Bir Hakim, Üç Savcı, Sekiz Polis

Yazı boyutunu büyütmek için :

Birbiriyle uyuşturucu parası nedeniyle savaşan iki çeteyi çökertmek amacıyla yapılan telefon dinlemelerine, bir hâkim, üç savcı ve sekiz polis takıldı.

 

 

Birbiriyle uyuşturucu parası nedeniyle savaşan iki çeteyi çökertmek amacıyla yapılan telefon dinlemelerine, bir hâkim, üç savcı ve sekiz polis takıldı. Eski Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya'nın da çete üyeleriyle sık sık görüştüğü belirlendi. Çetenin, davalar hakkında kendilerine bilgi veren bazı yargı mensuplarını özel olarak ağırladığı da iddia edildi.

 

Hollanda-Almanya-Türkiye üçgeninde uyuşturucudan elde edilen 5 milyon doların (yaklaşık 6 milyon 400 YTL) paylaşımı nedeniyle iki çete arasında çıkan savaşta beş kişi ölmüş, sekiz kişi de yaralanmıştı.

 

300 polis katılmıştı

 

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çete savaşlarında ilk operasyonu 8 ay önce Ramazan Özaslan liderliğindeki Adıyamanlılar çetesine karşı yapmıştı. Operasyonda aralarında bir başkomiserin de bulunduğu 33 kişi gözaltına alınmıştı. Polis, Atilla Önder, Fikret Eskin ve Hasan Şah Derya Soy'un kontrolündeki diğer çeteyi de izlemeye aldı. Vaniköy'deki villaya pazartesi günü iki helikopter ve yaklaşık 300 polisle düzenlenen operasyonda 16 kişi gözaltına alındı.

 

Operasyon kapsamında polisin mahkeme kararıyla 8 ay boyunca yaptığı dinlemeye ilginç görüşmeler takıldı. Soruşturma dosyasında çetenin lideri durumundaki Önder, Eskin ve Soy'un İstanbul'da görevli bazı hâkim ve savcılarla menfaate dayalı ilişkiler kurduğu iddiası yer aldı.

 

Çete üyelerinin görüştüğü savcıların başında, kamuoyunun yakından tanıdığı bir ismin bulunması dikkat çekti.

 

Yargıtay - MİT - Alaattin Çakıcı skandalına ilişkin dosyayla organize suç örgütü lideri Sedat Peker'e yönelik olarak yapılan Kelebek operasyonunda adı geçen eski Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya'nın çete liderleriyle defalarca görüştüğü saptandı.

 

Yargıtay'daki skandalın ardından savcılığa atanan Yalçınkaya'nın, görüşmelerde Yargıtay'daki bağlantılarının devam ettiğini belirterek bazı dosyalarda devreye girebileceğine dair konuşmalar yaptığı tespit edildi.

 

Üç savcı, bir hâkim

 

Dinlemeye alınan telefonlara, İstanbul'daki çeşitli adliyelerde görevli üç savcı ile bir hâkim de takıldı. Çete liderliği ile suçlanan Önder, Eskin ve Soy'un adliyelerde kendilerine ve karşı çete üyelerine ait dosyalarla ilgili olarak bu yargı mensuplarıyla sık sık görüştükleri öne sürüldü.

 

Dinlemeler sırasında, aralarında rütbeli personelin de bulunduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 8 polisin de çeteyle bağlantısı tespit edildi. Bu polislerin gözaltına alınacağı belirtildi.

 

Kıpçak cinayeti aydınlandı

 

Çete savaşları sırasında, 12 Eylül 1980 öncesinde Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul'un öldürülmesi dahil birçok kanlı cinayete adı karışan MHP ana davası sanıklarından Abdurrahman Kıpçak'ın da 1 Şubat 2006'da Ümraniye'de kafasına kurşun sıkılarak öldürüldüğü gün ışığına çıkarıldı. Kıpçak'ın, Adıyamanlılar grubu tarafından Soy'un adamı olduğu gerekçesiyle öldürüldüğü belirtildi.

 

İddiaya göre, çete ile irtibatta bulundukları öne sürülen hâkim ve savcıların da aralarında bulunduğu kişiler, seks partileri de düzenliyordu. Seks partisine katılacak kişilerin, telefon görüşmelerinde, 'konseyi toplayın, geliyoruz' diye birbirleriyle görüştükleri öne sürüldü.

 

Çeteyle bağlantısı olduğu öne sürülen üç polis memurunun da gözaltına alındığı belirtildi.

 

'Reise selam'

 

Ercan Yalçınkaya'nın ismi Ağustos 2004'te, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürütürken Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'na Alaattin Çakıcı dosyasına ilişkin bilgi verdiği iddialarıyla gündeme geldi.

 

Yalçınkaya'nın, Sedat Peker'le birlikte yargılanan işadamı Varis Bayram Küçük'e de telefonda "Reise selamlarımı ve saygılarımı ilet" sözleri de kamuoyuna yansıdı. Yalçınkaya bu gelişmelerin ardından Yargıtay'daki görevinden istifa etti. Hakkında açılan davada beraat eden Yalçınkaya, Ekim 2006'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na atandı.

 

(Milliyet)

İlginç, ilginç işler bunlar...

 

Bir Hakim, Üç Savcı, Sekiz Polis

Yazı boyutunu büyütmek için :

Birbiriyle uyuşturucu parası nedeniyle savaşan iki çeteyi çökertmek amacıyla yapılan telefon dinlemelerine, bir hâkim, üç savcı ve sekiz polis takıldı.

.

.

.

Yalçınkaya'nın, Sedat Peker'le birlikte yargılanan işadamı Varis Bayram Küçük'e de telefonda "Reise selamlarımı ve saygılarımı ilet" sözleri de kamuoyuna yansıdı. Yalçınkaya bu gelişmelerin ardından Yargıtay'daki görevinden istifa etti. Hakkında açılan davada beraat eden Yalçınkaya, Ekim 2006'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na atandı.

 

(Milliyet)

Çetenin, davalar hakkında kendilerine bilgi veren bazı yargı mensuplarını özel olarak ağırladığı da iddia edildi

 

menfaate dayalı ilişkiler kurduğu iddiası yer aldı.

 

sık sık görüştükleri öne sürüldü

 

Alaattin Çakıcı dosyasına ilişkin bilgi verdiği iddialarıyla gündeme geldi.

 

İddiaya göre, çete ile irtibatta bulundukları öne sürülen hâkim ve savcıların

 

geliyoruz' diye birbirleriyle görüştükleri öne sürüldü.

 

görüldüğü gibi bir olay ne kadar güzel süslenip güvenlik görevlileri ve nice günahsız insanlar bu gibi asılsız idda lar ile karalanıyor...

bizlerde bunlara çanak tutuyoruz....dinden imandan bahs ediyoruz!!!!!!!!

saygılar

Birbiriyle uyuşturucu parası nedeniyle savaşan iki çeteyi çökertmek amacıyla yapılan telefon dinlemelerine, bir hâkim, üç savcı ve sekiz polis takıldı. Eski Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya'nın da çete üyeleriyle sık sık görüştüğü belirlendi. Çetenin, davalar hakkında kendilerine bilgi veren bazı yargı mensuplarını özel olarak ağırladığı da iddia edildi.

 

İddia var ama öncesinde bazı şeyler de verilmiş bakın...

 

Operasyon kapsamında polisin mahkeme kararıyla 8 ay boyunca yaptığı dinlemeye ilginç görüşmeler takıldı. Soruşturma dosyasında çetenin lideri durumundaki Önder, Eskin ve Soy'un İstanbul'da görevli bazı hâkim ve savcılarla menfaate dayalı ilişkiler kurduğu iddiası yer aldı.

 

Yine aynı durum, öncesini de okumak lazım...

 

Yargıtay - MİT - Alaattin Çakıcı skandalına ilişkin dosyayla organize suç örgütü lideri Sedat Peker'e yönelik olarak yapılan Kelebek operasyonunda adı geçen eski Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya'nın çete liderleriyle defalarca görüştüğü saptandı.

Yargıtay'daki skandalın ardından savcılığa atanan Yalçınkaya'nın, görüşmelerde Yargıtay'daki bağlantılarının devam ettiğini belirterek bazı dosyalarda devreye girebileceğine dair konuşmalar yaptığı tespit edildi.

 

Bak sen; bakalım daha neler var???

 

'Reise selam'

 

Ercan Yalçınkaya'nın ismi Ağustos 2004'te, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürütürken Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'na

 

 

Yalçınkaya'nın, Sedat Peker'le birlikte yargılanan işadamı Varis Bayram Küçük'e de telefonda "Reise selamlarımı ve saygılarımı ilet" sözleri de kamuoyuna yansıdı. Yalçınkaya bu gelişmelerin ardından Yargıtay'daki görevinden istifa etti. Hakkında açılan davada beraat eden Yalçınkaya, Ekim 2006'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na atandı.

 

Hımm, ilginç...

 

Çetenin, davalar hakkında kendilerine bilgi veren bazı yargı mensuplarını özel olarak ağırladığı da iddia edildi

 

menfaate dayalı ilişkiler kurduğu iddiası yer aldı.

 

sık sık görüştükleri öne sürüldü

 

Alaattin Çakıcı dosyasına ilişkin bilgi verdiği iddialarıyla gündeme geldi.

 

İddiaya göre, çete ile irtibatta bulundukları öne sürülen hâkim ve savcıların

 

geliyoruz' diye birbirleriyle görüştükleri öne sürüldü.

 

görüldüğü gibi bir olay ne kadar güzel süslenip güvenlik görevlileri ve nice günahsız insanlar bu gibi asılsız idda lar ile karalanıyor...

bizlerde bunlara çanak tutuyoruz....dinden imandan bahs ediyoruz!!!!!!!!

saygılar

 

 

ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

gazatenin dili tabiki iddialar çerçevesinde olacak.

neden beni almıyorlar da gözaltına.

bir suç oldugu kesin ve bunun içinde devletin görev verdigi insanlarda bulundugu malum.

iş şimdi kesinleştirmesinde.

dedigim gibi ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

hem bu tür haberlerle ilk defa degil onlarca kez hatta yüzlerce kez karşılaşıyoruz.

büyügünden küçügüne kadar.

bu iş tuzun kokması mesabesinde.

Ya birde İçişleri bakanıyla başbakan var biliyorsunuz dimi.

 

Bu kadar **** ve çeteleşme oluyorsan iki olasılık vardır. Bunlar ya başbakan ve içişleri bakanının bilgisi dahilindedir. Yada ikiside görevini yapmamıştır.

Ya birde İçişleri bakanıyla başbakan var biliyorsunuz dimi.

 

Bu kadar ***** ve çeteleşme oluyorsan iki olasılık vardır. Bunlar ya başbakan ve içişleri bakanının bilgisi dahilindedir. Yada ikiside görevini yapmamıştır.

 

 

Rica ediyorum şunu sorun kendinize: Hiçbir manevi dayanağı olmayan, aklı fikri para ve zevk olan görevlilerin işbirlikçiliği o anki yönetimin suçu mudur yoksa ülkedeki yozlaşmanın suçu mu???Ben ikincisi diyor ve sizi yapıcı olmayan muhalefetinizle başbaşa bırakıyorum...

 

Ki yine de bir şekilde gerekli makamlar üzerine gitmiş ki bugün açıkça konuşabiliyoruz olayı...

 

 

Ya birde İçişleri bakanıyla başbakan var biliyorsunuz dimi.

 

Bu kadar **** ve çeteleşme oluyorsan iki olasılık vardır. Bunlar ya başbakan ve içişleri bakanının bilgisi dahilindedir. Yada ikiside görevini yapmamıştır.

 

kaç başbakan, kaç içişleri bakanı.?

hangi birini sayalım.?

hangi zamandan başlatalım?

hangi kökün uzantıları?

hangi zihniyetin ürünü?

bugünden yarına bu çeteleşmeler bitirilmedigi müddetçe bu ülke yol alamaz.

öncesinde, şimdisinde veya sonrasında her kim iktidar oldugunu iddia edip bu tür illegal oluşumların üstüne gitmiyorsa sorumludur.

mübarek ülke çete çöplügüne döndü.

her büyük organize işin altında irili ufaklı çeteler çıkıyor.

istatistigi tutulsa her haftaya bir çete düşecek neredeyse.

 

nerde bu devlet, nerde bu millet denen şey....

 

Pavyonda hesap ödemeyen hâkim ve savcılara inceleme

Beyoğlu Adliyesi'nde görev yapan 3 savcı ve 2 hakimin gittikleri pavyonda hesap ödemedikleri ve Rus hayat kadınlarıyla ilişkileri olduğu ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı hakim ve savcılar hakkında inceleme başlatırken, pavyon sahipleri gözaltına alındı. 2 savcının görev yerleri değiştirildi.

 

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Beyoğlu Adliyesi'nde görev yapan 3 savcı, 2 hakim ve 2 zabıt katibi hakkında inceleme başlattı. İnceleme yapmaları için görevlendirilen müfettişler hakim ve savcıların Beyoğlu'nda bulunan Hisar Pavyonu ve Foli Berjer gece kulübünde Rus hayat kadınları ile yakın ilişki içinde olduklarını tespit etti.

 

 

**********************

görev yerlerini degil, devletin imkanlarını 'adi' işlerinde kullananların, suçun derecesine göre tüm haklarını aşagı alacaksınız ki bu çürümüş, miadı dolmuş, külüstür yapı degişebilsin.

 

Yargıda derin tartışma

Yazı boyutunu büyütmek için :

Bazı hakim ve savcıların adının karıştığı kirli ilişkiler, yargının sorunlarını yeniden gündeme getirdi. Tartışma, geçen hafta İstanbul'da bir hakim ve üç savcının uyuşturucu çetesiyle bağlantısının ortaya çıkması üzerine alevlendi.

 

 

 

Ardından üç savcı ve iki hakimin, gittikleri pavyonda ahlâk dışı ilişkilerde bulunduğu iddia edildi. Adalet Bakanlığı, her iki olay hakkında soruşturma açarken, eski Bakan Cemil Çiçek'in Hürriyet gazetesindeki açıklamaları tartışmayı derinleştirdi. Yargıyı korumak adına birçok şeyin konuşulmadığını vurgulayan Çiçek, "Neler var, neler. Bizim neler çektiğimizi bilemezsiniz." dedi. Yargıda meslek taassubunun mutlaka yenilmesi gerektiğini belirten eski bakan, sözü görevini başarıyla yapan yargıçlara getirdi. Örnek olarak da, banka hortumcularıyla ilgili davalara bakan 8'inci Ağır Ceza Reisi Mustafa Akın'ın İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atanmasını gösterdi. Bunun nasıl olduğunun araştırılmasını isteyen Çiçek şöyle devam etti: "Bu işlerde sakat, kötü şeyler döndüğünü düşünerek başvurduğu yerde, davasına baktığı hortumcu bankacının kardeşi içeriden çıkıyormuş, deniyor. Bunlar doğru mu, bakılmalı."

 

Çiçek'in sözlerine dün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Mahmut Acar'dan cevap geldi. Akın'ın görev süresi dolduğu için değiştirildiğini savunan Acar, "Bankacılıkla ilgili davalardan haberimiz yok. Ne paramız var ne de bankacıyı tanırız." dedi. Ancak Zaman'a konuşan Çiçek, olayın gelişimini şöyle özetledi: "8. Ağır Ceza Mahkemesi banka yolsuzlukları için kuruldu. Biz, Akın'ın görevde kalmasını istedik, HSYK aldı."

 

Susurluk Davası'nın eski hakimi Sedat Karagül, tartışmaları, "İstenmeyen yargı mensuplarının ayağı bir şekilde kaydırılır.' sözleriyle yorumlarken, eski Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, sorunların kaynağında ideolojinin yattığına işaret etti: "Yargıdaki atama ve yükselme dürüstlük, kalite ve liyakate göre değil, ideolojik ve hemşehricilik gibi gerekçelere dayanılarak yapılıyor."

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

'Yargıdaki sorunların kaynağı HSYK'

 

 

Yargı mensupları son dönemde uyuşturucu tacirleri, fuhuş çeteleri ve dinleme skandallarıyla anılmaya başlandı. Son dönemde yargı, hakim, savcıların çete ve fuhuş operasyonlarına adının karışması, başarılı yargı mensuplarına yönelik sürgün şeklindeki tayinler ve tartışmalı kararlarla gündeme gelmeye başladı. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da uyuşturucu çetesine yönelik olarak gerçekleştirilen 'Son Nokta' operasyonuyla tutuklanan şahısların bazı hakim ve savcılarla bağlantılı oldukları ortaya çıkmıştı. Beyoğlu Adliyesi'nde görev yapan üç savcı ve iki hakimin, gittikleri pavyonda hesap ödemedikleri ve zorla fuhuş yaptırılan Rus hayat kadınlarıyla ilişki kurdukları iddiaları Adalet Bakanlığı'nca incelemeye alındı. Yine kısa bir süre önce fuhuş olayına adı karışan ve hakkında soruşturma başlatılıp açığa alınan Yargıtay Tetkik Hakimi Mustafa Hakkı Çetin, "örgütlü fuhuş yaptırmak" ve "insan ticareti yapmak" suçlarından tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Eski Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, yargıdaki sorunların kaynağının HSYK olduğunu söyledi. Gündel, bu tür sorunların çözülmesi için Anayasa'da değişiklik yapılarak HSYK'nın yapısının değiştirilmesi şart." diye konuştu. Yargı şimdi de eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in 'atama' açıklamasıyla sarsıldı. Banka yolsuzluğu davalarına bakmak üzere ihtisas mahkemesi olarak oluşturulan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Başkanı Mustafa Akın'ın, Adalet Bakanlığı'nın görevde kalması yönündeki görüşüne rağmen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla değiştirilmesi dikkat çekmişti. Cemil Çiçek, dün Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "Neler çektiğimizi bilemezsiniz. Neşter davasında olsun, bankalar olsun neler var neler. Ama her şey konuşulmuyor. Örneğin ben soruyorum: Bankalarla ilgili davalara bakan 8. Ağır Ceza Reisi, niye 5. Ağır Ceza Reisi oldu? Bunun araştırılması lazım. Bu işlerde sakat, kötü şeyler döndüğünü düşünerek başvurduğu yerde davasına baktığı hortumcu bankacının kardeşi içeriden çıkıyormuş, deniyor. Bunlar doğru mu, bakılmalı?" demişti.

 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Cemil Çiçek'in atama haberine sert tepki gösterdi. HSYK Başkan Vekili Mahmut Acar, 8. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustaya Akın'ın 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atanmasının 'doğru' olduğunu belirterek, art niyet aranmasının yanlış olduğunu savundu. Mahmut Acar, "Biz işimizi yaptık. Doğrusu ne ise onu yaptık. Bizim bankacılıkla ilgili davalardan haberimiz yok. Görev süresi dolmuştu. O nedenle görev yerini değiştirdik. Bizimle ilgili bir şey dönmedi. Ne bankada paramız var ne de bankacıyı tanırız." dedi. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Akın ise "HSYK öyle gerekli görmüş. Yorum yapmayacağım." diye konuştu.

 

Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Cemil Çiçek, kendisinin sadece bazı iddiaları dile getirdiğini söyledi. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin banka yolsuzluklarıyla ilgili davalara bakmak üzere 5020 sayılı yasayla kurulduğunu hatırlatan Çiçek, hakimlerin 3 yıllık süresi dolduğunda bakanlık olarak başkan Mustafa Akın'ın görevde kalması yönünde görüş bildirdiklerini; ancak HSYK üyelerinin Akın'ın yerini değiştirdiklerini aktardı.

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------