Φ TANİA HAYDE Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2005 Vergi Konseyi uzun süredir, vergi kanunlarının “yeniden” yazılması üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmaların bir parçasını oluşturan Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi’ndeki indirim ile ilgili düzenlemeleri geçen hafta, R. Tayyip Erdoğan sermaye elçisi edasıyla açıklamış, holding basını da bu haberi bayram havasıyla manşetlere taşıyarak sevincini ortaya koymuştur. zengin takımının ödedikleri vergilerin toplam vergi içindeki payı yüzde 11 iken, diğer kesimin ödediği vergiler (KDV, ÖTV vb.) payı yüzde 75 lere çıkmıştır. Taslakta, “…Cemaatler ile emekli sandıkları gibi kuruluşlar vakıf sayılır” ibaresi ile cemaatlere vergisel avantajlardan yararlanma fırsatı tanımaya dönük bir hazırlık olduğu apaçık ortadadır. Ancak sermayenin kendi taleplerini dayattığı her fırsatta, bu talepleri yerine getirirken, iktidarın ait olduğu cemaatleri de kapsayacak şekilde düzenleme yapması ilk değildir. 25.12.2003 tarihinde 5035 sayılı kanunla da, “Gıda Bankacılığı” olarak ifade edilen düzenleme ile çeşitli cemaatlere bağlı dernek, vakıf ve bağlı sermaye kuruluşlarının vergi avantajından yararlanmasına olanak verilmişti. Nakşibendi Cemaati’ne mensup olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve hükümetin başı Tayyip Erdoğan’ın, cemaat tanımlamasını Kurumlar Vergisi içinde tanımlayan bu düzenlemeyi istemeleri şaşırtıcı bir durum değildir. Hukuki olarak cemaatlerin, vakıf olarak tanımlanması mümkün olmasa da yeni bir tartışma yaratarak asıl hedefe varılması için bir hamle olarak da değerlendirmek mümkündür. Ancak bu tartışmayı “salt cemaatlere yeni avantajlar sağlanıyor” biçiminde daraltarak tartışılması tam da sermayenin işine yarayacaktır. Bu gelişmelerin yeni bütçenin şekillenmesini sağlayan IMF’nin bilgisi dışında olması düşünülebilir mi? Çok zor. Bu duruma ABD’nin güdümündeki IMF’nin de geçit vermesi olasıdır. Çünkü bu tür düzenlemeler ABD’nin ılımlı İslam Projesi’ne uygundur. Buna bağlı olarak Hıristiyan Cemaatleri de bu kapsama alınarak bunların iktisadi işletmelerinin düşürülen Kurumlar Vergisi oranlarından yararlanması hedeflenmektedir. Çünkü cemaat, tarikat vb gerici örgütlenmeler emperyalistlerin yararlandığı en önemli yapılardır. netten Alıntı
Φ ebu_cehil Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2005 Ortada bir gerçek var gelişmemiş az gelişmiş ve ya gelişmekte olan ülkelerde doğru ya da yanlış yoktur olması gereken vardır bizim sistemimize şöyle bir bakalım önce insanlarımıza bakalım hepsi kendi işini yapma sevdasındalar patron olma sevdasındalar geçen bir şirket kurdum ticaret sicil numarası 250 binlerden başlıyor bilmiyorum petricli istanbulda kaçtır yani sadece vergiye kayıtlı 250 binden fazla şirket var şahıs şirketi ltd a.ş. koll.şti. koop.var doktorları bakkalları avukatları say say bitmeyecek meslekleri de saysan toplam ortaya 500 binden fazla vergiye kayıtlı mükellef çıkacak bunlardan alınan vergi dolaysız vergi yani direk gelirlerden alınan vergi dolaysız vergilerin bir özelliği var vergiyi alırken belli bir maliyeti var onun için vergi daireleri açacak her biri 800-900 bin ytl maaş verilecek bilgisayarlar elektrik su bakım onarım derken toplanan dolaysız vergiler anca maliyeti kurtardığı bir gerçek düşünebiliyormusunuz cirosu düşük olan manavla dev şirketin devlete vergi açısından maliyeti aynı ankara'da kaçtane vergi denetçisi var biliyormusunuz?600 tane 500 bin mükellefe 600 vergi denetcisi ne kadar komik değil mi?hayır hiçte komik değil yukarıda ki yazımda dedim ya olması gereken doğru ve yanlış hiç birşey ifade etmiyor şimdi diyeceksiniz ki o kadar vergiyi nereden alıyorlar o zaman dolaylı vergilerden alıyorlar dolaylı vergiler kesinti yoluyla alınan vergi yani vergi kaynağından kesiliyor dolaylı vergilerin maliyeti yoktur olsa da çok azdır oto kontrolü kolay sağlanır kaçırılması zordur ve dolaylı vergi incelemelerinde devlet çok ciddidir orada vergi kaçırmayı hiç affetmez özellikle akaryakıtta dolaylı vergi kaçıracağın zaman yakalanma ihtimalin çok fazladır o yüzden devlet maliyeti az olan zahmetsizce toplanan dolaylı vergiler üzerine yükleniyor nedir bu dolaylı vergiler sigara 2 ytl ise vergisi 1,5 ytl bira 1,5 ytl ise vergisi 1 ytl sinema 6 ytl ise vergisi 3,50 ytl noter tasdikde 10 ytl ise vergisi 8 ytl benzin 2 ytl ise vergisi 1,60 ytl araba yabancı araba ise neredeyse yarısı vergi yerilerde ise %40'ı vergi içki ve sigarada ki son zamanlar da ki artışlar vergisel artışlardır şimdi diyeceksiniz ki vergide adalet yok işçi ile koca göbekli patron sigara alırken aynı vergiyi ödeyecek olmaz böyle adaletsizlik hayır ortada olması gereken var dedim ya gelişmekte olan toplumlarda doru veya yanlış hiçbirşey ifade etmiyor şu patron olma sevdasından vazgeçsek işçi olmayı düşünsek ortada 2000 tane şirket büyük şirket olacak onlarında incelenmesi çok kolay olacak çünkü sayısı az maliyet düşecek çünkü yine sayısı az ve böylece sigaradan v.s. alınan dolaylı vergiler düşecek ve vergi adaleti sağlanacak sayısı az olan patronlar vergi kaçırmakta zorlanacak ama patron olma sevdasından kurtulup işçi gibi düşünmeye başlarsak ben her konuda hiç bir zaman devleti suçlamam kendim dahil devletin insanını suçlarım bu konuda maalesef suçlu biziz ve ve bu gelişmekte olan sistemde olması gereken şu an uygulamaya konulmuş vergi politikalarıdır -------------------------------------------------------------------------------- Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.