Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 18 yıl Nereye baksam "gel beni bul" diye haykırıyor AŞK. Takılıp gidiyorum ardından aşkın sesinin. Ulaşmaya çalışırken o sese, yakalamaya çalışırken; tökezliyorum her defasında ona giden yolda Düşüyorum... Her düşüşten sonra, yamalı bir sevda daha bırakıyorum ardımda. Ve anlıyorum her defasında neden hep kaçtığımı sevdalarımı yaşamaktan... Ve anlıyorum her defasında neden hep yarım bıraktığımı aşklarımı.. Ve anlıyorum her defasında, kendime yasakladığım sevdalarım ve sevdayı yaşamamışlıklarım, bitişleri görme cesareti yoksunluğundan başka birşey değil... "Sonsuz ve ölümsüz aşk yoktur" Ama o ses... Ahh o aşkın beni çağıran sesi yok mu? Tıkayamıyorum kulaklarımı artık. "Bulduğumda yaşayacağım bu sefer" kararlılığı ile koşuyorum hep. Düşüyorum.... En ufak bir sendelemede hemen yeni bir arayışa itiliyor yüreğim, sonra bir yeni arayışa daha, sonra bir yenisine daha..... Bu öyle bir kısırdöngü ki, aynı anda çoğul sevdalar esiyor yüreğime; eşzamanlı aşklar yaşıyorum.. Fırtınayı bekleyen ben, yetinmeye çalışıyorum rüzgârlarla.. Üselik çoğu rüzgâr bile değil ve aslında ben çoğunu en baştan anlıyorum, kendimi kandırıyorum.. Ama gene de atıyorum aşkın ılık esen rüzgârlarına kendimi. Sonu başından belli yarım yamalak sevdalar yaşıyorum. Her yamalı aşktan sonra daha fazla artıyor açlığım, daha fazla artıyor kana kana içme ihtiyacım.. Her biri için "acaba bu kez doğru kişi mi" diyerek eş zamanlı aşklar yaşıyorum. Ve ben, her defasında; daha da üşüyen bir yürekle başbaşa kalıyorum, daha da yalnız bir yürekle.. Ahh! Ama suç bende, salaklık bende.. Çok şey istiyorum ben!!!! İnsan olmalı ruh ikizim olmalı, erkek olmadan önce... Ruhumu soyabilmeli giysilerimden önce.. Zihinsel uyum "olmazsa olmaz" larımın başında geliyor.. Elleri bedenimden önce saçlarımda gezinebilmeli... Ruhum ile sevişebilecek bir yüreğe sahip beden olmalı yatağımdaki.. Ve eğer mümkün ise.. Lütfen.. Birlikte uyuyup birlikte uyanabileceğim biri olsun bu sefer... Görüyorsunuz ya; ne çok şey istiyorum. Üstelik bu kadar da değil, liste daha uzuyor... Tekrar aşkı yaşamayı yasaklasam kendime, eskisi gibi yarım bırakıp gitmeye karar versem???... mi acaba? Ama hayır, ben artık gerekirse boğulmak istiyorum sevda denizinde. Sonları da yaşamak istiyorum artık.. Şimdilerdekilerde değil ama, öncekiler, önceki sevdalarımda hep ışıl ışıl gözler vardı... sürekli düşünüldüğüm ve düşündüğüm, arandığım ve aradığım, çılgınca özlediğim ve özlendiğim, bulutların üzerinde yaşıyormuşcasına yaşanan sevdalardı benimkiler. Hep öyle kalsınlar istediğim için yarım bırakıldılar zaten. İstemedim o ışıl ışıl gözlerin donuklaşmasını.. İstemedim telefonumun nadiren çalmasını.. İstemedim paranoyalarımla başbaşa kalmayı.. Korktum hep bitişlerin acımasızlığından.. Sanırım aşk benden intikam alıyor. Dolu dolu, dopdolu aşkları yaşamadım, yarım bıraktım. "Madem öyle gel böye" diyor şimdi bana... "Gel beni bul" diye haykırırken bir yandan, diğer yandan da "ohh canıma değsin, sana sunduğum fırsatları geri teptin zamanında, kendi düşen ağlamaz" diyor sanki.. Ey Aşk ! Af diliyorum senden işte... Çıksana artık karşıma, savursana beni fırtınalarınla....
Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2007 18 yıl Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin..... Nazım HİKMET __._,_.___
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.