Ben Artık Gidiyorum
Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim...
Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildigim yazmak oldugundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yaziyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama be
Gözlerine Yazılmamış Bir Destan
bu şiirde iki göz var
biri senin; biri onun
Senin o karanlık, küf kokulu
matem gözlerini terkediyorum
biliyorum; saçlarının sarısı
gözlerinin yeşiline karışmış
biliyorum; sana benzemek için
melikeler birbiriyle yarışmış
fosforlu ve derin bakışlarına
çağlar boyu nice destanlar yazılmış
oysa ben görülmedik bir lale yaprağına
gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum
gözlerin değişip kaplasın karanlığı
bütün ufukları sarsı
Ben Sokak Çocuğuyum
şu dört direkli köprünün altında
açmışım gözlerimi
sahipsiz
rüzgar sarmış kundağımı
yağmurla beslenmişim
adımı insanlar koymuş
benden habersiz
benimsemişim
serseri derler, hırsız derler
.... derler, anlamam da
alınmam da
hiç fiyakalı dolaşmadım sokaklarda
marka satmadım
gökyüzü yorganım oldu hep
dirseğim yastık
alışkınım; kara, yağmura, soğuğa
üşümem
sıcak dokunur bana
özlemem, hiç tanımadığım hisleri
istemem varlığını bilmediğim şeyleri
kıska
Bir Güzel Uzun Şiir
Beni sen akşamcı ettin
Hayal sevgilim
Elde kadeh
Dilde sen
Her akşam bu sofrada bir rüzgardır esen
Yıldızlara isimler verdim kendimce
Biri hayal
Biri gurbet
Biri hasret
Biri hep o güzel memlekettir memleket
Sokaklarında büyüdüğüm seninle
Buluştuğum gözlerinle
O güzel memleket bir yıldıza adını verdi
Akşamları göğe kaldır başını seyret
Belki geçmişin ışıkları henüz sönmemiştir
Belki resimler kaybolmamıştır
Belki isimler unutulmamıştır
Adına Dilimin Dönmediği Bir Kokuyu Bırakıp Gittin
Adına dilimin dönmediği bir kokuyu bırakıp gittin
Yüreğimin duvarlarına
Astığım görünmez bir resimdin oysa
Ancak bir efkar masasında gösterdiğim
Gel diyeceğim
Cesaretim yok yeniden seni yaşamaya
Hasretin yaşamak gibi canlı
Ve heyecanlı maceraların ümidiyle
Gözlerin gibi değişiyor düşüncelerim
Karşılığı az olan bir sevmeydi benimki
Yalnızca varlığının verdiği bir aydınlık duyguydu
Yağmur yağdığında kirpiklerinin ı
Acı Şiir
Bir yerleriniz yaralanmıştır mutlaka, ya düşmüşünüzdür çocukken, ya da incinmişinizdir aşıkken
Kapanmaz sandığınız ne yaralar kapanmıştır
Durmaz sandığınız ne kanlar pıhtılaşmıştır kabuk bağlayıp
Hani efkar bir sis gibi çöktüğünde başınıza
Bir yüz ararsınız
Tüm yüzlerle yerdeğiştiren gözlerinizde
Yaranızı kanatan
Hep ağrıyan yerinize değmek istercesine
Mazoist bir duygu çöreklenir beyninize
İşte o zaman
Yalnızlığın atlıları
Boşanıp dizginlerinden
Kar
Zamanın gözbebeklerinden yuvarlanıp seni "sana" yazdım dün gece. Oysa yarın erken kalkacaktım. Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla. Sütten yeni kesilmiş dağ ceylanlarını sabah ezanında uyandıracaktım. Uyumalıydım aslında. Kirpiklerim, uykuya hazırdı oysa. Ama ben seni düşündüm yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerde. Uykusuzluğumu taş dibeklerde dövüp ben seni " sana " yazdım dün gece. Yüreğimi kalem bilip sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koyn
Sana uzaktan bakıyorum. Sana bakmak inanılmaz mutlu ediyor beni. Sen gidince aklım da senin peşinden sürüklenip gidiyor, yüreğim de.. Yanında biri mi var, ona bir şey mi söylüyorsun, onunla gülüyor musun.. içim yanıyor. Ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. Senin baktığın her yer artık güzel, senin konuştuğun her insan, özel oluyor.
Sen evine şu yollardan gidiyorsun. Ardından yürüyorum. Beni fark etmiyorsun. Önünden geçtiğin evlere, gölgesinde yürüdüğün ağaçlara, her
Şeyh Galib meşhur mesnevisinde 'Hüsn'ü bulmak için yollara düşen 'Aşk'ı mumdan bir gemiye bindirerek ateş denizinden geçirir.
"Mumdan bir gemiyle ateş denizini geçmek de ne ola ki?" diye yormayın zihninizi. Bu akılla kavranabilir bir keyfiyet değildir. Ve bu öyle bir manzaradır ki aklı gözünde olanlarda temaşa zevki dahi uyandırmaz.
Bu tür muammaların hakkından ancak gönül gelir. Öyle ya ateşi gülşene çevirmek için İbrahim İbrahim olmak içinse kainatı gönlün sorgusundan geçirmek gerek. İ
Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa
ben koca bir hayat sığdırdım...
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı...
Hayat bana en acımasız yüzünü
sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi...
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
hayata başladığım yerde,
kalbindeyim...
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığın yerde ne olduğunu biliyorum...
Bir tek seni sevdiğim doğruydu.Sen beni dışladığından beri beni se
Gözyaşı Üzerine
Bir damla gözyaşına sığar
Anlatmak istediklerinin tümü
Bir damla gözyaşı
İçinde taşır
Mutluluğu
Hüznü
Hayat bu kadar basit ve güzel
Bu kadar anlamlı
Ve bir o kadar da içinden çıkılmaz çelişkiler yumağı
Nasıl anlatabilirsin ki bir damla gözyaşının söylediklerini
Bir cümle içinde
Bir damla gözyaşı
Güneş vurduğunda gökkuşağı
Bir damla gözyaşı
Gülümserken çiçek bahçesi
Bir damla gözyaşı
Gizler mi yürekteki ateşi
Seni canımla taşıyorum
Billur bir yürek i
Bir Mezar Taşı Var Başucunda
Doğuştan kalbi delikti Yıldız’ın
Annesinin gözleri önünde günde güne eriyordu
Ana yüreği kaldıramıyordu bunu
İyileşmesi için dua ediyordu Rabbine
Bir umut ışığı doğmuştu ameliyat olacaktı
İyileşip annesinin kollarına koşacaktı
Daha bir umutlu olacaktı yarınlar
Annesi okuyacağı okulları bile şimdiden düşünmüştü
İyi bir gelecek annesine yakışan bir kız olacaktı Yıldız
Olmadı.. Olamadı..
Hayallerin, düşlerin, umutların üstünü kara toprak kapattı
Yıldız am
Bir Sakar Aşığım İşte
bir resimdin yalnızca
bir tatlı hayaldin
biliyordum
hiç değmeyecekti
ellerim ellerine
bakmayacaktım
gözlerinin delisine
böyle
diliyordum...
ne bulmak umudu vardı derinde
ne kaybetmek korkusu
bir resimdin sadece
benimdin
ama sen
sen var ya sen
çıktın geldin
resimden...
sen bir yalan aşık
sen hayalim
düşüverdin elimden...
ve ben bir sakar aşık.
bir resmin bile
tutamadım elinden....
Reşide Sarıkavak
MÜSLÜMANLIK NERDE BİZDEN GEÇMİŞ İNSANLIK BİLE...
Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile...
Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile!
Kaç hakikî Müslüman gördümse: Hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!
İstemem dursun o pâyansız mefâhir bir yana...
Gösterin ecdâda az çok benzeyen bir kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yâdigâr!
Çok değil ancak! Necip evlâda lâyık tek şiâr.
Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insâf
bugüne kadar izlediğim diziler içinde en sevdiğim dizidir...kadirle gülbeyaz'ın birbirlerini sevmeleri ama bunu kendilerine bile itiraf edememeleri,iki aile arasındaki düşmanlığın aşklarına gölge düşürmesi ve en sonunda aşkın galip gelmesi...herşeyiyle çok güzel bir diziydi...burdada sevdiğim sahneleri sizinle paylaşıyorum...
kadir ve gülbeyazın gizlice buluşması ardından rahmetli kazım koyuncunun şarkısı..
PVIcqbgWK5g
kadir'in gülbeyaza aşkını itiraf ettiği kısım
cmJylLbV1mc
Sevgilim..
yetimim benim,
aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken..
kapılar kapalı, dünya buzlu can
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan..
ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı..
kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların..
Sevgilim,
y
Kadınım...
Sevdamsın kara gözlüm
Aşkımsın huzur saçlım
Hüzün tenli canım
Mürdüm dudaklım
Sen benim için çölde bir kaynak,
Kutuplarda bir barınak,
İnceliğin,zarafetin bir sığınak
Mutluluktan içtiğim bir bardak şarap
Beyazın kendini siyah göreceği,
O bembeyaz kardan elbiseni,
Meleklerin kendini şeytan göreceği,
O kristal yüreğini
Al gel bana.
Asaletin, hanımefendiliğin,
Daha ne isterim?
İşte sevdiğim, işte kadınım! ...
İbrahim Ethem Bingül
-
Acılar Denizi
Ben acılar denizinde boğulmuşum
işitmem vapur düdüklerini , martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık , bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
Bu karan
Kim Olduğunu Bilmediğim Birine...
Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana
Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitaplarıma, ellerime...
Öyle çok öpüşürdük ki,
Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi...
Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine,
Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım
Kim olduğunu bilmediğim birine...
Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı...
Karşımda o...
Yine hüzünlü, yine yenik...
Ama eşitiz artık,
Damarlarımızda karşı
Seni Sana Terk Ediyorum
geceler telaşla koşuyordu gölgeme
bir gece kuşu daha uçuyordu avuçlarından
yırtıyordu gecenin karanlığını baykuş sesleri
arz inliyordu yıldızların aksine
en sade suretini koyup çıkınıma /sırtıma atıp
seni sana terk ediyorum...
bozkırın koynunda deli dolu at süren ben
dökülen eylüllere soktum gökyüzünün maviliğini
ayın dolmuş haliydi son durağım
içimdeki trenler çoktan devrildi, vagonlar darmadağın
çatlamış dudağımı şiirlerle ıslatıp
seni s
Senin İçin Olmak İstediklerim
Tünelin sonundaki ışık
Karaya çıkabileceğin bir ada
Çölün ortasındaki serap
Hayatın susuzluğuna karşı
Yaşayan bir su kaynağı
Gölgesinde gücünü topladığın
Haşmetli bir ağaç
Kararmış günlerinde, parlak güneşin
Karanlık yolunda, ışıldayan yıldızın
Yalnızlığı aradığın anlarda
Dağlardaki sığınağın
Hayatın gürültüsünden kaçtığında
Sessizliğin
Anlatmak istediğinde, kulak
Sustuğunda ise, sakinlik
Kaybolduğuna inandığında
Seni saran kollar
Güven
Bende Olmasaydın
Unuturdum aşkı, takvim bilmezdim,
Anınla gözüme, yaşlar dolmasa.
Yerlere serer de, seni övmezdim,
Goncalı gönlümde, özün olmasa.
Başka yar mı yok der, seni atardım,
Bahçeme ektiğin, gülü satardım,
Cefanı yanına, kolay katardım,
Küllü ocağımda, közün olmasa.
Urganı asardım yorgun boynuma,
Gözümü kapardım, o son uykuma,
Cismin doğmasaydı düşlü ufkuma,
Hayalimde her an, yüzün olmasa.
Günahla vuslatı, bulursun sanma,
Baharın da kışı vardır, hiç kanma,