Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

İnsanın iç aleminin gerçeği nedir sorusunun yanıtını düşünmeye neden olan , bir birinden çok farklı ve her an değişebilen halleri ve bu duygusal , psikolojik ve düşünsel hallerin var olmasında etkin olan etmenler yada faillerin kim olduğunu farkedebilme hassasiyeti , kendini anlama konusunda en önemli unsurdur .  

 

İçinde var olduğumuz kendi dışımızdaki eylemler alemi bizim tüm düşün ve duygu dünyamızın harekete geçmesindeki ana nedendir . Ancak bizim bu dış alemi gözlemleyip değerlendirirken onu nasıl anlamamız gerekliliği yada anlayışımızı nasıl oluşturduğumuz konusuna çok az önem vermekte olduğumuz da bir gerçektir . 

 

İnsanın iç yapısı her an bir değişimin tanığı olacaktır , bu yaradılış kurgusunun sonucudur , her hangi bir değişimin nasıl gerçekleştiğini gözlemlemek ve bu konuda kendi etkinliğinin ayırdında olmak , bu değişimleri biçimlendirme konusunda farkındalığın , diğer bir ifade ile kendini tanımanın ve yönetmenin, duygularını doğru isimlendirmenin bir yöntemidir . 

 

Bir dostumuzu düşündüğümüzde , onunla geçmişimizin sımsıcak görüntüleri gözümüzde canlanırken bir anda son zamanlarda aramızda meydana gelmiş na hoş bir olayın iç alemimize yansıyan ismi konulmamış duygusal etkilerini kendi haline bırakmamız ve o düşünce çerçevesinde bizi bir ayrılık yolculuğuna çıkarmaya çalışan etkenin kimliği ile ilgilenmememiz , bize bir ilişkiyi kaybettirmekte en küçük bir tereddüt dahi göstermeyecek olan yanımızı tanıyamama hatasına düşürür . 

 

Velev ki bu dostumuz bize her hangi bir tavrı ile o an için kırıcı olarak gözüksün , af yokmudur , menfaatçi olarak gözüksün , cömertlik mi bitmiştir , eleştirel hissettirmiştir , öz eleştiri nerededir ? Pek iyi hepsi doğru olsa , anlayış tükenmişmidir ki , gönüllerdeki birlikteliği bir illüzyon yok edebilsin .

 

Duygu ve düşünce dünyamızdaki bu çatışma kimler arasında geçmektedir , bizi örneğin kendimizi eleştirmekten alıkoyup , sadece kendi tatmini için bize tüm dünyayı haksız ve suçlu gösteren reflektörün adı nedir ve neden iflah olmayacak gibi bir tavra sahiptir . 

 

İnsanın psikolojik ve zihinsel tüm faaliyetlerinde varlığını hissettiren ve yine insanın bünyesindeki bütün değişimlerde eylemlerine yansımayı deneyerek fail olmaya çalışan yanı onun nefsi yada egosu dediğimiz gerçeğidir . Şöyle açıklayıcı bir ilave yaparak konunun anlaşılmasına yardımcı olabiliriz , sabah vakti işine mutlulukla gelen bir insan tüm çevresine sevgisini de yayacaktır , günün ilerleyen vakitlerinde aynı insanın iç aleminde çevresindeki tüm arkadaşlarını kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden acımasız birer varlık olarak hissettiğine şahid olabiliriz , işte bu duygusal ve psikolojik dönüşüme insanı yönlendiren , aynı zaman süreçi içerisinde yaşananları , insanın kendisine varlık alemini menfaat duygusundan oluşmuş bir yapı olarak yorumlatmaya çalışan yine kendi nefsidir . 

 

Söz konusu , insan bünyesindeki değişimleri kontrol edebilmek ise ancak insandaki var olan iman bilincinin tekamülü ile mümkündür . Peki iman bilinci nedir diye sorabiliriz , iman bilinci yaratıcının varlık aleminde şahid olmayı murad ettiği birlik gerçeğidir , diğer bir ifade ile tüm güzellikleri tercih ederek , bu birliğin varlığına yönelmiş tehditlerin hepsinden sakınma gerekliliğin bir sahibi olduğu şuuru . İnsan bu şuuru fark etmek için ne kadar gecikirse , iç çatışmalarının boyutuda o kadar şiddetli olacaktır , şüphesiz ki bu nefsani tuzaktan şiddetle sakınmalıyız . İnsanları merhametten uzak , acımasız bir çıkar şebekesi olarak kabul etmemize sebeb olmaya çalışan iç eğilimimiz , gerçekten bu olguya tanık olmuş mudur , yoksa bunun olmasını mı  dilemektedir ve ne işine yarayacaktır .

 

Bahsedilmeye çalışılan , böylesine çok sözün arkasında yatan tek kelime nefsin benlik iddiasıdır . Benim diyebilmek için insanlığı bir suçlu kitlesi olarak bize göstermek adına elinden geleni yapar , bu sende suçlulular arasına katıl ki ben de sana bundan böyle istediğimi yaptırabileyim demenin bir başka şeklidir . Öyle ise nefsin bu genel davranış tarzının bir tanımı var mıdır ki , içimizdeki bu eğilimin özelliklerini anlamakta bize yardım etsin , bu genellemeyi belki şöyle yapabiliriz , eğer bir ses yaratıcı gerçeğine rağmen diğer varlıklara karşı her hangi bir biçimde üstünlük tavrı içerisinde ise ve yine istediğini elde edebilmek için bize aşağılanmayı dahi kabul edebileceğimizi ilham ediyorsa işte bu ses nefsanidir . Örneğin insanları kendisine muhtaç hissettirmek yada kendini aciz , herhangi bir konuda etknn olamayacak zavallı bir kişilik şeklinde düşündürmek , ki bunların tümüne nefsani algı demekteyiz , nefsin insan bünyesine oynadığı oyunlardır .

 

İşte insan yaşadığı alemde kendisini bu algıları oluşturan nefsine ait eğilimlerin etkisi ile gerçekler arasındaki farkındalığı çözmek üzere oluşturulmuş bir kurgunun içinde bulur ,yaratıcının varlığını görmezden gelerek de bir çözüme ulaşamaz .

 

Kaynak: algilar ve teklik

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.