acaba biz mi evin içindeyiz? yoksa ev, bizim beynimizin içinde algıdan ibaret mi? gördüklerimiz acaba gercek mi? yoksa beynimiz öyle algıladığı için mi biz gerçek diyoruz? gözler görmez, eller dokunmaz, sadece elektrik akımlarını (atomların sıkışması sonucu meydana gelen maddeleri) beyine iletir , elektrik akımları beynin içindeki labaratuvar ortamında algılamamız gerektiği şekilde algılanıyor ve bizler bunları gercek sanıyoruz. parçaladığımız yada şekil verdiğimiz maddeler aslında atomların ta kendisidir.
binlerce DNA ların bir araya gelerek canlılık için gerekli dizilimlerin oluşması matematiksel olarak hesaplanamamaktadır ve imakansızdır. DNA bir yandan ait olduğu canlıya dair tüm bilgileri içerirken diğer yandan da kendi kendisini aynen kopyalayarak çoğalabilmektedir. Sadece atomların bir araya gelmeleri yani molekülleri oluşturmaları ile oluşan bir molekül acaba nasıl bilgi taşyor, nasıl kendi kendisini kopyalayarak çoğalıyor?
cansız bir madde olan atom sayesinde insan vücudu oluşuyorsa, beynin içindeki labaratuvar ortamında yanlızca elekrtik akımları ile birşeyler algılayabiliyorsa, bu algılayan ruh değil de nedir? nasıl atomun kendisini göremiyorsak ve varlığına inanıyorsak, ruhun kendisini de göremeyiz ve varlığına inanırız. böylece ruh var ise bu ruhu yaratan Allah vardır.
ayrıca kaderde yazılıysa o zaman hiç birşey yapmayalım diyen arkadaşlarıma cevaben;
Allah katında zaman kavramı yoktur, Allah katında herşey yaşanmış ve bitmiştir. aslında bizlerin cennete yada cehenneme gideceğimiz bile Allah katında bellidir ve Allah'tan başka hiç kimse bunu bilemez. şuan sizin bu satırları okumanız yada benim yazmam aslında kademizde yazılıdır. insanlar kaderinde olanları yaşar.
bizlerin var olmadan önce ruhlarımızın olduğunu çoğumuz kabulleniyoruz, bu ruhlara sahip insanların Allah'ın emirleri doğrultusunda hareket edip etmeyeceğini Allah biliyordu. şimdi bir soru sorayım. bu ruhlara sahip insanlar kendi yaptıklarını kendileri görmeden bir cezaya razı olurmuydu? bence hiç bir insan görmediği bir suçun cezasını çekmek istemez ve ''ben eğer dünyada olsaydım senin yolunda yüyürdüm'' derdi, ki kitabımız Kuranı Kerim de bile ölen insanlardan cehenneme gidecek olanların ahirette 2. bi şans isteyeceği yazılıdır. dünyaya geldiysek yaptıklarımızı / yapacaklarımı göreceğiz ve ahirette ''ben bu suçu işlememiştim' diyemeyeceğiz. böylece işlemediğimizi düşüneceğimiz suçun değil bizzat işlediğimiz suçların cezasını çekeceğiz.
kader Allah tarafından yazıldığına göre bizler kendi irademizle yaşamıyoruz o zaman? şeklinde bir soru takılabilir kafamıza. bir bilimadamı ../../.... tarihinde güneş tutulacak yada ay tutulacak diyor. bu tutulmalar bilimadamı söylediği yada yazdığı için mi oluyor? elbette hayır, olacak bir şeyi görüyor ve söylüyor. Allah da bizim ne yapacağımızı bildiği için kaderimizi yazmıştır, Allah'ın yazdığı için değil kendi hür irademizle zaman kavramı omayan Allah katında herşeyi yaşamışızdır ve şuan içinde bulunduğumuz zaman kavramında ise yaşadıklarımızı görüyoruz. elbette insanların dünyada bazı seçenekleri seçmesi imakansızdır (doğacağımız mileti, anneyi / babayı, ölümün şeklini seçmek gibi), bununda hayırlısını Allah bildiği için böyle olur. bunlar kendi düşüncelerimdir. değişik düşüncelere sahip olan arkadaşlarımıza saygı duyarım. HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
Saygılar.