gökyüzü kadar güzeldi gözleri... kahverengiydi ama bana hep gökyüzünü anımsatıyordu.hep sonsuz bir derinliği saklıyordu güzelliğinin arkasında.. bazen içim ürperse de, derin bir nefes alıp, bütün cesaretimi topladıktan sonra kendimi bırakıyordum bu sonsuzluğa. "kendimi hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim" diye geçiriyordum içimden. mutluydum, mutluydum ama ayrıydık. seviyordu beni, biliyordum. seviyordum onu. adımdan emin olduğum kadar emindim onu sevdiğimden... mutluydum ama ayrıydık... aslında
hoşgeldin diyordum hayatım, hayatıma tekrar hoşgeldin diyordum tam. tam da seni yere ve göğe sığdıramıyordum. sense kendini kapkaranlık bir odaya kapattın.... dışarıda kocaman bir güneş var.. bi açsan şu pencereni. dışarıda dört mevsim aşkın baharı var... bi görebilsen bu güzelliği.. ve tam burda,her gece seni sonsuza dek sevmeye yeminler ederek uyuyuyan bir adam var... (aşk-ı kıyamet)