Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

L@e

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    22
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Kadın
  • Yer
    istanbul

L@e - Başarıları

Araştırmacı

Araştırmacı (4/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. L@e

    RuS RuLeTi.......

    Sen, hayatla yaptığım bütün savaşların ganimetiydin. Namlusu yüzüme dönük bir silahtı yokluğun!
  2. Erkek ve kadın beyinleri, temel fonksiyonlar açısından bir hayli benzer olsa da bilim dünyasındaki yaygın teoriler, erkek beyninin daha ziyade analiz ve keşfe yönelik “sistematik” bir yol izlediğini; karşısındakinin ruh halini erkeklerden çok daha kolay anlayabilen kadın beyninin ise “empatik” bir karakteri olduğunu gösteriyor.Ancak bu özelliklere sahip olmak için mutlaka o cinsin bir üyesi olmak gerekmiyor. Çünkü erkeklerde “kadın beyni”, kadınlarda da “erkek beyni” olabiliyor. Hatta Cambridge Üniversitesi tarafından 82 kişi üzerinde uygulanan bir testte, erkeklerin yüzde 17’sinin kadın beynine, kadınların yüzde 17’sinin ise erkek beynine sahip olduğu ortaya çıktı. Bunun ortasında yer alanların ise “dengeli beyin” tipine sahip olduğu belirtiliyor. Kadınlar duyguya yöneliyor Erkek ve kadın beyinleri arasındaki farklılıklar daha çok duygu, dil, mekan içindeki görüş yeteneği, hafıza, hatta koku alma duyusunda kendini gösteriyor. Örneğin aynı dergi tezgahının önündeyken, duygusal yönü ağır bastığı için kadın beyni aşk, güzellik ya da ebeveynlikle ilgili yayınlara yönelirken, sistemleri çözüp keşfetmeye yönelik erkek beyni, bilgisayar, otomobil ya da tamir gereçlerine ilişkin dergilere yoğunlaşıyor. YATKINLIKLAR FARKLI ERKEKLER Satrançta daha iyi Görüşte derinlik ve perspektif iyi Nesnelerle daha yakından ilgili Beynin sağ yarısı daha büyük Sol kulağını kullanmayı tercih ediyor Matematik sorularını konuşmadan çözer Çok işi aynı anda yaparken zorlanmaz Az göz teması kurar Dikkati çabuk dağılır Daha fazla duygu arar Acıya yavaş tepki verir. KADINLAR Yabancı dilde daha iyi Resmi bütün olarak daha iyi görüyor Yüzler ve insanlarla ilgileniyor Beynin sol yarısı daha büyük İki kulağıyla birden dinliyor Aritmetik işlemleri konuşarak yapar Aynı anda çok işi yapmak zorlayabilir Göz teması fazladır Dikkat süresi uzundur Daha az duygu arar Acıya çabuk tepki verir. ALINTI
  3. L@e

    Panteİzm

    içindeki –izm ile kitlesel bir kavram ve inanış olarak tanımlanmasına rağmen, yaşayanı ve yaşantısıyla entegre etmeyi başarabilmiş olanı için oldukça bireysel ve özü tanımlama gereksiniminden muaf bir yaşayış biçimidir. bir cemaat, ibadet, yol yordam, kural, kısıtlama bütününden ziyade son derece kişinin-doğanın kendinden menkul, hesap verme, yargılanma gibi doğada görülmeyen durumlardan uzaktır, özsaygıdan ibarettir. yaratılışa ve kişinin kendi aklını kullanarak-kullanmayarak yaratılışa ve semavi bir tanrıya inanması ile boyun eğişi istek ve imanla kabul etmesi, özsaygısını var etmeden varlığını bir yaşam ve yaşam sonrasına yatırım için yüce olduğuna inandığı bir kavrama teslim ediyor oluşu itibariyle semavi dinlere en uzak duran yaşam şeklidir. semavi dinlerce tanrının gazabı olarak nitelendirilen doğa olayları, bu inanışta olanlara göre evrenin hesapsız ve standardizasyondan uzak düzeninin bir parçasıdır. analojik olarak, bir insanın ruhsal durumunun olaylardan bağımsız bir şekilde sürekli değişim içerisinde oluşu ve aynı şekilde benzer durumlarda tamamen aynı olmayan (sistematik olmayan) tepkiler vermesi, farklı hisler içinde olması da; varoluşunun özünden ve doğanın dönüşümünü en azından milenyum kapsamında tamamlamış olan diğer canlıları gibi ezeli ve ebediliği takvimsel açıdan muğlak insan için ortaya koyduğu sosyal ve psikolojik sentezler, haller, koşullardan kaynaklanmaktadır. panteistik varoluş inancı, kişinin zekasının ve birikiminin yönelmiş olduğu konulardan, insanın kendi önüne “modern” yaşam sayesinde koyduğu sıkıntı ve engellerden bağımsız olarak, sadece ve sadece kendine sorumlu olması, fakat kendisine olan sorumluluğunu yerine getirmemesi halinde bütünde bir dengesizliğe sebep olacağının bilincinde olmasını gerektirir. doğuştan bu bilince sahip olan insan, yaşamın kendisini zorladığına inandığı modernitenin bir parçası olmak için çabalarken, özünün önceliklerini kenara bırakıp, yine kendi yarattığı para, itibar, mevki gibi kavramlara meyletmiş ve bunun bedelini ağır ödemektedir. bu bağlamda günümüzde en belirgin dengesizlik olarak küresel ısınma örnek verilebilir. daha şematik olarak zihinde belirmesi açısından da şu örnek yardımcı olabilir: -banka reklamındaki gibi- bir şekil, yazı ya da desen oluşturma amacıyla durması gereken konum ve yapması gereken aktiviteyi gerçekleştirmemesi; gayet bilincinde olduğu sorumluluğu, parçası olduğu bütünün bozulması halinde her bir bireyin etkileneceğini bilmesine rağmen yerine getirmemesi, bozulacak olan armoni, yaşamına fiziksel ve psikolojik açıdan yıkıcı şekilde yansıyacaktır. panteizm, canlının doğal süreçlerini doğum yaşam ve ölüm olarak ayırmaz. süreçte sadece form ve döngüden bir şeyin eksilmesine yol açmayan mekan değişikliği vardır. ruh, reenkarnasyon, ahiret, ceza ve ödül gibi çeşitli saikler yoktur, özün şu an bulunduğu yerde nefes alışı yahut almayışı onun varlığına bir katkıda ya da zararda bulunmaz. bunu da bir yapboz parçasının oturması gereken yerde olmadığı anda da varoluyor oluşu ile imgeleyebiliriz. fakat parça döngüdeki görevini yerine getirmemekte, sadece evrendeki yerini korumaktadır. panteizm illa ki bir politik tavırla ilişkilendirilecekse bu kuşkusuz anarko primitivizm olurdu lakin o da bünyesinde modern insana göre katı reddedişler içermesiyla bu yaşantı ile tam anlamıyla eşgüdümlü olamayacaktır. ALINTI
  4. teşekkürler paylaşım için biryerde duymuştum bu haberi civa baryum ağır metalerin insan sağlığına zehir olarak etkileşimi fena))
  5. S.e.t.h--- teşekkürler bu güzel hoşgeldin karşılaması için
  6. L@e

    İltihaplı Romatizmaya Dikkat

    Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, bir kaç haftanın üzerinde devam eden, istirahat sonrası sabahları tutukluk yaratan bel ağrısının, iltihaplı romatizma hastalığının belirtisi olabileceğini söyledi. Ataman, yapılan çalışmalarda ağrılarının yüzde 50'sinin ilk hafta, yüzde 90'ının 2. hafta sonunda geçtiğini, yüzde 10'unda ise sorunun devam ettiğinin ortaya konduğunu anlattı. Ataman, 2 haftanın üzerinde devam eden, gece ağrısı ve sabahları belde tutukluluk yaratan ağrının, iltihaplı romatizma hastalığının belirtisi olabileceğine dikkati çekerek, bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden fizik tedavi ve rehabilitasyon ya da ramatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini kaydetti. İltihaplı romatizma hastalıkları içerisinde en sık beli etkileyen AS'nin ağrı veren ve zaman içinde ilerleyerek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen önemli bir hastalık olduğunu vurgulayan Ataman, omurgada tutukluk ve kısıtlılık halinin AS'nin en belirgin sonucu olduğunu ifade etti. Ataman, hastalığa ilişkin şu bilgileri verdi: HAREKETLERDE AZALMA "AS ile birlikte omurgada öne doğru bükülme ve hareket zorluğu görülür. Çok nadir olarak göz, akciğer, barsak, böbrek ve kalbi de etkileyebilir. AS'de ilk tutulan bölge sıklıkla leğen kemiğidir. Buna bel, göğüs kafesi ve boyun bölgeleri de zamanla eklenebilir. Bu bölgelerde, kiriş ve bağların kemiğe yapıştıkları yerde inflamasyon 'mikropların neden olmadığı iltihaplanma' ortaya çıkar. Yapışma yerlerinde aşınmalar meydana gelir ve yeni kemik oluşur. Kiriş ya da bağlardaki elastik dokuların yerine kemik dokusunun geçmesiyle birlikte harekette azalma olur. İnflamasyonun tekrarlamasına bağlı kemik oluşumları artar ve omurga kemikleri kaynaşarak bütün bir hal alır ve bu da hareketlerin kısıtlanmasıyla sonuçlanır." Ataman, hastalığın ilk dönemlerde görülen hareket kısıtlılığının, ağrı ve kas kasılmalarına bağlı ortaya çıktığını ve ilaç kullanımı ile düzeldiğini, ilerleyen dönemde kemiklerdeki birleşmeden sonra ortaya çıkan hareket kısıtlılığının ise büyük oranda kalıcı olduğunu söyledi. "Genetik faktörler etkili" Genetik faktörlerin hastalığın oluşumunda en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkati çeken Ataman, hastalığın "HLA B27" isimli özel bir geni taşıyanlarda görülme sıklığının daha yüksek olduğunu vurguladı. Ataman, anne, baba, kardeş, amca, hala, teyze gibi özellikle yakın aile bireylerinde AS öyküsü bulunduğu durumlarda diğer aile fertlerinin de risk altında olduğunu belirtti. Genetik faktörlerin dışında, çeşitli enfeksiyonların da hastalığı tetikleyebildiğine dikkati çeken Ataman, şunları kaydetti: BAŞLANGICI SİNSİ DEĞİL "Bağırsak ve idrar yolu enfeksiyonları, hastalığın başlangıcını tetikleyebilir. Mikroplar, vücutta immün sistemini etkileyerek hastalığın gelişme riskini artırabilir. Enfeksiyonların niçin bu hastalığı tetiklediğine dair kesin bir delil olmamakla birlikte, bu mikropların vücudumuzdaki bazı yapılara benzerlik göstermesi sonucu immün mekanizmalar kendi yapılarına karşı aşırı bir reaksiyon göstermektedir ve kendi yapılarını bir düşman gibi görerek savaş açmaktadır. Bu da otoimmün dediğimiz bu hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hastalık bu nedenle uygun genetik zeminde idrar ya da barsak enfeksiyonu gibi bir hastalıktan sonra genelde başlamaktadır. Ancak genelde sinsi bir başlangıç söz konusu olduğundan hastalığın tanısının konması aylar, hatta yıllar alabilmektedir. Bu nedenle ailesinde AS öyküsü olan ve HLA B27 geni pozitif olan kişilerin bu enfeksiyonlardan korunması hastalığın ortaya çıkmasını önleyebilir." Prof. Dr. Şebnem Ataman, hastalığın tedavi edilmediğinde kalıcı sakatlığa yol açabildiğini, nadir de olsa yatalaklık ve hayati organlarda tahribat görülebildiğini hatta yaşam süresinin kısalabildiğini sözlerine ekledi. alıntı
  7. L@e

    Hamburger'deki Tehlike

    Uludağ Üniversitesi öğretim üyelerinde Prof. Dr. Osman Manavoğlu, fastfood tarzı beslenmenin kansere yol açtığına dikkat çekti. Prof. Dr. Manavoğlu, “Gıdalar kadar pişirme yöntemi de kansere neden oluyor. En sağlıklısı büyük annelerimizin 50 yıl önceki yemek pişirme usulleri. Onlar doğal ortamda otlayan hayvanların eti yanı sıra katkı konulmadan yetiştirilen, domatesleri, biberleri ve sebzeleri yiyorlardı. Yaptıkları salçaya, tereyağına, kaymağa katkı maddesi koymuyorlardı. Bu yemeklerini ateşte, tencere içersinde yapıyorlardı. Büyükannelerimizin yöntemleri ile yemek pişirilmesi en sağlıklısı. Ancak o dönemde kullanılan tütsüleme ve kurutma gibi yöntemleri hariç tutuyorum. Bunlardan biri de sac üzerinde yapılan yufkalar. Sacın izi ve duman kanser yapıyor” dedi. ALINTI
  8. L@e

    İyi Bir Uyku İçin Öneriler

    uyku nasıl bişey birde ben bilsem ne güzel olucak ))
  9. selamlar bende forumdaki bütn arkadaşlara weriyorum bu çiçekleri
  10. Türkiye'de artan domuz gribi vakalarına karşı Bingöl'deki vatandaşlar bitkisel çözümlere yönelmeye başladı.Bingöl'de 17 yıldır bitkisel ürün satan Samet Önal, domuz gribi (H1N1) virüsünün yayılmasından sonra bitkisel çaylarda ve özel olarak hazırlanan doğal karışımların satışında yüzde 500'ün üzerinde artış yaşandığını söyledi. "PİYASADA ZENCEFİL KALMADI" Samet Önal, yıllardır kendi tesislerinde hazırladıkları ürünlerin doğal antibiyotik görevi yaptığını da belirtti. Önel, en fazla rağbetin bağışıklık sistemini güçlendiren özel karışımlara olduğunu söyleyerek, "Özel olarak hazırladığımız karışımlar hücre yenileyici ve vücut direnicini artırıcı özellikler taşıdığı için gribe yakalanmayı önlemektedir. Bu karışımlar zencefil, ıhlamur, zerdeçal, kuşburnu, kekik, nane ve narçiçeğinden oluşuyor. Bu tür karışımları yıllardır yapıyoruz. Bu ürünlerimizin sabit müşterisi çok fazla. Böyle bir karşımın fiyatı 7,5 liradır. Birçok insan doktor tavsiyesiyle gelip alıyor. Birkaç gün önce aşırı talepten ötürü elimizde zencefil kalmadı. Sadece bizde değil, ithalatçı firmalar da bu konuda sıkıntı yaşıyor" dedi. Domuz gribine karşı bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için iki yöntemin bulunduğunu belirten Samet Önal, "Bunlardan ilki bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bitkileri karıştırıp yapılan macundur. Diğeri ise yine bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bitkiler, ıhlamur ile birlikte kaynatılıp içiliyor. Her iki yönteminde bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği biliniyor" şeklinde konuştu ALINTI
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.