Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2006 18 yıl evet bugün pazar ben bunu yazarken gecenin 3ü ve 18 geçiyor uykum çok vardı ama çok kötü bişi öğrendim bünye uyumayı reddediyo ve bugün ramazan ve zeki mürenin öldüğü gün ben hatırlıyorum hayal meyal 10 sene önce çok küçüktüm hala çok küçüğüm işte ama kötüydü bide klasik müzikle türk sanat müziği ayrı başlık olsaymış keşke. zeki müreni arya söyler bilmem ben çünkü
Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2006 18 yıl Sanat güneşimizi 24 Eylül 1996 yılında kaybettik kendisine bizlere kazandırdığı Türk sanat müziği sevgisi ve örnek bir sanatçı nasıl olur öğrettiği için minnettarız merhum sanat güneşimiz Zeki MÜREN'i saygıyla anıyoruz. Sevgi dolu bir dünyam var, dört yanlmda tüm insanlar Dünya mali neye yarar, dostluklarla yasiyorum Siirlerde romanlarda, gelmis geçmis zamanlarda Tamburlarda kemanlarda, sarkilarda yasiyorum Sevgilerden nakislarla, mutlu mutsuz baklslarla Kalpten kalbe akislarla, alkislarla yasiyorum Ben de sevdim bir zamanlar, içimde bin hatira var Herkes hayatini yasar, anilarla yasiyorum Ne kosklerde ne sarayda, ne dünyada ne de ayda Benim yerim çok uzakta, dualarla yasiyorum Sarkilara duygu seren, çilelere gogüs geren Dertli gonüllere giren, iste benim Zeki Müren Kimsesizlerin kimsesiziyim, kimsesizim Yalnizlarin yalniziyim, yalnizim Dertlilerin dertlisiyim, dertliyim Asiklarin askiyim, asigim Ismim Mesut, gobek adim Bahtiyar, Yillarca hep boyle bildiniz siz Mesut Bahtiyar'dan sarkilar dinlediniz Iste boyle. Beni erisilebilecek güzelliklerin doruguna çikardiniz. Hiç kimselere nasip olmayacak alkislarla opücüklerle, sevgilerle beni bugünlere getirdiniz. Çok yorgun, uykusuz bir omür tükettim. Hepsi size helal olsun.. ÜÇ MUTLULUK… Şimdi, bütün ömrümce yaşadığım üç mutluluğu arzedeyim efendim… Sene 1955 Beklenen şarkı filmi, yani ilk filmim oynayalı bir sene olmuş… 54'de Rahmetli Cahide Sonku Hanım ile çevirmiştik… Beklenen şarkı benim bestem… Vals usulünde, nihavend makamında… "Gözlerinin içine başka hayal girmesin / Bana ait çizgiler dikkat et silinmesin.." Dillerde dolanıyor. Daha sahneye çıkmamışım. radyoda okuyorum… Ve efendim Harbokulu Müdürlüğü'nden resmi bir mektup aldım. Diyor ki yazan zat: "19 Mayıs hareketleri için bize 20 gün öncesinden Beklenen Şarkı'nızın notasını lütfen gönderiniz…" Çünkü bu sene Harbokulu ilk defa bir Türk bestecisinin, ki düşününüz 1954'ün Zeki Müren'i, ilk defa bir Türk Bestecisi'nin bestesiyle hareketlerini yapacaklar stadyumda… Nasıl sevindim… Adeta inanamadım. Hemen yazdım temiz şekilde, gönderdim, heyecanla bekliyorum ve o sabah oldu, ayrıca onu arzedeyim, "Siz de.." diyor komutan, "..şeref tiribününde misafirimizsiniz…" Fakat, benim imtihanlarıma rastlayan günler… Ankara'ya gidersem dönüşüm çok zor olacak. Ben ancak, İstanbul'da evimde, radyoda izleyebildim… Bando, şimdi televizyon da yok o devirde, hayalimde canlandırıyorum, o gençliğin daha evvel Mavi Tuna, Tuna Dalgaları gibi Avrupa'nın çok tanınmış bestecilerinin valsleriyle hareketlerini yapan bu aslan gibi Türk Gençleri, bu kez benim naçiz bir bestemle 19 Mayıs Hareketlerini yapıyorlar… Yıllar sonra Ankara Radyosu bana onun bir kasetini, yani bandonun çaldığı şekliyle hediye etti. Leventteki evimde, dolabimda anılarımın arasında saklarım… Beni çok mutlu eden olayın biri budur… ÜÇ MUTLULUK… İkincisi efendim… Antalya'da yaşadığım, ilk yıllar… 1969 senesinin 31 mayıs gecesi Antalya Spor yararına Aspendos'da verdiğim konserdir… Aspendos, daha evvel onarım geçirdiği için diğer tiyatrolar gibi harap değil. Oturulacak durumda. 20 bin kişi almasına rağmen, inanınız 27 bin kişi bir gün evvelinden doldurmuştu Aspends'u. TRT'den Meral Savcı Hanımefendi şahidimdir.. 3 ay o konser için uyumadım. Aman nezle olmayayım… İnanınız Bodrum Konserleri için de öyle. Bardakçı'da bana sorarlardı: Denize niye girmiyorsunuz?" diye.. "Hayır konserim var." Onun için bilmeyenlere kolay geliyor. Bir gribal durumunuz olsa, iki kere aksırsanız rezil olacaksınız… Ve de bu üzüntü bir yazınızı mahfediyor… Koca bir yaz… Bu bir fedakarlıktır efendim, helal olsun anlayanlara, takdir edenlere; bilenlere helal olsun… Bilmeyen zaten bilmez ki… Ondan sonra efendim o 27 bin kişi çıt çıkarmadan, zannederim 50 şarkı ve de 49 saz, Nevzat Sumer yönetiminde… Nevzat Beyle beraber 50 kişi sahnede… O kalelerin arkasına kontraplakdan küçük bir kulis odası kurdular… Öyle alt kadro falan yok. Saat 21:15'di zannediyorum başladı, bir'e doğru bitti… Tabi ilk kısımda klasikler okudum. Birinci bölüm siyah fırak, tamamen Türk Müziğinin yüz sene, ikiyüz sene evvelki klasik eserleri… Küçük bir ara, ikinci bölüm yalnız Saadettin Kaynak ve Salahattin Pınar'ın eserleri, beyaz bir smokinle… Üçüncü bölüm, günümüzün şarkılarının en seçkinleri; her şarkıda ayrı bir kostüm. Sonunda da "İbibikler öter ötmez ordayım…" o sene çok modaydı, onla final yaptık. Ben iki üç bornoz, kaç iki üç bornoz, altı-yedi bornoz değişip terimi kuruttum, konser boyunca… Ondan sonra beni arabama koydular, Antalya 55 kilometre, trafik bağlı kaldı. Bu kişiler, konser boyunca sinek uçsa kanadının sesi duyulacak derecede 27 bin kişi dinledi. Biri de nezle olup öhö.. demedi. Bu bir sanatçı için ulaşılması çok güç bir mertebe… Yıldızları görüyordum insanların, belki de sigara ateşlerinin küçük kızıllıklarında, yıldızları görüyordum… Aspendos tabi huni gibi biliyorsunuz.. Akustik mükemmel.. Ve de döndüm.. diyeceksiniz ki çok mutlu döndünüz, artık rahat edersiniz.. Derya Motel'deki odama girdim.. Küçük bir kapta domates çorbası getirdi bir hanım arkadaşım. Bir kaşıkla ağzıma verdi. İmkan yok dedim yiyemem, o ben miydim, üç ay uyumadım. Allah bunu bana nasıl nasip etti. Yüce tanrı bir kuluna bu kadar muhteşem bir geceyi nasıl nasip eder diye o duyguyla da üç-beş gün… Ne uyku, ne yemek, ne içmek, ne havuza girmek. O türlü bir içine kapanış o mutluluk… Üçüncü mutluluğum çok yeni efendim… O henüz 5 aylık falan bir olay. Sağolsunlar Ankara'dan aradılar… Devlet Sanatçısı seçildiğimi söylediler.. Diğer seçilenlerin kim olduğunu inanınız sormadım dahi… Sonradan öğrendim. Ve de beratım Bodrum'daki adresime geldi. Devletin altın mühürüyle efendim Sayın Turgut Özal'ın onayıyla gönderilen bir berattı bu.. Ondan sonra da presli, cüzdanınızda taşımanız için gerektiği yerde, ben onu hiçbir zaman kullanmayı düşünmedim. Onun Şerefi bana yeter. Zaten nefes alırken ben onu kullanmış hissediyorum. Madem layık görüldüm, layık görenlere teşekkür ediyorum. Cüzdanınızda taşıyabileceğiniz kadar, bir hüvviyet büyüklüğünde efendim, devlet sanatçısı, işte doğumumuz, şehrimiz yazılı bir vesika gönderildi yine postayla. Onu şerefle taşıyorum. Diğerini de ödül dolabımda, efendime söyleyeyim gene büyük şeref duyarak saklıyorum. Bu üç mutluluk bana yetiyor artıyor. Ender USLU "Bu sözler, 1992 Yılı'nın Ağustos Ayı'nda, Rahmetli Zeki Müren ile yapılan bir röportajdan alınmıştır." Ben Zeki Müren şiirlerde romanlarda gelmiş geçmiş zamanlarda tamburlarda kemanlarda şarkılarda yaşıyorum sevgilerden nakışlarla mutlu mutsuz bakışlarla kalpten kalbe akışlarla alkışlarla yaşıyorum ben de sevdim bir zamanlar içimde bin hatıra var herkes hayatını yaşar anılarla yaşıyorum ne köşklerde ne sarayda ne dünyada ne de ayda benim yerim çok uzakta dualarla yaşıyorum şarkılara duygu seren çilelere göğüs geren dertli gönüllere giren işte benim zeki müren. kimsesizlerin kimsesiziyim kimsesizim yalnızların yalnızıyım yalnızım dertlilerin dertlisiyim dertliyim aşıkların aşkıyım aşıkım. ismim mesut, göbek adım bahtiyar yıllarca hep böyle bildiniz siz mesut bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz...
Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2006 18 yıl ben o öldüğünde 15 yaşındaydım nasıl üzüldüğümü anlatamam zifiri karanlık çöktü üzerime
Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2006 18 yıl Zeki Müren Türk Müziğinin kilometre taşlarından biridir. Bestekardır, sevilen ve yıllardır dinlenen, dinlenecek olan bir çok beste yapmıştır. Bazıları : Beklenen Şarkı, Zehretme Hayatı Bana Cananım, Leyla, Manolya, Bir Demet Yasemen, Bir Gönül Hikayesi, Bir Tatlı Tebessüm, Yoksun Bu Gece, Gurbet Yolu, Şimdi Uzaklardasın, Bir Yaz Yağmuru Gibi, Bu Hazan Yine Kalbim, Gül ve Bülbül, Bahçevan... Ses Sanatkarıdır, Türk Müziğini en iyi yorumlayan ses olarak yıllarca zirvede kalmıştır. Hançeresinin yorumlayamayacağı şarkı yoktu. Sahne ve sanatçı okuyuşuna yeni br tarz kazandırdı, örnek olarak sazlara tek tip kıyafet giydiren odur, okuyuşunda her kelimeyi üzerine basa basa hiçbir hecesini yutmadan ağzında yuvarlamadan net bir şekilde söyleyen ve bu alışkanlığı kazandıran yine odur. Klasik üslubtaki eserleri mükemmel yorumlamanın yanında popüler eserleri de aynı güzellikte okuyan yine odur. Ve daha niceleri... İyi bir hatiptir; Yani Türkçeyi etkileyici ve mükemmel bir şekilde vurgu ve söylenişlere gayet özen göstererek kullanan yine kendisidir. İyi bir çizer ve desinatördür; Sahnede giydiği kıyafetlerin hepsini kendi çizmiş ve diktirmiştir. Hiçbirini başka kişilere yaptırmamıştır. Ve yıllar sonra da yalnız sanatçılara değil tüm varlıklı kişlere örnek olabilecek bir davranışta bulunmuş servetini mehmetçik vakfı ve eğitim vakfına bağışlamıştır, tüm sürekli gelirleriyle beraber... Yani aldığınız her Zeki Müren kaseti, CDsi veya onun adını taşıyan sanat eserinin sanatçıya ait geliri direkt olarak bu iki vakfa gider. Bunun yanında Zeki Müren çok eleştirilmiş ve de eleştirilecektir. Ben de onu zaman zaman eleştirenlerden biriyim. Hakkında söylenecek daha çok söz var. Ancak bir de şöyle düşünmek gerekir; ya Zeki Müren gibi büyük bir ses olmasaydı. Şüpesiz ki Türk Müziğine en büyük katkıyı yapmış kişilerden biridir. Ölümünden on yıl sonra dahi hala tartışılması onun popülerliğini ve büyüklüğünü göstermektedir. Kendisine Tanrıdan rahmet diliyorum.
Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2007 18 yıl Biz yeni nesil olarak bunları düşünebiliyorsak, bilin ki zeki müren gerçeken büyük insan. Allah mekanını cennet eylesin. Bıraktığı emanetleri yaşatmak gençlik görevimiz olsa gerek. İyiki Türküm. Saygılar.
Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 18 yıl ~Zeki Müren ~ ~Zeki Müren - Kahir Mektubu ~ http://www.youtube.com/watch?v=AN5dUl4yQEQ ne zaman iki satir yazmaya kalksam, hep sana , hep seni , hep bizi yaziyorum... ne zaman bir kadeh alsam elime, hep sana , hep seni , hep bizi iciyorum... her gece kederdeyim durmadan iciyorum,sevda ektim kalbime yalnizlik biciyorum. ne zaman iki satir yazmaya kalksam, hep sana , hep seni , hep bizi yaziyorum... ne zaman bir kadeh alsam elime, hep sana , hep seni , hep bizi iciyorum... her gece kederdeyim durmadan iciyorum,sevda ektim kalbime yalnizlik biciyorum... elveda ,elveda , elveda deyip bir gun viran edip gonlumu, ayrilip gidisinin, bu gece yil donumu... elveda ,elveda , elveda deyip bir gun viran edip gonlumu, ayrilip gidisinin, bu gece yil donumu... bu gun de sensiz ictim , bu aksam sensiz hictim , bu gece her damlayi iki kadehe bictim. ayrilik oyle zor ki, kimsesiz kalan bilir, gozyasi ne demektir her gun aglayan bilir... her gece kederdeyim durmadan iciyorum,sevda ektim kalbime yalnizlik biciyorum... yoklugunla bas basa kendimden, kendimden , kendimden geciyorum. serefe deyip simdi, bin kahir, bin kahir, bin kahir iciyorum... birazdan gozlerimden gececeksin ilik ilik , nice yillar sevgilim mutlu olsun, mutlu olsun, mutlu olsun ayrilik. sevincim kederimsen, gozlerim ellerimsen, benim ne sucum var ki ;sen benim kaderimsen... karistirmis kaderim su gonlumun harcini, yas dokup oduyorum ben bahtimin borcunu... karistirmis kaderim su gonlumun harcini, yas dokup oduyorum ben bahtimin borcunu... ahhh... ahhhhh... ahhhh.. ahhhhh... ahhhhh..... dertliyim, efkarliyim, gonlum yine tasada, unutmak istiyorum kendimi bu masada... unutmak istiyorum kendimi bu masada... her sey yalniz senin icin, uzme kendini, her sey yalniz senin icin, uzme kendini, belki bugun, belki yarin anlayacaksin cok sevdigimi ,aglayacaksin... belki bugun, belki yarin anlayacaksin cok sevdigimi ,aglayacaksin... ayrilik mi cikti falda ? sen bir yanda, ben bir yandi, ayrilik mi cikti falda ? sen bir yanda, ben bir yandi, boyle bir ask bu zamanda ahhh .. belki bugun, belki yarin anlayacaksin cok sevdigimi ,aglayacaksin... ruzgar gibi gecti yillar, tutunacak dal kalmadi, bir an mutlu olmak icin ,cekilmedik dert kalmadi... senle dolu ozlemlerim , dilimdedir sitemlerim, dusman cikti sevenlerim siginacak dost kalmadi, sarilacak dost kalmadi... bekleyisle , ozleyisle omrum geldi gecti boyle goz yaslarim dondu sele, aglamadik gun kalmadi, yasanacak gun kalmadi... bir yalanmis tum gercekler, o umitler o dilekler, boyun buktu hep cicekler ,koklanacak gul kalmadi... bir an mutlu olmak icin ,yurunmedik yol kalmadi, yasanacak gun kalmadi, bir an mutlu olmak icin ,cekilmedik dert kalmadi... her gece kederdeyim durmadan iciyorum,sevda ektim kalbime yalnizlik biciyorum... alnima dokulen beyaz saclari , alnima dokulen beyaz saclari , oksayip dizinde yine tara ne olur, oksayip dizinde yine tara ne olur, mazide kaybolan hatiralari ,unutma yeniden ara ne olur... mazide kaybolan hatiralari, unutma yeniden ara ne olur... unutma yeniden ara ne olur... ara ne olur... kalbin sizlayacak baksam arkana, yine ilk gun ki gibi gulumse bana, dedim ki gelecek , dosta dusmana yuzumu cikartma kara ne olur... yuzumu cikartma kara ne olur... cikacaksin diye kose basindan, bekle bekle , beklemekten usandim artik, cilemin gemisi gelmis demirli ,yukle yukle, yuklemekten usandim artik... dunyayi durdurdum bakarsin diye, fallara baglandim cikarsin diye, dunyayi durdurdum bakarsin diye, fallara baglandim cikarsin diye, yollarin sonunda sen varsin diye , ekle ekle, eklemekten usandim artik... icimde bir umit var geleceksin diyorum, belki cok uzaktasin bunu da biliyorum, icimde bir umit var geleceksin diyorum, belki cok uzaktasin bunu da biliyorum, kader kelepcesini elime vurdu felek ,gelecegim demistin, ben hala bekliyorum...ben hala bekliyorum... bir siir yazdim sana , bir sarki yaptim sana , mutlu gunum her seyim...ahhhh.. beni anlasana; masalarin ustune ismini kaziyorum, bu kahir mektubunu bin kere yaziyorum... her gece kederdeyim durmadan iciyorum , sevda ektim kalbime yalnizlik biciyorum .. ne zaman iki satir yazmaya kalksam , hep sana ,hep seni, hep bizi yaziyorum... ne zaman bir kadeh alsam elime, hep sana , hep seni, hep bizi iciyorum... her gece kederdeyim durmadan iciyorum , sevda ektim kalbime yalnizlik biciyorum .. yalnizlik... yalnizlik... yalnizlik biciyorum.....
Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2007 18 yıl http://www.youtube.com/watch?v=1At1efFvAEI Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun Öyle dudak büküp hor gözle bakma Bırak küçük dağlar yerinde dursun Çoktan unuturdum ben seni, çoktan Ah bu şarkıların gözü kör olsun Güzelsen güzelsin, yok mu benzerin? Goncadır ilk hâli bütün güllerin Aklımda kalmazdı yüzün, ellerin Ah bu şarkıların gözü kör olsun Bir gülüşün var ki, kaş çatar gibi En sıcak sözlerin azarlar gibi Hiç bağlanır mıydım çocuklar gibi? Ah bu şarkıların gözü kör olsun Sonunda tuz bastım gönül yarama Nice dağlar koydun, nice, arama Seni terkedip de gitmek var ama Ah bu şarkıların gözü kör olsun http://www.youtube.com/watch?v=FJIsTDFve4s gitme sana muhtacım gözumde nursun basımda tacın gitme sana muhtacım beni öldür oyle git yaşamak icin senin sevgine muhtacım muhtacım gözlerine muhtacim sözlerine uzattım ellerimi muhtacim ellerine gitme simdi bomboş ellerim seni cagırır yaşli gözlerim muhtacım beni öldur öyle git yaşamak icin senin sevgine muhtacım sensiz bir dunyadayım gercekten uzak bir ruyadayım muhtacım beni sensiz dunyadan sonsuz ruyadan uyandırda git muhtacım muhtacım gözlerine muhtacım sözlerine ruhumu ıstacak sımsıcak nefesine gitme gitme sana muhtacım gozumde nursun basımda tacın gitme sana muhtacım beni öldur öyle git yaşamak icin senin sevgine muhtacım
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.