Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2006 18 yıl Türk’üm, Devrimciyim, Irkçı Değilim… Endüstrinin gölgesinde spor olmaktan yavaş yavaş çıkan futbolun güzel yanlarını da görmek mümkün. İspanya’da “Türkler”, İtalya’da devrimciler futbola renk katıyor. Futbol, zamanımızın en önemli endüstriyel sporu. Peki, sermaye sahiplerinin, başbakanların sırf adlarını duyurmak, kariyerlerini perçinlemek için kulüp başkanı olduğu, bahis şirketlerinin milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyerek kâr elde ettiği bir ortamda güzelliklerden bahsetmek mümkün mü? Öyle veya böyle, 2 milyar kişinin hayatını etkileyen futbolda güzelliklerden bahsetmek –istisnaların kaideyi bozup bozmadığı tartışmasına girmeden- mümkün. Tabii, vahşi anamalcılığın olduğu bir “sektör”de olumsuzlukların çokluğunu da gözden kaçırmamalıyız. İşte futbol dünyasından 2 olumlu, bir olumsuz izlenim: İspanya’daki “Çılgın Türkler” İspanya’nın güçlü futbol takımlarından Deportivo La Coruna, İspanya’da “Türkler” olarak biliniyor. Deportivo’nun sahası Estadio Municipal de Riazor’da her maçta Türk bayrakları dalgalanıyor. Barboros Hayrettin Paşa, Akdeniz'e hükmettiği sıralarda İspanya sahillerine kadar ulaşmış. O sırada İspanya'da yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlıları, Barboros'a büyük destek vermişler. Bu işbirliğini içlerine sindiremeyen komşu kent Vigo'nun halkı ise La Coruna'ya Türklerle ortaklığa girmelerinden dolayı, onlara "Türkler" adını takmışlar. Deportivolular, Celtalıların hakaret amacıyla dediği “Türk” kelimesini, “Türk gibi güçlü”ye çevirmişler. Buna karşılık, La Coruna halkı da Celta Vigo taraftarlarına yakınlığı ve iyi ilişkileri nedeniyle Portekiz'li yakıştırması yapmışlar (1). La Coruna’daki taraftar derneklerinden La Pasion Turca derneğinin başkanı, Ricardo, Türk bayrağına sahip çıkmaktan memnun. Bir Türk gazeteciye verdiği mülakatta Deportivo’nun Panathinaikos’la oynadığı maçtaki bayrağı “İnanın Riazor Stadı'nda yüzlerce Türk bayrağı vardı. Stadın bir ucundan diğer ucuna bir Türk bayrağı astık. Yunanlılar sahaya çıktıklarında dev Türk bayrağının yanı sıra yüzlerce ateşli taraftarın ellerindeki ay yıldızlı bayrakları görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. Dünyanın hiçbir yerinde kendi ulusunun bayrağının dışında, başka ülke bayrağına bu kadar çok sahip çıkan bir taraftar grubu bulamazsınız” şeklinde anlatıyordu.(2) Türkiye’de Türk bayrağına sövmenin pohpohlandığı, İstiklal Marşı’nın “saygıya değer bulunmadığı” bir dönemde başka memleketteki futbolseverlerin Türk bayrağıyla gurur duyması, ibret verici. İtalya’daki Devrimciler Futbolun başka bir güzelliği ise İtalya’nın Livorno kentinde yaşanıyor. İtalya’yı Che posterlerine, orak-çekiçli flamalara alıştıran Livorno taraftarı, son olarak 23 Aralık 2005’te Livorno-Napoli maçında “İyi ki doğdun Stalin” diye pankart açtı. Serdil Gözelekli, şöyle tanımlıyor: “Livorno, İtalya ekonomisine yön veren, ekseriyetle kuzeyde konuşlanmış büyük şehirlerin, ‘çizme’nin geri kalanını arka-bahçeleştirme politikasının mağdurlarından küçük bir liman şehri. Bu ekonomi-politik aynen futbolda da yansımasını bulmuş; uluslararası arenada Milan, Inter, Juventus, Roma, Lazio gibi takımların yanında hep bir İtalyan şarabı tınısında kalmıştır Livorno’nun adı... Nüfusun büyük kısmının Maocu olduğu bu komünist şehrin futbol takımının, Almanya’daki St.Pauli’nin İtalyan karşılığı olduğunu söyleyebiliriz. Ya da tribün profili olarak Marsilya’nın zapatist South Winners taraftar grubunun bir nevi İtalyan şubesi…” “Medeni” Maymunluk… Gelelim şimdi futbolun çirkin yüzlerinden birine. Çoğu kişinin tahmin edeceği gibi siyahi-Afrikalı futbolculara yönelik ırkçı, aşağılayıcı, insanlık dışı tezahürat/muamele/sözler, futbolu ve dünyayı yaralıyor. En son 24 Şubat 2006’da İngiltere’de oynanan Chelsea-Barcelona Şampiyonlar Ligi İkinci Tur karşılaşmasında Barça’nın golcüsü Samuel Eto’o nasibini aldı çirkinlikten. Top Eto’o’nun ayağına her geldiğinde maymun taklidi yapan, garip sesler çıkaran İngilizler, neden dünyanın her tarafında nefret edildiklerine ilişkin soruları cevaplamış oldular! Aynı hareketi İspanyollar da İngiltere’deki siyahi futbolculara yapmakta bir beis görmüyorlar. Fransız kulübü Paris Saint Germain taraftarı tribünlere “Sadece beyazlara aittir” pankartı asarken Lazio’nun İtalyan “yıldız”ı Di Canio, Hitler selâmı veriyor. Bir zamanlar Trabzonspor Kulübü’nün başkanlığını yürüten eski bir bakan da kendi takımındaki siyahi futbolcu için “Yamyam” diyor., Avrupa’daki ırkçı örnekleri saya saya bitirmek imkân dâhilinde değil. Ama burada sorgulanması gereken şu: Avrupa Birliği’ni “medeniyet projesi” diye yutturmaya çalışanlar, acaba bu olayları görmüyorlar mı? Yoksa onlar da “3 maymun”u mu oynuyor?
Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2006 18 yıl Sanırım "5N1K" programında da vardı bu gibi bir haber... Futbolun başka bir güzelliği ise İtalya’nın Livorno kentinde yaşanıyor. İtalya’yı Che posterlerine, orak-çekiçli flamalara alıştıran Livorno taraftarı, son olarak 23 Aralık 2005’te Livorno-Napoli maçında “İyi ki doğdun Stalin” diye pankart açtı. İtalya ORAK-ÇEKİÇ konusunda ilginç bir ülkedir,Livorno'nun maçlarını da severek takip ederim.Ama şu da var Milan kuruluşu itibariyle "SOL" olan ama şu anda ise sahibi "BURJUVA" olan bir takım;İnter ise kuruluş itibariyle "SAĞ" olan ama şu anda oyuncuları itiberiyle "SOL" olan bir takım;bu gibi tezatlıklar da var.İnter'in Arjantinli oyuncusu Xavier Zanetti,bir maçtan sonra kazandıkları primi takım adına ZAPATİSTA'ya bağışladı.Buna destek veren Adriano,Kily Gonzales,C.Zanetti,Cordoba gibi genellikle Güney Amerikalı oyunculardı;köstek olanlar ise Stankoviç ve Materrazi gibi oyunculardı,Stankoviç'in Miloseviç taraftarı olan bir Sırp olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Zaten İtalya'da "KIRMIZI" renk takan her takım kuruluşu itibari ile "SOL",renk olarak "MAVİ" olanlar ise kuruşuları itibariyle ise "SAĞ" ki "FAŞİST SAĞ" olan Mussolini etkisi oan takımlardır. “Medeni” Maymunluk… Gelelim şimdi futbolun çirkin yüzlerinden birine. Çoğu kişinin tahmin edeceği gibi siyahi-Afrikalı futbolculara yönelik ırkçı, aşağılayıcı, insanlık dışı tezahürat/muamele/sözler, futbolu ve dünyayı yaralıyor. En son 24 Şubat 2006’da İngiltere’de oynanan Chelsea-Barcelona Şampiyonlar Ligi İkinci Tur karşılaşmasında Barça’nın golcüsü Samuel Eto’o nasibini aldı çirkinlikten. Top Eto’o’nun ayağına her geldiğinde maymun taklidi yapan, garip sesler çıkaran İngilizler, neden dünyanın her tarafında nefret edildiklerine ilişkin soruları cevaplamış oldular! Bunun adı kesinlikle medeni maymunluk.Bunu daha dün akşamki Espanyol-Barcelona maçında gördük.ETO'O yine tamtamlı maymun ulumaları ile karşılandı.Bu sadece İngilizlere ait bir olay değil,Barcelona da bile bu yapılıyor -ki bilmeyenlere şunu hatırlatayım,Espanyol, Bacelona kulübüdür,aynı şehrin iki kulubü-. Biz de ise şükür ki yok. Ama bu yokluk bizim Irkçı olmadığımızdan kaynaklandığını düşünmüyorum,bizim bu gibi bir Siyahi tecrübemiz yok.Eğer Siyahlar gelip bizim ülkemizde,iş bulsalardı ve toplumsal hayatta yer edinselerdi durum ne olurdu o bilinmez ama ben pek "iyi" düşünmüyorum. Son günlerdeki Aurellio olayı sanırım herkese bu kanuda akıl-fikir vermiştir.Acaba, Aurellio değil de Ballack Türk vatandaşı olsaydı aynı tepki gelir miydi?
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.