Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 18 yıl Ziya Gökalp doksan yıl önceki "Din" başlıklı şiiri... "Benim dinim ne ümittir ne korku, Allah'ıma sevdiğimden taparım. Ne cennet ne cehennemden bir korku Almaksızın vazifemi yaparım. Vaiz!.. Deme cehennemin ateşi Çıkar bilmem kaç bin çeki odundan De ki vardır bir güzellik güneşi Doğmuş bizim aşkımızın od'undan... De ki vardır Tuba adlı bir ağaç Kökü gökte, gönüllerde dalları... Yemişinden yedi ruhum, değil aç Bütün sevgi, şefkat onun balları... Vaiz!.. Muhabbeti şerheyle Ben aramam şeytan nedir, melek ne?.. Erenlerin esrarından söz söyle: Seven kimdir, sevilen kim, sevmek ne?.. Beni cennet va'di ile avutma, O kalbimdir, çünkü sevgi elidir. Cehennemin azabıyla korkutma Korku nedir bilmez gönlüm, delidir... Bir soru... Bu şiir'den sonra ne değişti ve Bugün "Cemaat" lerin egemenliği altına düşen bir Türkiye, Cumhuriyetin 83'üncü yılını kutlamaya sizce layık mıdır?...
Gönderi tarihi: 29 Ekim , 2006 18 yıl Tarih-i Kadime Ek Molla Sırat'a Paraya hiç dayanmayan bir şairmişim Zangoçluk edermişim Protestanlara gider Size edebi saygılarımı sunarım efendim Yani yıldızlı bir kursunun üstadına Bilgin sairine yani İslam dininin Molla Sırat hazretlerine yani Lütfen bize ne güzel Zangoçluğu yakıştırıvermişler Ama aldanmış olmayasın sakin üstadım Müslüman oğluyum ne de olsa Sen o güzel dini anlatma bana O dinden senin kadar ben de anlarım Ben de okudum o Tanrı kitabini Yüreğe doğan o sözleri ben de dinledim Ben de dolaştım sizin gibi cami cami Tanrı önünde ben de oldum iki kat Açılırdı hayalimde cennet yolu Dolardı yüreğime cehennem korkusu Ulu Tuba'ya ben de tırmandım Ben de çıktım melekler katına Ezani duydum mu bayılırdım Nasıl koşardım o 'Tanrı' sesine! Ben de tesbih çektim, dua ettim Ben de namaz kildim oruç tuttum, Hepsini yaptım halt ettim! Çünkü ne dendiyse inanmıştım Kanmıştım senin kandıklarına Bağlanmıştım körü körüne Canimi adamıştım dinime canimi. Tanrıyı da sevmiştim peygamberi de. Ama onlar bu gün çok uzaklarda Anladım ben asil gerçek nerde Anladım Hanya’yı konyayı Bizi hakka götüren yol başka Senin su saydıkların var ya hani Su şaşılacak şeyler hani doğaüstü Onlar hep masal hep kafadan atma Buğun hiç durmadan arıyor insan Gitgide görüyor isin içyüzünü de Senin hokkabazlar unutmuşlar geleceği Isa ile Musa, aldatılan ve aldatan O büyülü değnek, bir koca kuyruklu yalan İşte insanoğlu bir yerde böyle sapık Beserin böyle delaletleri var putunu kendi yapar kendi tapar Git ara kiliseyi, dolaş Kabeci Can sesini duy, tekbiri dinle Umduğun, beklediğin şeyler nerde hani Ortada bir tek şey göreme Şeytani da düzme, Allah’ı gibi Buda’sı düzme, Ehrimen'i düzme, Yezdan’ı düzmece Bir korkak kuşku yaratmış bunların topunu Gölgeler baktım, gölgeler, gölgeler... Sonra baktım bir karanlık uçurum Haydi don geri, don geri, don, oğlum! Ve beynimden vurulmuş gibi devrildim. Simdi benim ne cennet, ne cehennem umurumda Bakarım evrene, şaşar şaşar kalırım. Ne tapılan tanırım, ne taptıran tanırım Yaradılışın kuluyum ben artık Ben yaradılışın kulu Pıtrak gibi işte gökyüzünde mescitler İşte onlara orda vicdanim secde eder İşte benim bundan böyle tapınmam bu İşte bundan böyle benim vaktim böyle geçer Artık öyle rahat, öyle rahat ki içim Ayırt edemem kendimi bir kayadan Tapınmakta biraz minnacık bir kuşla Bir ishal kuşu da, la il ilahe illallah der Ben de la ilahe illallah derim Ve doğruluk ve alçak gönüllülük ve sıkı dostluk Ve el uzatma ve koruma ve insaf ve acıma Ve sonra bir şaire zangoç dememek İşte buyuran bunlar benim vicdanıma Benim ayinim düşünüp yapmaktır Benim dinim insan gibi yaşamaktır İnanmışım: Taparım ben varlığa Her kanat bana bir melek sesi getirir Ne isim var peygamberle benim Beni Hakka bir örümcek oturur Kitabim iste yeryüzü kitabi Bendedir iyilik, kötülük tohumu Varırım hep böyle ta mezara dek Yeniden dirilmek bizim nemize gerek Taşır insanların hem aşkını, hem acısını Bağrımdaki su deli, su ince yürek İnsan gibi yaşamaktır buğun gerçek din İnsan gibi yaşamak Tevfik Fikret Senin şiirden sonra fazla birşey değişmemiş sevgili dipnot Atatürk'ün,teyfik fikretin yolundan gidilseydi eminimki çok sey değişirdi oysa şimdi olmadık dogmalardan ümit bekleyen ümmetçi ve kaderci bir halk.Muazzez ilmiye çığ a mahkeme açan zihniyet,Ses çıkarmadan bekleyen diğer zihniyet maalesef din bizim kanımızı uyuşturdu.
Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 18 yıl Dipnot ve Saklıgerçek arkadaşlarımıza, bu güzel ve düşündürücü şiirleri bizlerle paylaştıkları için, çok teşekkür ediyorum.
Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 18 yıl Bende teşekkür ediyorum bu paylaşımlar için .Ayrıca bu seneki cumhuriyet kutlamalarındaki abartıyı görünce bana hiçte samimi gelmedi.Herhalde şöyle düşünüyorlar.Kutlayın kutlayın nasıl olsa gördüğünüz göreceğiniz son cumhuriyet kutlaması olacak bu.Hele gazetelerde cumhuriyet resepsiyonu ile akp milletvekillerinin söylemlerini görünce hiç te yanlış düşünmediğimi görüyorum.Öyle ya cumhurbaşkanını halk seçecekmiş ve halkın cumhurbaşkanı olacakmış herhalde aldıkları oy oranlarını unutuyorlar.%20 LİK HALK KİMİN HALKIYSA
Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 18 yıl Ben sizlere teşekkür ederim güzel yürekli insanlar okuyup değerlendirdiğiniz için,karanlığın yerini aydınlığa bırakmasında olan çabalara destek verdiğiniz,uğraştığınız,fikir beyan ettiğiniz için. Aydınlık yarınları arzuladığınız için,kafanızı çalıştırdığınız için,dogmalara teslim olmadığınız için,dahası vatan sevginizden mangal yüreğinizden aklı selimliğinizden dolayı ,sevgiler saygılar.
Gönderi tarihi: 31 Ekim , 2006 18 yıl Hak Bir Gönül Verdi Bana Hak bir gönül verdi bana Ha demeden hayrân olur Bir dem gelir şâdân olur Bir dem gelir giryân olur Bir dem sanasın kış gibi Şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşâretden doğar Hoş bağ ile bostân olur Bir dem gelir söyleyemez Bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dür döker Dertlilere dermân olur Bir dem çıkar arş üzere Bir dem iner taht-es-serâ Bir dem sanasın katredir Bir dem taşar ummân olur Bir dem cehâletde kalır Hiç nesneyi bilmez olur Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur Bir dem dev olur yâ peri Vîrâneler olur yeri Bir dem uçar Belkîs ile Sultân-ı ins ü cân olur Bir dem varır mescidlere Yüz sürer anda yerlere Bir dem varır deyre girer İncil okur ruhbân olur Bir dem gelir Îsâ gibi Ölmüşleri diri kılar Bir dem girer kibr evine Fir'avn ile Hâmân olur Bir dem döner Cebrâil'e Rahmet saçar her mahfile Bir dem gelir gümrâh olur Miskin Yunus hayrân olur Yunus Emre OMURSUN.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.