Zıplanacak içerik
Blog gönderen: Gece Yağmuru - Şurada: Genel
  • Başlık

    228
  • Yorum

    118
  • Görüntü

    264.487

Bu blog hakkında

Vur Şanlı Silahınla Gönül Mülküm Düzelsin...

Bu blogdaki başlıklar

Şimdi git Say ki seninle içinden sevda geçen bir türkü söylemedik Say ki gece mektuplarının en güzel aşk şiirlerini Beraber ezberlemedik Say ki sevda trenini kaçırdığım durakta bir süre beraber Bekledik   Sen git Ben gelemem bu yürekle Ya da kal Eylül yağmurlarını bekle   Seni yağmurdan sonra sevicem Saçlarıma ak düşmemiş halimle Sen yaşlardayken 18'inde, 20'nde Seni yağmurdan sonra sevicem Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle Seni yağmurdan sonr
Ben geldim geleli açmadı gökler Ya ben bulutları anlamıyorum Ya bulutlar benden bir şey bekler Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum Ben geldim geleli açmadı gökler   Bir yağmur bilirim bir de kaldırım Biri damla damla alnıma düşer Diğerinde durup göğe bakarım Ne şehir ne deniz kokan gemiler Bir yağmur bilirim bir de kaldırım   Nedense aldanmış bir gece annem Bir kadın gömleği giydirmiş bana İşte vuramadı gökler bana gem Dinmedi içimde kopan fırtına Nedense aldanmış ilk gece annem
Güneş salına salına gelmiş pencereme, Tatlı bir tebessümle uyandırıyor beni, Bilmiyorki gözüme hiç uyku girmeyen geceden Ne çok kelamım var … Yalnız geçen geceler bitmek bilmiyor , Bir de üstüne hatıralar beni boğuyur ya İşte o zaman geceye inat kapamıyorum gözlerimi Sırf sana inat geceye yenilmiyorum.. Kalkıp bir sigara yakıyorum salonun ortasında Derin bir nefes çekiyorum gecenin karanlığında Sigaranın ateşi gözlerini andırıyor Işıl ışıl yanıyor.. İşte sırf buna inat söndürüyorum
Bilmeliydim bir sabah çekip gidecegini bilmeliydim Ve sen daha kirmadan bu aşkin kalemini Ben herşeye eyvallah deyip Cekip gitmeliydim bu şehirden   Ben yakilacak adamim bu şehirde Sana böyle yandigim için Ben asilacak adamin bu şehirde Seni böyle sevdigim için   Oysa neleri ögretti hayat bana Sirtimdan vurulmayi Gülerken aglamayi Aç susuz yasamayi Daha neleri ögretti hayat bana Bir sana yalvarmayi ögrenemedim Birde seni unutmayi   Ben yakilacak adamim bu şehirde Sana böyle ya
İmkansızlıklara bağlanmış sana giden tüm yollar. Adını anmak bile suç, bilinip cezalara vurulmuş yüreğim. Sensizilik çekilmez , sensizlik yaşatmaz beni. Oysa senden uzakta, teninden kokundan uzakta yaşamak,kadere yazılmış bir kere. Sebebsizliklerle ayrılsada yollarımız ,sebeb bilimişiz en adi şuçları bu aşkta. Bağlanmaktan korkmuş, tutsaklıktan alıkoyamamışız kendimizi. Gözlerimiz kaçıyor şimdileri birbirlerinden oysa bir kez doyasıya bakamamışım hasret kaldığım gözlerine. Bir kez hissedeme
Ne güzel şey seni seviyorum demek Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel... Her baharda, gece gündüz, her saniye SENİ SEVİYORUM SENİ SEVİYORUM SEVİYORUM SENİ Diyebilmek ne güzel..   Çünküsü yok, nedeni yok sevmenin Zamanı hiç yok, Dakikalar zaman üstü... Utangaç bir gecenin kucağında Yağmurlar vuruyor pencereme, Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında Aşkın ayak seslerini duyuyorum yüreğimde Ve hasretini içimde, SENİ SEVİYORUM   Sesini duymak istiyor
Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince Rüzgarlar esmiyor mu serince Bir sigara yakıyorum efkarlanarak Çıkıp karşıma sen geliyorsun Saçların ıslanmış oluyor “Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden Ellerim boşlukta kalıyor.   Bir gün çıkıp gideceksin Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak Cadde cadde,sokak sokak Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.
Diyor ; İclal Aydın kitabındaki bir paragrafta....Bu cümleyi tekrar tekrar kaç kez okudum bilmiyorum...Ne kadar da doğru bir cümle dedim kendime ..Keza bilmediğimiz yada başımıza gelmeyen bir cümle değildi...Ama her zaman dışardan duyduğumuz sesler sanki beynimizde ilk defa bir dalgalanma yapıyormuş gibi tepki veririz..’’Ne kadar da haklı ‘’ yada ‘’ Ne kadar doğru söyledin’’ ... Bunun gibi bir çok sıralı cümleler aklımızdan gelir geçer...Oysa ki biz zaten birebir bunu yaşamakta ve olumsuz şekild
Bu kaçıncı artık bende bilmiyorum Her defasında ardıma dönüp bakmayacağım, Hatırlamayacağım diyerek verdiğim kaçıncı sözler... Yıprandım artık.. Bunun sende farkındasın biliyorum, Biliyorsunda birgün olsun dile getirmiyorsun... O birgünlerin umudu ile yaşamaktan Çok yoruldum artık... Birgün ya umudumu yada kendimi kaybedeceğim, Kendimi kaybettim kaybetmesinede, Ya umudum... İşte o zaman yaşamanın bir anlamı kalmaz... Sensizlik bir nefes kadar yakın Bu canımı çok acıtıyor.. Sensizl
Döndüğüm de bahar yağmurları yağacak içini ısıtacak, Ilık bir rüzgar esecek alıp seni gidecek , Bekleyen bir sen bir de ben olacak, Alıp başını bu diyardan gideceksin demiştim... Sevda çiçeklerimi getirdim sana gelirken Başına taç yapayım da şahlan diye severken Bir türkü seçtim dönerken Dilinden dua gibi söylerken Döneceğimi söylemiştim sana Sevgilim... Bekelenen gün yakınsa varılacak yol da kutsaldır Sığdır bakalım şimdi bu sevgimi nereye sığdırırsan sığdır Taşacak bir ırmak gibi d
9 ' uncu yüzyılda dünya üzerinde hiç kimse onlardan daha cesur; daha sadık ve daha kalabalık değildi...Türkler gerçekten çetin insanlardı..Atlarını bedenlerinin bir parçası gibi kullanıyorlardı..Türkler, dinin dünya işlerinden uzaklaşma olduğuna sahip değillerdi... Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün toprakları elden çıktığında yalnız Türkiye'de yaşayan zeki,sert ve dayanaklı ırka mensup Türkler, dünyaya vatanseverlik dersi vererek, 20 ' inci yüzyılın ortasında bağımsız bir ülke olarak ort
Akşam erken iner mahpusaneye. Ejderha olsan kar etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun. Kar etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete.   Akşam erken iner mahpusaneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe. Karşıda, duvar dibinde, Üç dal gece sefası, Üç kök hercai menekşe...   Aynı korkunç sevdadadır Gökte bulut, dalda kaysı. Başlar koymağa hapislik. Karanlık can sıkıntısı... Bense volta'dayım ranza dibinde
Akşam olunca bir hüzün çöker gözlerime, Yağmurlu bir günde gittiğin gelir aklıma, Veda bile etmeden sessizce.. Akşam olunca bir ihanet türküsü başlar, Ardına bile bakmadan gittiğin o günün türküsüdür, Rüzgarın ıslığı eşlik eder namelerine, Ellerim değmez olur ellerinin değdiği yere... Akşam olunca bir ürperti sarar içimi, Boş odalar buz kesilir yokluğuna inat, Derin bir haykırıştır sensizliğe , Gökyüzünü aydınlatan şimşekler... Bir yıldırım düşer yüreğimin tam ortasına, Akşam olunca
Kavuşursak biteriz biz Biz mutlu sonlar katiliyiz Kavuşursak biteriz biz Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz   Herkesin bildiği bir aşk Herkesin attığı bir imza Herkes gibi değiliz biz Belki biraz serseri, belki biraz deliyiz Ama kavuşursak biteriz biz   Bir kor var içimizde yanan Onu küllendiremeyiz Görüşemeyiz, konuşamayız, şevişemeyiz Bir aşk var bizi biz yapan Kavuşarsak biteriz biz   İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz Dokunsak kanar ellerimiz Hiçkimseye söylemez Gizli gi
Bir fısıltı kopmuş yüreğimden Savaşlar vermiş,deli dalgalarla çarpışmış Sessiz geceler ağlamış Bir fısıltı kopmuş yüreğimden Adını bilmediği serseri bir kurşun vurmuş Can evini yaralamış Ağlayan gözlerle uzaklara dalmış Bir fısıltı kopmuş yüreğimden Dağlara ferman yazdırmış Akan suaya suretini çizmiş Ne bir duyan ne de bir gören olmuş Bir fısıltı kopmuş yüreğimden Ne depremler görmüş tamiri olmamış Heyelanlara kapılıp delice savrulmuş İnce bir çizginin üstünde kalmış Kimse bir el

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.