Φ İSTİHBARAT Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2005 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Kasım , 2005 AB ile Türkiye arasında yürütülecek müzakerelerde yol haritasını oluşturan Müzakere Çerçeve Belgesi, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde müzakerelerin kuralları, ikinci bölümde özü, üçüncü bölümde ise prosedürü yer alıyor. Müzakerelerin kurallarıyla ilgili bölümde, Türkiye’den beklentilerle birlikte, müzakerelerin ilerlemesi ve askıya alınmasına ilişkin koşullara geniş biçimde yer veriliyor. MÜZAKERELERİN KURALLARI Müzakerelerin, Türkiye’nin liyakatına dayanacağı ve hızının, Türkiye’nin üyelik gereklerini karşılama yönünde kaydettiği ilerlemelere bağlı olacağı” vurgulanan bu bölümde, “AB dönem başkanıülkenin ya da AB Komisyonu’nun, hangisi uygunsa, karar organı AB Konseyi’ni devamlı olarak bilgilendireceği” vurgulanıyor. Belgede, AB Konseyi’nin durumu düzenli olarak kontrol altında tutabileceği hatırlatılıyor. ‘AB’nin, kendi üstüne düşenler çerçevesinde, müzakerelerin sonucaulaştırılması için gerekli şartların karşılanıp karşılanmadığını uygunzaman içinde kararlaştıracağı’ belirtilen belgede, bunun aşağıda yer alan ilgili maddede sıralanan şartların Türkiye tarafından yerine getirildiğini teyit eden bir AB Komisyonu raporu temelinde yapılacağı kaydediliyor. * Müzakerelerin kurallarının belirlendiği bu bölümde, AB Konseyi’ninAralık 2004 zirve kararına atıfta bulunuluyor ve müzakerelerin AB Anlaşması’nın 49. maddesini temel aldığı ifade ediliyor. Bu bölümde özetle şu görüşlere yer veriliyor: * Müzakerelerin ortak hedefi katılımdır. Bu müzakereler ucu açık bir süreç olup, sonucu önceden garanti edilemez. Kopenhag kriterlerinin tam değerlendirmesi, AB’nin hazmetme kapasitesi de göz önüne alınarak, eğer Türkiye’nin tüm üyelik yükümlülüklerini tamamen üstlenecek konumda olmadığını ortaya koyarsa, Türkiye’nin mümkün olan en güçlü bağ ile Avrupa yapılarına bağlanması sağlanmalıdır. * Genişleme, Birliğin ve üye devletlerinin katıldığı sürekli entegrasyon sürecini güçlendirmelidir. Birliğin uyum ve etkinliğini korumak için her türlü çaba sarf edilmelidir. 1993 Kopenhag AB Konseyi toplantısının sonuçlarına uygun olarak, Birliğin bir yandan Avrupa entegrasyonunun momentumunu korurken öte yandan Türkiye’yi özümseme kapasitesi, hem Birliğin hem de Türkiye’nin genel menfaati açısından göz önüne alınması gereken önemli bir noktadır. Komisyon müzakereler sırasında bu kapasiteyi 2004 Ekim kararlarına uygun olarak izleyecektir. * Müzakereler, Türkiye’nin 1993’te Kopenhag’da AB Konseyi’nce belirlenen siyasi kriterleri, özellikle de daha sonra AB Antlaşması madde 6(1)de kabul edilen ve Temel Haklar Şartında ilan edilen kriterleri yeterli ölçüde karşılamasına dayanarak açılmıştır. AB, Türkiye’den reform sürecini sürdürmesini ve ilgili Avrupa içtihadı da dahil olmak üzere özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ilkeleriyle ilgili olarak daha fazla iyileşme sağlanması yönünde çabalamasını, özellikle işkence ve kötü muameleye karşı mücadelede sıfır tolerans politikasıyla ve ifade özgürlüğü, din özgürlüğü, kadın hakları, sendika haklarını içeren ILO standartları ve azınlık haklarıyla ilgili hükümlerin uygulanmasında mevzuatı ve uygulama tedbirlerini pekiştirmesini ve genişletmesini beklemektedir. Birlik ve Türkiye yoğun siyasi diyaloglarına devam edecektir. Bu alanlarda, özellikle temel özgürlükler ve insan haklarına tam saygı konularında kaydedilen ilerlemelerin geri dönülmezliğini ve tam ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için, ilerlemeler Komisyon tarafından yakından izlenmeye devam edecek olup, Komisyon yıllık rapor ve 2004’teki raporu da göz önüne alarak, düzenli aralıklarla bu konudaki raporlarını Konseye sunmaya devam etmeye çağrılmaktadır. MÜZAKERELERİN ASKIYA ALINMA KOŞULU Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere tam saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin Türkiye’de ciddi ve ısrarlı bir şekilde ihlal edilmesi durumunda, Komisyon, kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine, müzakerelerin askıya alınmasını önerebilir ve müzakerelerin tekrar başlaması için karşılanması gereken koşullara yönelik tekliflerde bulunabilir. Konsey, Türkiye’yi dinledikten sonra,müzakerelerin askıya alınıp alınmaması veya müzakerelerin yeniden başlaması için aranacak koşullarla ilgili bu tür bir öneriyi nitelikliçoğunluk esasına göre kararlaştıracaktır. Üye devletler, Hükümetlerarası Konferanstaki genel oybirliği şartından bağımsız olarak Hükümetlerarası Konferansta Konsey kararına uygun olarak hareket edeceklerdir. Avrupa Parlamentosu’na bilgi verilecektir. MÜZAKERELERİN İLERLEMESİ “Müzakerelerin ilerlemesinin, ekonomik ve sosyal bir birleşme çerçevesi kapsamında Türkiye’nin katılıma hazırlık aşamasında kaydettiği ilerleme ile 2. paragraftaki AB Komisyonu’nun raporuna göreyönlendirileceği” ifade edilen belgede, ‘Üyelik için aşağıdaki gerekleri belirleyen Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesi gerektiği’ belirtiliyor: * Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve azınlıklarasaygı ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrarı; * İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığı ve Birlik içindeki rekabetçi baskıyla ve pazar güçleriyle başa çıkabilme kapasitesi; * Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına uygunluk ve müktesebatın etkin bir şekilde uygulanması ve yürütülmesi için gerekliidari kapasite dahil olmak üzere, üyeliğin getirdiği yükümlülükleri üstlenebilme yetisi. Bu bölümde ayrıca şu taleplere yer veriliyor: * Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri yönünde verdiği açık taahhüt ve henüz çözümlenmemiş olan tüm sınır ihtilaflarını, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı’nın zorunlu yargılama yetkisi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Şartına göre, ihtilafların sulh yoluyla halli ilkesine uygun olarak çözüme kavuşturmayı taahhüt etmesi; * Kapsamlı bir çözüm için uygun ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaya yönelik adımlar atılması ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum kesimi) dahil tüm AB ülkeleriyle Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin normalleştirilmesinde ilerleme kaydedilmesinin yanı sıra BM nezdinde ve Birliğin üzerine inşa edildiği ilkeler doğrultusunda, Türkiye’nin Kıbrıs sorunu için kapsamlı bir çözüme ulaşma çabalarını devamlı olarak desteklemesi. * Türkiye’nin Ortaklık Anlaşmasında ve Ortaklık Anlaşmasını tüm yeni AB üye devletlerini içine alacak şekilde genişleten Ek Protokolünde yer alan yükümlülükleri, özellikle de AB-Türkiye gümrük birliğine ve düzenli aralıklarla revize edilen Katılım Ortaklığının uygulanmasına yönelik yükümlülükleri yerine getirmesi. ÜYELİK ÖNCESİ SÜREÇ ‘Türkiye’nin, üye devletler ve birlik tarafından kabul edilen tutum ve politikalarla, (bu örgütler ve düzenlemelerdeki AB ülkelerinin üyelikleri de içinde olmak üzere) uluslararası örgütler içindeki kendi pozisyonunu ve üçüncü ülkelere ilişkin politikalarını, katılıma kadar olan dönemde içinde uyarlaması gerektiği’ belirtilen belgede, ‘Türkiye’nin, tüm diğer katılım müzakerelerinin sonuçlarını,katılımı zamanındaki haliyle kabul etmelidir’ ifadesine yer veriliyor. Lüksemburg’da yapılan yoğun müzakerelerden sonra, İngiltere, AB Konseyi ülkelerinin de onayı ile, bu maddenin Türkiye aleyhine yorumlanmamasını talep eden bir bölümün müktesebatın içine dahil edilmesini kabul etti. Bu bölüm, ileride Rum Kesimi’nin, NATO gibi uluslararası bir kuruluşa üye olma talebi halinde, Türkiye’nin veto koyma hakkını korumayı hedeflediği bildirildi. AB’ye üyelik sürecinin aşamaları Müzakerelerin kurallarıyla ilgili bölümün sonunda ayrıca özetle şu görüşlere yer veriliyor: “Katılım müzakerelerine paralel olarak, Birlik Türkiye ile yoğunbir siyasi diyaloga ve sivil toplum diyaloguna girecektir. Kapsamlı sivil toplum diyalogunun amacı, halkları bir araya getirmek yoluyla karşılıklı anlayışı arttırmak olacaktır.” http://www.ntvmsnbc.com/news/343855.asp Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.