Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

HALKLARI KORUMA ORGANİZASYONU DA AVRUPA’YI UYARDI:

PKK’nın Geliri, Uyuşturucu, İnsan Kaçakçılığı ve Haraç’tan!..”

 

 

Terör örgütleri listesine alınması sonrasında gelir kaynakları yakın takibe alınan PKK’nın, finansman krizini aşmak için Avrupa ülkelerinde uyuşturucu ve insan kaçakçılığının yanı sıra, Kürtlerden “bağış”, “vergilendirme”, “gerillaya yardım” adı altında haraç toplaması, güvenlik birimlerinin yanı sıra, uluslararası kuruluşları da harekete geçirdi.

 

Almanya’da faaliyet gösteren Halkları Koruma Organizasyonu tarafından “AB Yetkililerine Açık Mektup” başlığıyla yayınlanan (15 Nisan 2007) ve uluslararası kuruluşlar, güvenlik birimleri ile basın-yayın organlarına gönderilen mektupta, “AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’nın, Avrupa ülkelerinde uyuşturucu, insan kaçakçılığı, kara para aklama, sahtecilik, haraç gibi organize suç faaliyetlerinden elde ettiği milyonlarca doları, silah alımında kullandığı” belirtilerek, son dönemde tırmanan terör eylemleri ile birlikte örgütün, Avrupa ülkelerinde yaşayan Kürtlerden haraç toplama faaliyetlerini de yoğunlaştırdığına dikkat çekildi.

 

Avrupa’da yaşayan PKK mağduru Kürtlerin “acil yardım” çağrılarına karşı yetkililerin uyarıldığı mektupta, şöyle denildi;

PKK, KADEK, KONGRA-GEL, ismi ne olursa olsun, terör örgütleri listesinde yer alan bu örgüt, sivillere yönelik şiddet uygulamalarının yanı sıra, uyuşturucu ve insan ticaretinden yüklü miktarda gelir sağlamaktadır. Geçmişte, Kürt hemşehrilerine karşı gerçekleştirdiği sonu gelmez çok sayıda terör eylemleri ile saygınlığını yitiren PKK’nın, hala Avrupa ülkelerinde barbarca, kavgacı eylemleriyle Kürt demokratların etkinliklerini tehdit etmesine, haraç almasına, insan kaçakçılığının yanı sıra, gençleri uyuşturucuyla zehirlemesine karşı sessiz kalınmamalıdır.

Şiddet politikasından hiçbir zaman vazgeçmeyen PKK’lılar, kendileri dışında düzenlenen her türlü etkinliği ve organizasyonu şiddet kullanarak engellemeye çalışıyorlar. 15 Mart 2007 tarihinde Berlin’de yaşayan PKK’lılar, örgütten bağımsız bir grup Kürdün, Nevruz kutlamalarını sopalar, demir çubuklar, bıçaklar ve ateşli silahlar kullanarak, sona erdirmeye çalışmışlardır.

Gürültü patırtı çıkararak çevreyi rahatsız eden aşırı uçtaki bu kişiler, benzer bir şiddet eylemiyle, 22 Mart 2007 tarihinde Paris’te düzenlenen Nevruz kutlamalarını engellemeye çalışmışlar, etkinliğe katılan Türklere ve Kürtlere saldırarak, polisle çatışmışlar ve sokaktaki otomobilleri yakmışlardır. Diğer Avrupa şehirlerinde yaşayan Kürtlerden de, PKK’lıların haraç toplama faaliyetlerine karşı yoğun şikayet mektupları gelmektedir.

PKK şiddetinden mağdur olan en önemli kesimlerin başında Yezidiler yer almaktadır. Yıllarca PKK baskısına boyun eğerek, örgüte ve uzantısı derneklere haraç vermek zorunda bırakılan Yezidiler, PKK tarafından örgütün çıkarları doğrultusunda kullanılmışlardır.

Yezidilerin haklarını savunuyormuş gibi görünen PKK, aslında en büyük Yezidi düşmanı olduğunu geçen aylarda gerçekleştirdiği şiddet eylemleriyle bir kere daha kanıtlamıştır. PKK baskısına boyun eğmeyen Yezidileri, ‘ajan, hain, Kürt düşmanı’ ilan eden örgüt, Yezidileri dövmekte, hatta çocuklarını kaçırmaktadır. 17 Mart 2007 tarihlerinde Yezidi derneğini basan PKK’lılar, dernek yöneticilerini fena şekilde döverek hastanelik etmişler ve derneğin kasasındaki paralara el koyarak, binadaki malzemeleri kullanılamaz hale getirmişlerdir.

PKK’nın, başta Kürtler ve Yezidiler olmak üzere, masum insanlara yönelik gerçekleştirdiği şiddet eylemleri yüzünden mümkün olduğu kadar çok sayıda Avrupa Birliği ülkesinde yasaklanması, örgütün uyuşturucu, insan kaçakçılığı ve haraç faaliyetlerine karşı etkin tedbirler alınması için uluslararası kuruluşlara ve yetkililere ‘acil yardım’ çağrısında bulunuyoruz.”

 

Yazıyı kaleme alırken, bilgisayarıma, Almanya’dan yazan ve can güvenliği açısından ismini vermek istemeyen bir Kürt kardeşimizin ilginç mektubu düştü. PKK’nın haraç mağduru binlerce kişiden biri olan bu kardeşimiz, mektubundan bir kesitini, sizlerle paylaşmak istiyorum;

“Geçen ay ofisime bir polis memuru geldi ve ‘PKK sizden haraç istedi mi?’ diye sordu. ‘Evet’ diyemedim. Çünkü PKK’lılar, benim ofisimin de bulunduğu sokaktaki Kürt dükkanlarından haraç istemişler ve hemen hemen hepsini de haraca bağlamışlardı. Dükkan sahiplerinin ses çıkarmamasından cesaretlenen PKK kabadayıları, bu iş iyi gitmeye başlayınca sokaktaki Kürt olmayanlardan da haraç istemeye kalkıştılar. Polis memurunun bize gelmesinden birkaç hafta sonra aynı sokaktaki Türk dükkanlarından da haraç isteyen PKK’lılar, Türkler tarafından meydan dayağına çekildiler ve ondan sonra da bir daha sokağa gelmediler.

 

Fakat PKK’lılar, Kürtleri rahat bırakmadı tabii… Bu defa da, evini, ailesini geçindirmek için canla başla çalışan Kürt esnafı, KARSAZ denilen bir derneğe üye kaydetmek istediler. Üye aidatları oldukça yüksekti. Amaçlarını, Kürt esnafın çıkarına diye açıkladılar. Ama, biz geçmişteki örneklerden hareketle, paranın aslında nereye gideceğini çok iyi biliyorduk. Çünkü KARSAZ’ın yönetim kurulu üyeleri ve önde gelen yöneticilerinin çoğu, aynı zamanda PKK’nın önde gelen isimleriydi. ‘KARSAZ’a üye aidatı’ adı altında Kürt esnafı ve ailelerini haraca bağladılar. Bir tanıdık eşliğinde katıldığım bir konferans sırasında önce PKK’nın Bekaa vadisindeki kampında çekilen askeri eğitim görüntülerini, Abdullah Öcalan’ın siyaset dersini ve sonunda tüm Kürtlere vatan kurtarma video seansını gösterdiler. Konferansı yöneten PKK sorumlusu, önce Apo’ya sadakat nutukları attıktan sonra, orada bulunan ve hemen hemen hepsi de sıradan olan insanlara dedi ki, ‘herkes en azından yarım veyahut bir bütün aylık maaşını PKK’ye verecek.’ Evet ‘Verecek!..’ dedi., ‘Versin’ falan değil. Gerekçe olarak da, PKK’nın silah ve lojistik ihtiyaçları. Yine, bunu takiben ve bazı cılız itirazlara karşı, ev kirasıymış, yakacak, yiyecek masrafı, elektrik/telefon faturasıymış, çocukların eğitim giderleri falan, bunların kendisini hiç ilgilendirmediğini ve PKK’nin her şeyden daha önce geldiğini söyledi.

Kendisini PKK’nın sorumlusu olarak tanıtan bu şahıs, Frankfurt, Köln ve başka şehirlerde haraç vermek istemeyen Kürtlerin ‘hain’ ilan edilerek, dükkanlarının nasıl yakıldığını anlatmaktan da çekinmedi. Hatta tehditkar bir ifadeyle, ‘PKK’ye para vermek istemeyen Kürtlerin çocukları, bugün dağlarda’ diye eklemeyi de ihmal etmedi.

Küçüklüğünden beri tanıdığım ve Türklerle hiçbir ihtilafı olmamış ve aile dostluğu yaptığımız 14 yaşındaki Ahmet’in ve 15 yaşındaki Mervan’ın, Almanya’dan Kuzey Irak-Türkiye sınırına gönderilerek bir çatışmada ölmüş olmasını unutamıyorum. Bu olay beni bugün bile derinden üzüyor ve PKK’ya lanetimi daha da artırıyor.”

 

Ne kadar kazandığınızı sormadan, ne kadar haraç vereceğinizi söyleyenler, veremeyenleri öldürenler, kız çocuklarını kaçırıp tecavüz edenler veya örgüt kamplarına devşirenler, “yardım”, “bağış” adı altında topladıkları paraları Murat Karayılan, Cemil Bayık, Zübeyir Aydar, Duran Kalkan’ın İsviçre’deki banka hesaplarına aktaranlar, örgüt yönetiminin dogmalarının dışındaki söylemleri dile getiren Kürtleri (şiddet karşıtlarını) silahla sindirmeye, katletmeye çalışanlar, ne kadar insancıl ve demokrat olabilirler ki?..

 

 

Nail Amudi

Nail Amudi

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.