Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.
Blog gönderen: harmony - Şurada: Genel
  • Başlık

    75
  • Yorum

    4
  • Görüntü

    61.372

Bu blog hakkında

Umutlar..

Bu blogdaki başlıklar

Onlarsa daha çok arayacaklardı. Bu huzursuzluk, güvensizlik ondandı. Herkes ayaklarını yere basabildiği ölçüde mutlu olabilirdi anneme göre. Geleceğin bu denli belirsiz oluşu da, ayakları o sağlam yerden uzakta koyardı. Önündeki yemeğe hışımla uzanıp herkesten çok yeme çabasında bir koca gövde. Büyük ağabeyim. Canlı, atak. Cesur yüreği kavgadan uzak koymazdı onu. Güçlü kolları taşı iyi yontardı ama ona güzelliğini verecek sabır yoktu yüreğinde. Bir gün geldi, asker olacağını söyledi. Orduya ka
USTA'NIN HİKAYESİ...   Kulaklarımda keskinin taşa vuruş sesleri. Yüzlerce keskinin yüzlerce taşı işleyişinin sesleriyle her günkü gibi bir gün. Ustalarım harıl harıl ortalığı toza buluyorlar. Bir gün o toz kalkacak ve tanrıların lütfuyla onlara armağan olacak olan benim ellerimin çizdiği kutsal yapı çıkacak ortaya. Ben bu cesareti nereden buldum ? Kutsal olana kutsal armağanlar sunma cesaretini; yaratma cesaretini... Kızgın güneşin altında, toz bulutları arasında birbirleri üzerine eğilmiş
KUDS...   Kuds; birleşim noktası. Başlangıcı ve bitişi dünyanın. Kutsal olanın dünyaya sunulduğu, kutsal olanın bekçilerinden gizlendiği nokta. Bu kristal, dünyanın bereketli toprağı üzerinde durur, geldiği yerde... İşlenmemiştir, Belkıs'ın göğsünü süsleyen elmas gibi. İşlenmesine gerek yoktur. Işığı içindedir onun. Gücü, dünyanın gücüdür. Üzerinde, onu hazırlayıp oraya diken ellerin sadakatini, sevgisini taşır ona bakana. Aslında kararmamıştır. Yalnızca bakan gözlerin sadakatsizliğinden
BELKIS'IN MEZAR ODASI...   Siyah parlak bir taştan bütün mezar. Obsidiyen; ayna-taş. Öyle siyah ve öyle parlaktır ki; Belkıs'ın güzelliği sonsuza dek yansıyacak buradan ışık olup yeryüzüne. Mezarın üzerinde Belkıs'ın kutsal vücudunun kabartması var. Kutsal, çünkü o varlığın en güzel simgesiydi. Kendini öyle yarattı. Burada ondan başka hiç süs yok. Odanın hemen dışında, yukarı çıkan merdivenler var. Aynı taştan. Her birinin basamağında yaşamın, maddenin simgeleri kazınmış. Üzerlerine basmad
YAŞAMIN İLK ŞARKISI...   Süleyman dedi ki Usta'ya: “Buraya yaşamı işledin sen, her işarete. Burada her canlının yaşamı ve ölümü, varoluşu ve yokoluşu var. Ondan da ötede; burada varlık ve yokluk var. Kutup var. Kutupsuzluk var. Şimdi sana bunları anlatacağım, sen de işleyeceksin taşlara; sonsuza dek orada kalabileceklermiş gibi. Ve ben diyorum ki sen, ey ustam, bitirdiğinde, nasıl şimdi sen benim önümde eğiliyorsan öyle eğileceğim önünde. Çünkü benim sana anlatıp yaşayamadıklarımı sen anl
Zamanla zamansızlığın birleşimidir Süleyman Tapınağı. Yerin, denizlerin ve göklerin birleştiği noktadır. Her şeyin birleşip göğe yükseldiği noktadır. Yerlerle göklerin ayrı olmadığının bu dünya üzerinde bile yaşandığı noktadır. Güneşin yüzlerinden biridir Süleyman. Belkıs, ayın yüzlerinden biri. Güneş, Süleyman'ın bir yüzüdür, Ay , Belkıs'ın bir yüzü. Güneşle Ayın tapınağıdır Süleyman Tapınağı. Güneşle Ayın birbirine kavuştuğu ancak yine de hep ayrı kalacaklarını bildikleri o noktadır. Usta,
Gözlerimi kapamış oturuyorum halımın üzerinde. Taşı işleyen keski seslerini dinliyorum. Diyorum ki ustalara; vücut, insan vücudu kutsaldır. Kutsal şeyleri barındırır. Bu yüzden kutsaldır tapınaklar. Kutsal şeyler barındırırlar ve insan vücudunu yinelerler. Şeklini ya da oranlarını. Vücudun kalbi sarmaladığı, ruhun zırhı olduğu gibi. Ve kutsal yerlere ancak onu bilen ulaşabilir. Kalbin sesini bilen, o sesi dinleyen ulaşır. Duymak için kalbin yanında olmak gerekmez. Yapı, o sesi dışarıya en m
Her dönüşün bir bedeli varmış Atılan her kahkahanın anlamı Ve kalbe akan gözyaşının Ölümüm Her dönüşün Bedeliymiş hiçlik Hep bir adım öndeymiş sonsuzluk Düş kaplıymış ayak izlerim   Sevdanın adıymış gülüşün Altın yaprakmış saçlarını süsleyen Dünyaymış yaşam Ve her ışık sorarmış Yeniden , Yeniden... Neredeyim Ben! Ben neredeyim? Hangi anındayım boşluğun.   Hangi bakışta Hangi dokunuşta Gizli Ben?! Sevdanın adıymış Gülüşün anlarda saklı Suyun bir damlası doldurunca okyanu
  • harmony
1. "Keşke" sözcüğü yerine "bir dahaki sefere" demeyi dene!     2. "Özür dilerim" derken karşındakinin gözünün içine bak.   3. "Seni seviyorum" derken inanarak söyle.   4. Allaha güven - ama arabanı kilitle.   5. Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.   6. Anne ve babanın kahkahalarını banda kaydet!     7. Anneni say, sev, ara.   8. Arkadaşlarına borç verirken ihtiyatlı davran, ikisini de kaybedebilirsin!     9. Asla başkalarının hayalleriyle dalga geçme.   10. Asla birilerini
Yaşam, monoton bir şekilde akıyor önümüzde. Bu monotonluk, ya da bizler öyle algılı yoruz, bu akış sürecinin her aşaması'nda, üzerimizde yılgınlık ve karamsarlık yaratıyor. Bu olumsuz hava'nın yanında, diğer insanların tatminsizliği ve doymaz ihtirasları da buna eklendiğinde, hayat iyice içinden çıkılamaz hale geliyor. Oysa, her birimiz aza kanaat etmeyi bilebilsek, kendimizi düşündüğümüz kadar karşımızdakini de düşünebilsek, yaşamımız daha bir kolay olurdu. Ama, kolay kolay iğneyi kendimize b
Aşıklar sadece daha iyiyi umut etmeyi değil, onu yapmak için çaba göstermeyi de öğrenirler. Aşkı sıradan şeylerin tutsağı yapmak, onun tutkusunu almak ve onu sonsuza kadar yitirmek demektir.   Gerçek sevgi, kimin daha kârlı çıkacağını düşünmeden bir insana vermeyi düşünmektir.   Engellere üzerinden aşılacak fırsatlar olarak bakarsak sadece çözüm bulmakla kalmayız, kendimizin genel sorun çözme yeteneklerimizi de artırırız.   Sevgi yetişmek için en verimli toprağı sun
  • harmony
Yüzünü alıyorum elime yaşam budur , Bir gülün akşamı da budur Seninle doğmak yeryüzüne her sabah Ve silinmek seninle. Sen yollara yürürsen , çiçekler de yürür, şaşarım gülüşünün ardından güneş doğmazsa, Bir çocuk kapılari kırıp kırlara koşmazsa, Sen ufuk çizgisinin düşüncesiyle özgür, Gülüşü ışık olup da yüzüme akan düş, Sen uzak kıyıların denizkızı, Sen benim yüreğimde açan gülsün..   Benim sevgim, zaman ve uzaklıkla sınırlı değildir. Zamanı kaldırınca aynı andayız. Uzaklığı ka
Genç bir çift terapistlerine üç yaşındaki kızları'ndan gelen, hayli tuhaf buldukları bir rica üzerine danışıyorlardı. Anne ikinci hamileliğinin sonlarına doğru gelirken, kızı ısrarla yeni gelecek olan erkek ya da kız kardeşi ile konuşmak istiyordu. Küçük kız, normal ve uysal göründüğünden ve evde de bir iç haberleşme sistemi olduğundan, genç çift ve terapistleri yeni bebek gelip, işler düzene oturduğunda küçük kızın isteğini yerine getirmeye karar verdiler. Yeni erkek bebek bir kaç haftalık old
Microsoft şirketinde, temizlikçi olarak işe kabul edilen bir kişiye, şirket yetkilisi, giriş işlemleri için birkaç belge getirmesi gerektiğini söyler. ?Bana e-posta adresinizi veriniz ki? der, ?Ben de size, getirmeniz gereken belgelerin listesini göndereyim.?   Temizlikçi adayı, boynunu büker, ?Benim e-posta adresim yok, efendim? der, ?Çünkü henüz bir bilgisayarım bile yok.? Microsoft yetkilisi bu yanıttan hiç memnun kalmaz, ?Bir e-posta adresiniz olmadığına göre, ben de sizi, yaşayan bir kişi
İnsanlar tekamül etmek için tekrar doğarlar. Ruh bütün evrenlere dağılmış olan Tanrı Kanunlarını, insan bedenini kullanarak araştırır ve öğrenmeye çalışır. Fakat bu bilgi tek bir hayat içerisinde elde edilemez, çünkü bilgi sonsuzdur. Ruhlar, evrenin her yerinde tekrar tekrar doğarlar. Her tekrar doğuşunda biraz daha bilgi ve tecrübe kazanarak yükselirler. Gerileme yoktur, yani insan gene insan olarak doğar; ceza olsun diye bitki ya da hayvan bedeninde doğmaz. Ruh, insan değildir; ruh, bitki ya d
Bir gün üniversitede işletme okuyan bir grup öğrenci, zaman yönetimi uzmanı hocalarından ummadıkları bir ders aldılar. Hocaları, karşısında yarım daire halinde oturan öğrenci grubuna "Evet! şimdi ders zamanı!" diye seslendi ve masanın altından geniş ağızlı büyükçe bir küp çıkardı. Küpün içine, yine masanın altından çıkardığı yumruk büyüklüğündeki taşları dikkatli biçimde koymaya başladı. Küp ağzına kadar dolup da daha fazla taş alamayınca, "Küp doldu mu?" diye sordu. Sınıftaki herkes birlikte b
Şükran duymak da bir yaklaşım tarzıdır ve bizim müteşekkir olacak o denli çok şeyimiz var ki...   Loise Redden isimli çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle bir manava girer. Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.   John Longhouse isimli manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terketmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçların
  • harmony
Barışı korumak zor değildir; Dert en kolay başlamadan engellenir. Esnemeyen kolayca parçalanır, Küçük olan hemen ufalanır, dağılır. Olaylara önceden çare gerekir, Düzeni, karmaşa gelmeden önce getir. Bir insanın sevgisi kadar yüce bir ağaç, Önce küçük bir filizdir ya; Dokuz kat yüksek bir taraça, Bir avuç topraktır başta; Ve bin millik bir yolculuk, Başlar, tek bir adımla... Ç
Büyük bir şirket'de, işe girmek isteyenlere bir soru sorulmuş ve soruya en uygun cevabı veren kişiyi işe almışlar. Doğru veya yanlış cevabın olmadığı soru'da düşünce sistemi değerlendirilmiş...   Adaylara,şu sorulmuş:   Karanlık yağmurlu bir gece, fırtına var, gök gürlüyor ve siz sabaha karşı 02.00' de tek başınıza ıssız bir yolda araba ile gitmektesiniz. Arabanız iki kişilik. Biraz ilerde otobüs durağında 3 kişi bekliyor: Birincisi bir doktor, sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden
Bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?" "Bakın, göstereyim" demiş ermiş. Bir sofra hazırlamış. Sevgiyi dilden gönüle de indirmeyen kişileri çağırmış sofraya. Derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından derviş kaşığı denilen iki metre boyunda kaşıklar. Herkes yemeğe başlamış. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden, sofradaki hiç kimse bir türlü döküp s
Yaşlı adam, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar. Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler.   Yaşlı adam huzursuzlanmış, 'acelesi oldugunu ve röntgen çektirmek için beklemek istemediğini' söylemiş. Hemşireler
  • harmony
AMİN MAALOUF'un SEMERKANT'ından   Tütüncüler Meydanında, gebe bir kadın Hayyam'a yaklaştı. Peçesini açtığında ancak onbeş yaşında olduğu anlaşılıyordu. Tek söz etmeden, çocuksu dudaklarında tek gülümseme olmadan, Hayyam'ın elindeki kestanelerden bir kaçını çalıverdi. Hayyam şaşırmadı. Bu Semerkant'da eski bir inanıştı. Bir anne adayı, sokakta hoşuna giden bir yabancıya rastlarsa, yiyeceğini elinden almak cesaretini gösterebilmeliydi. Böylece, doğacak çocuk, onun kadar yakışıklı, onun gibi ince
Ey gönlüm; Sanma ki şu yalancı dünya'da, Gün gelir, kapını bir çalan olur. Gerçeğine ermeyip, gördüklerin rüya'da. Bir rüzgar ile savrulup, hepsi bir yalan olur.   Olmazı hayal etme, hakikati anar ol. Ateş'e doğru gitme, soğuk su'da yanar ol. Yükseklere göz dikme, bu nimet'e kanar ol. Kıymet'ini bilmez isen, onu da alan olur.   Uzanma, süslü olan cazibeli güller'e. İçi'nden her geçeni, sakın deme eller'e.
Sergiler en masum halini rüzgar Dile kolay, esmekte ruhlarla binyıllardır. Esmekte, bedenimden eski anlarda. Güneşe dost , yağmura yoldaş. Yoluma baş koyar , baş keser. Doruklarda soluklanmaz , doruklarda. Karlarda donar nefesi. Yaylaları sevince boğar , çiçek tozlarından. Yaylalar , aşkı söyler türküsünde. Güzel bilir , güzel söyler yalanı. Gerçek yapar, düşü hülyayı. Sergiler en masum halini rüzgar. Yüreğimi körükler yansın daha , daha... Güneşe dost , yağmura yoldaş sevinciyle.
PARDUS, TÜBİTAK (UEKAE) ULUSAL ELEKTRONİK ve KRİPTOLOJİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ içerisi'nde görevli, Türk bilgisayar uzmanlarınca geliştirilen, ÖZGÜR İŞLETİM SİSTEMİ'dir. PARDUS'un en önemli özelliği, özgür olması ve Genel Kamu Lisans'ı (GPL) ile dağıtılmasıdır. Böylece PARDUS, yüksek ücretler karşılığı'nda lisanslanmasına gerek olmadan kullanılabilmektedir. Bu da, kuruluşların baskın ve denetimler'den korkmadan, işletim sistemi kullanmalarını sağlamaktadır. PARDUS, tamamen Türkçe bir işletim sist

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.