Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Eleştiriler


Misafir birce

Önerilen İletiler

Bir zamanlar General Smedley Butler ile görüsmüstüm.<Seytan> Birlesk Devletler Donanmasi`na kumanda eden en parlak general.

 

Bana, gencliginde, popüler olmayi, herkes üzerinde iyi bir etki birakmayi istedigini söylemisti. O günlerde de en kücük elestiri bile onu rahatsiz ediyordu.Fakat, donanmada gecirdigi ozur yil, derisini sertlestirmisti.

 

<Bana cok saldirildi> dedi. Sari köpek, yilan,kokarca bile dediler. Uzmanlar bana lanet ettiler. Yazilamayacak kadar agir sözler söylediler.Rahatsiz oldum mu? Hah! Simdi, birisi bana küfür etse, dönüp kim olduguna bile bakmam.

 

 

 

Belki de Butler, elestiriler karsisinda cok farkliydi; fakat, gercek olan bir sey var: Bir cogumuz, bize atilan laflari cok ciddiye alirz. Yillar önce, New York Sun`dan bir gazetecinin, benim yetiskin , egitimi siniflariyla bir gösteri isteyip , sonra da beni ve isimi yerin dibine batirdigini hatirliyorum, Kizdim mi? Bunu sahsi bir hareket olarak aldim. Sun yöneticilerinden Gil Hodges`i telefonla aradim ve gercekteri gösteren bir yazi cikarmasini istedim. Islenmis olan suca ceza vermek istiyordum.

 

 

 

Yaptigimdan utaniyorum simdi. Biliyorum ki gazeteyi alanlarin ancak yarisi bunu okuyacaklardi. Bunlarin da yarisi onu masum bir eglence olarak alacaklar, diger yarisi da hemen unutacaklardi.

 

Simdi farkediyorum, ki insanlar bizim hakkimizda hic bir sey düsünmüyorlar, bizim icin neler söylendigine aldirmiyorlar. Onlar kendilerini düsünüyorlar. Kahvaltidan önce, kahvaltidan sonra, gece yarisini on gecene kadar. Sizin ölüm haberinizden cok, kendi kücük basagrilariyla ilgileniyorlar.

 

 

 

Hakkimizda yalan söylense bile, sirtimizdan bicaklansak bile, en yakin arkadaslarimiz bizi satsa bile, kendine acima duygularina kapilmayalim. Hatirlayalim, Isa ya da böyle olmustu. En yakin oniki arkadasindan biri rüsvet karsiligi, ona ihanet etmisti. Bu oniki kisiden, bir digeri, Isa`nin basi derde girince, onu terketmisti. O da skistirilmis ve tam üc kez Isa`yi tanimadigini söylemisti. Bunu söylerken küfür de etmisti. Altida bir! Iste Isaya olan. Biz daha iyisini bekleyebilir miyiz?

 

 

 

Yillar önce kesfettim ki, insanlarin beni haksiz elestirmelerine engel olamasam da, cok daha önemli bir sey yapabilirim: bu haksiz suclamanin bana zarar vermesini önleyebilirim.

 

Söyle acalim bunu: Elestiriyi gözardi etmeyi savunmuyorum. Ondan daha baska bir sey söylüyorum. Sadece haksiz elestiriye bos vermekten bahsediyorum. Eleanor Roosevelt`e haksiz elestiriler karsisinda ne yaptigini sormustum. Bu, cok karsilastigi bir durumdu.

 

 

 

Genc bir kizken cok cekingen oldugunu, insanlarin söyleyebilecekleri seylerden cok korktugunu söyledi. Elestirilerden o kadar korkuyordu ki halasina- Theodore Roosevet`in kizkardesi- danisti.

 

<Hala> dedi, Söyle söyle yapmak istiyorum fakat elestirilmekten korkuyorum. Halasi, onun gözlerine bakti ve Kalbin temiz oldukca, insanlarin söylediklerine aldirma. dedi. Eleanor Roosevelt, bana, elestirilerden korunmanin en iyi yolunun , cini bir vazo gibi rafta durmak oldugunu söyledi.

 

Kalbinizde dogru oldugunu hissettiginiz seyi yapin.Nasil olsa elestirileceksiniz. Yapsaniz da, yapmasanizda lanetleneceksiniz.

 

 

 

Matthew C. Brush American International Corporation`un genel müdürüyken, elestirilere karsi hassas olup olmadigini sormustum, o da söyle cevaplamisti. <Evet, ilk zamanlarda cok hassastim. Herkesin beni mükemmel olarak görmesini istiyordum. Böyle olmadiginda, üzülüyordum. Bana karsi olan ilk kisiyle karsilastigimda, ona hos görünmeye calsiyordum. Sonunda, elestirileri ortadan kaldirmaya calismanin daha cok düsman kazanmama sebep oldugunu kesfettim. Söyle dedim kendime.

 

Kafani digerlerinden yukari cikartirsan, elestirilirsin. Bana alismalisin. Bu düsünce bana yardimci olmdu. O andan sonra, yapabilecegimin en, iyisini yapmayi , sonra da, semsiyemi acip elestiri yagmurunda islanmamayi bir kural haline getirdim.

 

Deems Taylor biraz daha ileri gitmisti.Elestiri yagmurunda islaniyor ve buna kahkahalarla gülüyordu, hem de toplumun icinde.New York Filarmoni Orkestrasiyla pazar öglenden sonralari, radyoda konserler verirken, bir kadin, yazdigi mektupta ona <Yalanci, hain, yilan, ......zekali> diyordu.

 

Bay Taylor >Insan ve Müzik> adli kitabinda söyle anlatiyordu:

 

O kadinin programlara aldirdigini sanmiyorum. Takip eden haftanin programinda, kadinin mektubunu milyonlarca dinleyiciye okudu ve ayni kadindan, görüsünün degismedigini söyleyen ikinci bir mektup aldi.Elestirileri bu sekilde karsilayan bir kisiye hayran olmak elde degil.

 

Charles Schwab. Princeton`da bir ögrenci grubuna konusurken, ögrendigi en önemli derlerden birinin ona, degirmeninde calisan yasli bir Alman tarafindan ögretildigini itiraf etti. Bu yasli Alman diger iscilerle gecmis savas üstüne tartismaya girmis, sonunda, onu nehre atmislardi. Büroma geldiginde, dedi Bay Shcwab, Sirilsklam ve camur icindeydi.Onu nehre atanlara ne söyledigini sordum "Sadece güldüm" dedi.

 

Bay Schwab, o yasli Almanin bu sözlerini mottosu yaptigini da söyledi: <Sadece gül>

 

Haksiz elestirilere maruz kaldiginizda, bu motto özellikle isinize yarayacaktir. Size cevap verene, siz de cevap verebilirsiniz. Ama sadece gülen birine kim ne diyebilir?

 

Lincolnùn elestirileri nasil karsiladigini tarifi, edebi bir eser olmustur. General Mac Arthur, savas sirasinda, bu sözleri masasinin üstüne asmisti. Söyleydi o sözleri:

 

 

 

Bildigim, yapabildigim en uygun seyi yaparim ve böyle yapmaya sonuna kadar devam ederim. Eger sonuc olumluysa, neler söylenmis olduguu önemli degildir. Sonuc olumsuzsa, on tane melek dogru olduguma yemin etse de bir sey degismez.

 

Haksiz elestiriler karsisinda hatirlayacagimiz ikinci kural:

 

Yapabileceginizin en iyisini yapin sonra semsiyenizi acin ve elestiri yagmurunda islanmayin.

 

 

 

Dale Carnegie Kitabindan alintilar.

 

 

 

Benim buraya bunlari yazma sebebime gelince..

 

Elestirildigimiz`de bizlerin tutumu nasildir, okuduklarimiz gibi gülüp gecebiliyormuyuz..

 

ve en cok merak etigim ise...diyelimki , herhangi bir konuda bu forum sayfasinda gerek Politika bölümü olsun gerek Din bölümü olsun, gerekse Güncel Haber`ler bölümünde olsun...

 

tartisma esnasinda, karsi tarafi haksiz oldugunu belirten cümlelerden sonra..<susturunca>

 

"bu arada belirteyim kendimce <susmak> gercekten karsi tarafi hakli cikarmak degildir.

 

fakat öyle gözüküyorken...

 

ayni anda karsi taraf`ta olan kisinin yerine kendimizsi koysak.."ayni anda diyorum"...susturdugumuz ve hakli ciktigimiz an gibi mutlu olabilirmiyiz.

 

Bu neyin mutlulugudur, neyi kazaniyoruz..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

 

Eleştiri Nedir ? Eleştiri Türleri nelerdir ? Eleştirinin özellikleri nelerdir ?

 

 

 

ELEŞTİRİ

 

Bir sanat eserini ve sanatçıyı ayrıntılı bir biçimde tanıdıktan sonra onun olumlu ya da olumsuz yönlerini somut verilere dayanarak yargılayıp

 

değerlendiren yazı tipine eleştiri denir.

 

Okuyucu ile eser arasında bir köprü görevi yapan eleştirini açıklama aydınlatma ve değerlendirme gibi üç temel işlevi vardır.

 

Eleştiri çoğu kez olumsuz yönüyle düşünülür.Bir eserin(“roman,tiyatro,öykü,şiir…v.b”) eleştirmek onun olumsuz yanlarını belirlenmek sayılır.

 

Ama bu yanlış bir eleştiridir.Gerek bir eleştiriden bir eleştiriye konu olacak eserin hem olumlu hem olumsuz yanları bir arada verilmelidir.

 

Eleştirmenlik zor bir iştir.Her şeyden önce değişik alanlarda bilgi birikimi iyi olmalıdır.

 

Bir eleştirmenin çağdaş sanat akımlarından düşünce tarihinden sosyolojik psikolojik alanların temel kavramlarından haberdar olması gerekir.

 

Böyle olursa eleştirmen ele aldığı eseri yada sanatçıyı bütün boyutlarıyla tanıtabilir.

 

Okuyucu böyle eleştirilen eseri gerçek anlamda tanıyabilmiş olur.

 

İyi bir eleştirmen bir eseri değerlendirirken çok güzel ya da çok kötü gibi toptancı yargılardan kaçınmalıdır.

 

Yargılarında gerçekleri açık açık ortaya koymalıdır.

 

Nesnel bir eleştiri gerçek eleştiridir.

 

Önyargılardan uzak olmalıdır.

 

ELEŞTİRİ TÜRLERİ

 

Sanatçıya Dönük Eleştiri ( Biyografik Eleştiri )

 

Bu tür eleştiride sanatçının bireysel özelliklerinden yola çıkarak değerlendirilir. Buna biyografik eleştiri denir.

 

Bu tür eleştiride sanatçının kişiliğini ve psikolojisini aydınlatmak için sanatçının eserleri belge olarak kullanılır.

 

Esere Dönük Eleştiri

 

Eleştirmenin bakış açısı sanatçıya değil de esere yönelikse esere dönük eleştiri ortaya çıkar. Bu tür nesnel-bilimsel eleştiri olarak da bilinir.

 

Topluma Dönük Eleştiri

 

Bu tür eleştiride eserin toplumsal olay yâda olgularla bağlantısı toplumsal gelişme katkısı üzerinde durulur.

 

Okura Dönük Eleştiri

 

Böyle eleştirilerde eleştirmen eseri değerlendirmekten çok bir okuyucu olarak kendisi üzerindeki etkilerden söz eder.

 

Buna izlenimci eleştiri denir.

 

Eleştiri Türünün Ayırt Edici Özellikleri

 

1) Her eser yâda sanatçı eleştiri konusu olabilir.

 

2) Eleştiride bir eser olumlu yâda olumsuz yönleriyle ele alınır.

 

3) Eleştiri doğrudan esere yönelik olmalıdır.

 

4) Eleştiri yapılırken somut verilerden yararlanılmalıdır.

 

5) İyi bir eleştiri öznellikten uzak olmalıdır.

 

6) Eleştiride daha çok açıklama, tartışma, tanık gösterme, örnekleme gibi yöntemler kullanılır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.