Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 "Değişim Psikolojisi" diyebileceğimiz konu ve bu konu ile ilgili alanlar "Kişisel Eğitim ve Gelişim" ile ilgili olduğu için "Eğitim Psikolojisi" bölümüne yazmayı uygun gördüm... "Değişim" aynı zamanda Bireysel ya da Toplumsal "Eğitimin" sonucunda gerçekleşebilmektedir... Alıntıların yararlı olacağını umuyorum: Tabii ki "Değişim'in Kendisi" olabilecek olanlar için... Ve okuma cesareti ve sabrını gösterebilenler için... Üyesi olduğum bir Psikoloji portalından alıntıdırlar... Saygılarımla... Değişmek İstiyorum! Hayatımızın her safhasında, sıkıntılarla bas basa iken, istemediğimiz halde yaptıgımız her davranisin bitiminde bu sözü ister istemez kullanırız. ‘Keşke değişebilseydim.’ Kimimiz bas bas bağırır, kimimizse kendimize dahi duyuramayiz bu sözü. her söyledigimizde,yeni bir adim atmamizi saglasa da, sonuçta bir balon gibi söndügüne tanik oluruz. Karsilastigimiz sikintinin, çektigimiz acinin her sona erisinde yasadigimiz ve hissettigimiz duygu, düsüncelerimizin ve yasantimizin degismesi gerektigini haber verir. Degismek, yenilenmek demektir. Fiziksel olarak degil, duygusal ve ruhsal olarak degismek. olaylari, insanlari ve hayati farkli algilamak ve farkli yorumlamak demektir. Dünyaya gelisimizden, ölümümüze kadar istemesek de degisen ve gelisen vücudumuzun yaninda, aldigimiz gidalarla gelistiremeyecegimiz zekamiz ve duygularimiz yer alir. Bir seyler istemenin gerekliligini daha çocuklugumuzda bize ögreten hayat, istemenin insanin kendinden bir seyler vermesi ile olacagini, bir bedel ödenmesi gerektigini söyler. Bir bebegin emzigini istemesi için aglamasi gerektigini, degisimin olmasi içinde insanin istemesi gerektigini anlatir. Düsüncelerine dikkat et söze dönüsürler, sözlerine dikkat et,aliskanlik olurlar,aliskanliklarina dikkat et kisiligin olurlar,kisiligine dikkat et kaderini biçimlendirir.(frank outlaw) Degisim önce beyinde baslar.beyin kendini degismeye adapte ettiginde düsüncelerin ve davranislarin ,hayatimizi degistirdigini görürüz. Ancak sadece degismek degil, onu istemek bütün samimiyetimizle arzulamak, gerçek degisimi getirmek demektir. Hayatimizin her evresinde, gözümüzün gördügü her olayda ,küçügünden büyügüne,basit olanindan karmasik olanina degisimin yasandigini görmek mümkündür. Teknoloji degisiyor,ekoloji degisiyor,topraga ekilen basit dedigimiz tohum dahi,bir an önce kabugunu kirip degismek yenilenmek istiyorken,filizken çiçek açmak istemesi, agaç oldugunda meyve vermeyi arzulamasi,degisimin bütün hücrelerde yasandigini bir kaniti degil midir? Insan beyni yaratilis itibariyle, ürettigi bütün düsünceleri degerlendirirken olumsuz yönlerini görmeye ve kisiye olumsuz yönlerini göstermeye meyillidir. Insan, iradesi ile iyiyi ve kötüyü ayirir. Beyin; kendisini zorlayacak, düsünce firtinasina sokacak her fikir için mazeret uydurur. Kisi düsünmek istedigi her olumlu düsüncede, beynin mazeretler ordusunun hücumuna ugrar ve yeni yeni filizlenen düsünce destek bulamadan yok olur gider. Evrende yaratilanlarin en akillisi ve en muhtesemi olan insan, çevresindeki sayisiz degisim ve yenilenmelere göz yummamali. irili ufakli her seyin bir gün kabugunu kirdigini ve kendisini bekleyen o hayata hazir olmaya çalistigini görmeli ve istemeli. Unutmayalim! Degismek istiyorum demek baska, degisimi istemek baskadir. Siz istemediginiz sürece hayatinizda hiçbir sey olmayacak. Ne hayatinizda bir kipirdanma olacak, ne de sihirli degnegin ucu sizi gösterecek. Bosuna beklemeyin, siz onu istemediginiz sürece sihirli degnegin ucu size degmeyecektir. Ben degismek istiyorum, ben basarmak istiyorum dediginizde, bu sözün içinizde bir yerlerde filizlendigini, aslinda yillardir hep sizinle beraber yasadigini hissedip sasiracaksiniz. Sihirli degnegin kendi içimizde oldugunu bilecek, istersem basarabilirim, kendimi degistirebilirim dediginizi duyacaksiniz. İçinizdeki bu tatli kipirtilar, dilinizden dökülen sözcüklerle dalgalara dönüstügünde, degisimin lezzetini içinizde hissedecek ve geriye dönmek istemeyeceksiniz. Aktaracagim olay yasanmis gerçek bir hikayedir: 15 –16 yaslarinda zayif, yasitlarindan hayli ufak gösteren bir gencin hikayesi: genç,annesi ile beraber kasabada salgin hale gelen gribe yakalanmis kardeslerini muayene için hastaneye götürmüstü. Yol parasini ve muayene ücretini zar zor denklestirmis, hastanenin yolunu tutmuslardi. Kardeslerini muayene ettirdikten sonra, recetede yazili olan ilaclari nasil alacagini düsündü. ‘Olsun’ dedi içinden, Düsüncelerini, halsizlikten yorulan, annesi ve kardeslerini görünce dagitmak zorunda kaldi. bir yandan yorulan kardesleri ile ilgilenirken, annesine dönerek ‘siz gidin ben ilaçlari alir gelirim’ dedi. Annesi, bir seyler söylemek için yanina yaklasti ve kulagina egilerek sessizce; ‘oglum eve gidecek param yok’. Genç, elini cebine atip, muayeden arta kalan demir paralari annesinin cebine birakti. Birden hastanenin koridorlarinda, betona çarpan demir paralarin sesi yankilandi. Genç, ‘ne yaptin oglum’ sözüyle geriye döndügünde, annesinin yüzünü kaplayan utancin, kirmizi izlerini görebildi. Annesinin yüzü al al olmus, cebinden dökülen paralari toplamaya çalisiyordu. saskin bir halde çevresindeki insanlara bakiyor, yere düsen paralarin sesi kulaklarinda yankilaniyor, annesinin utançtan kizaran yüzünü düsünüyordu. Hiç bu kadar çaresiz kaldigini hatirlamadigini hissetti. Küçük yasina ragmen, hayatinin neredeyse her döneminde yasadigi bu tur olaylar bir bir aklindan gecmeye basladi. Hepsinin sonunda hissettigi duygunun ayni oldugunu düsündü. beyninde bir kelime belirmisti, degismek ve degistirmek. Kendisini degistirmenin ve degisimi istemesinin gerekliligini annesinin gözlerinde görebiliyordu. Düsünceniz söz olur, dile düser. Istek olur, kalbe düser. Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 diğer biz e..inanmamalı..düşmanımıza savaşmalıyız onunla...var oluş sebebi yapacaklarımızı engellemek. bir duvar gibi durur önümüzde..görmemizi engeller... herzaman onun dedkleri olsun ister...aklımızı çeler. değişimi engeleyicidir...mesleği budur....ismi ANTAGONİST tir.. kendimizi ve düşmanımızı iyi tanımalı.. değişebiliriz... başarabiliriz.. yürekten istemekle. güzel paylaşımlarınıza saygılar... Alıntı
Φ ErdalAktas Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Bir savaşçı, bir anlığına bile dıştan gelecek bir yardıma inansın, derhal yıkılmazlığını yitirir. Dışarıda hiçbir şey yok. Hiçbir yerden gelecek bir yardım yok. İnsanın en kötü hastalığı bağımlı olmaktır. Başkalarına ve onların yargılarına bağımlı olmaktan kötüsü yoktur. Kendini bundan kurtarabilmen uzun bir hazırlık yapmayı gerektirecektir En sarsılmaz inancın, en zararlı inanışın, kendin dışında bir dünyanın varlığına, bağımlı olduğun bir şeye veya birisine; sana bir şeyler veren veya senden alan, seni seçen veya suçlayan bir şeye veya birine inanmandır. alıntı Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.