Φ mavikaradeniz Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2006 La ilahe illallah'ın manası Allah celle celalehu şöyle buyuruyor: "Onların (ilah diye) taptıkları da Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umar, azabından korkarlar." İsra, 57 "İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: "Beni yaratan hariç sizin taptığınız şeylerden uzağım." Zuhruf, 26-27 "Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Halbuki Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir." Tevbe, 31 "İnsanlardan bazısı Allah'tan başka varlıkları O'na eşler koşarlar. Onları Allah'ı sevdikleri gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgisi ise herşeyden fazladır." Bakara, 165 Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: "Kim 'La ilahe illallah' der ve Allah'tan başka tapılanları reddederse, malı ve kanı haram olur. Onun hesabı Allah'a aittir." (Müslim) ********************************************************* İstifadeler: 1- Kelime-i Şehadet'in (tevhidin) yaşanması herşeyden önce gelir. İnsanın salih kimseleri Allah'la kendisi arasında vasıta tayin ederek bunların kendisini Allah'a yaklaştıracağına inanması veya zannetmesi büyük şirktir. İsra suresinin 57. ayetinde, Allah'a yakın olan salih kimselere, peygamberlere ve meleklere tapan müşriklere, bu yapmakta olduklarının büyük şirk olduğu bildirilmiştir. 2- Tevbe suresinin 31. ayetinde, yalnız Allah'a ibadet etmekle emrolundukları halde ehli kitabın, haham ve rahiplerini Allah'tan başka rabler edindikleri açıklanmıştır. Yahudi ve hristiyanların (ehli kitap) haham ve rahiplerini rab edinmeleri, bunlara dua ve ibadet etmeleri şeklinde değil; Allah'a isyan olan hususlarda onlara itaat etmeleri suretindedir. Bu ayetin tefsiri ile ilgili olarak İmam Ahmed, Tirmizi ve İbn Cerir şu hadiseyi naklederler: Cömertliği ile meşhur olan Hatem et-Tai'nin oğlu Adiyy, İslamın ortaya çıkışında Şam'a kaçmış ve hristiyanlığı kabul etmişti. Kız kardeşi ve kabilesi müslümanların eline esir düşmüşlerdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, her zaman yaptığı gibi onlara da iyi muamelede bulunup serbest bıraktı. Adiyy'in kız kardeşi Şam'a giderek ağabeyinin affedildiğini bildirdi. Beraber Medine'ye döndüler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'ın huzuruna girdiği zaman, Adiyy'in boynunda gümüşten bir haç vardı. O esnada Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler" ayetini okuyordu. Bunları işiten ve o sırada hristiyanlığa mensup bulunan Adiyy itiraz etti. Hadiseyi bizzat kendisi şöyle anlatıyor: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Onlar rahiplerine tapmıyorlar ki!" dedim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Evet tapıyorlar! Rahipler helal olanı haram, haram olanı helal kıldıklarında, onlar buna itaat ediyorlar. İşte bu onlara ibadet etmektir." buyurdu. Adiyy radıyallahu anh bundan sonra müslüman olup İslama hizmet etmiştir. Allah celle celalehu şöyle buyuruyor: "Ey ademoğlu! Ben size; 'apaçık düşmanınız olan şeytana değil yalnız bana ibadet edin, dosdoğru yol budur.' diye bildirmedim mi?" Yasin, 60-61 "Allah'a hiçbir şeyi eş koşmayalım, Allah'ı bırakıp birbirimizi rabler edinmeyelim..." Ali imran, 64 "Nefsini ilah edineni gördün mü? Furkan, 43 Ve benzeri pek çok ayette geçen şeytana ibadet etmenin, insanların birbirlerini rab tanımasının, kendi nefsini ilah edinmenin, alim ve rahiplere tapmanın manası, onların karşısında diz çöküp yere kapanmak değildir. Bu şekildeki bir tapınma ne şeytana ne de insana yapılmış değildir ki, Kur'an bunu ifade etmiş olsun. Buradaki nefsini ilah edinmekten maksat; insanın bizzat kendisine ibadet etmesi olmayıp, heva ve hevesine uyarak, nefsi isteklerinin kölesi durumuna gelmesidir. Kur'an'daki "ibadet" ile "ilah ve rab edinmek" kelimelerinden maksat; Allah'ın emirlerine zıt olduğu halde din adamlarının emirlerini kabullenip bunlara uymaktır. 3- Zuhruf suresinin 26. ve 27. ayetlerinde, İbrahim aleyhisselam: "Beni yaratan hariç, sizin taptıklarınızdan uzağım." sözüyle, Allah'ın dışında ibadet edilen bütün şeylerden uzak olduğunu belirtiyor. İbrahim aleyhisselam'in, yalnız Allah'a bağlanacağını ifade etmesi, "La ilahe illallah" kelime-i şehadetinin tefsiridir. Allah-u Teala bu gerçeği aynı surenin bir sonraki ayetinde şöyle bildirmiştir: "İbrahim, ardından geleceklere bu sözü devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı. Artık belki doğru yola dönerler." Zuhruf, 28 4- Bakara suresinin 165. ayetinde yer alan "Onları Allah'ı sevdikleri gibi severler." sözü, müşriklerin Allah'a karşı büyük bir sevgi beslediklerini gösterir. Fakat bu onların müslüman olmaları için yeterli değildir. Allah celle celalehu hakkında şöyle buyuruyor: "Onlar Cehennemden çıkacak değillerdir." Bakara, 167 Allah'tan başka varlıkları Allah kadar sevenler Cehennemin ebedi azabını hakettiklerine göre, Allah'tan başkasını Allah'tan daha fazla seven, yahut Allah'ı hiç sevmeyip yalnız başkasını sevenin hali acaba nasıl olur! 5- "Kim 'La ilahe illallah' der ve Allah'tan başka tapılanları reddederse, malı ve kanı haram olur. Onun hesabı Allah'a aittir" hadisi "La ilahe illallah"ın manasını en güzel şekilde açıklamaktadır. "La ilahe illallah"ı sırf dil ile söylemek kişinin malını ve kanını haram kılmaz. Hatta manasını bilerek yahut tasdik ederek söylese bile kabul edilmez. Ancak ve ancak manasını bilip kalbiyle ve diliyle tasdik ederek Allah'tan başka tapılanları reddeden kimsenin malı ve kanı haram olur. Bu konuda en ufacık bir tereddüt veya şüphe dahi onu bu haktan mahrum eder. Görüldüğü gibi Allah'tan başka tapılanları reddetmenin önemi açıkça ortadadır ve şüphe götüren hiçbir tarafı yoktur. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.