Misafir Ferfecir Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2005 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2005 Bircok kisinin tanimadigi, bazilarinin onyargiyla, bazilarinin nefretle ama bazilarinin ise buyuk bir sevgiyle karsilayacagi bir isim, Ali Seriati. Benim butun insanlik tarihi boyunca, hicbir rengin yargisina kapilmadan, icten hayranlik duydugum iki kisiden biridir Seriati. Buyuk bir aydin ve tek basina bir ekoldur. Tanitacagim kitabi "Kevir" ise basucu kitaplarimdandir... Defalarca defalarca okuyup bikmadigim, okudukca okudugum... Hayir kitap demeyecegim, okudugum bir gonul... Seriati hakkinda onyargili olanlara ve tanimak isteyenlere Sartre'in bir sozunu yazarak kitabin tanitimina gececegim. "I have no religion , but if I were to choose one, it would be that of Shariati's." (Herhangi bir dinim yok ama birini secmek durumunda kalsaydim, bu Seriatininki olurdu.) Jean-Paul Sartre K E V i R Bu kitap, Sartre'ın deyimiyle: <<şiir>>, sözcüğün Farsça anlamıyla da <<gazel>>, yaralı bir göğsün <<göğüs kanamaları>> ile <<çölsel bir ruh>> un <<dağınık yakarmaları ıdır. Bu çöl, <<benim dünyam>> olduğu gibi <<benim yüreğimdir>> dir de... <<benim yabancı kendim>>, <<benim tutuşmuş ekinsiz yaşantım>>... özetle <<benim yaşamöyküm>> dür. Bu "varlık"ın susuz, gizemli, eriyen, bekleyen,üzülen... çölüdür. Bu sözlerin okuyucusunun, kendisini "seslenilen" olarak düşünmemesi gerekiyor. Bu sözler seslenilensizdir. Onların "görücüsü", "arayıcısı" olması gerekiyor. Sözcükler ve kavramları "okuma"ması gerekiyor. "Cümleleşmiş", "sözcükleşmiş" anlamları, duyguları "duyumsaması", "tatması", "koklaması" gerekiyor. Bir "mektub"u "okuduğu" gibi değil, bir "serüven"i gördüğü gibi... okuması gerekiyor. Kitaptan bazi alintilar: - Gözleri bulut rengindeydi, yok, melekut rengindeydi, atmosfer, kurşuni ilksizlik sabahı rengindeydi, ruh..rengindeydi. Haaa! Anladım; gözleri tümüyle ruh rengindeydi,ruh ne renktedir? Ruh mu? Bilmeyecek ne var? Ruh tümden ne renktedir, ne renktediiiir...Onun gözleri rengindedir. Buğu ne renktedir? Onun gözleri renginde değil midir? Gözleriyle düş kuruyor, gözleriyle düşünüyor gibiydi, gözlerinin bir yerler gördüğünü sanmıyorum. - Ben şimdi düşlemimde bir odağa dalmışım,gözlerim durgun bir delinin gözleri gibi gizemli bir korku içinde göremez olmuş, kıpırdamaz olmuş, açılıp kapanmayı unutmuştur. - Yanılmayasınız, bunlar birilerine ilişkin söyleyerek duymasını istemediğimiz sözlerden değildir, yok, bunlar bir şey değil, buna benzer söz çoktur, çok da değersizdir,herkesin böyle sözleri olur, birilerine, bir seslenilene söylenecek sözlerden söz ediyoruz biz, ondan başkasına söylenemeyecek, ondan başkasına söylenememesi gereken, bununla birlikte onunda duymaması gereken sözler, yüce, güzel tatlı sözler bunlardır, seslenilenin bile namahrem olduğu sözler! Bu nasıl söz? Bu nasıl seslenilen? - Bulunmadıklarında bulunduklarından daha çok "var olan" kimseler! Yer yer duymamaları gereken sözlerin seslenileni olan kimseler bunlardır işte, kendileriyle hep konuşur durumda olduğunuz kimseler bunlardır, güzel sözlerimizide bunlara söyleriz hep, duymalarını istemediğimiz sözleri, hep yazıpta göndermediğimiz mektuplarıda bunlara yazarız. Özgün sözler, "duyulmak" için söylenen sözler değildir, "söylenmek" için söylenen sözlerdir. Özgün yazılar "okunmak"için yazılan yazılar değildir, "yazılmak" için yazılan yazılardır. - Kuşlara benzer duygular. Nereden gelir bilinmez. Kah çığlık çığlıktır, kah sesleri işitilmez. Bağrında güneşler tutuşmuyorsa selamlayıp geçerler seni. Kuşlar soğuk iklimi sevmez. - Aşk sevenin içinde varolan bir güçtür. Kendisini sevgiliye çeker. Oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir. Seveni sevilene götürür. Aşk, sevgiliye egemenliktir. Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluğudur. - Birden içime şu korkunç soru düşüvermişti: "Ben hangiyim?" Ruhunun bu kaygıyı duyumsayabilecek oranda büyük, geniş olduğunu düşünüyorum. Kişinin kendini kendi içinde yitirmesinden daha korkunç ne olabilir? Kişinin kendi içinde...ne desem?..kendisiyle iç içe olmuş, kendilerini kendisi gibi göstermiş...yabancılar olmasından daha büyük bir yıpranış olabilir mi? Şimdi ben kim olduğumu bilmiyorum...ne korkunç! - İçine bir yeraltı su geçidi gerek senin İğretilere kapın açılmasın diye senin Evin içinde bulunan bir su testisi bile Dıştan gelen bir ırmaktan iyi senin için Senai - Çok ilginç! O var iken görmüyordum, o çağırıyor iken işitmiyordum...Ben görmeye başladığımda o yoktu...Ben işitmeye başladığımda o çağırmıyordu...! Soğuk, duru bir pınar, senin karşında coşmakta, çağırmakta, inlemekteyken, sende suyun değil, ateşin susuzluğunu çekiyor iken, pınarın kurumasıyla birlikte, pınarın, senin susuzluğunu çektiğin o ateşten boşalıp buğulaşarak boşluğa uçmasıyla birlikte böylece ateşin, çöle saldırarak onu kendi içerisinde eritmesiyle, yerden ateş bitip, gökten ateş yağmasıyla birlikte senin ateşin değil suyun susuzluğunu çekmeye başlaman, sonra da varoldukça senin yokluğunun üzüntüsüyle eriyen kimsenin yokluğunun üzüntüsüyle bir yaşam boyu erimen ne üzücüdür! - "Var olmak", dar, karanlık bir hücredir; kapısı ölüm, penceresi yaşamdır, pencerelerini bulmamış olanlar ya da yalnız"var olmak"la yetinecek ölçüde "az" olanlar ile bu "az olmak"tan biraz çok olmaları ya da çok duruma gelenler intiharın kurtarıcı yardımıyla, kapıyı açar, kurtuluşa doğru kaçarlar. - "İnsan" olma "bilme" ile gerçekleşmektedir. Bunun en yüce belirginliği de kendini bilmedir. "Kendini bilme "ne rastlantısal olarak, ne de daha önceki bir kararlaştırma ile ve ne de gaybi ilham, kalbi duyumsama veya iç ışıması ile olur. Başkası (L'autrui) ile yürüttüğü ilişkilerinden yola çıkarak insan, "ben" (Lemoi)e ulaşmaktadır. "Başka" olanı tanımakla ve duyumsamakla"kendisi"ni keşfetmektedir. - Benim sevgilim o kadar latiftir ki “olmak” tozuna bulaşmamış... Zaten vücud giysisini giymiş olsaydı, benim sevgilim olmazdı. Benim sevgilim asla gelmeyecek. Ancak ölüm ile son bulacak bu aşk... böyle... fildisikule.8m.com adresinden yararlanilmistir.. Alıntı
Φ crazy mom Gönderi tarihi: 10 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 10 Nisan , 2008 - Kuşlara benzer duygular. Nereden gelir bilinmez. Kah çığlık çığlıktır, kah sesleri işitilmez. Bağrında güneşler tutuşmuyorsa selamlayıp geçerler seni. Kuşlar soğuk iklimi sevmez. - Aşk sevenin içinde varolan bir güçtür. Kendisini sevgiliye çeker. Oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir. Seveni sevilene götürür. Aşk, sevgiliye egemenliktir. Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluğudur. Bunlari sevdim.... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.