Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2005 19 yıl DEHAP NEREYE KOSUYOR Her ulke, kendi güvenligini ve butunlugunu korumak icin terore karsi gerekli onlemleri alma hakkina sahiptir. Diger bir deyisle, teroristlere ve yandaslarina, demokrasi adina, demokrasiyi yok etme ozgurlugu taninamaz. Hukukcular, “demokrasi ve teror” arasindaki iliskiyi uluslararasi hukuk acisindan boyle ortaya koyarlarken, siddet politikasindan vazgecemeyen PKK ile araya bir turlu mesafe koyamayan ve “vekil partisi” olmaktan oteye gecemeyen DEHAP’in gelecegine yonelik dusuncelerimi sizlerle paylasmak istiyorum. DEHAP, Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi’na, Siyasi Partiler Yasasi’na gore kurulmus bir siyasi partidir. Siyasal partiler, demokrasinin ayrilmaz parcalari olmakla birlikte, ulke barisina ve butunlugune aykiri, milletin cikarlarina ters dusecek eylemlere kalkisamazlar, siddet yanlilari ile birlikte hareket edemezler. Ancak DEHAP, kuruldugu gunden bu yana, acik bicimde, etnik milliyetcilik temelinde siddet politikasinda israr eden PKK’nin, vekil partisi gibi hareket ederek, orgutun siyasal temsilciligini yapmakta, Kurtlerin demokrasinin nimetlerinden yararlanmasini engellemektedir. Baris, demokrasi ve insan haklari kavramlarini agizlarindan dusurmeyen bu partinin yoneticileri, gercekte tam bir savas kiskirticiligi yapmakta, etnik ayrimciligi koruklemekte ve cesitli provokasyon girisimleri ile Turkiye’de yasayan insanlari birbirlerine dusurmeye, yillardir var olan karismislik duygusu ve birlikte yasama iradesini yok etmeye calismaktadirlar. DEHAP’in girisimiyle Batman ilimizde, catismalarda olen bazi PKK’liler icin anma torenleri duzenleniyor. Bu amacla insanlara, etnik milliyetcilik temelinde dusmanlik duygulari asilaniyor. Bugune kadar yasanan acilar yetmezmis gibi, yeni acilarin yasanmasi, kan ve goz yasinin geri donmesi icin insanlar guvenlik gucleri ile catismaya yonlendiriliyor. DEHAP tarafindan duzenlenen torenlerde olen PKK’lilere “Onlar bizim sehitlerimiz, onurumuzdur” denilerek, karsi milliyetcilik akimlari korukleniyor. Bu partinin Diyarbakir Belediye Baskani, PKK tetikcileri tarafindan oldurulen Hikmet Fidan’in cenazesine ‘ambulans bozuk’ diye arac gondermezken, PKK siddetine karsi ciktigi icin kursunlanan Fidan’in ailesine bassagligi dilemezken, diger taraftan olen PKK’lilerin cenazelerine belediye araclarini gondererek, bir anlamda PKK yonetiminin siddet politikasini onayladigini acikca ortaya koyuyor. Guneydogu Anadolu bolgesindeki illerden toparlanmis 40 otobus, Gemlik ilcesinde acik hava toplantisi yapmaya gidiyor. Gostericiler, ellerinde PKK bayraklari ve Abdullah Ocalan’in posterlerini tasiyorlar. Kandirilmis, kiskirtilmis bu insanlar, 30 bin insanin olumunden sorumlu tutularak omur boyu hapse mahkum olmus ve cezaevinden cikmasi mumkun olmayacak Abdullah Ocalan’in serbest birakilmasi icin eylem yapiyorlar. DEHAP’in yonlendirmesinde yapilan acik hava toplantisina yasal olarak izin verilmedigi halde, bu girisim durmuyor. Simdi sormak gerekiyor: Hangi demokratik ulkede, hangi siyasal parti boyle eylemler yapabilir? Bunun adi demokrasi mi, insan haklari mi? PKK’nin, ABD ve AB ulkeleri tarafindan ilan edilen teror orgutleri listesinde yer aldigini DEHAP bilmiyor mu? DEHAP yoneticileri, terorist listede yer alan bu orgutun propagandasini yapmaya yonelik her turlu girisimin uluslararasi hukuk acisindan (BM ve AB’nin terorle mucadele kararlari) suc oldugunu bilmiyorlar mi? Boyle bir durumda, bir siyasal parti nasil olur da olanaksiz bir durum, yani bir teroristin saliverilmesi icin boyle eylemlere basvurabilir? PKK’nin siddet politikasina karsi cikan Kurt aydin ve siyasetcileri PKK’ye “onkosulsuz silah birakma” cagrisi yaparken, DEHAP’in da katilma karari aldigi DTH’nin sozculerinden Orhan Dogan’in “Kurt halkinin buyuk bir cogunlugunun Abdullah Ocalan’a sempatisi var. PKK’nin Turkiye’ye acilma ve Karadeniz’e yayilma projesi var. Silahli mucadele propagandasiyla Kurt sorununu Turkiye’ye anlatmaya calisiyor. Zamani geldiginde Abdullah Ocalan’in serbest birakilacagi biliniyor” (Radikal Gazetesi, 15 Agustos 2005) seklindeki aciklamasi, Turkiye’de tansiyonu artirmaktan ve PKK’nin siddet politikasina onay vermekten one ne anlam tasimaktadir? Evet, Demokrasi ve Kurt sorunu kavramlarinin her bir araya gelisinde, HADEP, DEHAP, DEP ve DTH’liler konusu acildiginda ortada bir tane temel sorun oluyor: INANDIRICILIK… Her seferinde PKK’nin uzantisi gibi kurulan ve yonetilen partiler, kendilerinin sadece Kurtlerin degil butun Turkiye’nin partisi olduklarini iddia ediyorlar. Ayni sekilde bu gibi partilerde yoneticilik yapan, milletvekilligi yapan, sembol haline donusup hapis yatan onde gelen kisiler, ozellikle son donemde modaya uyup, firsat buldukca siddet kullanilmasini ve teroru lanetliyorlar. Ama ne Turkiye’nin partisi olma iddiasi, ne de siddetin ve terorun lanetlenmesi, maalesef bir turlu inandirici olmuyor, olamiyor! Demokrasi ve baris soylemlerinin havada ucustugu bir donemde dahi, DEHAP/DTH sozculeri, PKK’den ozgurce hareket edip, bolge halkinin dusuncelerine tercuman olamiyorlar ve orgut yonetimine “silah birakma” cagrisi yapamiyorlar. Boyle olunca da kimse, kendilerine inanmiyor ve de guvenmiyor. Turkiye’deki legal Kurt orgutleri, AB ile muzakere surecine baslamis bir Turkiye’de bocalarlarsa, demokrasi ve baris ile ilgili soyledikleri her seyi unutup, bir kez daha siddete goz kirpmaya baslarlarsa, demokrasi yerine oligarsinin tepeden inme emirlerini esas alirlarsa, Turkiye ve dunya kamuoyunu bir daha hicbir seye inandiramazlar. Saygılarımızla.............
Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2005 19 yıl DEHAP bir çok şekilde faaliyet göstermekte. Bunlardan biride geçmişten bugüne gelen TERÖR desteği. Bunun yanı sıra bir çok faaliyeti var. Mesala; kürt sorunu çıkartmak. TERÖR olayında devletin bir hatası yok ama bu kürt sorunu çıkartılmasında var. Ben bunu GÜNEYDOĞUDA yetişmiş bir çok insanla konuşarak anlamaya çalıştım. Neden DEVLET burada suçlu? Cevabı hazır. Çünkü; DEVLET GÜNEYDOĞU'DA KOCAMAN BİR KARANLIK ODA. Burada hem DEVLET'e hemde POLİS'e görev düşüyor. Nasıl mı? Polis GÜNEYDOĞU'DAKİ halka iyi davranmalı. Bence iyi davranıyor ama biraz daha iyi davranmalı. Aynen GAFFAR OKKAN gibi... Yani ; onun gibi bir BABA atamalı. Ve oraya gönderilen EMNİYET MENSUPLARINI seçmeli. Ve orada tekrar himayeyi kurmalı. Ben GAFFAR OKKAN'a GÜNEYDOĞULU HALKIN DEDİĞİ gibi ''GAFFAR BABA'' diyeceğim. Gaffar Baba gibisi gelemez diyor konuştuğum insanlar. Bencede gelemez ama onun izinden giden biri gelmeli GÜNEYDOĞUYA. Ve o zaman her şeyin çözüleceğine inanıyorum. Neyse; nereden nereye geldim. Aslında bununla alakalı. Ama neyse. DEHAP TÜRKİYE'de değil sadece GÜNEYDOĞUDA etkili ve GÜNEYDOĞUDA bizim VATANIMIZIN bir parçası. Nasıl bazı DEHAP ve bazı KÜRT halkı TERÖRÜ destekliyorsa bizde bu vatanın bölünmezliğini destekliyoruz. Ben bu vatan için canımı vermeye hazırım. Ve EMİNİM Kİ BENİM GİBİLERİ ÇOKTUR GAFFAR BABA RAHAT UYU... BU VATAN SENİ UNUTMAZ...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.