Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2006 18 yıl Her derde deva 'Recepcin' Ankara Tabip Odası (ATO), sağlık bütçesinin yaratacağı olası fiziksel ve ruhsal çöküntü için "Bütçe 2007 tablet" i öneriyor. Eğer ATO izin verirse biz ilacın adının "Recepcin" olarak tescil edilmesini önerelim ve prospektüsü birlikte oluşturalım: Formülü : Her tablette, dolaylı vergi % 70, doğrudan vergi % 30, servet vergisi % 5, kurumlar vergisi % 3. Farmakolojik özellikleri: Dolaylı vergi, merkezi idare tarafından belirlenen borç aktarma oranını tutturmak üzere vatandaşa hissettirmeden iğneden ipliğe yüklenen bir madde olup dolaylı yoldan vatandaşın cebindeki parayı çeker. Çekilen bu parayı yine dolaylı yoldan ülke içi ve ülke dışı büyük sermaye gruplarına ulaştırmak için toplanmasına hizmet eder. Vatandaşın öfkesini doğurmaz, herkesten eşit alınıyor gibi bir görüntü yarattığı için tepki çekmez, herhangi bir tahrişe yol açmaz. İşkembeden atılan "ülkenin içinde bulunduğu durum, borçları ödeme zorunluluğu, istikrarın bozulmaması gerektiği, izlenen başarılı politikanın sonuna yaklaşıldığı, bu aşamada hep beraber biraz daha kemer sıkılması gerektiği" gibi siyasal reaksiyonlar emilimi kolaylaştırır. Vatandaş tarafından metabolize edilir. Endikasyonlar: Recepcin, şiddetli para hırsına gözü dönmüşlüğün eklendiği durumlarda, borç ve faiz ödemeleri sıkışıklığında, Kemal abimizin affında, partidaşların üleşiminde, sağlığın tüccarlaşması ve at pazarlığında kullanılabilir. Kontrendikasyonları: Yoksullaştırılırken bilinçlenme eğilimi gösteren vatandaşlar üzerinde polisiye ve askeri destek olmadan kullanılmamalıdır. Uyarılar, önlemler: Parti teşkilatlarınca önerilen doz aşılmamalıdır. IMF tarafından başka şekilde tavsiye edilmedikçe bir yıllık belirlenen oranlar gözlenerek uygulamanın devamında mutlaka kurtarıcı dervişlere danışılmalıdır. Medya desteği ve enayileştirme süreci ihmal edilmemelidir. Kullanım şekli ve dozu: Hep aç karnına alındığından kronik mide kazınması karşısında bir kuru ekmekle beraber yutulmalıdır. Üstüne bir bardak soğuk su içilmesi tavsiye edilir.1 yıl boyunca her gün bir adet alınması zorunludur. Ramazan aylarında sahur ve iftarda olmak üzere iki kere alınması sürekli uyku hali verebilir. Aşırı doz ve tedavisi: Aşırı doz belirtileri görüldüğünde en yakın inşaattan balyoz istenebilir. Kobaylar üzerindeki laboratuvar deneylerindeki bazı vakalarda "AB'ye giriyoruz, çok ilerliyoruz, çok iyi gidiyoruz" türünden zevzekliklerin yararı görülmüştür. Ticari takdim şekli ve ambalaj muhtevası: 365 tabletlik pembe kutularda, "sağlıkta dönüşüm, aramızda bölüşüm" amblalajında sunulur. Katkı payı yoktur ki, katkı payında indirim olsun. Not.. Lütfen çocukların erişemeyeceği uzaklıkta tutunuz..
Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2006 18 yıl Yazar Sınırsız Yoksulluk!... Çapsız Politikacılara Sunulur… Türk-İş'in belirlemelerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırı kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1.96 oranında arttı. Açlık sınırı 605 YTL, yoksulluk sınırı 1971 YTL olarak hesaplandı. Türk Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin dengeli beslenebilmesi için yapması gereken ve açlık sınırı olarak nitelendirilen aylık harcama tutarı, kasım ayında geçen aya göre yüzde 1.96 oranında artarak 605.22 YTL'ye çıktı. Açlık sınırı geçen ay 593.60 YTL düzeyinde bulunuyordu. Açlık sınırında yılın ilk 11 ayındaki artış yüzde 11.47, son bir yıllık dönemdeki artış ise yüzde 14.24’le çift haneli rakamlara ulaştı. Açlık sınırı 2005 yılı sonunda 542.95 YTL, geçen yıl kasım ayında ise 529.79 YTL düzeyinde bulunuyordu. YOKSULLUK SINIRI Dört kişilik ailenin gıdanın yanı sıra, kira, ulaşım, yakacak, aydınlatma, su, giyim, eğitim, telefon, kültür gibi temel gereksinimleri için yapması gereken ve yoksulluk sınırı olarak nitelendirilen harcama tutarı ise kasım ayında 1971.41 YTL olarak gerçekleşti. Yoksulluk sınırı geçen yılın aynı döneminde 1725.70 YTL, geçen yılın sonunda 1768.57 YTL, bu yıl ekim ayında ise 1933.55 YTL olarak hesaplanmıştı. "YAŞAM 7 YTL PAHALAŞIRKEN, GELİR 1 YTL ARTTI" Türk-İş'in belirlemelerine göre, kasım ayı gıda enflasyonu artışında meyve ve sebze fiyatlarındaki artış etkili oldu. Mevsim koşullarına bağlı olarak yükselen sebze ve meyve fiyatlarındaki artış hariç tutulduğunda, aylık artış yüzde 0.47 ve son 12 aylık artış yüzde 12.57 olarak hesaplandı. Türk-İş, 11 ayın sonunda bugün sadece gıda için 62 YTL, temel ihtiyaçlar için toplam 203 YTL daha fazla harcama yapılması gerektiğini kaydetti. Geçen yılın sonunda yürürlüğe giren asgari ücrette sadece 30 YTL artış yapıldığı anımsatılan açıklamada, "Bugün gelinen noktada yaşam günde 7 YTL daha pahalaşırken, gelir artışı asgari ücretli için günde 1 YTL'yle sınırlı kalmıştır" denildi. Düşük ve yetersiz gelir elde eden milyonlarca çalışan, emekli, esnaf ve köylünün artan fiyatlar karşısında açlık ve yoksulluk sorunuyla karşı karşıya kaldığı ifade edilen açıklamada, kasım ayının sonunda yeniden belirleme çalışmaları başlayacak olan asgari ücretin, çalışanların geçim koşulları esas alınarak belirlenmesi gerektiği kaydedildi. ÜRÜN FİYATLARI Türk-İş'in belirlemelerine göre; yoğurtta yüzde 4, peynirde yüzde 1.48 oranında fiyat artışı yaşandı. Kasımda barbunya yüzde 6.71, kırmızı mercimek yüzde 7.57, yeşil mercimek ve nohut yüzde 7.27 ve kuru fasulye yüzde 3.13 oranında zamlandı. Geçen ay ortalama 1.69 YTL olan meyve ve sebzenin kilo fiyatı, bu ay 1.80 YTL'ye çıktı. Kuru soğan fiyatının yüzde 66.67 oranında arttığı kasım ayında makarnada yüzde 2.74, bulgurda ise yüzde 6.45 oranında fiyat artışı yaşandı. Çay fiyatında da çeşitlerine göre yüzde 7.85'le yüzde 3.27 arasında değişen oranlarda fiyat artışı yaşandığı belirlendi.
Gönderi tarihi: 11 Aralık , 2006 18 yıl Yazar 2007 Bütçesi Kemer Sıktıracak! IMF İcra Direktörleri Kurulu, "ek niyet mekbu" nu değerlendirmek için bu çarşamba, yani 13 Aralık'ta toplanacak. Mektup onaylanırsa ki: * 2007 bütçesinin bir seçim bütçesi haline dönüşmeyeceği kesinleştiğine; * banka ve sigorta muameleleri ile istihdam vergilerinin düşürüleceği taahhüt edildiğine... * liman meselesi de çözümlendiğine göre onaylanacak ve... 900 milyon dolarlık kredi dilimini serbest bırakacak. Böyle bakınca, 13 Aralık toplantısı sıradan bir mektup onaylama toplantısı gibi gözükse de... IMF'nin gelişini "beklenenin üstünde gelir sağlamayı" taahhüt eden bir hükümetin denetlenme toplantısı olarak görmek gerekiyor. Zira IMF ekimdeki toplantıda: * GSMH'nin binde 2'si kadar harcamaların kısılması ve 1.2 milyar YTL civarındaki ödeneğin iptal edilmesi; * Sosyal güvenlik sisteminin piyasalaşması için hastanın önüne sağlık ocağı barajı konulup ilaç ve tedavi masraflarının ivedilikle kısıtlanması; * Elektrik ve doğalgaza sürekli zam; * Özel gider indirimleri kaldırılarak en az geçim indirimine geçilmesi; * Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışlarına devam edilmesi için zaten AKP'yle mutabakata varmıştı. Böylelikle, 2007 Bütçesi'nin bir yandan zamlar, diğer yandan da harcamaları kısarak faiz dışı fazla veren bir bütçe olacağı biliniyordu. 13 Aralık toplantısının önemi bu bilinenlerin ötesinde! Küresel yatırımcı için banka ve sigorta muamele vergileri ile istihdam vergisinde indirime gidileceği müjdesini de taşımakta! Zira, Ek Niyet Mektubu'nda beklenilenin üstünde gelir sağlanması halinde her iki verginin oranlarının düşürüleceği taahhüt edildi. Sözün kısası... 2007 başta küçük üretici ve de ücret ve maaş geliriyle geçinenler olmak üzere geniş bir kesim için kemer sıkma yılı olacak. Kaldı ki 2007 Bütçesi'nde: * Mal ve hizmet alımlarının payı 2006 bütçe ödeneğine göre yüzde 10.2'den yüzde 7.6'ya; * sermaye giderlerinin payı da yüzde 7.1'den yüzde 5.9'a düşürüldüğünden kamu yatırımlarının hissedilir şekilde azalacağı kesin. Oysa, 2007 Bütçesi 2006'yla karşılaştırıldığında hiç de küçülmüş bir bütçe olarak gözükmemekte: * 16.7 milyar YTL olarak hedeflenen 2007 bütçe açığı 2006 hedefine göre yüzde 19.6 daha büyüktür. * Faiz dışı fazla hedefi ise 2006'ya göre yüzde 16.2 daha düşüktür.. * Faiz dışı fazla hedefinin GSMH'ye oranı 2006'daki gerçekleşme düzeyiyle karşılaştırıldığında ise oran yüzde 7.7'den 5.7'ye gerilemektedir. Bu durumda AKP hem büyüyen bütçe açığını daraltmak hem de enflasyon hedefini tutturabilmek için vergi ve zamlara daha fazla ağırlık verecektir. AKP'nin IMF'ye "beklenenin üstünde gelir" taahhüdünü de kattığımızda 2007'nin sıkı maliye politikalarının yılı olacağını söylemek yanlış olmaz. Aslında, AKP'nin yapacağı çok bir şey de yok. Özellikle de harcamalardaki reel artışın enflasyonu tetikleme riski her an gündemdeyken! Tüketici enflasyonunun kasımda beklenenin üzerine çıkmış olmasını bu nedenle uyarı olarak almakta yarar var. Zira, enflasyonun yıllık bazda 9.86'ya gerilemiş olması, hatta 2006 bu seviyede kapatılsa bile benzin ve doğalgazdaki artışlar ile kapıdaki elektrik zammı iyimser olmayı zorlaştırıyor. Eğer, bazı zamlar enflasyon hesaplama tarihinden sonraya ertelenirse tabii ki durum değişir. Ne var ki önünde seçim olan bir hükümetten bunu beklemek de zor!.. 2007 Ocak'ının yılbaşı, bayram derken ardından da yarıyıl tatilinin gelmesi tüketici harcamalarının arttığı bir-iki ay yaşanacağını göstermekte ki... AKP'yi, 2006'yı enflasyonda tek haneliyle kapatayım derken 2007'nin hedeflerini elden kaçırmaya zorlayabilir. Ne yaparsınız, seçim döneminin yazgısı bu. 2007 AKP için yukarı tükürse IMF, aşağı tükürse seçim yılı!. _______________________________________________________________________________ Kaynak: / (Değerli hocama Teşekkürler) Dr. TÜRKEL MİNİBAŞ / GÖZ UCUYLA -11.12.2006
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.