-
BÜTÜN KADINLAR SOLCUDUR VE GÜZELDİR.. Eğer solculuk; insan egosunu aşıp, her şartta çıkar ve kazanç duygusunu bir kenara atıp eşit paylaşımsa...
Tamamen katılıyorum ve kadın haklarını böylesine yürekten savunduğu için, biz kadınlar da Bekir Coşkun'u seviyoruz... ***********, fakat bence Bekir Coşkun'un esas demek istediği, kadınların savaştan, itiş kakıştan, kavgadan, ölümlerden nefret ettiğidir, zaten sadece bunlar bile solcu olmaya yeter.... Erkek tanrılardan önce tanrıçalar vardı.... savaşların ve sınıfsal farklılıkların olmadığı altın çağlar.... kadının çocuğu olduğu olduğu için yaratıcı olarak kabul edilirdi kadınlar.... Ta ki.... erkeğin dölüyle çocuk oluştuğu bilinene kadar.... Tanrıçalar dönemi kapandı, tanrılar dönemi başladı, bu dönemle birlikte, erkek hırçınlığı, erkek kavgacılığı, erkek öfkesi dünyaya hakim oldu... Bu hala devam ediyor....
-
TÜRKİYE... 12.5 MİLYON KADININ EVE KAPANDIĞI BİR ÜLKE... (NASIL KAPANIR... Giysileriyle kapanır. Çarşafla kapanır. evine kapanır. Gelenekle kapanır)
Türban adı altında dinciliği dayatıp, aslında köleliğe özgürlük isteriz diye, türbana özgürlük diye çığırtkanlık yapanlar, bunu demokrasiyle ilişkilendiriyorlar.... Hikmet Bila ne güzel demiş, kadının olmadığı yer uygar değildir.... Bir ülke ancak iki cinsle ileriye gidebilir, cinslerden birini devre dışı bırakırsanız, o ülke gerilemeye, sömürülmeye ve başkaları tarafından yönetilmeye mahkumdur.... Bugünkü cumhuriyette Deniz Kavukçuoğlu yazmış..... Son hane sayımında 70 milyon 500 olarak saptanan nüfusumuz içinde 18 üzeri yaş gruplarının toplam oranı yaklaşık yüzde 60'tır; bu da 42 milyon kişi demektir. Böyle bakıldığında yetişkin nüfus içindeki her 21 kişiden birine 1 imam hatip mezunu ya da bir başka deyişle bir 'İslam misyoneri' düşüyor. 1950'lerden bu yana bunca imam, bunca hatip niçin yetiştirildi? *** Türkiye hızla İslamcılaştırılıyor. Koşulların, sürecin lehinde olmasına karşın bu, İslamcı odaklarca yeterli görülmüyor; koşullar zorlanarak daha işlevsel olanaklar yaratmak için büyük çaba gösteriliyor. Salt üniversitelere türbanı sokabilmek için gerçekleştirilen anayasa değişikliği bu çabanın somut örneklerinden biridir. Biraz okuyan, eli kalem tutan herkesin bileceği gibi kapitalistleşme süreci kendi üstyapısını, liberal/demokrat hukukunu, kültürünü, sanatını, yaşam biçimini yaratır. Bizde ise bunun tam tersi olmakta, süreç geriye işlemektedir. Örneğin, Konya, Kayseri gibi kentler Anadolu kapitalizminin lokomotifleridir. Fakat bu kentleri mimari açıdan geliştiren kapitalistleşme süreci sosyal-kültürel bağlamda liberal/demokrat bir üstyapı oluşumuna yol açmamış, tam tersine, özünde bir ortaçağ ideolojisi olan İslam, dinci sermaye ve siyasal iktidar işbirliğiyle bu kentlerdeki üstyapı kurumlarının üzerine egemen ideoloji olarak oturtulmuştur. Dincileşme, 'muhafazakârlığın' ötesinde, birey hak ve özgürlüklerini tehdit eden, hayatın her alanına, toplumun yaşam biçimine doğrudan müdahale eden bir olgudur. İnsanları korkutan bu gelişmedir ve bu gelişmenin demokrasiyle ilişkilendirilebilecek hiçbir yanı yoktur.
-
Fethullah Gülen "nurculuk" Dinini ilan Etti
Son sürat bir şeriat devletine doğru gidiyoruz, artık bu durumdan sıyrılmanın bir yolu kalmadı gibi gözüküyor... Cumhuriyet mitingleri yapıldığında, bu halk bunları devletin başına bir daha getirmez diye umutlanmıştık... boşa bir umutmuş... Bütün kaleler teker teker yıkılıyor, YÖK de ellerine geçti, sadece şimdilik direnen gibi görünen ordu kaldı, fakat ordunun da ABD yi karşısına alıp duruma el koyması oldukça güç....
-
mistral, Ramms+ein ve ayçiçeği'nin doğum günü...
Teşekkürler, başlığı açan ve papatyaları gönderen RA-dya'ya ... Çok zarifsiniz, özellikle papatyaları çok severim.
-
Gizli Amerikan Tüfeği İLHAN SELÇUK
Hımm peki ne dememizi istersiniz sn. serdar.... sizin duymayı arzu ettiklerinizi diyemeyeceğim aşikar..... Bir de, sizin ne dediğiniz net olarak anlaşılırsa, elim ve parmaklarım sağlam uzun uzadıya yazabilirim ben...elinizi de en kısa zamanda kullanmaya başlarsınız umarım.... Atatürk çökmüş bir devletten, okuma yazması olmayan bir halktan bir ulus yaratmıştır...... Başkaca da fazla söze gerek yok... Gerçek devlet adamlığı, bir halkı olduğu biçimden olması gereken biçime dönüştürmektir.... Osmanli'nin 1838 ylindan itibaren dis piyasaya yonelik siyasal-ekonomik reformlari yasama gecirmesi bugunku AKP'nin sicak para politikasi ile ayni gibi.. Osmanli devletini gonullu somurge haline getiren ekonomi anlayisi simdiki ekonomik anlayışla tıpatıp aynıdır..... Aşağıya kısa bir bölümünü aldığım bu linki okumanızı umarım.... Tarih, ulusların yükseliş ve çöküş nedenlerini araştırırken birçok siyasal sosyal durumları sayıp döker, ama bir ulusun doğrudan doğruya yaşaması ile, yükselmesi ile, çözülüp çökmesiyle yakından orantılı ve ilgili olan, o ulusun ekonomisidir. Tarihin ve deneyin ortaya koyduğu bu gerçek, bizim tarihimizde de, bizim yaşayışımızda da bütün açıklığı ile ortadadır. Gerçekten, Türk tarihi incelenecek olursa bütün yükseliş ve çöküş nedenlerinin birer ekonomi sorunundan başka bir şey olmadığı anlaşılır. Tarihimizi dolduran bunca başarılar kadar bunca yenilgiler de, kazançlar gibi kayıplar da, o dönemlerdeki ekonomik durumla yakından ilgilidirler.” Atatürk’ün ufuk açıcı bu bilimsel saptaması, yeni bir bakış açısıyla tarihi doğru değerlendirme ve algılama yöntemini de gösterir. Ekonomik açıdan gerilemenin, yabancılara tanınan haklar ve ayrıcalıkların, büyük yıkımlara yol açtığını saptayan Atatürk, Osmanlı Devletinin çöküş nedenlerini gerçekçi gözle, bilimsel yöntemlerle değerlendirerek sıralar. Öncelikle yabancılara verilen ödünler ve Padişahların gösterişe kaçan aşırı harcamaları nedeniyle dışarıdan borçlanılmasının Devleti yokoluşa sürüklediğini sergiler: http://www.cumok.org/html/cumok/mersin/210...ikEgemenlik.htm
-
Gizli Amerikan Tüfeği İLHAN SELÇUK
Slogan mı? hani nerde ben göremiyorum..... Bir Osmanlı özentisi ve dolayısıyla da hilafet özentisi almış başını gidiyor, cumhuriyetın kurulmasını ve devrimlerin yapılmasını içine sindiremeyenler ve bir türlü kabul edemeyenler tarafından sürekli gündemde tutuluyor.... Hilafetin kaldırılmasını ve devrimleri bir dayatma olarak algılayanlar, çağdaş yaşama ve insan haklarına, kadın ve erkeğin uygulamada aksaklıklar yaşansa dahi kağıt üstünde eşit olmasını hazmedemiyor.... Osmanlı tekkeler zaviyeler şeyhler müridlerle dolu karanlık bir çağda kalması, gelişmelere kapalı olması ve dışarıya bağımlı bir yarı-sömürge olması yüzünden battı , hala gelişmelere ayak uydurmamakta direnmek karanlık ve hainlerle dolu bir döneme özenmekte neden hala inat edilip, geçmişi çarpıtarak anlatmaya çalışmakta israr edilir bunu hiç anlamıyorum.....Unutmadan ekleyim Osmanlı'da en aşağılanan da Türklerdi..... İslamın katı kuralları ve bu kuralların hayata geçirilmeye çalışılması bir ülkenin gelişimini engelleyen en temel nedenlerden biridir..... cumhuriyetin ve laikliğin orasını burasını didiklemek ve kuşa döndürmek bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir.....
-
-
Gizli Amerikan Tüfeği İLHAN SELÇUK
Acaba? bence siz kuran okumayı bırakıp, daha çok bilimsel yayınlar okumalısınız...... Bu arada geçmişi iyi analiz etmelisiniz....Osmanlı'da bir millet anlayışı var mıydı ? yoksa Osmanlılar sadece tebaa ve kul muydular.......
-
Kuran'dan bilime ışık
Teoloji, doğrudan doğruya inanca dayanır. Dini yargıları hiç bir şekilde sorgulamaz, bu nedenle de dogmatiktir. Din afyon gibi kullanılır. Dini kendi çıkarları doğrultusunda kullananlar, insanların dinle huzur bulacaklarını empoze edip, fakirliğe alışan insanları da '2hainize şükredin allahınıza şükredin'' diyerek kendilerine afyonlanmış bir halk kitlesi yaratırlar.... Dinin bazılarına huzur vermesini anlayabilirim, fakat bu sadece bireysel anlamda olabilir, Ama şayet arap bedevi kültürü toplum yaşantısına uyarlamaya ve dayatılmaya çalışılırsa, birileri de çıkar ''hop dedik durun bakalım burda'' der... Avrupa şayet dini kiliseye gömmemiş olsaydı, bugün hala ortaçağ karanlığında debelenip duracaktı.....
-
Kuran'dan bilime ışık
Bilim ve din asla birbiriyle bağdaşmaz.... Eğerek bükerek bilimsel gerçekleri, kurana yamamaya çalışmak gerçekleri değiştirmez..... ne kadar uğraşılsa uğraşılsın dinlere akılcı bir temel bulunamaz.... Din sorgusuz sualsiz itaat etmektir, özgür düşünceye karşıdır, pek çok bilimsel buluş din tarafından tepkilerle karşılaşmıştır çünkü bilimi din kendine düşman bellemiştir.... insanın , milyonlarca yıl süren bir evrim sürecinde ortaya çıktığını ileri sürmek bile teologların gözünde bağışlanmaz suçtu. Çünkü bu türden bulgular kutsal doğrulara ters düşer..... dinler metafizikle beslenir, bilim ise fizikle......
-
TÜRKİYE'DE KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHLİKEDE... (Nobel Barış Öd. adayı Prof. Dr. Vamık Volkan: Kadın baskı altına alınırsa o toplum çürümeye mahkumdur..)
Atatürk'ün söylemlerini neden istediğimiz yere taşımayalım, hoşunuza gitmiyor mu? Atatürk kadına özgürlüğü altın bir tepsi içinde bizlere sunmasaydı ve kadınlar mücadele ederek özgürlüklerine ve insan haklarına kavuşsaydı bu gün sizin düştüğünüz gibi bir aymazlığa düşmezlerdi sanıyorum..... Din erkeklerin kadın üstünde kurdukları egemenliğin bir parçasıdır, moda olduğu için örtünen kadınların dışında pek çok kadın babasının veya abisinin veya kocasının 2 tokadını yedikten sonra kapanmıştır... stockholm sendromunu hiç duydunuz mu...... Rehinelerin, kendilerini rehin alanların duygularını anlama noktasına gelmelerine Stockholm sendromu deniyor. Rehine, kendisini rehin alan kişiyle geçirdiği süre içinde onunla konuşarak öyle bir hale geliyor ki, sonunda ona yardımcı olmaya başlıyor...... bugün türban çığırtkanlığı yapan kadınların içinde bulunduğu durum işte aynen böyle..... Türbanı savunanlar kadının köleleşmesini ve 2. sınıf vatandaş olmasını da savunur durumdalar.....
-
-
Gizli Amerikan Tüfeği İLHAN SELÇUK
İslam devletlerinde, yurttaş veya millet olmaz.... kullar vardır sadece... Her birey allahın kuludur, sorgusuz sualsiz biat eden kullar... Hiç heves etmeyin, bu ülkeyi şeriat ülkesine çeviremezsiniz, demokrasinin kendi iç dinamikleri ve savunma mekanizmaları vardır...
-
TÜRKİYE'DE KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHLİKEDE... (Nobel Barış Öd. adayı Prof. Dr. Vamık Volkan: Kadın baskı altına alınırsa o toplum çürümeye mahkumdur..)
Toplumun yarısını oluşturan kadınlar şayet toplumsal ve sosyal hayatın dışına itilirse, o toplum ileriye gidemez.... kadını peçeler arkasına saklayan ve eve mahkum eden geri kalmış arap ülkeleri bunun en güzel örnekleridir.... İnsan topluluğu, bir ulus erkek ve kadın denilen iki cins insanlardan oluşmaktadır. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim. Diğerini göz ardı edelim de, kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin? Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve gelişme sahalarında ve yenilikle birlikte mesafe almak gereklidir. Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleri ile beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak imkan ve bilimsel olarak ihtimal yoktur. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri
-
TÜRBAN ULUSAL KİMLİĞE TEHDİT... (Bu kıyafet, ülkemiz ve ulusumuzun karşı karşıya kaldığı tehlikeleri karartıp örten bir işlev yüklenmiştir...)
Ben hukuk devletinden söz ediyorum, hukuk kurallarının işlediği bir devletten..... hukuk kuralları da ancak demokrasinin ön şartı olan laik ülkelerde geçerli olur, şeri kuralların uugulanmadığı..... Sandıktan her çıkan demokrasi değildir elbette, Hitler de sandıktan çıktı. dünyanın anasını ağlattı..... Kadınlar neden başını örtsün biri bunu izah etsin, ben neden saçlarımı kapatayım, tatminsiz erkekler saçlarıma bakıp tahrik mi olacak, saçlarını kapatıp başka tarafları olduğu gibi ortada bir sürü hatun kırıta kırıta dolaşıyor..... saçı açıklardan daha çok tahrik edici.... ayrıca erkek bir kadına bakıp tahrik oluyorsa bu kadını hiç enterese etmez, bu erkeğin sorunu.... Gerçekten anlamıyorum türban bayraktarlığı yapan erkekleri.... sevgili kitapsızın dediği gibi türbanı erkeklerin gözlerine bağlamak, hatta gözleriyle birlikte kafalarına bağlamak lazım...... size ne ya, kadının kılığından kıyafetinden...... kadın sizin kılığınıza karışıyor mu?
-
TÜRBAN ULUSAL KİMLİĞE TEHDİT... (Bu kıyafet, ülkemiz ve ulusumuzun karşı karşıya kaldığı tehlikeleri karartıp örten bir işlev yüklenmiştir...)
Din sadece vicdanlarda yasanmali ve sadece allahla insan arasinda kalmali, siyasete ve yasam tarzina mudahale ederse bunun adı dinci fasizm olur..... Dogmalar, ozgur dusunceye vurulan birer prangadir, Demokratik bir devlet olmak, hukuk toplumu olmayı da gerektirir, hukuk toplumlarinda ise islami kurallarin bir gecerlliligi yoktur......
-
İslam Ülkeleri "first lady"lerinin başı açıkken TÜRKİYE'NİN Kİ TÜRBANLI... (Ülkemizin imajını gittikçe bozan zihniyet...)
Artik islam ulkelerine bakip bakip kendimize ornek alma ve first ladylerine ozenme noktasina geldik.... Bu kadar rukus, bu kadar zevksiz ve cagdisi da olunmaz ki.... bizim first ladyler misirli mumyalara benziyor.....
mistral
Φ Üyeler
-
Katılım
-
Son Ziyaret