Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ERBAY

  • başlık
    88
  • yorum
    19
  • görüntü
    113.357

Bu blog hakkında

Ne zaman bir sevda takılsa aklıma,Seni düşünürken suçüstü yakalanırım...

Bu blogdaki başlıklar

YAKIVER GİTSİN....

Yakıver Gitsin!     Sevdiğim sevgimden bıktıysan eğer Öfkeni üstüme döküver gitsin! Senin öfken bile dünyalar değer Şu gönül tarlama ekiver gitsin!   Nasipsiz doğmuşum sevgiden yana İmrenerek baktım mutlu insana Ölümüm mutluluk verirse sana Bak, boynumda sicim, çekiver gitsin!   Hayatım senindir, ye-iç güzelim Sensiz geçen ömrüm bir “hiç” güzelim Gözün çivi, sözün çekiç güzelim Beni çarmıhına çakıver gitsin!   Yıllar yılı mutluluğu aradım Bulamadım, için-için ağladım Diyorsan

ERBAY

ERBAY

sunay akın köşesi...

Beceriksiz   Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim ne de iyileştirebildim bir yaramı ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna   Şair diyorlar benim için bilmiyorum oysa her şiire konmalı mı uyak her yere nedense konamıyor tayyare hay dilimi arı türkçe soksun; uçak   Kaptan olmak isterdim aynanın karşısında eski bir sinema yıldızı gibi ağlayan İstanbul hatlarında bir fırça hafifliğiyle gidip gelen vapurlara   Eskimo b

ERBAY

ERBAY

SÖZ OLSUN...

yitirdiğim bir şey var sende arıyorum yüreğim madenci feneri yol uçurum yaklaşma diyorsan peki umudum bir daha kimseden sormayacağım seni söz olsun...   akrep tutmuş gibi kirpiklerinin ucundan beni görünce üşüyorsun, tamam uğramam bir daha kamçılasa da kan sana kör bakacağım görmeyeceğim seni söz olsun...   dağlara doğru uçan kuşlarla tüm sırları çözülmüş nemli düşlerle öfke çiçekleri getiren kışlarla korkma, yokuşlarda yormayacağım seni söz olsun...   kurtlar gibi ulusa da gön

ERBAY

ERBAY

SONSUZLUĞUMSUN

Sonsuzluğumsun   Tomurcuklanan düşlerim. Beni sana götürüyor, Hayatın kokusunu, Kendimden şaşırmışlığımla, İçime çekiyorum. Ve içindekileri dışına çıkarıyorum. Kollarının sıcaklığına bürünerek, Aşkını düşüncelerimle, Kanarak içiyorum. Zaman ve mekan, İçimdeki huzurla birleşiyor.   Bana geleceğin yolu, Kırmızı güllerle süsledim. Ağaçların dallarına, güneş ışınlarını astım. Geceden kalan ayın parlaklığını, Saçlarıma serperek beklemelere sarıldım.   Sana doğru i

ERBAY

ERBAY

SEVMEK...

Sevmek   Seni sevmek bir gölün tortusunda kurbağa yavrusu gibi yok olmaksa.   Ben bu ezikliği bir sabah Nemrutun kızıl dağında hissettim. Ve senin olmadığının bir cümle kurgusunda hep gizli öznede kendimi mahvettim.   Seni sevmek bir Ankara sabahında vakitli vakitsiz vurulmaksa.   Ben bu duyguyu kızgın asfaltlarda zakkum çiçekleri yetiştirdiğim zaman hissettim. Ve bir dersim ateşinde yanarak külümü ateşböceklerine yedirttim.   Seni sevmek bir volkanın sevdiği için kendi kendini yakma

ERBAY

ERBAY

sevgilim yetimim...

Sevgilim.. yetimim benim, aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken..   kapılar kapalı, dünya buzlu can uyuşmuş gözlerimin önünde hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan..   ikimizin yerine dinliyorum sevdiğin şarkıları siyah tişörtünü giyiyorum yatarken gömleklerini, kazaklarını, kokunu senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken gün boyu elimde kahve fincanı..   kapıyı açmıyorum telefonlara çıkmıyorum başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların..   Sevgilim, y

ERBAY

ERBAY

SENSİZLİK...

En acı yalnızlık, senin verdiğin yalnızlık oluyor.sen yokken birşey düğümleniyor boğazıma,yutkunamıyorum.nefes alamıyorum,sıkışıyor kalbim.bulunduğum yerde yığılıp kalacakmışım ve birdaha hiç kalkamayacakmışım gibi geliyor bana.     Oysa senden öncede yalnız kaldı bu yürek.gidenlerin bıraktığı tortuyu taşımayı bildi.bir tek sen böyle çaresiz bırakıyorsun beni.bir tek sen yokluğunla beni ölüme taşıyorsun.     Ama elini uzattığında değişiyor herşey. Yokluğunun dilimde bıraktığı o acı tat,

ERBAY

ERBAY

SENİNLE YAŞLANMAK İSTİYORUM...

Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.       Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.       Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günleri

ERBAY

ERBAY

senin için....

Senin İçin Olmak İstediklerim   Tünelin sonundaki ışık Karaya çıkabileceğin bir ada Çölün ortasındaki serap Hayatın susuzluğuna karşı Yaşayan bir su kaynağı   Gölgesinde gücünü topladığın Haşmetli bir ağaç Kararmış günlerinde, parlak güneşin Karanlık yolunda, ışıldayan yıldızın   Yalnızlığı aradığın anlarda Dağlardaki sığınağın Hayatın gürültüsünden kaçtığında Sessizliğin   Anlatmak istediğinde, kulak Sustuğunda ise, sakinlik Kaybolduğuna inandığında Seni saran kollar Güven

ERBAY

ERBAY

SENİ SANA YAZDIM...

Zamanın gözbebeklerinden yuvarlanıp seni "sana" yazdım dün gece. Oysa yarın erken kalkacaktım. Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla. Sütten yeni kesilmiş dağ ceylanlarını sabah ezanında uyandıracaktım. Uyumalıydım aslında. Kirpiklerim, uykuya hazırdı oysa. Ama ben seni düşündüm yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerde. Uykusuzluğumu taş dibeklerde dövüp ben seni " sana " yazdım dün gece. Yüreğimi kalem bilip sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koyn

ERBAY

ERBAY

Seni sana terk ediyorum....

Seni Sana Terk Ediyorum     geceler telaşla koşuyordu gölgeme bir gece kuşu daha uçuyordu avuçlarından yırtıyordu gecenin karanlığını baykuş sesleri arz inliyordu yıldızların aksine en sade suretini koyup çıkınıma /sırtıma atıp seni sana terk ediyorum...   bozkırın koynunda deli dolu at süren ben dökülen eylüllere soktum gökyüzünün maviliğini ayın dolmuş haliydi son durağım içimdeki trenler çoktan devrildi, vagonlar darmadağın çatlamış dudağımı şiirlerle ıslatıp seni s

ERBAY

ERBAY

onyedinci mektup

Soruyorum,susuyorsun.Ben sukutun bu kadar anlamlı olduğunu bilmezdim.Bütün sorularımın cevabını bir bakışla veriyorsun,kah bir gülüşle.Zaman zaman gözlerinin içinde eriyip kaybolduğumu hissediyorum.Yanımda olmadığın günler,geleceğin güne hazırlıyor beni.Yokluğuna böyle dayanabiliyorum.Karanlıklar içinde her dakika gözlerinin aydınlık bakışlarıyla doluyor içim.Aradığım her şey orada.Cevapsız kalmış bütün soruları gün ışığına çıkarıyor gözlerin. Bekliyorum,geliyorsun.İşte diyorum yaşamak bu.Sevme

ERBAY

ERBAY

Nostalji...

Nostalji   yürekleri dağlayan keşke hasret olsa, eski dostlara atılan bir gönül köprüsü, taşlanmış yüreğinde memleket kokusu, avuçlarının içinde unutulmuş yıllara meydan okuyan toprak kırıntısı olsa hasretini gideren!   her taşın altından çocukluğun çıksa, her sokakta anılar uyansa, ağaçların gölgesinde kırılmış aynalar, yollarını kapatsa, memleketi hatırlatsa! göbek bağı kesilmiş işte bu topraklarda, bir gurbet, bir de memleket bildiğin yıllarca.   bir gün yok olur ayakl

ERBAY

ERBAY

MÜSLÜMANLIK NERDE BİZDEN GEÇMİŞ İNSANLIK BİLE...

MÜSLÜMANLIK NERDE BİZDEN GEÇMİŞ İNSANLIK BİLE...   Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile... Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile! Kaç hakikî Müslüman gördümse: Hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir! İstemem dursun o pâyansız mefâhir bir yana... Gösterin ecdâda az çok benzeyen bir kan bana! İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yâdigâr! Çok değil ancak! Necip evlâda lâyık tek şiâr. Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insâf

ERBAY

ERBAY

Mumdan bir gemiyle ateş denizini geçmek

Şeyh Galib meşhur mesnevisinde 'Hüsn'ü bulmak için yollara düşen 'Aşk'ı mumdan bir gemiye bindirerek ateş denizinden geçirir.   "Mumdan bir gemiyle ateş denizini geçmek de ne ola ki?" diye yormayın zihninizi. Bu akılla kavranabilir bir keyfiyet değildir. Ve bu öyle bir manzaradır ki aklı gözünde olanlarda temaşa zevki dahi uyandırmaz.   Bu tür muammaların hakkından ancak gönül gelir. Öyle ya ateşi gülşene çevirmek için İbrahim İbrahim olmak içinse kainatı gönlün sorgusundan geçirmek gerek. İ

ERBAY

ERBAY

MERDİVEN...

Merdiven bir kurtarıcıdır her şeyden önce. Öyle olmasaydı, üstlerinde merdiven taşıyan kırmızı renkli arabalara, trafikte geçiş önceliği tanınır mıydı? Harfler ile çıkarız sözcüklerin katına. Oradan da tümcelere… Bu yüzdendir ki, bir merdiven görünümündedir, “Harf” sözcüğünün ilk harfi. Bir oyun alanıdır merdiven. Efendim, basamakları geniş olanlar için bu düşüncemin doğru olduğunu mu söylüyorsunuz!?. Ama ben, basamaktan değil, tırabzandan söz

ERBAY

ERBAY

MEKTUP...

Mektup     Bu gün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı? Üzerini diyerek imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum. Bana en yakın olduğun resimdi... Karşında ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım, bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül o

ERBAY

ERBAY

MAVİ MAVİ SEVDİM SENİ

MAVİ MAVİ SEVDİM SENİ   Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben kalbim şimdi bir sokak çocuğu kelebekleri göç etti gönlümün ıssızlaştı hayat sanki sanki sabahı eksik şiirlerimin sanki gecesi hep kanayan bir yara ve sanki artık hep kanayacak ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim çare yok ağlayacak   Bir tek şeyi unutma seni sevdim ben kapıları kendime ben açamadım ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni ter içinde takvimler istasyon öksüzlüğünde gözyaşım düşünüyorum da sen

ERBAY

ERBAY

Kim Olduğunu Bilmediğim Birine...

Kim Olduğunu Bilmediğim Birine...       Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitaplarıma, ellerime... Öyle çok öpüşürdük ki, Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi... Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine, Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım Kim olduğunu bilmediğim birine... Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı... Karşımda o... Yine hüzünlü, yine yenik... Ama eşitiz artık, Damarlarımızda karşı

ERBAY

ERBAY

Karşılıksız Aşklara...

Sana uzaktan bakıyorum. Sana bakmak inanılmaz mutlu ediyor beni. Sen gidince aklım da senin peşinden sürüklenip gidiyor, yüreğim de.. Yanında biri mi var, ona bir şey mi söylüyorsun, onunla gülüyor musun.. içim yanıyor. Ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. Senin baktığın her yer artık güzel, senin konuştuğun her insan, özel oluyor.   Sen evine şu yollardan gidiyorsun. Ardından yürüyorum. Beni fark etmiyorsun. Önünden geçtiğin evlere, gölgesinde yürüdüğün ağaçlara, her

ERBAY

ERBAY

KAN TUTAR

Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim Alda bir bûseyle öldür haydi cânânım benim   Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim   Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim   Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim   Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim   Kantutar sen her bakışta kasteders

ERBAY

ERBAY

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.