Zıplanacak içerik

PKK’DA “ŞAHİNLER” VE “GÜVERCİNLER”İN RANT KAVGASI!..

Featured Replies

Gönderi tarihi:

PKK’DA “ŞAHİNLER” VE “GÜVERCİNLER”İN RANT KAVGASI!..

 

 

Ateşkes kararına rağmen şiddet eylemlerini sürdürmesi nedeniyle Avrupa ülkelerinin yanı sıra, Suriye, İran ve Türkiye’de örgüte yönelik operasyonların aralıksız sürmesi sonucunda köşeye sıkışan PKK’da toplu kaçışlar, intiharlar artarak sürerken, örgütün Avrupa, Ortadoğu ve Türkiye alanındaki “liderlik/rant kavgası” da boyutlandı.

 

Örgüte yakın çevreler, geçen ay Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen 5.Genel Kurul'da Murat Karayılan ile Ali Haydar Kaytan, Fehman Hüseyin, Mustafa Karasu ve Duran Kalkan arasında yaşanan liderlik savaşının, Türkiye ve Suriyeli kadrolar arasında iktidar mücadelesine dönüştüğünü, örgüt içerisinde “güvercinler-şahinler” arasında da “ateşkes” ve “silahlı eylemlerin tırmandırılması” konusunda görüş ayrılıklarının yaşandığını belirtiyorlar.

 

 

PKK’nın, Irak’ın kuzeyini üs haline getirmesi ve buradan Türkiye’ye yönelik şiddet eylemlerini sürdürmesi nedeniyle, “sınır ötesi operasyon” tartışmalarının gündeme gelmesi nedeniyle, Iraklı Kürtlerin PKK’ya karşı cephe almaya başladıkları ve örgütten kaçışların, toplu intiharların, infazların had safhaya ulaştığı bir dönemde, Kandil Dağı’nda Murat Karayılan ile Fehman Hüseyin, Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan, Mustafa Karasu arasında yaşanan liderlik/rant kavgasına, Avrupa alanından Remzi Kartal, Zübeyir Aydar, Ali Rıza Altun, Canan Kurtyılmaz, Nedim Seven’in yanı sıra, Türkiye’den Sabri Ok’un da dahil olmasıyla, “Abdullah Öcalan’ın PKK üzerindeki egemenliği sona mı erdi? Öcalan’ın halefi ve PKK’nın yeni patronu kim? PKK bölünüyor mu?” sorularının cevabı tartışılmaya başlandı.

 

Abdullah Öcalan’ın yakalanması sonrasında PKK içerisinde liderlik ve örgüt politikasının belirlenmesi konusunda yaşanan anlaşmazlık, Osman Öcalan, Kani Yılmaz ve Nizamettin Taş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda üst düzey sorumlunun örgütten ayrılmasıyla sonuçlanmıştı. Örgüt yönetimini ele geçiren Murat Karayılan’ın, örgütün yayın organlarının başına kendi adamlarını getirerek, İmralı Cezaevi’ndeki Abdullah Öcalan’ın açıklamalarına sansür uygulaması, Öcalan’ın geçmişteki kararlarını sorgulaması ve eleştirmesi, Kani Yılmaz ve Ramazan Topbaş’ı öldürtmesi, örgütün Avrupa sorumlusu Rıza Altun’u görevden alarak yerine Canan Kurtyılmaz’ı getirmesi, PKK’nın silahlı kanadının başındaki Suriye kökenli Fehman Hüseyin ve yandaşlarına yönelik kapsamlı bir tasfiyeye girişmesi, ateşkese rağmen eylem yapan kadrolardan özeleştiri isteyerek, onları pasif görevlere getirmesi, Türkiye’li kadroları örgütün stratejik noktalarına yerleştirmesi, hem Kandil, hem Türkiye, hem de Avrupa alanında Murat Karayılan’a yönelik tepkilerin tırmanmasına neden olmuştu.

 

5.Kongre öncesinde atağa geçen Murat Karayılan yandaşlarının, Murat Karayılan karşıtı cephede yer alan Ali Haydar Kaytan hakkında “Tecavüzcü Coşkun”, Fehman Hüseyin için “Suriye ajanı”, Duran Kalkan’a yönelik de “ölümcül bir hastalığa yakalandığı” yönünde söylentiler çıkarttıkları belirlendi.

 

Ancak, örgüt içerisindeki asıl kıyametin, Murat Karayılan taraftarlarının Fehman Hüseyin’e yönelik “örgüt yönetiminin ateşkes kararına rağmen Türkiye’de çocukları ve kadınları dahi hedef alıyor, bu eylemleri Suriye’de öldürülen örgüt mensuplarının intikamını almak için yapıyor, özeleştiri vermeli ve HPG (silahlı kanat) Murat Karayılan’a bağlanmalı” şeklindeki yaklaşımlar sonrasında koptuğu ve Karayılan-Hüseyin arasında gerilen ipin kopma noktasına geldiği kaydedildi.

 

 

Murat Karayılan ve karşıtları (Ali Haydar Kaytan, Duran Kalkan, Mustafa Karasu) arasındaki liderlik/rant savaşı bütün şiddetiyle sürerken, bu kavgadan yararlanan ve “tarafsız konumdaymış” gibi hareket eden Cemil Bayık’ın, “Abdullah Öcalan’dan sonra örgütü yönetmek benim hakkım” diyerek, Suriye ve Lübnan’daki örgüt kadrolarını toparlayıp, PKK’da öne çıkmaya çalışmasının da, kavganın boyutlanmasına neden olduğu belirtiliyor.

 

Bu arada, Canan Kurtyılmaz ve Nedim Seven’in geçen ay Fransa’da tutuklanmaları sonrasında, ortaya çıkan boşluğun Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal tarafından doldurulma çabaları ise, Kandil-Avrupa hattında yeni bir kavganın başlamasına neden oldu. Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal’ın, yakalanan PKK sorumlularının yerine geçerek, Avrupa’da PKK’dan farklı bir siyasi oluşumun temsilcileri gibi davranmaları, Karayılan tarafından görevden alınan Rıza Altun ile birlikte hareket ederek, Kurtyılmaz ve Seven’in “Avrupa ülkelerinde şiddetin tırmandırılması yönündeki” politikalarına karşı çıkarak, gizli servislerle işbirliği yapmalarının Kandil’i kızdırdığı kaydedildi.

 

Öte yandan, Abdullah Öcalan ile yakın temas içinde olan Sabri Ok’un da, örgüt yandaşlarının katıldığı toplantılarda, “Silahlı eylemlere dayalı politikaların iflas ettiği, Kandil’in gelişmeleri doğru okuyamadığı ve misyonunu tamamladığı, Avrupa alanında Rıza Altun, Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar’ın yıllardır örgütün rantını yediklerini, bu kişilerin kaçarak mücadeleye hizmet edemeyecekleri, biran önce Türkiye’ye gelmeleri ve gerektiğinde, kendisi gibi cezaevine girerek, gerçek anlamda davaya bağlılıklarını göstermeleri gerektiği, aksi halde bu kişilerin PKK veya Kürtler adına söz söyleme haklarının olamayacağı, Abdullah Öcalan’ın söylemlerinin ve uyarılarının dışına çıkılması durumunda davanın kaybedileceği” yönünde açıklamalar yapmasının, Kandil ve Avrupa’daki rahatsızlığa neden olduğuna işaret ediliyor.

 

Kandil Dağı’nda PKK’ya hakim olmaya çalışan Murat Karayılan, cezaevinden çıktıktan sonra örgütün liderliğine soyunan Sabri Ok’u “yıllardır sürdürülen silahlı mücadelenin rantını yemek”le suçlarken, Abdullah Öcalan’ın desteğini arkasına alan Sabri Ok’un ise, silahlı mücadele yerine demokrasi alanına geçilmesi gerektiği, Kandil’in misyonunu tamamladığı, silahlı eylemlerin mücadeleye büyük zarar verdiği, örgütün silahtan arındırılarak yeniden yapılandırılması ve silahtan rant sağlayanların biran önce yönetimden uzaklaştırılmaları gerektiği yönündeki söylemleri dikkat çekiyor.

 

Bu arada, PKK içinde yaşanan rant ve liderlik kavgasının, DTP’ne de sıçradığı, aralarında il başkanları ve yöneticilerinin de bulunduğu çok sayıda DTP üyesinin, “Abdullah Öcalan, PKK ile ilişkiler, şiddet politikası, Barzani’nin Türkiye’yi hedef alan açıklamaları, seçimlere bağımsız adaylarla gidilmesi, belediye çalışanlarından partinin seçim giderleri için zorla para alınması, seçimlere katılacak adayların PKK yönetimi tarafından belirlenmesi, DTP’nin diğer Kürt partiler ile ittifak yapma arayışları” gibi pek çok konuda, DTP Başkanı Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile ters düşerek, partiden topluca istifa etmeye başladıkları öğrenildi. İstifa edenlerin diğer Kürt oluşumlara yönelmelerinin ise, PKK ve DTP arasında yeni bir krize neden olduğu kaydedildi.

 

 

Öte yandan, PKK içerisinde “liderlik ve rant kavgası” yaşandığına işaret eden Abdullah Öcalan’ın da, avukatları aracılığıyla Kandil’e gönderdiği bir mektupta, “halefi olarak Sabri Ok’u ilan ettiğini” vurgulayarak, örgüt kadrolarına yönelik önemli uyarılarda bulunduğu öne sürüldü.

 

Abdullah Öcalan’ın mektubunda; “Demokratikleşmeyi esas alın dedim. Onlar şiddete, infazlara ve tasfiyeye yöneldi. Bunlar benimle oyun oynuyorlar. Koltuğa gelince, birbirlerinin gözünü çıkarıyorlar. Ancak basit bir demokratik çalışmayı dahi geliştiremiyorlar. Benim adıma hareket ettiğini, benim haklarımı savunduğunu iddia edenler, örgüte ait kurumları ele geçirmişler. Halkımızın cebinden alınan paralarla kurulan radyo, TV, gazeteleri ele geçiren bu kişiler, sesimi kısmayı bile denediler? Devlet bile bu aşağılık heriflerin durumuna düşmedi, benim sesimi kısmadı. Bana sansür uygulayan aşağılıklar mutlaka hesap verecekler. Rıza’dan Abbas’a, Cuma’dan Cemal’e, Fuat’tan Bahoz’a herkes hesap verecek. Çünkü bu komplo içimizde. Bu komplo Yunan komplosundan daha beter” diyerek, kendisini dışlamaya çalışanlara karşı tavrını sertleştireceği mesajını verdi.

 

PKK yöneticilerinin, Mayıs ayı ile birlikte şiddetin tırmandırılacağı yönündeki açıklamaları sonrasında örgüte yönelik sınır ötesi operasyonun gündeme gelmesinin yanı sıra, İran, Suriye, Türkiye ve Avrupa ülkelerinde yoğun operasyonlar sonucunda önemli kayıplar vererek, finansman krizi yaşayan PKK’da, liderlik/rant kavgası, “Türkiyeli-Suriyeli”, “Bingöllü-Urfalı”, “şahinler-güvercinler”, “Kandil-İmralı-Avrupa-DTP”, “kadın-erkek” şeklinde yaşanan hizipleşmeler, kadınlara yönelik ahlak dışı uygulamalar, toplu kaçışların, intiharlar, teslim olmalar, örgütün dağılma sürecini hızlandırırken, Türkiye’de sorunların silahla çözülemeyeceği konusunda hem fikir olan Kürtlerin desteğini büyük oranda kaybettiği görülüyor.

 

Nail Amudi

Nail Amudi

Gönderi tarihi:

:clover:

PKKâDA âŞAHİNLERâ VE âGÜVERCİNLERâİN RANT KAVGASI!..

.

.

.

PKK yöneticilerinin, Mayıs ayı ile birlikte şiddetin tırmandırılacağı yönündeki açıklamaları sonrasında örgüte yönelik sınır ötesi operasyonun gündeme gelmesinin yanı sıra, İran, Suriye, Türkiye ve Avrupa ülkelerinde yoğun operasyonlar sonucunda önemli kayıplar vererek, finansman krizi yaşayan PKKâda, liderlik/rant kavgası, âTürkiyeli-Suriyeliâ, âBingöllü-Urfalıâ, âşahinler-güvercinlerâ, âKandil-İmralı-Avrupa-DTPâ, âkadın-erkekâ şeklinde yaşanan hizipleşmeler, kadınlara yönelik ahlak dışı uygulamalar, toplu kaçışların, intiharlar, teslim olmalar, örgütün dağılma sürecini hızlandırırken, Türkiyeâde sorunların silahla çözülemeyeceği konusunda hem fikir olan Kürtlerin desteğini büyük oranda kaybettiği görülüyor.

 

Nail Amudi

Nail Amudi

:clover::clover::clover:

teşekkürler..........

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.