Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 18 yıl Okunmuş Kalemler... Sınav öncesi 'okunmuş kalem' satışı arttı. Cumartesi sabahı, bir gazetede bu haberi görünce düşündüm. Olacağı buydu. Dün yapılan ÖSS artık böyle kazanılmaya çalışılıyordu. 'Okunmuş kalem'. 'Türbe duvarına sürtülmüş kalem'. 'Şanlıurfa'da kutsal Balıklıgöl'e batırılmış kalem'. (Vatan gazetesi, 16.06.2007) Sınav kazandıran 'kutsal evliya' desteği. ÖSS (OKS de), öğrenciler için de aileleri için de gerçek bir travma niteliği kazanmıştır. Bu sınavı kazanmak artık sadece üniversiteye (ya da Anadolu liselerine) giriş sınavı değil, bir kişilik, bir kimlik sınavına dönüşmüştür. Doğru. Ama sınav semavi güçlerin desteğiyle değil, gencin kendi çabasıyla kazanılır. Kendine hedef koyma, hedefine güçlü yönelme, disiplinli çalışma, sabırlı azim, zamanı doğru kullanma, sınavı kazanmanın 'akılcı anahtarları' dır. Bu 'akılcı anahtarlar' ın yerine 'uçuran halı' yı koyma niyeti bir güç arama gayretidir ama insanın asıl gücü kendisinin kazandığı güçtür. Kendinden başkasına güvenmek de özgüven eksikliğinin hem nedenidir hem de sonucu. 'Akıldan yana, bilimden yana' olmak ne zamandan beri yerini 'semavi güçlerden medet umma' ya bıraktı? Atatürk 'ün yolundan ayrılmaya başlanmasından beri Türkiye, kendi rönesansını bıraktı, kendi ortaçağına doğru yol almaya başladı. Türkiye 1923-1945 arasındaki 22 yılda kazandıklarını 1945-2007 arasındaki 62 yılda harcayıp duruyor. Bugünkü AKP iktidarının devletin temel kurumlarıyla, üniversitelerle, yargı organlarıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri ile çatışması boşuna değildir. AKP ve onun arkasındaki dinci siyaset anlayışı, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel varoluş felsefesi ile çatışıyor. Bağımsız laik Cumhuriyet felsefesi ile, din siyaseti ile örtülü şeriat anlayışının çatışması elbette kaçınılmazdır. Bu çatışmada dış desteğin ABD ile sağlanması, ABD'nin Ortadoğu politikasına uygun hareket edilmesini zorunlu kılmıştır. AKP, Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımlısı gibi hareket etmektedir. Terör, Kuzey Irak, Ortadoğu konularında ABD politikalarıyla tam bir uyumluluk içindedir. Avrupa Birliği ise, kendi amaçları doğrultusunda (ordunun rejimin değiştirilmesi olgusuna bile karışmamasının sağlanması, din örgütlenmelerinin her düzeyde rahatça yapılması gibi konularda) idare edilmektedir. AKP asıl amaçları için dış destek sağlarken her türlü ödünü de rahatça vermektedir. Bütün bunları Türkiye'de sadece bizler mi görüyoruz? Hayır, aslında herkes görüyor. Ama, öğrencilere satılan 'okunmuş kalemler' gibi, 'satılmış kalemler' de var. 'Okunmuş kulaklar' da var, o kulaklar sadece kendi süzgeçlerinden geçenleri duyuyor. 'Kiralık diller' de var ki, söylenmesi ısmarlanmış sözleri söyleyip duruyorlar. Öğrenciler, bu 'okunmuş kalemler' ile sınavı kazanıp kazanmadıklarını yakında öğrenecekler. Bakalım, biz ulus olarak bu 'satılmış kalemler 'le , 'okunmuş kulaklar' la, ' kiralık diller' le 22 Temmuz sınavını kazanabilecek miyiz? Bütün bunlarla hiç yılmadan mücadele ederek 'Bağımsız laik Cumhuriyet' emanetini yeniden yükseltebilecek miyiz? Çünkü bu 'Çağdaş, büyük Türkiye' ideali, bu ulusa Atatürk'ün emanetidir. Bu emanetin sahibi bizleriz. 23 Temmuz'un sonucu ne olursa olsun... Cumhuriyet 18.06.2007 / ERDAL ATABEK
Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 18 yıl Okunmuş Kalemler... Sınav öncesi 'okunmuş kalem' satışı arttı. . . . 23 Temmuz'un sonucu ne olursa olsun... Cumhuriyet 18.06.2007 / ERDAL ATABEK değerli DİPNOT, bu güzel paylaşım için teşekkürler.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.