Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2014 11 yıl Karargahındaki bayrağını indirdiler…Susuyorsun…*Önce kolunu kanadını kestiler…O göz bebeğin orduyu tükettiler…En güvendiğin yiğitleri hapishanelere doldurdular, suçladılar, yargıladılar ve vatanına ihanetle mahkum ettiler…Kahrından öldü kimisi hücrelerde…Sustun…*Aydınlarını, yurtseverlerini bitirdiler…Kurumlarını bir bir yıktılar…Sahip olduğun tüm yüce değerlerini aşağılayıp yok ettiler…Sustun…*Çocuklarını bile aldılar elinden…Ülkemizin bilim adamlarına, teknikerlere, çağdaş beyinlere, sanatçılara, üstün insan gücüne gereksinimi varken, çocuklarından birer “imam” yetiştiriyorlar…Göz göre göre…Sustun…*Yüreğindeki inancını yürüttüler…Duaların…Duyguların…Hayallerin…Umutların…Kimliğini çaldılar…*Bak geldik…Paramparça vatan…Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu seninmiş gibi geliyor mu?..Yani Antalya gibi, Edirne gibi, Sinop gibi, Kayseri gibi… Oralara huzur ve güven içinde, canının istediği gibi gidip gelebileceğini düşünüyor musun?…Ne gezer!..*Milletten gizlenen, ancak kimi rastlantılarla ortaya çıkan bir dizi pazarlık ve anlaşmaların sonucunda, oralar sanki vatan toprağı değil…Günlerdir devlet dahi çekildi bölgeden…Karakollar terk edildi…Yolları terör örgütü denetliyor…Asker şaşkın…*Sonunda…Türkiye’nin en güçlü ve özel hava üssüne kadar girip Türk Bayrağı’nı indirip attılar, bayrak direği dışında direnen olmadı…*Hâlâ susuyorsun…Ne diyebiliriz ki…Hak etmediğin bu topraklarda direk kadar olamıyorsan…Sus…BEKİR COŞKUN
Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2014 11 yıl Yazar Bunu da gördük, yuh olsun Sevgili okuyucularım, yıl 1996… Kıbrıs’tayız. Rum göstericiler Derinye bölgesinde Yeşil Hat kapılarına dayanmış, Türk tarafına geçmeye çalışıyorlar. Güvenlik güçleri bu güruhu uyarıyor: “Yapmayın, geri çekilin. Yoksa ateş ederiz.”Bu çağrı megafonlarla, hepsinin duyacağı bir biçimde yapılıyor.Ancak göstericiler içeri dalıyor…Üstelik içlerinden biri, adeta bir cambaz gibi oradaki bayrak direğine tırmanmaya başlıyor, beş altı metrelik bir tırmanış sergiliyor ve bayrağımıza elini uzatıyor.Türk Bayrağı’nı gönderden indirecekti!..Ve iki el silah sesi duyuldu. Stavros isimli Rum vatandaşının cansız bedeni yere yuvarlandı.Aradan tam 18 yıl geçti ve bu olay sonrasında buna benzer başka bir olaya tanık olunmadı…Çünkü bayrağımızın sahipsiz olmadığını, ona el uzatmanın bedelinin çok yüksek olduğunu öğrenmiş oldular. * * * * Geçtiğimiz pazar günü Diyarbakır’dayız. Yine gösteriler yapılıyor. Polis çok kibar, çok nazik! Olay yerine zaten yarım saat sonra geliyor ve göstericileri uyarmakla yetiniyor.TOMA’lar su sıkmıyor, biber gazı sıkmıyor, coplar kullanılmıyor!Asker derseniz emir almış, kışlasında neredeyse kış uykusuna yatmış.Kalabalık sloganlar atarak yürüyor, Türkiye’nin en büyük ikinci hava üssü olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı arazisinin önüne geliyor…Duvarları ve tel örgüleri aşıp içeriye sızmaya başlıyor.Askerden tık yok!Kalabalık duvardan içeri atlıyor, bir koşuşturma başlıyor…Az ilerideki bayrak direğine doğru koşuyorlar… Ve bayrak direğinde asılı olan Türk Bayrağı’nı indirip kaçıyorlar. Bayrak ellerinde…Evet, bayrağımız gönderden indiriliyor, kaçırılıyor, böyle bir olaya Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez tanık olunuyor.Bayrak şimdi kayıp. Çok büyük olasılıkla ya çöp kutusuna atmışlar veya yakmışlardır. * * * * Bütün bunların niçin yapıldığını, bayrağımızın indirilmesine bile hangi nedenle göz yumulduğunu artık hepimiz biliyoruz.Tayyip gibi birinin cumhurbaşkanı seçilmesi uğruna!Söylemesi ayıptır ve acıdır ama, bu ortamda gerek Genelkurmay, gerekse Kuvvet Komutanlıkları, sürecin en büyük destekçisi.Sözünü ettiğim bayrak olayı pazar günü gündüz saatlerinde gerçekleşti.Demek ki aradan 24 saat geçmişti ve Genelkurmay’dan açıklama ancak geldi.Şöyle deniliyordu:“Bir kısmı çocuk olan göstericilerin arasında bulunan yüzü kapalı bir şahıs nizamiyeden içeri atlayıp bayrak direğine tırmanmıştır. Bölgeye sevk edilen tim tarafından şahsı ikaza yönelik havaya iki el uyarı ateşi yapılmış ve sesle ikazda bulunulmasına rağmen söz konusu şahıs bayrağı gönderden almıştır… Nefretle kınıyoruz!..”Keşke hiç açıklama yapmasalardı. Özürleri kabahatlerinden büyük.Sesle ikazda bulunmuşlar!..“Hooop kardeş, ayıp ediyorsun yani!..”Varsayalım böyle bir eyleme kalkışan kişiye “Başımıza iş açılmasın” deyip ateş etmekten korktunuz. İyi de, herif tırmanıyor, bayrağı çözüyor, eline alıp direkten iniyor ve sonra kaçıyor.Peki kaçmasına niçin göz yumdunuz? Niçin yakalamadınız? * * * * Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bugüne kadar nice kepazelikler yaşadık ama böylesi hiç görülmemişti.Bayrak bir milletin, devletin ve ülkenin namusu ve onurudur.Hele askeri bir birliğin içine girilip indirilmesi, heriflerin daha sonra kışladan ellerini kollarını sallayarak kaçmış olmaları, Genelkurmay ve komuta kademesinin utancıdır.Ne bileyim, kışlada belki bir çay bile içmişlerdir! * * * * Evet, bayrak bir milletin onurudur. Türk Ordusu Yunan Ordusu’nu yenip 9 Eylül günü İzmir’e girmişti. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ertesi gün hükümet binasına gidiyor ve merdivenlere kocaman bir Yunan Bayrağı serilmiş olduğunu görüyor.Derhal kaldırılmasına istiyor. Ama itirazlar geliyor:“Paşam işgalden sonra Yunan Kralı geldiğinde bizim bayrağımızı burada yere serdirip çiğnemişti.”Paşa yanıt veriyor:“Bayrak bir milletin şerefidir, ayak altında çiğnenmez. Kral yanlış yapmış. Kaldırın o bayrağı yerden.” * * * * Burada defalarca yazdım. Sık sık aynı konuyu yazarak belki sizleri de bıktırdım. Özür dilerim…Ama durum çok vahim.Bayrak indirmek dahil bütün bu yüz karası olaylar Tayyip cumhurbaşkanı seçilsin, katil Apo’nun İmralı’da tepesi atmasın diye oluyor.İlk turda yüzde 50’yi bulabilmek için Apo’nun kirli desteği ile birlikte Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt oylarına ihtiyacı var.O yüzden bölgedeki güvenlik güçlerine emir verildi:“Yapılanları görmezden gelin, size doğrudan saldırı olmadığı sürece su ve biber gazı sıkmayın, cop kullanmayın ki bunları karşımıza almayalım…”Ülkemizi bu duruma düşüren, vicdanları kanatan, işte bu şahsın kaprisleri, kompleksleri, kişisel ve siyasal çıkar hesaplarıdır.Askerle teröristlerin arasında 100 metre mesafe var. Karayolunu kesiyorlar, kimlik kontrolü yapıyorlar, çadır kuruyorlar…Ve, inanılır gibi değil ama asker onları izlemekle yetiniyor… Çünkü böyle emir almış. * * * * Tayyip gibilerden her şey beklenir.İyi de, Genelkurmay ne yapıyor?Heeey Necdet Bey!..Heeey Hava Kuvvetleri Komutanı!..Teröristler yüzlerce nöbetçi ile korunan Diyarbakır’daki hava üssüne girdiler, Türk Bayrağı’nı indirdiler ve bayrağımız dışarı kaçırıldı.Böyle bir olay başka bir ülkede olsa, o Genelkurmay Başkanı, o Hava Kuvvetleri Komutanı makamında bir dakika bile oturamaz, istifasını verip gitmek zorunda kalır.İstifa etmezse, onu hükümet gönderir.Bizde al takke ver külah, kim kime ne diyecek! Emin Çölaşan
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.