Φ RoMaNsİs Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Sahipsiz Kalan Diploma Üniversitede derslerin bitmesine az bir zaman kalmıştı. Birkaç ay sonra diplomasını alacak, öğretmen olacaktı. Hayalleri ve hedefleri vardı. Arkadaşlarına karşılık beklemeden yardım eder, herkes onu daha çok bu özelliğiyle tanırdı. Ders kitaplarının ilk sayfalarına güzel sözler yazar, bunları hayatına uygulamaya çalışırdı. Bu güzel sözlerden biri, "Sizin en hayırlınız, insanlara en faydalı olanınızdır." hadîs-i şerifiydi. O gün Salim Bey, "Osmanlı Tarihi" dersinin vize sonuçlarını açıklıyordu. Elindeki son yazılı kâğıdı Tayfun Şahin'indi. Üzerinde 100 yazıyordu. İsmini okumadı; ama Salim Beyin yüz ifadelerinden sınıf arkadaşları bu kâğıdın ona ait olduğunu anlamışlardı. Sınıfı birden derin bir sessizlik kapladı. Herkesin üzüntüsü yüzünden okunuyordu. Tayfun, bir öğrenci yurdunda kalıyordu. Yurt idarecilerini çok seviyor, onlardan insanî değerler adına çok şeyler öğrendiğini söylüyordu. Yurt, onun için evi kadar sevdiği bir yuvaydı. Ona ek bir bina daha yapılmıştı. Kendisi gibi daha birçok talebe orada barınacaktı. Buna çok seviniyordu. Sadece temizlik işleri kalmıştı; o da tamamlanınca yeni öğrenciler gelecekti. Temizlik yapmak için öğrenciler arasından birkaç gönüllü aranınca, Tayfun ve iki arkadaşı, "İnsanlığa hizmet, Hakk'ın rızasını kazanmaktır." diyerek hemen kolları sıvayıp işe giriştiler. Gayretli bir çalışmayla iki gün içinde binanın temizliği bitti. İkinci gün akşam geç vakitte toz toprak içerisinde odasına döndüğünde, Tayfun sıcak bir duş alıp rahatlamak istedi. İşte ne olduysa o anda oldu. Bu bir dalgınlık mıydı, yoksa bir davetiye mi yollanmıştı kendisine? Şofbenden sızan gazın tesiriyle derin bir uykuya daldı. Kimsenin bundan haberi yoktu. Uzun bir süre sonra, yurt müdürü, banyonun ışığını açık görünce olayın farkına vardı. Derhal Tayfun'u hastahaneye kaldırdılar. Ama yapılacak bir şey kalmamıştı. Müdür, gece yarısına doğru yurda döndü. Bitkin bir halde idare odasına geçti. Üzüntüsünden ne yapacağını bilemiyordu ki telefon çaldı. Gecenin bu saatinde arayan da kimdi? Ahizeyi korkuyla kaldırdı. Telefondaki ses, yurdun ihtiyaçlarının temininde kendilerine yardımcı olan emekli öğretmendi. O, yurda on kilometre kadar uzakta bir evde oturuyordu. Gördüğü bir rüyanın tesiriyle uyanmış, bir daha uyuyamamıştı. Yurdu aramadan içi rahat etmeyecekti. Hemen gördüğü rüyayı müdüre anlattı: "Rüyamda, Kâinatın Efendisi (sas) ile yeni yapılan yurdu gezdik. Allah Resulü (sas) yurttan ayrılırken, sevdiği bir genci yanında götürdü." Tayfun'un vefat haberi kadar bu rüya da dostları arasında yayıldı. Bütün sınıf arkadaşları da duydu. İşte onun adı okunmadan sınıfı sessizlik ve hüzün kaplamasının sebebi buydu. Selim bilinen rüyayı anlatarak sınıftaki sessizliği bozdu. Diğer arkadaşları da o güzel insanla olan hatıralarını anlatıp biraz olsun rahatlamak istiyorlardı. Bunun farkında olan Salim Bey, o günü Tayfun'u anmaya ayırdı. İlk sözü Enver aldı. "Liseyi de onunla beraber okudum. Yedi yıldır beraberdik. O sanki başka bir dünya için yaşıyordu. Şimdi bana bıraktığı büyük bir hatıra var elimde: ders notlarını tuttuğu büyük bir defter... Her ders için ayrı bir bölüm ayrılmış. En sonda ise duygu ve düşüncelerini yazdığı bir bölüm var. İşte dikkatimi çeken bir yazı. 'Dikkat!' ile başlıyor. O bir mektup mu, yoksa vasiyetname mi, bilemiyorum. Şöyle devam ediyor yazı: 'Dizmeye başladığın boncukları bitirmeden ölebilirsin. Sıvamaya başladığın odanı tamamlamadan hayata gözlerini yumabilirsin. Çıktığın seferini tamamlamadan fâni ömrün bitebilir. Evet, her an ölebilirsin. Madem hakikat böyledir; gurur ve enaniyeti bırak, üzerindeki gafleti at ve ölüme daima hazırlıklı ol. Tâ ki, ölüm meleği geldiğinde seni hazır bulsun. İşte sen böylesine bir şuurla yaşa ki kabirde de, mahşerde de rahat edesin. Öyleyse, işlediğin günahları pişmanlık ve istiğfar gözyaşlarınla yıkamaya bak; onlara bir daha yaklaşmamaya karar ver! Olur ki, Yüce Mevlâ, hâline ve gözyaşlarına acır da merhamet eder." Sınıftaki herkes bir şeyler söyledi. Kimi onun vefasından, kimi çok kitap okumasından, kimi bilgiçlik için değil, yaşamak için okuduğundan, kimi Yaratıcı’sıyla alâkasından bahsetti. Ama konuşmaktan çok dinlediler. Enver'in okuduğu yazı ve emekli öğretmenin gördüğü rüya, zihinlerde bir araya gelince herkes bir daha sarsılmıştı. Bundan da öte, hepsinde bir merak vardı. Tayfun bu satırları yazarken, vefatının yakın olduğunu mu hissetmişti, yoksa sürekli ahiret endişesiyle mi yaşıyordu? Belki her ikisi de söz konusuydu! Alıntı
Φ RoMaNsİs Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Arkadaşlar öteki yazdığım hikayeye fazla yorum yazılmadı ama inşallah buna yazılır.En azından düşündüklerinizi bir cümle ile de olsa anlatmanızı istiyorum. +bu hikayeleri 1 kişi bile okusa ve yorum yapsa ben genede yazmaya devam edeceğim. Okuyan herkese çok teşekkürler. Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 ROMANSİS ALLAH AŞKINA BU HİKAYELERİ NERDEN YAZIYORSUN? EĞER BİR KİTAPSA ADINI BANADA VER BENDE OKUYUM ŞU KİTABI!!!!!!!!! Alıntı
Φ RoMaNsİs Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Bir derginin arşivinden alıyorum.Ve kendimi bildim bileli bu dergiye aboneyim.Adını şu an söylemim dimi.Biraz daha merak et.Ama çok köklü bir dergi 28 yıldır var yani.Daha da fazlası var o dergi de hemde. Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 ROMANSİS HADİ SÖYLE ŞU DERGİNİN ADINI AMA BURDAN DEĞİL ÖZEL MESAJ GÖNDER..... BEKLİYORUM!!! Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 HADİ ROMANSİS BEKLİYORUM.. ÖZELDE ŞU DERGİNİN ADINI???? Alıntı
Φ RoMaNsİs Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 8 Şubat , 2005 HADİ ROMANSİS BEKLİYORUM.. ÖZELDE ŞU DERGİNİN ADINI???? 2265[/snapback] Derginin adı özelden mineu ya bildirilmiştir. Alıntı
Φ kapulya Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2005 Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2005 Yahu ben de bunu anlayamıyorum işte: Neden bu kadar paylaşmaktan korkan bir toplumuz biz??? Derginin adının "Bütün Dünya" olduğunu söylemek ve http://www.butundunya.com adresinden yayın yaptığını söylemek çok mu zor geliyor??? Ben de kendimi bildim bileli aboneyim o dergiye... Gerçekten çok güzel ve sıcak yazılar çıkıyor sürekli... Benim bildiğim insan beğendiği bir eseri, bir kitabı, bir dergiyi herkese tanıtmak ister. Nice paylaşımlara... Alıntı
Φ yuha Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2006 sağol kardeş unuttuğumuz duyguları hatırlattın Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.