Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2006 18 yıl Ramazan davulu ile başım dertte! Ramazan ayı geldi mi bendeki davulcu stresi başlıyor. Bu ramazanda da İpek kızım davulcunun sesiyle gözlerini açıveriyor. ( Çok şükür bir tek dün uyanmadı, aman nazar değmesin Daha dün gibi geçen sene konuyla ilgili yazdığım yazı aklımda. Üzerinden bir sene geçti ama değişen bir şey yok! Her sene, “yasaklandı” şeklinde haberler çıkıyor ama nafile! Davulcular çalmaya devam ediyor. Bu sene de belediyeler her mahalle için bir davulcu ile anlaşmış, sadece onlar çalacakmış. Eğitimli davulcular çalacağı için ses ritmik olacakmış! Anlayacağınız ritmik uyanacağız! Diyeceksiniz ki “Sen de bu davulcu meselesine kafayı taktın!” Bir açıdan haklısınız. Bizim evde de sahur için sabah kalkılıyor ya da gece çok geç yatılıyor. Mesele gece uyanmak değil. Bakın niye kızdım size anlatayım. Geçen gece 3 gibi İpek kızım uykusundan uyandı. Belli ki çıkmakta olan azı dişleri kaşınmıştı. Bilirsiniz azı dişi çıkarmak bebekler açısından en zor dönemlerden biridir. Onu kucağıma aldım, odada dolandık, sallanan sandalyede sallandık. Yarım saat sonra İpek uykuya daldı. Onu usulce yatağına yatırıp, kendim yatmaya gittim. Tam yatmışken birden bir ses duyuldu: “Güm de güm güm güm!” ve de ardından İpek’in ağlama sesi!!! Hem de ne ağlamak. Canım kızım içini çeke çeke ağladı. Kucağıma aldım, sıkıca sarıldım. Rahatladı. Tam yeniden uykuya dalacak gibi oldu ki davulcu yeniden sahneye çıktı. Bizim sokaktan yeniden geçti! Ve olan oldu. İpek gözlerini fal taşı gibi açtı. Besbelli uykusu kaçmıştı! Ondan sonra 1,5 saat sürecek uyutmaya çalışma dönemi başladı. Uykusuzluktan geçtim ama o içini çeke çeke ağladığı anı hiç unutamam. Çalar saatin, cep telefonunun, uyandırma servisinin olduğu bu çağda sırf gelenek yaşatma uğruna sahurda davul çalmaya karşıyım. Sadece İpek değil, kim bilir kaç tane bebek, kaç tane yaşlı, kaç tane vardiyalı çalışan işçi ramazan boyu geceleri uyanıyor. Sizi bilmem ama işte bu yüzden bu sene de benden ramazan davulcusuna bahşiş yok! Ramazandan söz açılmışken ramazan konuşmaya devam edelim. Ramazanlar bir başkadır benim için. Her ne kadar ben küçükken, babam Avrupa Yakası’ndaki Tahsin Amca gibi sinirli olsa da her zaman başkadır ramazanların tadı. Çocukken girdiğim pide kuyrukları, sıcacık pideleri taşımaya çalışmam, o pidelerin kokusu, annemin hazırladığı yemekler, dedemlerdeki iftar sofraları çocukluğumun en güzel anıları arasında yer alıyor. Ramazan ayi iyi hos, hersey çok güzel de nedir bu davulcu olayi yahu? Kaçinci yüzyilda yasiyoruz? Herkesin evinde saati var, evlerimizde neredeyse evdeki insan sayisi kadar cep telefonu var. Ramazan davulcusuna artik ne gerek var? Çocugu olan var, insanlarin yaslisi var, hastasi var, sahura kalkmayani var, kimse düsünmüyor. Ramazan deyince dogrudan bu davul olayi basliyor. Hele çocuklar küçükken ne eziyet çektim. Kız, babasını bekliyormuş. Uyumak üzere… Baba çok uykusuz kalmayacağı için ben de mutlu oluyorum derken balkonumuzun tam altında “GÜM GÜM de GÜM GÜM”!!! Ramazan davulu bizim odada çalıyor sanki… Aynı anda İpek de ağlama sesiyle davula eşlik ediyor. Anlayacağınız her şey sil baştan… Şimdi söyleyin ramazan davulcusuna kızmakta haklı mıyım, haksız mıyım? Belki çalan davulun sesiyle romatizma ağrıları yüzünden uykuyu ancak tutturan yaşlı bir teyze, gece nöbetten dönen bir doktor, o saate kadar ders çalışan bir öğrenci de uyanıverdi. Çalar saatin, cep telefonun olduğu bir devirde gecenin bir vakti davul niye var anlayamıyorum. Gelenekler sadece ramazan davulu ile yaşatılmaz ki! Yeni neslin aklına bayram deyince sadece tatil geliyor. Ramazan davulu hala çalacağına bayramların özelliği ve güzelliği yeni nesillere aktarılsa daha iyi olmaz mı? Farklı düşünenleriniz olabilir ama ben kararlıyım. Bu Ramazan bizim davulcuya bahşiş yok . . .
Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2006 18 yıl deniliyorki... Çalar saatin, cep telefonunun, uyandırma servisinin olduğu bu çağda sırf gelenek yaşatma uğruna sahurda davul çalmaya karşıyım. ve deniliyorki.. her zaman başkadır ramazanların tadı. anisi ise... Çocukken girdiğim pide kuyrukları, sıcacık pideleri taşımaya çalışmam, o pidelerin kokusu, annemin hazırladığı yemekler, dedemlerdeki iftar sofraları çocukluğumun en güzel anıları arasında yer alıyor. soruluyor... Ramazan davulu hala çalacağına bayramların özelliği ve güzelliği yeni nesillere aktarılsa daha iyi olmaz mı? Oradan kisilir ise bir baska sey gereksiz denilir kaldirilir ise "yeni nesillere aktarilsa" yeni nesille aktarilacak ne kaliyor...anilari yazilmis...Cocukken girdigim pide kuyruklari....."yeni nesillere aktarilsa" yeni nesille aktarilacak saten var olan calar saat, cep telefonu ... vs..mi? "sırf gelenek yaşatma uğruna sahurda davul çalmaya karşıyım." Tüm senenin sadece bir ay`i alisilmis bir sekilde gitmiyor kimisine zor geliyor yada ters düsüyor diye...cocuk agliyor deniliyor uyaniyor deniliyor diye... "ki bu cocuk büyüyecek" yok edilenin ise anisi bile olmayacak....yasatabilinecek, peki yeni nesillere nedir kalacak olan aktarilacak olan, merak ediyorum...? Bu da bayan Ramazan davulcusu Alaplı İlçesi’ne bağlı Bölücek Köyü’nde, 7 yıldır Ramazan davulcusu olarak çalışan evli ve 3 çocuk annesi Ayşe Akman, derme çatma evinden çıkarak korkusuzsa ıssız sokaklarda davul çalarak köy sakinlerini uyandırıyor. Akman, davulculuğu çocuklarına bakabilmek amacıyla yaptığını belirterek, “Bu işi yapmaya mecburum. 2 çocuğum okuyor. Eşim işsiz. Davulculuktan aldığım para yetmese bile buna mecburuz. Çoğu zaman bize köylü bakıyor” dedi. 7 yıldır köyde Ramazan davulu çalan Ayşe Akman, 130 haneli köyü 1.5 saatte dolaştığını belirterek, “Eşimle sahur yemeğini biraz erken yedikten sonra yola çıkıyorum. Issız sokaklarda bazen korkuyorum ama yapacak bir şey yok. Çocuklarıma bakabilmek için bu işi yapmak zorundayım” dedi. Çaldığı davulla köylüyü kısa süre uyandıran Ayşe Akman, uyanmayanların ise kapısına giderek sesleniyor. 08.11.2002 Yeni Mesaj Ramazan davulcusu anne... Aksaray? da sertifikasini alan 4 cocuk annesi Bahtiyar Kaynak (28), ramazan ayinda davul calarak aile bütcesine katki saglayacak. AA muhabirinin edindigi bilgiye göre, Aksaray Belediyesi, yaklasan ramazan ayi öncesi davulcularini belirlendi. Belediyeye basvurarak sertifika alan bircok davulcu arasinda, 4 cocuk annesi Bahtiyar Kaynak da bulunuyor. Kaynak, yaptigi aciklamada, esinden ayrildiktan sonra sokak aralarinda kitap satarak kendisinin ve 4 cocugunun gecimini saglamaya calistigini, güc sartlar altinda yasadiklarini söyledi. Ramazan ayinda davul calarak " aile bütcesine biraz olsun katki saglamak istedigini" belirten Kaynak, "Gündüz kitap satacagim gece davul calacagim. Erkek davulcular kadar iyi oldugumu düsünüyorum. Pasacik Mahallesi sakinleri benim davulumla sahura kalkacak. Bana böyle bir imkan sagladigi icin belediyeye tesekkür ediyorum" diye konutsu. 01 Ekim 2005/Milliyet net üzerine sadece bulabildiklerim bunlar arkadaslar , sizler TR de yasayan arkadaslar buna benzer yeni iletileri gazetelerde okumussunuzdur belki. saygilar
Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2006 18 yıl Ramazan ayi iyi hos, hersey çok güzel de nedir bu davulcu olayi yahu? Kaçinci yüzyilda yasiyoruz? Herkesin evinde saati var, evlerimizde neredeyse evdeki insan sayisi kadar cep telefonu var. Ramazan davulcusuna artik ne gerek var? Çocugu olan var, insanlarin yaslisi var, hastasi var, sahura kalkmayani var, kimse düsünmüyor. Ramazan deyince dogrudan bu davul olayi basliyor. Hele çocuklar küçükken ne eziyet çektim. Şimdi söyleyin ramazan davulcusuna kızmakta haklı mıyım, haksız mıyım? Belki çalan davulun sesiyle romatizma ağrıları yüzünden uykuyu ancak tutturan yaşlı bir teyze, gece nöbetten dönen bir doktor, o saate kadar ders çalışan bir öğrenci de uyanıverdi. Çalar saatin, cep telefonun olduğu bir devirde gecenin bir vakti davul niye var anlayamıyorum. Gelenekler sadece ramazan davulu ile yaşatılmaz ki! Yeni neslin aklına bayram deyince sadece tatil geliyor. Ramazan davulu hala çalacağına bayramların özelliği ve güzelliği yeni nesillere aktarılsa daha iyi olmaz mı? Farklı düşünenleriniz olabilir ama ben kararlıyım. Bu Ramazan bizim davulcuya bahşiş yok . . Senin pencerenden bakınca haklısın. Eğer bu ses bulunduğun ortamda top yekün çıkıyorsa halledilir. Ama unutmayalım ülkelerin kendilerine has gelenek ve görenekleri var kimi domates atma çılgınlğı kimi boğaların önünde kaçmayı kimi kedi köpek yeme bayramı gibi bir çok geleneğini sürdürmektedir hemde yüzyıllarca diyeceksinki bunlara isteyen katılıyor ben mecburi katılıyorum. Bizdede böyle. Topu topu bir ay milli ve dini beraberliğimiz için katlanalım sonucu pek ağır olmasa gerek buna gelene kadar daha düzeltilmesi gereken o kadar süreli çarpıklıklar varki. Tahmini 1400 senedir de ramazan geceleri bizde bu şekilde geçirilmiş, devam da edilmektedir. O zamanlarda diş çıkaran ipeklerimiz, hasta yaşlılarımız veya o şartlarda rahatsız olabileceklerimiz yokmuydu. Vardı hoş görü ve alttan gelen bir geleneğin devam ettirilmesi açısından düşünürsen seversin. İnanın akıllarda çocukluk yıllarında çalan davullar düğünler ve bayramlardan başka bi şey kalmıyor. İpek biraz daha büyüsün anlamaya başlasın davulcuyu seyretmek için uyumuyacaktır. Benim 7 yaşında oğlum var her gece davulcuya bakacam diye pencereye koşuyor. Onun için çok güzel heralde ama ben yarın kalkamaz diye hayıflanmıyor değilim ama bunuda yaşasın istiyorum. Birde çocuklara sormak lazım isterlermi istemezlermi. Fazla mesele yapmamaya bak o zaman sanada hoş gelecektir.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.