Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

İşin kötüsü hızla eskiyor yokluğun...ki varlığın gün yüzü

görmemişken,yepyeni dururken böylesine!

 

Şöyle bir

toparladımda,hani o çok sevdiğin ve masanda tamamlanacağı günü bekleyen

puzzle'ın gibi

birleştirmeye çalıştırdımda verdiklerimi daha bir kaç tanesini koyuverince yan yana sen oluşu verdin...

 

Yavaş yavaş anlıyorum şimdi neresinden su alıyormuş senli hayatım...

Seni ölüm kadar büyütmüşüm,yaşamımda sanki ölümün zıttı yaşam değilmiş de

senmişsin!!!

 

 

Hani olmasan

olmazmışım!!!...

 

 

Varmısın şimdi?

Yarın daha

yeni tanıştığın bir insan yada bir arkadaşınmı olacağım,

öbür gün dokunmadan duramadığın sevgilin mi olacağım düşüncesi yok...

Ve sen hiç kıpırdamazsın yerinden bilirim...

Elin telefona gidecek olsa numaramın son tuşuna kadar sürer cesaretin!

Kapımın önüne kadar gelsen,zilim yerine kendini çalarsın kendinden...

 

 

Sen adım atmaya bile alışık değilsinki bana ve ben

öyle koşmuşumki sana...

Kaç tur atmışım etrafında,kaç kez aşkın hacısı olmuşum bilinmez!

Ama

aforoz edildim aşktan.

 

 

Sana yamadığım ben...

parçalarını söktüğümde geriye bir avuç

günah kaldı...

 

 

 

Şimdi ben yanlızım belki ama sen yoksun...

Ben baştan aşağı

bir ah,

sen tepeden tırnağa

günah...

 

 

Ve aşk...

 

yerden göğe boş !!!

Gönderi tarihi:

boş lan aşk değil sevgili redblack benim kanaatimce...

boş olan aşkı dolduramayan ve aşkı yaşamasını bilmeyen biz aciz insanlar.... :flowers:

sırf bir kaç milyar insanın yaptığı hata yüzünden aşkı kötülememek lazım değil mi.. :unsure:

 

düşününce .... kendine pay çıkarmak lazım...

aşkı tanıyorsun... bundan sonra daha dikkatli olup, olmayacağı yerde durdurulmak yerine sen DUR ! diyeceksin...

Gönderi tarihi:

Aşk... Aşk kadar güzel ve asil bir duygu ki... onu suçlamamak lazım... :flowers::clover:

Gönderi tarihi:

Aşk

 

bir tek senin görebileceğin bir yerden

sana gülümsüyorum...

onların duydukları kahkahalarım değil

aşkı tarif gerekirse sana

anlatayım

aşk ne biliyor musun

benim sana yaşadığım,

senin durmadan üstüne bastığın...

 

Ceyhun Yılmaz

Gönderi tarihi:

Aşk

 

 

Düğümlenmek bir çıkmazın içinde

kaybolmak..

bulamamak ona dair hiçbirşey

aramak, aramaktan bıkmamamak..

beki bir ömür boyu...

ama aslında özlemektir aşk

özlemdir aşk

kırmızı bir gülün içindeki karanlık gibi..

 

ŞAMAROĞLANINDAN Red Black a özel... :flowers:

Gönderi tarihi:
Aşk

Düğümlenmek bir çıkmazın içinde

kaybolmak..

bulamamak ona dair hiçbirşey

aramak, aramaktan bıkmamamak..

beki bir ömür boyu...

ama aslında özlemektir aşk

özlemdir aşk

kırmızı bir gülün içindeki karanlık gibi..

 

ŞAMAROĞLANINDAN Red Black a özel... :flowers:

 

 

^_^:clover:^_^:clover:teşekkürler ^_^

  • 2 hafta sonra...
  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
boş lan aşk değil sevgili redblack benim kanaatimce...

boş olan aşkı dolduramayan ve aşkı yaşamasını bilmeyen biz aciz insanlar.... :flowers:

sırf bir kaç milyar insanın yaptığı hata yüzünden aşkı kötülememek lazım değil mi.. :unsure:

 

düşününce .... kendine pay çıkarmak lazım...

aşkı tanıyorsun... bundan sonra daha dikkatli olup, olmayacağı yerde durdurulmak yerine sen DUR ! diyeceksin...

 

Sayın Samaroğlanı...

Ekleyecek bir şey dahi bulamadım...

Gönderi tarihi:
boş lan aşk değil sevgili redblack benim kanaatimce...

boş olan aşkı dolduramayan ve aşkı yaşamasını bilmeyen biz aciz insanlar.... :flowers:

sırf bir kaç milyar insanın yaptığı hata yüzünden aşkı kötülememek lazım değil mi.. :unsure:

 

düşününce .... kendine pay çıkarmak lazım...

aşkı tanıyorsun... bundan sonra daha dikkatli olup, olmayacağı yerde durdurulmak yerine sen DUR ! diyeceksin...

 

 

 

Söylenecek baska söz yok !!

 

Sölenmesi gereken herşeyi tüm çıplaklığıyla ifade etmişsin..

 

Eline Sağlık..

 

Aşk benim hiç Senin olmamış

 

Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?

Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,

Sanki benim hiç senim olmamış gibi…

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.