.!..

Düsünün ki önünüzde bir dolap var.   Bu dolapta 4 bölüm var. Her bölümde kutular.Bu kutularin icinde sevginiz ve nefretiniz var.   En üst bölümdeki kutularda ‘en cok sevdiklerinizi’ sakliyorsunuz.   Ikinci bölümde ‘Seviyorum ama fazla da guvenmiyorum’ dediklerinizi.   Ücüncü bölümde ‘herkes gibi biri benim icin’dediklerinizi.   Ve en altta da ‘nefret ediyorum veya kesinlikle güvenmiyorum’ diye adlandirdiklarinizi.   Buraya kadar hersey tamam.Asil sorgu simdi basliyor.   Siz

rina

rina

İyi bir fıkra...........

Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş. Adam Biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. Birkaç saat sonra Adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki yanındaki sepet bomboş...Şapkalar gitmiş.Kafasını kaldırıp ağaca bakmış, ağacın dallarında bir sürümaymun, her birinin kafasında adamın şapkaları... Adam başlamış düşünmeye; 'Ben şimdi NE yapacağım, şapkaları b

rina

rina

İşte budur.!.____

Mut'un bir dağ köyünde dostlarla birlikte gezerken yaşlı bir karı koca gördüm.   Baktım bir kanepenin üzerinde oturuyorlar...   İyice yaklaştığımda tezekten yapılmış evlerinin bahçesinde oturdukları kanepenin bir tarafının tamamen kırık olduğunu, kanepenin sağlam tarafına sıkışarak oturduklarını ve sohbet ettiklerini anladım.   Yüzlerinde bir tebessüm vardı. Evin halinden ve karı kocanın kılık kıyafetinden maddi durumlarının hiç iyi olmadığı ve yeni bir kanepe alacak güçlerinin olmadı

rina

rina

İncinmelerinizi kuma,gördüğünüz iyilikleri kayalara kazmayı öğrenin...

Yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikaye anlatılır.   Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri Tekine bir tokat atar.   Tokatı yiyenin cani çok yanar ama tek kelime etmez ve kumun üzerine su sözleri yazar:   BUGUN EN IYI ARKADASIM BANA BIR TOKAT ATTI.   Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler.   Tokadı yiyen orada yıkanırken batağa saplanır boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır.   Tam selamete çıktıktan sonra bir kaya paras

rina

rina

iMkAnSıZ aŞkLa SeVeN yÜrEkLeRe.!

HAYATA DAİR!!!   Karanlikti oda, karanlikti sokaklar, kapkaraydi sehir.. Ne kadar olmustu kendine dokunmayali. Ne kadar zaman olmustu aynada yuzunu gormeyeli. Ne kadar olmustu sadece kendisi icin bir sey istemeyeli.   Kocasi icin cabaliyordu, oglu icin dusunuyordu, is arkadasi icin uzuluyordu. Ya kendisi neredeydi. Kendisi icin cabalayan, kendisini dusunen var miydi. Nasil bir duyguydu simartilmak. Sahi simarmayi bilmezdi ki, ya da kimse ogretmemisti ona simarmayi.   Mutlu muyd

rina

rina

İlişme yanlızlığıma..!

İlişme Yalnızlığıma Diyorsun ki; İçimde sana dair henüz oluşmaya başlayan bir kıpırtı var. Diyorsun ki; Seni hayatıma katmak istiyorum. Diyorsun ki; Mutluluk varılacak yer değil yürünen yolsa gel beraber yürüyelim. Kulağa çok hoş geliyor söylediklerin biliyor musun? Bilinmeze açılan yolun karşı konulmaz çekiciliği sınırsızca paylaşabilmek bu yolculuğun daha bir çok yolculuğu beraberinde vaat ettiği masmavi bir ufuk düşlemek. En çok da özlemlerimin ve tüm yaşamak istedikleri

rina

rina

Hoş anıların denizdeki pırıltıları.....

Nedense herkes yanlış bilir, Yakamoz Ay ışığının suya, denize vuran yansıması değildir.   Yakamoz aksine Ay olan gecelerde olmaz. Yakamoz bir canlıdır, latince ismi Noctulica Milliaris olan bu canlı aynı bir ateş böceğinin denizde yasayan versiyonudur. Limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar. Bu canlı bir planktondur, yani milimetrik boyutlarda bir canlı.. Bunlardan milyonlarcasi bir araya geldiginde geceleri bir kayık geçerken, veya bir balık sürüsü

rina

rina

HER ŞEY SENDE GİZLİ.....

Yerin seni çektiği kadar ağırsın... Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın... Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin... Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün... Karşındakinin gördüğüdür rengin... Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa... Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun... Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin... Sakın bitti s

rina

rina

Her Kadın Biraz Zalimdir Aslında......

Günümüzdeki ilişkilere baktığımızda, zor durumda olanın genelde kadınların olduğunu görüyoruz..   Kadın çabalar.   Kadın koşar..   Kadın yalvarır..   Erkekse olağanda sertliğiyle durur karşısında..   Şiddet gösterir..   Kadın ağlar..   Erkek hakaret eder..   Kadın üzülür..   Sevdiği adamın her sözü kalbine bir ok gibi iner..   Erkek durmaz..   Devam eder..   Bilmez..   Erkeğin bilmediği bir şey daha vardır..   Yaptığı her hata kadının defterine bir çel

rina

rina

HER 'BAZEN'İN BİR ZAMANI VARDIR

Bazen yorar insanı küçük şeyler; büyük sırlar vardır küçük şeylerin içinde. Açıldıkça açılır, boyuna posuna bakmadan...   Bazen dinlendirir insanı uzaklar; uzakliğa bir yakınlığı vardır gözlerin. Gözlerin olduğu kadar gönlün de...   Bazen durur tüm adımlar; adamların tembelliğinden değil, yolların düşündürücülüğünden. Öyle çetrefillidir ki, susar ayaklar da kimi zaman...Bazen sorar gözler, diller kabul etse bile. Maharet gözleri bile ikna etmektir, güzel söz söylemek değil. Bazen durur düny

rina

rina

HAYATLA RÖPORTAJ.......

Hayatla röportaj yaptığımı gördüm rüyamda.   "Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.   "Zamanın var mı?" diye sordum.   Gülümsedi.   "Benim zamanım Sonsuzluk" dedi Hayat. "Ne sorular var yüreğinde?"   "İnsanlarla ilgili en çok neye şaşıyorsun?" diye sordum.   Hayat yanıt verdi.   "Çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak için

rina

rina

Hayatın içinden.!

Her işin bir çıraklık, kalfalık, bir de ustalık dönemi vardır. İyi usta olacaklar daha kariyerlerinin ilk yıllarında belli olurlar ve başarı için pek çok bedel öderler. Elde edilen başarıda ise sadece kendi renklerini taşırlar…   Sultan bir gün komşu ülkeyi ziyarete gider. Mükemmel ağırlamanın yanı sıra, sultanı etkileyen bir başka şey daha olmuştur. Komşu ülkenin sultanının sarayının duvarları öyle bir tuğladan yapılmıştır ki, alır götürür bizim sultanı başka bir dünyaya. Öyle bir renktir

rina

rina

HAYATIM BEN....HAYAT.....

Karanlığın içinde kendimi gördüm.....   Herkesin gördüğü kadar.....   Ama bir farkım var.....   Karanlığın içinden çıkan ışığım ben....   Işık .......   Zenginliğide bilirim....Fakirliğide.....   Tepeye çıkmanın nasıl birşey olduğunu......   Tepeden düşmenin nasıl bir duygu olduğunu da.....   Aşksız yaşamanın ne olduğunu.....   Doya doya aşkı yaşamanın ne demek olduğunu da.....   Sevgiyide gördüm...   En acısından ihanetide....   Aldatılan bir kadının nasıl acı çektiğinid

rina

rina

Hayat kayar ellerinizden.!.

hani, bir kitap okumaya başlarsınız...   ilk satırlarda çeker sizi içine...   öyle güzeldir ki anlatım…   tüm gerçeklik bir yana...   o kurgunun içine kapılır gidersiniz...   öyle kapılırsınız ki...   uzaklardan bir el uzanıp   tutar ellerinizden...   alıp götürür…   uzaklara…   kokusu ulaşır size dağların,denizin,çiçeklerin...   bir meltem okşayıp geçer teninizi...   dokunuşları hissedersiniz ya yüreğinizde...   hani, bilseniz de kurgu olduğunu...   o a

rina

rina

HAYAL İŞTE...

HAYAL İŞTE…   Bazen diyorum ki hayat bir yerlerde tıkandığında hayatın da bilgisayardaki gibi bir reset düğmesi olsa ve hayatı resetlesek… Tıkanıklığı, donukluğu ortadan kaldırıp yeniden başlasak…   Bazen güzel bir kesit yakaladığımızda sağ tıklayıp kopyalama işlemini gerçekleştirerek hafızamıza yapıştırsak, varsa hafızamızda kötü anılar onları da silip geri dönüşüm kutusuna yollasak…   Arada bir geri dönüşüm kutusunu boşaltsak… Geri dönüşüm kutusunda silinenlerin nereye gittiğini bilme

rina

rina

HALBUKİ SÖYLENMEMİŞLERDİR İNSANIN CANINI ACITAN...

İçimde bir kiz çocuğu oturtmuşlar İçimde yüreğimin taa şurasina bakin ağlıyor! Susturamıyorum onu! İçimde bir hüzün saklanmış.. Çıkaramıyorum! Kiz çocugu ile öyle özleşmiş ki.. Hüzün o kiz çocuğuna öyle yakışmiş ki, Ayrılamıyorlar sanki...   Duyuyor musunuz..? Hıçkırıklarını..? Nasıl da sessiz ağlıyor duyuyor musunuz..? Duymuyor musunuz? Fakat nasıl olur? Nasıl duymazsın? Baksana hıçkırıklara boğulmuş ağlıyor..?   Göremiyorsan gözlerime bak..! Gözlerimde ki mate

rina

rina

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.