Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

SİVİL TOPLUMDAN PKK YA UYARI!..

SİLAHLA SİYASET OLMAZ!..

 

Kendisi gibi düşünmeyen aydınları ve sorunun demokratik çerçevede çözümü için mücadele edenleri hedef alan PKK, şiddet yoluyla hayatta kalmaya çalışıyor. PKK yönetiminin taktiği, bugün tutmuyor. Çünkü Türkiye’de demokrasi zihniyeti, ülkenin dört bir köşesine, en ücra noktalara kadar kök salmış durumda.

 

Mayın ve bombalarla hedef gözetmeksizin sivilleri de hedef alan ve bölgede şiddeti tırmandırmaya çalışan PKK’ya karşı, başta bölge halkı ve Kürt siyasetçiler olmak üzere, aralarında akademisyen, yazar, gazeteci, hukukçu, sivil toplum örgütü lider ve üyelerinin de bulunduğu aydınlar, üniversiteler, ABD ve Avrupa ülkeleri yetkililerinden tepki mesajları ve “silah bırak” çağrıları yükseliyor.

 

"Barış İçin Diyarbakır Girişimi” tarafından düzenlenen panele katılan Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, “Bölgede şiddet ve çatışma varolduğu sürece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin sosyal, ekonomik, kültürel kalkınması mümkün değil. Bölge halkı adına PKK’ya bir kere daha sesleniyor ve şiddeti yöntem olarak kullanmaktan vazgeçerek, sorunun çözümü için silah bırakmaya çağırıyoruz. PKK, demokrasi ve ekonomik kalkınma sürecinin önünü kesmemeli” diyerek, bölge halkının PKK şiddetinden duyduğu rahatsızlığa tercüman oldu.

 

Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da, sorunların silahla çözülmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, şöyle dedi; “Türkiye’deki sorunların, Avrupa Birliği sürecinin desteklenmesi, demokrasinin tüm kurum kurallarıyla içselleştirilmesi, özgürlüklerin yaygınlaştırılması ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesiyle çözülebileceğine inanıyoruz. Toplantıya katılan bütün sivil toplum örgütleri temsilcileri olarak, sivillere yönelik eylemlerini sürdüren ve bölgeyi yeniden şiddet ortamının içine çekmeye çalışan PKK’ya, biran önce silah bırakması yönündeki çağrımızı yineliyoruz.”

 

Sorunların demokratik sistem içerisinde çözülmesinden yana olduklarını vurgulayan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Selahattin Demirtaş ise, “Türk-Kürt birlikteliğinin ve barışın temellerinin sanıldığından daha güçlü olduğunu” vurgulayarak, “Bu birlikteliği ve barış ortamını bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Sorunların çözümü silahta değildir. PKK, Kürtlerin haklarını savunuyorsa, silah bırakmalı ve demokratik sürecin önünü tıkamamalıdır” dedi.

 

Öte yandan, Prof.Dr.Gençay Gürsoy, Kutbettin Arzu, Mesut Öztürk, Murat Belge, Osman Kavala, Nebahat Akkoç, Rojbin Tugan, Oya Baydar, Mustafa Karaalioğlu, Ali Bayramoğlu, Salim Uslu, Sedat Yurtdaş, Sezgin Tanrıkulu, Şahismail Bedirhanoğlu, Tarhan Erdem, Yusuf Alataş, Ayhan Bilgen, Can Paker, Derya Sazak, Elif Şafak, Zozan Özgökçe’nin de aralarında bulunduğu bir grup aydın tarafından yayınlanan ortak bildiride (30 Temmuz 2006) şöyle denildi; “Bu memleketin bazı köşeleri bazı köşelerinden daha az kıymetli değil. Türkiye’nin bir köşesinde yaşanan bir acı, hepimizin meselesi. Orada açılan bir yara, herkesi acıtır, kanatır, sızlatır. Hepimiz aynı gemideyiz; kadınlar, erkekler, Türkler, Kürtler, Lazlar, Aleviler, göçle gelenler, işsizler, azınlıklar, şiddet mağdurları… Kemalist-dinci, Türk-Kürt gibi kategoriler etrafında kutuplaşmış bir söylemin parçaları olmayı reddediyoruz. Ortadoğu ve dünyadaki son hadiseler, hem yeni gelişmelere hem de yeni sorunlara gebe.

 

Bu tarihsel dönemeçte, kendi dinamikleriyle sorunlarını çözebilen, demokrasi ve özgürlüklerini geliştirerek, sosyal barış ve adaleti gerçekleştirecek bir Türkiye için çaba göstermeliyiz. Ülkemizde gerilimi tırmandırıcı, tahrik edici ve hukuk kurallarını aşan her türlü eyleme karşı çıkmalıyız. Sorunların şiddet yoluyla çözülmesi mümkün değildir. Silahla siyaset olmaz. Demokratik reformların sürdürülebilmesi ve Türkiye’de barışın kalıcı olabilmesi için silahlı eylemlere son verilmelidir.”

 

Şiddet ve terörün, çözüm olamayacağı görülmüştür. Çözüm; özgürlükçü demokrasidedir. Farklı etnik ve kültür gruplarından oluşan toplumların bir arada, kardeşçe yaşaması, ancak özgürlükçü demokrasi içerisinde mümkün olabilir. Çocukların, kadınların öldürülmesi, trenlerin bombalanması, trafoların tahrip edilmesi, dükkanların taşlanması, belediye otobüslerinin yakılması, aslında demokrasiye, özgürlüklere, huzur, barış ve istikrarın yok edilmesine yönelik eylemlerdir. Bu tür eylemlerin, sıkıntıların giderilmesi yolundaki çabaları engelleyeceği halkımız tarafından bilinmelidir. Ayrıca, terörün doğuracağı anarşiden kimsenin fayda sağlamayacağı da… Doğacak kaos ortamından ekonomik ve siyasi açıdan en çok bölge insanımız olmak üzere tüm Türkiye’nin telafisi imkansız zararlar göreceği unutulmamalıdır. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Rumu, Yahudisi, Ermenisi, Asurisi, Süryanisi, hep birlikte, bu topraklarda barış ve kardeşlik içinde yaşamayı çoktan hak etmişlerdir.

 

 

Nail Amudi

[email protected]

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.