Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kars müzesi


_asi_

Önerilen İletiler

KARS MÜZESİ TARİHÇESİ

 

 

 

Kafkaslardan Anadolu’ya girişte ilk yerleşim merkezi olma özelliğini taşıyan Kars Şehri bir çok uygarlığın geçişine tanıklık etmesi sebebi ile binlerce yıldan bu yana iskan edilmiş antik bir yerleşim merkezi özelliğine sahiptir. İpek yolu üzerinde yer alan antik Anı Ören Yerinin ve bölgedeki yoğun Arkeolojik yerleşmenin oluşturduğu taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının korunması ihtiyacını karşılamak üzere ilk olarak 1959 yılında Vilayet konağında Müze Memurluğu kurulmuş, daha sonra bölgeden toplanan eserlerin çoğalması sebebiyle 1964 yılından 1978 yılına kadar Kümbet camii olarak da bilinen “Havariler Kilisesi” Müzeye dönüştürülerek sergileme yapılmış, nihayet 1978 yılında İstasyon mahallesinde yeni yapılan modern Müze binası 1981 yılında hizmete açılmıştır. Modern Kars Müzesi günümüzde Arkeolojik, Etnografik ve Taş eserlerin sergilendiği önemli Müzelerimiz arasında yer almaktadır.

 

ARKEOLOJİ SALONU

 

PALEOLİTİK (YONTMA TAŞ ÇAĞI) DÖNEM ESERLERİ

 

Arkeoloji salonunda sergilenen taş el baltaları, çakmaktaşı, mikrolitler, kazıyıcı ve kesici aletler Kağızman İlçesi Camuşlu köyünde yer alan Camuşlu mağalarında 1971 yılında Prof. Kılıç KÖKTEN’in kazılarında bulunmuştur. M.Ö 13. bin yılda iskan gören bu Mağara Anadolu’daki en eski yerleşim merkezlerinden birisidir. Ayrıca Buzul çağının sonunda 2 milyon yıl önce yaşayan dinozorlara ait bir bilek kemiği de bu seksiyonda bulunmaktadır.

 

 

ESKİ TUNÇ ÇAĞI ESERLERİ

 

Kars bölgesi M.Ö 3 bin yılda Eski Tunç çağında Trans Kafkaslardan Anadolu’ya gelen HURRİ’ler tarafından iskan edilmiştir. Anı ören yeri başta olmak üzere bölgedeki höyüklerde siyah perdahlı kiremit olarak bilenen pişmiş toprak eserler 18965 yılında Prof. Dr. Kemal BALKAN’ın kazılarında bulunarak Müzemizde sergilenmektedir.

 

 

 

ESKİ TUNÇ ÇAĞI MADENİ ESERLERİ

 

Eski Tunç Çağı yada Bronz Çağı olarak bilinen ve madenlerin ilk insanlar tarafından kullanıldığı M.Ö. 3 bin yılda bakır ve kalay madenin karışımından yapılan madeninin karışımından yapılan baltalar, iğneler, Fibulolar, yüzükle ve delici aletler ile

ağırşaklar bu dönemin en belirgin kültür varlıkları olarak Arkeoloji salonunda sergilenmektedir.

 

 

 

URARTU DÖNEMİ ESERLERİ

 

Van gölünün kuzeyinde M.Ö. 9Yüzyılda büyük bir krallık kuran Urartular Kars bölgesinde Çıldır gölüne kadar hakimiyetlerini genişletmişlerdir. Özellikle Sarıkamış Micingirt köyünde bulunan iki adet bronz Urartu Kılıcı ile bir bronz savaş kemeri ve bronz bilezikler bu seksiyonun dikkat çekici eserleridir. Yine seksiyonda sergilenen akik boncuklar ve pişmiş toprak boyalı vazolar Urartu medeniyetini yansıtmaktadır.

 

 

SİKKELER

 

M.Ö. 7 yüzyılda Batı Anadolu bölgesinde LİDYA Krallığı tarafından basılan ilk sikkelerden sonra antik dönemde para olarak kullanılan madeni paralar bölgemizde yoğun olarak kullanılmıştır.müzede sergilenen sikkeler Grek dönemi, Roma dönemi, Parth dönemi, Bizans İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu döneminde basılan sikkelerden oluşmaktadır. Altın, gümüş, bakır, kurşun madeninden yapılan sikkeler kronolojik olarak sıralanmıştır.

 

 

ROMA VE BİSANS DÖNEMİ ESERLERİ

 

Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Kars

ve Anı ören yeri İlk ve Orta çağda Roma İmparatorluğu ile Bizans devletinin dikkatini bu bölgeye çekmiştir. Bilimsel kazılar yoluyla gün ışığına çıkarılan esereler ile vatandaşlardan satın alma yoluyla müzeye kazandırılan eserlerle geç ROMA dönemi ve erken BİZANS dönemine ait pişmiş toprak kaplar, gözyaşı şişeleri, akik boncuklar, cam bilezikler ve kapılardan oluşmaktadır.

 

 

 

GEÇ HRİSTİYANLIK DÖNEMİ ESERLERİ

 

1877 – 78 Osmanlı – Rus Savaşından sonra Kars’ın 40 yıllık Rus işgali döneminde bölgede bir çok kilise ve resmi bina Batlık mimari tarzında yapılmıştır. Müzede sergilenen kilise kapısı ile bronz çan ve haçlar bu kiliselerden müzemize alınan eserlerden oluşmaktadır.

 

 

 

PİTHOSLAR (ZAHİRE KÜPLERİ)

 

Kars Müzesi Arkeoloji salonunda sergilenen Pithoslar Ortaçağda (M.S. – 7 Yüzyıl – 12 Yüzyıl) bölgemizde zahire saklamak için kullanılan pişmiş toprak küplerdir. Gerek Anı ören yerindeki bilimsel kazılar gerekse vatandaşların müzeye satmak üzere getirdikleri eserler yayık, tahıl deposu, yiyecekleri saklamak amacıyla kullanılmış bu eserler Bizans, Gürcü, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletinin ilk döneminde halkın günlük yaşamında kullanılıp günümüze kadar ulaşan eserlerdir.

 

 

 

SELÇUKLU DÖNEMİ ESERLERİ

 

1064 Yılında Selçuklu Sultanı ALPARSLAN’ın

Anı Şehrini ve Kars Şehrini fethettikten sonra bölgede Selçuklu medeniyeti çok kısa sürede yayılmıştır. Anı ören yerinde, Kars il merkezinde kısa zamanda birçok Selçuklu eseri yapılmıştır. Bu arada halkın kullandığı günlük ihtiyaçlarına cevap verecek mutfak kapları, madeni gereçler Selçuklu medeniyetinin simgesi haline gelmiştir. Bu dönemde kullanılan sırlı keramikler Anı Ören yerindeki Prof. Dr. Beyhan KARAMAĞARALI’nın bilimsel kazılarından çıkarılan eserlerdir.

 

 

TAŞ ESERLER

 

Ortaçağda 13. – 14. yüzyıllarda Akkoyunlu ve Karakoyunlu dönemi mezar taşları Kars – Ardahan – Iğdır illerindeki merkez ve köylerde yoğun olarak kullanılmıştır. Özellikle bazalt taşından yapılan Koç, koyun ve at heykelleri müzemize 1970’li yıllarda toplanarak bahçemizde sergilenmektedir. Bunların arasında Gürcü ve Bagratlı dönemine ait mezar taşları da bulunmaktadır.

 

Ayrıca Anı Ören yerinde Prof. Dr. Beyhan KARAMAĞARALI’nın bilimsel kazılarından çıkan Selçuklu dönemine ait KUFİ İslami Kitabeler ile taş rölyeflerde Müzemizdeki Arkeoloji Salonunda sergilenmektedir. İslami kitabeler ile taş rölyefler işleme tekniği daha kolay olan Tüf taşından yapılmıştır.

 

Taş ocağından ilk çıkarıldığında işlenmesi kolay olan tüf taşı özellikle volkanik bir arazi üzerinde kurulan Anı yöresinde fazlaca

bulunmaktadır. Müzede Arkeoloji salonunda yer alan Selçukluların simgesi Aslan Rölyefi Anı Örenyeri kazılarında bulunmuştur.

 

 

 

ETNOGRAFYA SALONU

 

Müzemizin ikinci katında sergilenen Etnografik eserler 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı döneminde yöresel giysiler, mutfak kapları, halı kilimler, silahlar, el yazması Kuran-ı Kerimlerden oluşmaktadır. Ayrıca pirinç semaverler, şamdanlar, tespihler, mühürler, gümüş takılar, Kafkas kemerleri, Seccadeler, farmaşlar, yün eğirme aletleri bu seksiyonunun dikkat çekici etnografik nitelikli eserleridir.

Etnografik nitelikli yün halı yastıklar, teşiler, kirmen ve yün tarağı 19.yüzyılda bölgemizde halkın sosyal yaşamını ve zevklerini göstermesi bakımından önem taşımaktadır.

 

Kafkas Kemerleri olarak da bilinen gümüş kemerlerin işçilikleri ve ince telkari işlemeleri dikkat çekicidir. 19.yüzyılda gümüş ustalarının yaptığı kadın ve erkek gümüş kemerleri üzerindeki bitkisel ve geometrik motifler kullanıldığı dönemin zevklerini yansıtmaktadır.

 

 

 

KAZIM KARABEKİR PAŞA’YA AİT VAGON

 

Azerbaycan ve Gürcistan Cumhuriyetlere ülkelerini istila eden, Sovyet Rusya’nın Kafkas Kızıl onbirinci ordu komutanı Keker, Gümrü kalesi ve doğusu henüz bizim işgalimizde iken, Kazım Karabekir ile görüşmek

arzusunda bulunmuştur. Gümrü doğusunda bir köy olan Akbulak’ta görüşüleceğinden 2 Nisan 1921 trenle Kars’tan hareket edildi. Kars’tan trenle 4,5 saatte gelindi. 4 Nisan akşam üstü Keker’de trenle geldi. Bolşevik treni kumandan vagonu pek mükemmeldi. Bizim çarlıktan kalma olup, Ermenilerden ganimet olarak aldığımız vagonlar bunun yanında pek bakımlı değildi. Burada Kazım Karabekir’e Keker güzel bir vagon göndereceklerini vaat etti. Bilahare salonlu güzel bir vagon geldi. Üzerine her iki yanına Türkçe ve Rusça olarak Kazım Karabekir’in ismini de yazmışlardı. Kazım Karabekir 6 Nisan’da Kars’a armağan salonlu vagonla gelmiştir. Bundan sonra, artık Kars ve Sarıkamış istasyonlarında kalan ve bölge halkımızca bugün de, “Kazım Karabekir Paşa tren salonu denilen çağın en lüks vagonu kolordu merkezimizin Sarıkamış’a alınmasıyla buradan sonra Sarıkamış-Erzurum-dar-hat/ dekavil yolu olduğundan hep orada kaldı. Rahmetli paşa bu salonlu vagonunu Ekim 1922 başlarında, sarıkamış7tan şark cephesi kumandanlığı’na vekil bırakarak, Erzurum-Trabzon-Samsun yoluyla Ankara’ya gidişine kadar birbuçuk yıl kadar Sarıkamış-Kars-Kızılçakçak arasındaki seyahatlerinde kullandı; sonra kol ordu kumandanlarımız 1929’da 9. Kolordu’nun Erzurum’a nakline kadar Kars’a gelişlerinde ara sıra kullandılar. Sonra Sarıkamış istasyonunda içinden hat geçen bir hangarda T.C.D.D idaresince muhafaza edilen salon-vagon, 1970’ten beri. Kars’a getirilerek, şehir müzesi yanında döşenen kısa ray üzerinde ve üstü örtmeli bir yerde müzelik olarak bulunmaktadır. 8’er pencereli, 17 m. uzunluğunda, yataklı, banyolu, büfeli ve yazı/ çalışma masası, kitaplığı da bulunan Kazım Karabekir Paşa tren salonu meraklılarca ziyaret edilmektedir. Her iki yanında, biri Türkçe öteki Rusça yazılar birbirinin tercümesi olarak yazılmıştır. Türkçe yüzünde karşılıklı olarak solda ay-yıldız, sağda içinde orak-çekiç işaret i bulunan beş-kollu yıldız ve yıldız kolları arasındaki boşlukta 5 Rus harfi yazılıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.