Φ pale Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 AKARKEN HAYAT BİZE KALANLAR Hepimiz küreselleşirken bizi yalnızlığa mahkûm eden bu dünyaya yeniliyoruz. Gün geçtikçe içimize doğru koşar adımlarla yürüyor, yıllar geçtikçe belki de daha koyu bir yalnızlığa gömülüyoruz. Ama yine de çevremizde ruhumuza dokunan insanlar arıyoruz çaresizce. Belki bir dost… Belki arkadaş… Belki akraba… Gerçek hayatta bulmayanınca belki sanal âleme dalıyor, net arkadaşlarımızla gerçek hayattakilerle asla konuşamayacağımız şeyleri paylaşıyoruz: Bizi yargılamayacağını bizi herkesten çok anlayacağını düşünerek… Yalansız ilişkiler arıyoruz. Candan samimi… Derdimizi yüzümüzden anlayan; dağıldığında hayatımız toplamamıza yardımcı olan. Sonra böyle ilişkileri yakalayabilmek adına duygusal yatırımlar yapıyoruz. Güven arayışları içinde ince eleyip sık dokuyarak, sevdiklerimiz için bir şeyler yapma çabası içine giriyoruz. Kumdan kaleler oluşturuyoruz onlardan aldığımız güven ve sevgiyle yıkılmayacak beton binalar haline dönüştürülebilecek. Beklentilerimize cevap vermesini bekliyoruz hayatın… Her şeyin bizim bakış açımızla şekillenmesini ister inatçı tutumlara kapılıyoruz. Ama unutuyoruz her şeyin bizim elimizde olmadığını. Bir şeyleri bizim istemememiz kadar bizi yaratanın ve isteklerimize muhatap olanlarında da istemesi gerektiğini. Belki de isteklerimizi yerine getirirken birbirimizi değiştirmek yerine kendimizi değiştirmemiz gerektiği gerçeğini kulak ardı ediyoruz. Bazen inkâr ediyoruz hayatın gerçeklerini. Bazen gerçekleri kendi bakış açımızla yorumluyor, en kötüsü herkesinde böyle yorumlamasını bekliyoruz. Kazanmaya çalışırken güzel insanları güzel başarıları yıkıyor döküyor, yürüdüğümüz yoldaki bütün güzellikleri ezip geçiyoruz. Durup dinlediğimizde yüreğimizin sesini hayatın bize anlattıkları muallakta kalıyor belki de… Tutunduğumuz bütün dallar kırılıyor bazen. Geleceğe bakarken geçmişin izleri gözlerimizi karartıyor acımasızca. Şarkı sözlerinde ararken hayal kırıklıklarımızı kendi yaşadıklarımız için yeni bir beste yapmamız gerektiği gerçeğini atlıyoruz belki. Kendi hayatımızla ilgili açmazları aşmak için başkalarının değerlerini çok rahat çiğneyebiliyoruz. Bencilce yaklaşımlar içine giriyoruz bazen; ektiğini biçmek deyişini unutarak. Bencilce yaklaşıldığımızda bencilce yaklaşılacağımızı unutarak. Kimimizin gönlü yaralı güvendiği dağlara karlar yağdığı için. Kimimiz komik bir yarış içinde başkalarının başarılarıyla kendininkileri karşılaştıran; kendi hayatını başkalarınınkiyle karşılaştırarak kendine haksızlık eden tutumlar içinde. Bazılarımız aslında kendinde nasıl bir potansiyelin olduğunun bile farkında olmadan körü körüne yaşıyor. Birileri kendine her gün dünyanın doğrularını söylediği halde inadına bir yanlışlık çıkmazı içinde. Bazıları küskün, dargın, kendi kabuğunda; hayallerini askıya almış durumda. Ama hepimiz hayatın uzun yolunda yorgun yolcular. Doğum çizgisinden metrelerce yıllarca uzakta ölüm gününü beklerken günlerini amaçsızca boşa harcayan çakır keyf… Hepimiz inadına bir savaş içinde daha başlamadan kaybettiğimiz. O zaman durup dinlenme, değerlendirme, doğruları keşfetme, kendi gerçeğimize ulaşma, arayışların başlangıç noktasına kendi ruhumuzu koyma, hayatı anlamaya kendimizden başlama zamanı. Kelimeleri yan yana koyarak cümleler oluşturma hayatı ve kendimizi ifade ederek rahatlama zamanı. Her şeyden öte söyleyebildiklerimiz kadar söyleyemediklerimizi anlatma, çoğalırken içimizdekiler bunları başkalarına anlatarak çoğaltma zamanı. Kendimizdeki kötü yönleri kontrol altına alma, iyilikleri tüm saflığıyla yansıtma, başkasındaki güzel yönleri kendimize model alma, mal etme kendimizi güzellikler yönünde artırma zamanı. Bizden eksilenlere, eksiltilenlere inat: Her yönüyle her şeyi PAYLAŞMA zamanı. Emel Nermin TEMEL (HABER58.COM ) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.