arkadaşlar tarih dersinden ödev aldım portekizliler hakkında ne bilginiz varsa yazarsanız beni çok mutlu edersiniz tarihten tut bitki örtüsüne kadar yani portekizliler hakkında ne bilginiz varsa yazın lütfen arkadaşlar size güveniyorum...

 

 

----------------------------

ŞAMPİYONLUK ASLANIN AĞZINDA

arkadaşlar tarih dersinden ödev aldım portekizliler hakkında ne bilginiz varsa yazarsanız beni çok mutlu edersiniz tarihten tut bitki örtüsüne kadar yani portekizliler hakkında ne bilginiz varsa yazın lütfen arkadaşlar size güveniyorum...

----------------------------

ŞAMPİYONLUK ASLANIN AĞZINDA

 

Ben bunları buldum..

 

Portekiz Tarihi

 

İlk çağlarda İber kabileleri (Lusitanienler) ile işgal edilen ülke, M.Ö. 1. yüzyılda Romalıların bir eyaleti oldu. Sonra Vandallar, Süevler (bir Alman kabilesi), 5. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar Vizigotlar tarafından istila edildi. 711 yılında ülke Müslümanların eline geçti. Endülüs Emevileri (756-1031), Teva'if-i Müluk (11. yüzyıl) İslam devletleri kurulup, bölgeye hakim oldular. Onuncu yüzyıla doğru Douro ve Minho nehirleri arasındaki bölgeye Terra Portucallis ismi verildi. Portucallis, Latince Portas (liman) ve Calle (kale) birleşiminden meydana gelmiştir.

 

Portekiz, 1143'te bağımsız bir krallık oldu. Sınırları Meriniler'e karşı yaptığı savaşlarla genişledi. On üçüncü yüzyıl ortasına doğru bugünkü Portekiz sınırları tamamlandı. Portekizli denizciler 15. yüzyılda dünya çapında yayılma gösterdiler. Sonraki yüzyılda Asya,Afrika ve Güney Amerika'da büyük bir sömürge imparatorluğu kurarak, Avrupa ve Doğu arasındaki ticaretin çoğunu ellerinde tuttular. 1598 yılında Fas şehirlerine karşı açtığı savaşta, Portekiz ağır bir mağlubiyete uğrayınca, imparatorluk aniden çöktü. Ülkenin zayıflamasından faydalanan İspanya, Portekiz'i 1580'de topraklarına katarak, 1640'a kadar idare etti.

 

Portekiz 1688 yılında Lizbon Antlaşmasıyla tekrar bağımsızlığına kavuştu. Fakat Portekiz eski ihtişamını kaybettiğinden İngiltere ile 1703'te, 20. yüzyıla kadar devam eden bir ittifak antlaşması imzalandı. İngilizlerle müttefik olduğundan 19. yüzyılda Napolyon'a karşı savaşmak zorunda kaldı. Ülke Fransa ile savaş halindeyken, 1811'de kral ve ailesi Brezilya'ya sığındı. Bu dönemde imparatorluk çökmeye başladı. 1822'de Brezilya bağımsızlığını ilan edince, Portekiz tek büyük zenginlik kaynağını kaybetti.

 

On dokuzuncu yüzyılın tamamı ve 20. yüzyıl başları Portekiz için ekonomik ve siyasi istikrarsızlık dönemi oldu. Şiddetli partizan mücadeleler, iç savaşlar ülkeyi kargaşanın içine itti. 1908'de kral katledilerek, iki yıl sonra 1910'da cumhuriyet ilan edildi. On altı yıl devam eden cumhuriyet dönemi oldukça istikrarsız olup, bu dönemde kırk sekiz hükümet kuruldu ve en az yirmi beş darbe teşebbüsü oldu. 1926'da ordu idareyi ele aldı ve kırk sekiz yıl ülke General Franko tarafından diktatörlükle idare edildi.

 

25 Nisan 1974'te hükümet genç subaylar tarafından yapılan bir darbe sonucu işbaşından uzaklaştırılınca, General Antonio de Spinola liderliğinde bir askeri cunta kontrolü eline geçirdi. Başkan Spinola solcu subaylardan gelen baskı sonucu, aynı yılın Eylül ayı sonunda istifa etmek zorunda kaldı. Nisan 1975'te demokratik partiler oyların %64'ünü kazanmasına rağmen, Sovyetlerce desteklenen komünist parti tesirini arttırdı. Bankalar, sigortalar ve sanayi devletleştirildi.

 

1976'da yürürlüğe giren yeni Anayasada sosyalizme geçiş hedefi açık bir şekilde de ortaya kondu. Yeni Anayasanın ardından yapılan genel seçimlerde hiçbir parti çoğunluğu elde edemedi. Sosyalist Partisi Genel Başkanı Mário Soares bir azınlık hükümeti kurdu. Cumhurbaşkanlığına Genelkurmay Başkanı Antánio Ramalho Eones seçildi. Mário Soares başkanlığındaki hükümet 1977 Aralığında istifa etti. Ocakta kurulan koalisyon hükümeti ve bunun ardından kurulan bir dizi koalisyonlar da kısa ömürlü oldu.

 

1980'de yapılan seçimlerden sonra merkez sağ eğilimli Demokratik İttifak, büyük çoğunlukla iktidara geldi. Bu hükümet anayasada büyük değişiklikler yaptı ve sivil yönetime geçiş yolunu açtı. 1982'de baş gösteren hükümet krizi üzerine Cumhurbaşkanı erken seçim kararı aldı. 1983 Nisanında yapılan seçimlerde birinci parti durumuna gelen Portekiz Sosyalist Partisi, Sosyal Demokrat Partiyle koalisyon kurdu.

 

Portekiz 1 Ocak 1986'da AET'ye alındı. Soares, 60 yıllık bir aradan sonra 1986 Şubatında ilk sivil cumhurbaşkanı seçildi. Temmuz 1987'de yapılan seçimlerde Sosyal Demokrat Parti sandalye sayısını büyük oranda arttırması, kurulan koalisyon hükümetinin istikrarlı olmasını sağladı. 1991'de yapılan seçimlerde Sosyal Demokrat Parti yine ilk sıradaki yerini korudu.

 

________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

 

KALİTE PROGRAMI VE ÖDÜLLER -- PORTEKİZ

 

Portekiz, tarihi nedenlerden (koyu bir otokratik rejim, Avrupa'ya sırtını çevirmiş bir politika, vb.) dünya ekonomisiyle çok geç bütünleşti. Son 20 yıl içinde beliren bu bütünleşme sürecinde, ekonomisinin uluslararası rekabet ortamında ayakta kalabilmesi için, kalite öğesinin üzerinde ciddiyetle durulması gerektiğini hemen farketti. Bu hem özel kesim için, hem de kamu kesimi için geçerliydi. Bunun üzerine Başbakanlığa bağlı bir birim olan ve reform konularını Başbakanlık adına yürütmekte olan, kısaca SMA (İdari Çağcıllaşma Sekreteryası) diye tanınan birim 1993'de kamu idaresinin tamamını kapsayacak bir kalite programı başlattı. İdarede kalitenin ne olduğunu tanımlayan bir elkitabı hazırladı, birimleri "kalitesizlik" konusunda uyaracak girişimler düzenledi ve kamu birimlerine her yıl kalite ödülleri verecek bir düzen başlattı. 10 yıldan beri süren bu çabanın etkinliklerinden biri olarak, geçtiğimiz yıl içinde, bir çalışma grubu oluşturdu ve kamu kesimindeki kalite girişimlerinin karşılaştığı sorunların üzerinde bir araştırma yaptırdı. Bundan çıkan sonuçlara göre alınması gereken önlemler şöyle özetlenebilir:

 

İşlemleri basitleştirmek ve bürokrasiyi azaltma alanındaki girişimleri güçlendirilmek.

 

 

 

Kamu idaresinin tamamını kapsayacak bir kalite sistemini geliştirilmek ve bununla ilgili teşvik mekanizmalarını kurmak.

 

 

 

Kalite ödülleri sistemini daha da etken kılmak. (Değerlendirmenin sunulan hizmetin yalnızca bir boyutuna değil, birimin işleyişinin tamamına ve yurttaş üzerinde yaratılan sonuca kaydırılması.)

 

 

 

Yönetici olma şansı olan görevlilere sunulan eğitim programlarını onların yöneticilik ve yaratıcılık niteliklerini geliştirebilecekleri bir platforma kaydırmak. (Öyle ki, bürokratik bir idari kültürü değiştirerek, yerine getirilmek istenen kültürün oluşmasında etken rol alabilsinler.)

 

 

 

İnsan kaynaklarının yönetiminde daha esnek yöntemlerin ve yaklaşımların devreye girmesine olanak sağlamak.

 

 

 

Yöneticilere daha fazla yetki ve özerklik verecek "yöneticilik kontratları" yaklaşımını ciddi olarak denemek ve bu kontratları etken biçimde denetleyecek sistemleri kurmak. (Öyle ki, yönetim kültürü gelişsin ve yaygınlaşsın.)

 

 

Görüldüğü gibi, Portekiz kalite programlarını geniş perspektifli bir reform anlayışı içinde ele alıyor. Bu anlayış içinde sayısı giderek artan birimler "kaliteli hizmet kuralları" yayımlıyorlar. Bunlar, birimin kendiliğinden kabullendiği ve sunduğu hizmetlerin kullanıcılarına karşı yaptığı taahhütleri tanımlıyor. "Şu hizmeti şu kadar dakikada ve şu koşullarda vermeye söz veriyoruz" gibi. Birimler daha sonra da belli bir dönem içindeki performanslarını somut rakamlarla kamuoyuna duyuruyorlar.

 

Bu genel çerçeve içinde 8 yıldan beri kalite ödülleri düzenleniyor. Yıllık olarak verilen bu ödülleri yöneten bir sistem var. Herhangi bir kamu birimi bu ödüle aday olmak istediği zaman, ayrıntılı bir soru formunu dolduruyor; buna, ulaştığı düzeyi vurgulayacak belgeleri ekliyor, hatta yurttaşlardan aldığı tepkileri de iliştiriyor. Böylece oluşan dosyaları bir jüri değerlendiriyor. Başkanlığı SMA'nın yürüttüğü jüride bir kamu kuruluşu olan Kalite Enstitüsü'nün, özerk bir kuruluş olan Kalite Derneği'nin temsilcileri var. Ayrıca kalite konusundaki uzmanlıklarıyla tanınan iki kişi de jüri üyesi. Jüri her yıl 5 kuruluşa veriyor bu ödülü. Ödüller, yazılı ve görsel basının davetli olduğu özel bir törenle Başbakan ve 4 Bakan tarafından ilgili kuruluşlara sunuluyor. Kuruluşlar bu ödülü kendi binalarında sergileme, afişleme ve antetli kağıtlarına "kuruluşumuz kalite ödülünü kazanmıştır" ibaresini koyma hakkına sahip oluyorlar. Bu olgunun o birimde çalışan görevlilerin üzerinde son derecede olumlu bir etki yarattığı ve bir gurur kaynağı olduğu söyleniyor. Bu da, kamu idaresi içinde bir rekabet ortamı geliştiriyor.

 

Kalite politikasının somut sonuçlarını görmek için daha önceki yıllarda bu ödülü kazanmış olan Beja Sağlık İdaresi'nin uygulamasına bakmakta yarar olabilir.

 

Burada (her sağlık kuruluşunda olduğu gibi) doktorlar, hemşireler ve hastabakıcılar ayrı hiyerarşik gruplar halinde örgütlenmişlerdi. Sağlık İdaresi bu modeli değiştirip hiyerarşik grupların arasındaki aşılmaz duvarları yıktı. Değişik meslek gruplarını bir araya getiren, süreklilikleri olan ve hastaların somut gereksinimlerine yanıt vermeyi hedef edinmiş "çalışma takımları" yaratıldı. Başka bir deyişle, örgütlenme artık meslek gruplarının kendilerine dönük hiyerarşi duygusu üzerine değil, sağlık hizmetinin kullanıcılarının beklentileri üzerine bina edildi. Ek önlem olarak hasta kabulü, hastaya sunulan hizmet, hastanın ailesinin gereksinimleri, hastanın bilgilendirilmesi, hastanın müdahaleden sonraki bakımı gibi konularda önlemler alındı. Eşgüdüme ve bilgi ile deneyimlerin paylaşılmasına öncelik verildi. Performans ölçümü hastaların ve ailelerinin tatmin olmalarına ve hastaların iyileşme oranlarına dayandırıldı. Hem de bu değişimin tamamı tepeden gelen emirler ve düzenlemelerle değil, altttan gelen ve çalışanların tartışarak birlikte oluşturdukları düşüncelerden kaynaklandı. Uygulamanın başarısı Portekiz'de hastanelerin yeniden yapılanması yolunda bir model oluşturdu.

 

YEREL KALİTE ÖDÜLLERİ -- PORTEKİZ

Birçok ülkede birden ortaya çıkan yerinden yönetim politikalarının ışığında yerel seçilmiş birimlerin (belediyeler ya da bölge meclisleri ve idareleri) yönetilmeleri de reform çalışmalarının gündemine girdi. Portekiz de, bu konuya özen gösteriyor ve yerel birimleri çağcıllaşma çabasında cesaretlendirme amacıyla bazı girişimler planlıyor. Bunlardan biri, yalnızca yerel yönetimlere açık tutulan bir ödül sistemi. Bu, prestijli bir yarışma. Katılabilmek için yönetimi çağcıllaştırma konusunda somut girişimler uygulayıp bunların olumlu sonuçlarını almış olmak, girişimleri ve sonuçlarını belgeleyip anlatan bir dosya hazırlamak gerekiyor. Bu dosya bir jüri tarafından inceleniyor. İlk elemeden sonra eleğin üstünde kalan girişimler jüri tarafından yerinde inceleniyor. Daha sonraki değerlendirme sonunda ödülleri kazananlar bir törenle ilan ediliyorlar.

 

Örnek vermek gerekirse, 1998'deki yarışmayı iki belediye kazandı: Abrantes Belediyesi (nüfusu 70.000) ile Moura Belediyesi (nüfusu 13.000).

 

Abrantes'in girişimlerinden biri "ombudsman" yaratmaktı. Bu girişim başarılı olmuş ve yurttaşın idareyle olan sorunlarını etken bir biçimde çözümlemişti. Bunun başarısı Lizbon'daki sorumluları harekete geçirdi ve bu uygulamadan esinlenerek "belediye ombudsman"lerinin yaratılmasını kolaylaştırıp bazı kurallara bağlayacak bir yasa taslağını hazırlamalarına önayak oldu. Abrantes'in başarıları bununla bitmiyor. Aşağı kademelere yetki kaydırmak, 10 kalite takımı kurmak, bilgisayar teknolojisini kullanarak belediyeye işi düşen her yurttaşın dosyasının adım adım izlenmesini sağlamak, belediyenin girişinde bir "hoş geldiniz" servisi kurarak yurttaşı orada etken biçimde bilgilendirmek ve bunun yanında yuttaşın işlemlerini hemen orada başlatarak oda oda dolaşmasına gerek bırakmamak.

 

Moura da bir "hoş geldiniz" servisi oluşturmuş. Orada belediyeye gelen yurttaşlara belgelerini doldurma konusunda yardımcı olunuyor. Bu kırsal belediye halkın dağınık bir biçimde ve geniş bir alanda yerleşik olmasından dolayı yurttaşın işini kolaylaştırmak için mahalle birimleri oluşturup onlara yetki vermiş. Öyle ki, mahalle takımları bir sorun olmasa bile adeta kapı kapı dolaşıp hizmetle ilgili konuları yurttaşlarla konuşuyor ve kontrollar yapıyor. Hatta belediyeye yapılması gereken (su, elektrik ve benzeri) bazı ödemeleri kabul ediyorlar.

 

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

 

PORTEKİZ « Dünya Coğrafyası

 

Avrupa'nın İberik yarımadasının güneybatı bölümünde bir ülke. Yüzölçümü 91.721 kilometrekare, nüfus 9.000.000 dir. Başşehri Lizbon şehridir. Kuzey ve doğusunda İspanya, güney ve batısında Atlas Okyanusu ile sınırlıdır.

 

Coğrafya : Portekiz, genel olarak dağlık ülkedir. İberik yarımadasının sıradağlarımın ikinci zincirleri olan dağlarla (Sierra de Garez, Sierra de Kstralla) engebelidir. Kıyılar çokluk kumsal gölcüklerle kenarlaşmıştır ve alçaktır.İklimi ılımandır. Atlas Okyanusu kıyılarında oldukça yumuşaktır. Portekiz, genel olarak bir tarım ülkesidir. Meyve yetiştiriciliği, tahıl ve pirinç ekimi önemlidir. Hayvan yetiştiriciliği oldukça gelişmiştir.

 

Tarih : Portekiz krallığı 1136 yılımda kurulmuştur. Orta Çağ boyunca denizci ve sömürgeci bir ülke olmuş dünyanın hemen bütün bölgelerinde sömürgeler sahibi olmuştur. Bugün bile Afrika'da (Angola, Mozambik), Asya'da (Gao, Damao, Macao) Büyük Okyanus'ta (Timor adası) sömürgeleri vardır. Portekiz'de 1910 yılında cumhuriyet kurulmuştur. 1928 yılından bu yana da, devlet başkanı olan Salazar'in egemenliğinde yönetilmektedir.

 

________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

 

Ekonomisi ile ilgili bilgiler:

 

Portekiz ile ikili ekonomik ilişkiler henüz kayda değer bir seviyede değil. Ticaret hacmi 320 milyon euro civarlarında. Portekiz, Türkiye’nin nadir ticaret fazlası verdiği Avrupa ülkelerinden.Parlamenter demokrasi ile yönetilen Portekiz, Batı Avrupa’da ve İberik Yarımadası’nın Atlantik tarafında yer alıyor. Ülkenin kuzeyde ve doğuda İspanya ile sınırları bulunuyor.

 

1986’da Avrupa Birliği’ne katılmasından bugüne kadar geçen süre zarfında gittikçe artan bir şekilde hizmete dayalı ve çeşitlenmiş bir ekonomi haline gelen Portekiz, son 10 yıl içinde kamuya ait işletmeleri başarılı bir şekilde özelleştirdi ve ekonominin anahtar sektörlerinde (finans ve telekomünikasyon sektörleri de dahil) liberalleşme sağladı. Avrupa Birliği üyesi diğer 11 ülke ile beraber ortak hareket ederek 1 Ocak 2002’de euro para birimine geçiş yapan Portekiz’in eğitim sisteminin zayıf oluşu, daha fazla verimlilik ve büyüme oranlarının başarılmasının önünde engel teşkil ediyor.

 

 

Portekiz ticaretinin yaklaşık yüzde 100'ünü AB ülkeleri ile gerçekleştiriyor. En büyük ticaret ortağı İspanya'dır. Son yıllarda yapılan ortak yatırımlar sayesinde iki ülkenin ticaret hacmi artmıştır.

 

 

Ayrıca, Portekiz eski kolonileri olan Brezilya ve diğer Latin Amerika ülkeleri ve başta Angola olmak üzere Orta Afrika ülkeleri ile ticaretini artırmayı hedefliyor. Yabancı yatırımlar

 

 

Yunanistan'dan sonra en düşük yabancı yatırım yapılan AB ülkesi olan Portekiz'deki yabancı yatırımların büyük bir bölümü AB ülkeleri tarafından yapılıyor. Yabancı yatırımların artırılması çalışmalarına hız kazandırmak isteyen Portekiz hükümeti Avrupa'da yatırım yapılacak en cazip ülke konumuna gelmeyi hedefliyor. Portekiz'in en önemli eksiği olan teknolojiye yapılan yatırımların az olmasına dikkati çeken hükümet, modern teknolojiden yararlanılarak üretimin ve Portekiz işçisinin verimliliğinin artırılmasını, böylece son yıllarda kaybedilen rekabet gücünün geri kazanılmasını amaçlıyor. Özel şirketlerin Ar-Ge projeleri kredilerle destekleniyor.

 

 

İşbirliği alanları

 

 

Türkiye ve Portekiz arasındaki muhtemel işbirliği alanları tekstil-konfeksiyon, gıda, makina imalat, kalıp, kimyasallar, plastik, optik aletler, turizm ve finansal hizmetleri kapsıyor. Mevcut ticari ilişkiler potansiyeli yansıtmaktan çok uzak. Portekiz'in toplam yurtdışı yatırımları ile karşılaştırıldığında, Portekiz’in Türkiye’deki yatırımları da son derece düşük seviyede. Portekiz, 2005 yılında ihracatımızda ve ithalatımızda yüzde 0.5’lik pay ile sırasıyla 37. ve 38. sırada, 2004 yılında ise ihracatımızda yüzde 0.6’lık pay ile 31.; ithalatımızda yüzde 0.2’lik pay ile 50. sırada yer alıyor.

 

 

Portekiz’in Türkiye’ye başlıca ihraç ürünleri arasında hazırgiyim eşyaları, genel sanayi makine ve parçaları, ofis makineleri, otomatik veri işleme ekipmanları, ulaşım ekipmanları, ayakkabı, taşıtlar, tekstil ürünleri ve aksesuarları, mineral ve madenler bulunuyor. İthal ettiği ürünler ise işlenmiş gıda ürünleri, makine ve makine parçaları, taşıtlar, mineral yağ ve yakıtlar, kimyasal ürünler, tekstil iplikleri ve kumaşlardan oluşuyor.

 

 

İki ülke ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi yönünde siyasi temasların yoğunlaştırılmasında hükümetler tarafından destek verilmesinde yarar görülüyor. Portekiz başta Latin Amerika olmak üzere üçüncü ülkelerdeki faaliyetlerin geliştirilmesi açısından da önem taşıyor. ABD, İngiltere, İspanya örneklerinde olduğu gibi Portekiz Hükümeti’nin Türkiye’yi hedef pazar olarak belirlemesi ve iki ülke hükümetleri tarafından destek verilmesi ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine önemli katkı sağlayacak.

 

 

Yatırım olarak da önemli bir akış yok. Turizmde hafif bir kıpırdama var. Geçen yıl 12 bin Portekizli Türkiye’yi ziyaret etmiş. Fakat henüz iki ülke arasında bağlantısız uçuş yok. AIP (Portekiz Sanayileri Derneği), kamuoyuna yaptığı açıklamada Türkiye’nin AB üyeliği müzakerelerine destek olurken, karşılıklı ilişkilerin gelişmesi için gerekli istikrar ortamının altını çiziyor.

 

 

Ticaret potansiyeli

 

 

Türkiye-Portekiz İş Konseyi Başkan Yardımcısı ve BankEuropa Türkiye Genel Müdürü Cüneyt Genç, Türkiye ile Portekiz arasındaki ticaret hacminin henüz yeterli seviyeye ulaşmadığını söyledi. 2005 yılı sonunda iki ülkenin karşılıklı dış ticareti, DEİK verilerine göre 320 milyon euro seviyelerinde gerçekleştiğini belirten Genç, bu yılın ilk 4 ayında da Türkiye’nin Portekiz’e ihracatı 122.4 milyon euro, ithalatı ise 86.1 milyon euro olarak gerçekleştiğini aktardı.

 

 

Portekiz ile Türkiye’nin Avrupa’nın en batı ve en doğu noktalarında yer aldığına belirten Genç, “İki ülke halkları, bu fiziksel uzaklık nedeniyle, kültürel olarak da uzak kalmışlar, aslında birbirine çok benzeyen, fakat birbirini az tanıyan iki toplumdan bahsediyoruz” dedi. Genç, bu nedenlerle Türkiye ile Portekiz arasında henüz değerlendirilmemiş olan önemli bir ticari ve kültürel potansiyel olduğundan sözetti. Mevcut potansiyeli değerlendirilmesi için, DEİK bünyesinde 1991 yılında Türk-Portekiz İş Konseyi kurulduğunu aktaran Genç, “Türkiye’deki en büyük Portekiz Yatırımı olan BankEuropa olarak, biz de bu konseyin önemli bir parçası haline geldik. İki ülke arasındaki ticari bağları sıkılaştırmak amacıyla geçtiğimiz Haziran ayında işadamlarımızla beraber Portekiz’e bir ziyarette bulunduk. Amacımız, iki ülke arasındaki potansiyeli daha da öne çıkartarak bu konuda bilinçlenme yaratmak” diye konuştu.

 

 

Türkiye’deki en büyük Portekiz yatırımı

 

 

BankEuropa, Portekiz’in en büyük bankası ve Avrupa’nın önde gelen bankacılık gruplarından Millennium bcp’nin Türkiye’deki yatırımı. Millennium bcp, Portekiz, Polonya, Yunanistan ve Türkiye pazarlarında son derece aktif bir seyir izliyor. Bu kapsamda 2005 yılı başından itibaren, bu 4 ülke arasındaki ticari bağların gelişmesi ve buna bankacılık ayağında destek sağlanması için yeni bir yapılanmaya giderek “Trade Finance”, yani “Dış Ticaret Finansmanı” platformu kuruldu. Platformun amacı, 4 ülke arasındaki dış ticaretin, danışmanlık hizmetlerini dahi kapsayan bir ürün ve hizmet yelpazesi çerçevesinde finanse edilmesi. 4 ülkedeki Trade Finance yöneticileri en son geçtiğimiz ay Atina’da biraraya geldiler.

 

 

________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

 

Portekiz'le ilgili diğer bilgilere ulaşabileceğin link..

taarus sen bi tanesin çok teşekkür ediyorum yani onca kişiden bir tek taarus benimle ilgilenmiş çok saol taarus

 

 

 

-------------------------

ŞAMPİYONLUK ASLANIN AĞZINDA

taarus sen bi tanesin çok teşekkür ediyorum yani onca kişiden bir tek taarus benimle ilgilenmiş çok saol taarus

-------------------------

ŞAMPİYONLUK ASLANIN AĞZINDA

 

Rica ederim..