Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 19 yıl Doları Bu Hale Getiren 3 Banka 27.06.2006 09:15 Merkez Bankası tüm gücüyle dolara müdaha ederken, döviz kuruyla üç bankanın oynadığı tesbit edildi. BDDK devreye girdi. 2,25'lik faiz artışı ve 500 milyon dolarlık satış ihalesi de dövizin ateşini düşürmeyince Merkez Bankası dün iki kez doğrudan satış yaptı. Üç bankanın döviz kuruyla oynadığı tespit edilirken, BDDK bankaları uyarma kararı aldı Merkez Bankası'nın faizleri 2,25 puan arttırma kararı, piyasadaki oynaklığı durdurmayınca Merkez Bankası (MB) doğrudan müdahalelerle doları ancak frenleyebildi. Doların 1,77 seviyesine çıktığı geçtiğimiz cuma gününün ardından Para Politikası Kurulu'nu pazar günü olağanüstü toplayan Merkez Bankası, faizleri 2,25 puan arttırarak yüzde 17,25 seviyesine çıkarmıştı. Diğer şok tedbirler ise dövize etkin müdahale ve depo alım ihaleleriyle fazla likiditeyi çekme kararı oldu. 500 MİLYON $'LIK İHALE SATIŞI VE İKİ MÜDAHALE Merkez'in şok tedbirleri, haftanın ilk gününde doların çıkışını durduramadı. Merkez önce 1,6575 YTL'den 500 milyon dolarlık döviz satış ihalesi gerçekleştirince, serbest piyasada dolar 1,67 YTL düzeyine kadar indi. Ancak bazı bankaların başı çektiği dövizdeki spekülatif hareketlerle yeniden 1,72 YTL seviyesine çıkınca, Merkez'den bu kez doğrudan satış müdahalesi geldi. Yönü tekrar aşağı çeviren dolar, akşam saatlerinde yeniden 1,70 seviyesini aşınca ikinci doğrudan satış müdahalesi yapıldı. Bir döviz satım müdahalesi ve iki doğrudan müdahaleyle gün sonunda dolar 1,68 YTL'den kapandı. Merkez Bankası geçtiğimiz cuma günü de dolara iki kez müdahale ederek 1,5 milyar dolarlık döviz satmıştı. SABAH PİYASADAN 500 MİLYON YTL ÇEKİLDİ MB, döviz arzını arttırmanın yanı sıra piyasadaki YTL fazlasını çekmek için de, depo alım ihalelerine başladı. MB ilk depo alım ihaleleriyle piyasadan toplam 500 milyon YTL çekti. MB, Yeni Türk Lirası depo alım ihalelerinden 3 Temmuz vadeli ihalede 398 milyon YTL, 10 Temmuz vadeli ihalede de 102 milyon YTL alım yaptı. Merkez'in son kararları, faizin de ateşini düşürmedi. Tahvil ve bono piyasasında en çok işlem gören 9 Nisan 2008 vadeli tahvilin bileşik faizi gün içinde yüzde 23,25 ile Aralık 2004'ten beri yeni zirvesini gördü. Ancak daha sonra bileşik faiz yüzde 22,80'den kapandı. Bu tahvilin cuma günkü kapanışında basit faizi yüzde 22,15, bileşik faizi yüzde 20,50 olarak gerçekleşmişti. BORSA YÜZDE 3,5 DEĞER KAYBETTİ Merkez'in döviz ve faizde daha aktif olacağını açıklaması, İMKB'de önce yükselişi getirdi. Alımlarla 33 bin puanda tutunmaya çalışan endeks günü bin 181 puana denk gelen yüzde 3,57 oranındaki düşüşle 31 bin 950 puandan kapandı. SPEKÜLATÖR BANKALAR HANGİSİ Bu arada Başbakan Erdoğan başkanlığında Antalya'da yapılan Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında dövizdeki dalgalanmalar masaya yatırıldı. Döviz kurlarındaki dalgalanmanın üç bankanın kurlarla oynamasından kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Bu bankalar, yüklü miktarlarda döviz alış ve satışı yaparak kurları istedikleri gibi yönlendiriyor. Hükümet döviz kurlarının daha fazla yükselmesi halinde yabancı bankaları uyarmayı planlıyor. Merkez Bankası'nın dövize yönelik müdahalelerinin sonuç vermemesi halinde hükümet yeni tedbirleri gündeme getirecek. ETKİLİ MÜDAHALE KARARI Para Politikası Kurulu geçtiğimiz pazar günü şu kararları almıştı: Faiz 2,25 puan artışlayüzde 17,25'e yükseltildi. Fazla YTL'yi çekmek için depo alım ihaleri başlatıldı. Dövize etkili müdahale kararı. Enflasyon açıklanmasından iki gün sonra 'teknik mercek notu' yayımlanacak. Acaba bu bankalar HşB cİtİ Fort olmasın Fikirlerinizi beklerim
Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 19 yıl şeytani bir tez belki ama,düşünmek lazım :kur yükselirse kimin kazancı olur?bence elinde dövizi olanın.peki en çok döviz kimin elinde vardır?merkez bankasının,yani devletin.bu durumda kurdaki artış devletin işine geliyor olmalı,hatta bu işte kendisinin parmağı var belki de...
Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2006 19 yıl bu iş böyle tekerlek gibi döner durur, tekrarlanır, 2 hafta döviz almazlar sonra tekrar alınca yine bi panik havası doğar durur. hükümetin tek yapması gereken şey gayet basit: yatırım yapmak. bu sayede yurtdışından uzun vadeli aldığı borçları değerlendirerek bi gelir de elde ederek kredilerin türkiye'de kalmasını sağlarlar. gayet basit. ama hükümet yol, kavşak, çeşme yapmaktan başka hişbişey yapmıyo. niye yapmıyosa..
Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 19 yıl Türkiye üzerine oynanan oyunlar varsa,bu oyun havalarına alkış tutan ve geride vokallık yapan,çalgı aletlerini çalan da bizler değil miyiz acaba
Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 19 yıl Sevgili arkadaşlar Türkiye'de tehlikeli vatandaş grubu vardır. Birinci grupta değiştireceği arabayı, yapacağı tatili ve kazanacağı ekstra paranın hesabını yapanlar. Diğerinde ise asgari ücretin altında ve şişmiş kredi kartı borçlarının altında yaşam mücadelesi verenler. Bu grup kaybedecek hiçbir şeyi olmadığı için her türlü yönlendirmeye açık olan tehlikeli gruptur. Her iki grup da kendilerinin sorunlarından başka hiçbir şeyi görmezler ve umurlarında da değildir. Türkiye kendisini tehdit eden unsurların bir listesini yapmalıdır. Hatta büyük gazete ve televizyonlarda bunlar tartışmalı, sık sık öncelik anketleri yapılmalıdır. Eğer bir liste yapılacak olursa bana göre Türkiye'nin en öncelikli tehditleri arasına şunlar girer. 1- Atatürk ve rejim düşmanları 2- PKK ve yandaşları 3- Başkalarının hizmetindeki "........" aydınlar 4- Etrafındaki gelişmelere sırt çevirmiş "........" aydınlar 5- Amerika Birleşik Devletleri 6- Avrupa Birliği 7- Okur yazar olmayan ....... saygılarımla,
Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2006 19 yıl Yazar Türkiyenin üzerine oynanan oyunlar 2. dünya savaşından sonra başlanmıştır ve 2045 yılına kadar 100 yıllık süreç için planlanmıştır. Dediklerini inceleyelim 1-Atatürk ve rejim düşmanları bunu ikiye ayırmak gerekenler a) Atatütk ve Rejim düşmanları Atatürk ve rejimin yanlısı olduğunu söyleyen ve arkasına sığınarak provakatörlük yapanlar.. 2- PKK ve yandaşları bunuda ikiye ayırmak gerekiyor a)buna bilerek ve görerek göz yumanlar B)göz yummayanlar 3- Başkalarının hizmetindeki "........" aydınlar Bunlar 1 maddede b şıkkındaki belirtiğim insanlar zaten 4- Etrafındaki gelişmelere sırt çevirmiş "........" aydınlar bunuda ikiye ayırmak gerekiyor a) lümpenler umutsuzlar 5- Amerika Birleşik Devletleri işte buradaki asıl başlık bu fakat bu devlet maşanın maşası asıl dikkat edilmesi gereken İsrail sonra amerika ve bunlarında maşaları daha tehlikeli belçika, İsviçre, İsveç gibi ülkeler 6- Avrupa Birliği kısaca sömürgecilik yapanlar 7- Okur yazar olmayan .. Buna yanlış diyorum çünkü ikiye ayıralım zorunda kalanlar zorundan olmadan yaşayanlar.. Şimdi neden böyle dedim ona gelelim türkiye aynı Osmanlının yaptığı gibi hep yüzünü avrupaya çevirmiş durumda avrupa birliği diyoruz avrupa devleleti diyoruz canımız diyoruz ne varsa onlarda diyoruz ama hiç bir zaman avrupalı bizi içine almaz taaki sosyal ve kültürel yönden iyice bitirine dek zaten o durumda bölünürüz aslında yüzümüzü anadoluya çevirmemiz gerekiyor Türkiye Atatürk, İsmet İnönü ye kadar ikinci dünya savaşının bitimine kadar anadolu doğru baktı ve geleceğin buralarda olduğunu gördüler fakat dış güçlerin ve içimizdeki mihraklar avrupa diye diye mihrakı terse çevirdiler vede başarılı oldular.. Bu gidişlede sonumuzu hayır etsinler diyorum bu tarihte sonrada Atatürk gibi büyük bir mucize gelmezse gidişimiz iyi değil.. Dünyanın kaynakları tükeniyor amerika ve diğer büyük devletler bunun farkında bizde ise daha kaynaklar kullanılmamış durumda buda anadoluda sahip olduklarımıza sahip çıkmalıyız diyorum kalın sağlıcakla.....
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.