Φ Cabir Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2004 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2004 Kendinizi kalabalık bir resim galerisinde düşünün...Düşünün ki çok geniş katılımlı bir resim sergisindesiniz ve dikkatli bakışlarınız Leonardo Da Vincinin Mona lisa adlı eserinde...Sizinle beraber aynı tabloda bakışları dolaşan bir kaç kişi ve yanınızda sergiye beraber geldiğiniz birde arkadaşınız var...Yorumlarınızı paylaşıyor,hayranlık dolu ortak cümleler kuruyorsunuz...Tablodan ayrılmayan bakışlarınız resmin her bir kıvrımını ayrı bir hayranlıkla doşaşıyor...Mükemmel bir sanat şaheseri ile karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsunuz...Aynı düşünceler tablodan gözlerini ayırmadan hayranlık dolu cümlelerini ard arda sıralayan diğerlerindede var...Şüphesiz siz leonardo da vinciyle hiç karşı karşıya gelmediniz,onu hiç görmediniz...Ne ona misafirliğe gidip bir çay içiminde sohbetler ettiniz nede onu evinize davet etme durumunuz olmadı...Siz onu okul sıralarından,kitaplardan,çeşitli anlatımlardan tanıdınız...Onu ''ünlü bir ressam'' olarak bildiniz...Şimdi eserlerinden biri olan mona lisa ile karşı karşıyasınız...Şüphe yokki okul sıralarında okuduğunuz kitaplarda ve ders sırasında leonardo da vinciden bahsedilip eserleri gösterilirken,anlatılırken itiraz edip o eserlerden örneğin mona lisanın leonarda da vinci tarafından değilde kendiliğinden ortaya çıktığını yada önce küçücük bir nokta olarak ortaya çıkıp sonra zaman içinde küçük değişimler geçirerek bu günki haline geldiğini söylemediniz...Hatta böyle bir düşünce aklınızdan bile geçmedi...Kesinlikle ne siz, ne herhangi bir tanıdığınız önce nokta olarak başlayan ve zaman içinde o noktanın geçirdiği değişikliklerle önce elleri,gözleri kirpikleri sonra yüzü sonra kolları sonra bedeni ve nihayet tüm tablo böylece ortaya çıktı düşüncesi içinde olmadı...Zaten muhtemelen böyle bir düşünceden söz eden birininde ya şaka yaptığını yada sağlıklı düşünce ve bakıştan uzak olduğunu bilirdiniz...Öyle ya şüphesiz o tablo için tek söylenecek şey biri tarafından özen ve dikkatle yapıldığıdır...Elbette başka bir alternatif söz konusu değildir...O tablo yapılmıştır ve kendisini yapanın delilidir...Çeşitli renkteki boyalar bir araya gelerek vardıkları ortak bir karar neticesi resmin üzerinde kendilerince uygun yerlere yerleşmemişlerdir yada önceden tek noktadan ibaret olan resim zaman içinde geçirdiği değişikliklerle ve bu değişiklikler neticesi gelişip gelişmiş bir nokta olarak daha önce olmayan şeyi yani boyayı üretmeye başlaması ile resimdeki boyalar çıkmamıştır ortaya...Evet resimdeki renkler leonardo da vincinin kullanımı ve eklemesi ile olmuştur...leonardo da vinci boş bir kağıda o resmi her hali ile yapmıştır...Bundan başka bir durum kesinlikle söz konusu değildir...Şimdi karşısında hayranlıkla izlediğiniz o resim bir ressamın eseridir...Şüphesiz siz zaten bunu böyle bilerek izlediniz,izlemekte ve hayranlıklar duymaktasınız... Hadi buyrun...Şimdi bir boy aynasının karşısına geçin o aynada gördüğünüz ve hiç bir resimle karşılaştırması,kıyası dahi yapılamayacak kusursuzlukta olan,aynadaki ''ben'' dediğiniz görüntüye bakın...Her şey yerli yerinde ve Mutlak Olması Gerektiği gibi değilmi?...En zeki olduğunu söyleyen biri bile ''şu burnumun yanına nefes almak için ek bir alet yapılsaydı daha güzel olurdu'' veya ''ağzıma daha güzel yemek yemek için birkaç parça taktırmalıyım'' gibi düşünceler içine girmedi...Çünkü ''ben'' dediğiniz bedeninizdeki istisnasız herşey Mutlak Bir Uygunluk İçindedir...Elleriniz,gözleriniz,bakışlarınızdaki ahenk ve kusursuz uyum,ayaklarınız,burnunuz,kaşlarınız,kirpikleriniz ve tüm bedeninizle sizde şüphesiz kendiliğinizden ortaya çıkmadınız...Yada tek hücreli bir canlı olarak başlayıp uzun zamana yayılan değişimlerle aynada gördüğünüz ve ''ben'' dediğiniz hale gelmediniz...Siz ancak dünde,ondaki önceki günde ve milyarlarca yıl öncede ancak şimdi bulunduğunuz kusursuz halinizde olmalıydınızki yaşayabilesiniz...Yaşamanız için vücudunuzda her an sizin müdahaleniz dışında kan dolaşımı olmaktadır...Vücudunuzda kan olmalı ve aksamayan bir dolaşımla her organınıza ulaşmalıdır ki ancak o zaman yaşayabilirsiniz...Siz nefes almalısınız yaşamak için...Nefes almanızdaki küçücük bir aksama sizin hep baktığınız aynaya artık bakamaz halde olmanıza sebep olacaktır...Sizin kesintisiz her an nefes almak için şu anki akciğer sistemine sahip olmalısınız...Milyarlarca yıl öncede bu günde...Ancak bu şekildeki bir akciğer sistemi ile nefes alabilir ancak nefes alabilirseniz yaşayabilirsiniz çünkü...Sizin yada şu an dünyada bulunan istisnasız tüm canlıların yaşamak için şu an içinde bulundukları donatım içinde olmaları gereklidir istisnasız her zaman...Bu kusursuz sistemde olagelen bir değişiklik örneğin akciğerin değişim geçirmeye başlaması şu anki nefes alma sisteminin değişmesi ve canlının ölümü olacaktır...Çünkü canlı ancak şu anki nefes alma sistemi ile yaşayacak haldedir...Şu an tüm canlılar içindeki bulundukları sistemlerle yaşayacak haldedirler...Tıpkı bundan milyarlarca yıl önce hatta en başta olduğu gibi...Bu dengede küçücük bir değişim canlıdaki yaşam durması demektir...Evet şüphesiz bu kusursuz denge, o kusursuz denge içinde bulunan canlıların kararı ve düzenlemesi yada benzeri başka bir şey değildir...Mutlak Gerçek Şuki siz sizi Yoktan Var Eden Yüce Yaratıcı'nın Varlığı'nın delillerinden birisiniz...Tıpkı tüm kainat ve içinde bulunan istisnasız herşey gibi...O Yüce Yaratıcı tüm kainatı ve sizi ve elinizde bulunan 'benim'' dediğiniz herşeyide ''ben yaptım'' dediğiniz herşeyide Sonsuz İlmi ve Sonsuz Gücü ile Yaratan Allah'tır (C.C.)... "Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır." (SAFFAT SURESİ / 96) '''Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.'''(FURKAN SURESİ / 2) Size düşense bu MUTLAK GERÇEK karşısında etkisinde bulunduğunuz tüm büyülü hallerden sıyrılmak ve MUTLAK GERÇEK'i kabul edip hayatınızı buna göre düzenlemektir...Mutlak Gerçek ortada iken Mutlak Yalan üzerine bir hayat kurmak ve böyle yaşamak başından sonuna tüm hayat için yalnızca HÜSRAN'DIR... '''Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Kıyamet-saatinin kopacağı gün, (işte) o gün, batılda olanlar hüsrana uğrayacaklardır.''CASİYE SURESİ / 27) Allah'ın kulu ve kölesi... Alıntı
Φ canugur Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2005 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2005 O kadar güzel ve yumusak yazmissiniz ki tebrikler... eger gercekten söyledikleriniz dogruysa, korkacak hic bir sey yok demektir. ben de günahlarimin bedelini ceker, yanar, aslanlar gibi cehennemde kavrulur, sonunda nihayet emin oldugum Allahin cennetine giderim. Bunu bilmek ne güzel. Keske söyledikleriniz dogru ciksa da biz de rahat etsek, atismasak.... Tipki bir hirsizin, hirsizlik yaparken cezaevine girmeyi göze almasi gibi. Calacak, yakalanacak, cezasi neyse yatip cikacak yine özgür olacak. Bunu bildigi icin hirsizlik yapmaktan asla vazgeckeyecektir. O halde kafirlerle ugrasmayin be biraderlerim:-) Verdigim örnek son derece anlasilir. leonardo örnegine gelince, iyiydi ama herseye ramen o homosexüeldi. Hayatta bir kadinla dahi yatmamistir. Homsexüeller o cagda öldürüldügü yakildigi icin bunu ustaca gizleyerek monalisa tablosuna kendi portresini yüzü olarak islemistir. Bu gün bilim adamlari, monalisa tablosu ile Leonardo´nun tüm yüz anatomik yapisinin esit oldugunu kanitlamistir. yasami da bilinince olay cözülmüstür. Olsun, tabloya olan övgünüz gercegi degistirmez cünkü gercekten güzel resimdi... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.