Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2007 18 yıl Dilimize arapçadan ve farsçadan girmiş pekçok kelime vardır. Günlük konuşmalarımızda bunları sık sık kullanırız. Bu tip kelimelerin çok sık kullanıldığı alan,resmi kurumlar olmuştur. Örneğin Osmanlı dönemindeki yazışmalar. Bir de edebiyatta yer almışlardı. Lisede iken okuduğunuz divan edebiyatını anımsayın. Ben öyle şiirler gördüm ki,türkçe kelime sayısı bir ikiyi geçmezdi. Ancak,divan edebiyatının sanat seviyesi çok yüksektir. Ama bu durum üst seviyedeki insanlar için söz konusu idi. Halk,dilimizi hep sade olarak konuşmuştur. Cumhuriyetten sonra resmi yazışma dilinde,arapça ve farsça kelimeler uzun süre etkili oldu. Hele hukuk dilinde.Savcı ve hakimlerin kullandığı hukuk terimlerini anlamak olanaksızdı. Ecr-müsemma kelimesini ,uzman olmayan birisinin bilmesi olası mıdır? Son yıllarda bu iş düzeliyor.Ama halen kullandığımız kelimeler de var. Örneğin zilyet veya tağyir sözcüklerinin anlamını kaçımız biliyor? Kökü türkçe olmayan,ama günlük yaşantımızda kullandığımız bir yığın kelime var. Ama bunlar vazgeçilemeyecek ölçüde benimsenmiştir. Pek çoğumuz ‘okey’ diyoruz. Geçmiş yıllarda dilimizi sadeleştirmek için çaba gösterenler oldu. Topluma sundukları bazı kelimeler benimsendi: Yanıt,kanıt,gizem gibi. Ama benimsenmeyen kelimeler de vardı: Betik,algan,yağı gibi. Bazen sadeleştirmeyi önerenler ipin ucunu kaçırdılar. Önerdiklerinden biri şu idi: Gök konuksal avrat kişi. Hostes demekmiş.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.