Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2014 11 yıl Başbakan Erdoğan, Cemaat’in yaptıklarını kastederek “ne kadar safmışız” dedi!TDK sözlüğüne göre saf; “kolaylıkla aldatılabilen” demek.Cümle içinde kullanırsak:“Genelkurmay Başkanı’nın, yaşadışı terör örgütü lideri olduğuna hangi saf inanır?”Perşembe günü Silivri Cezaevi’nde (Atilla Sertel ve Yavuz Selim Demirağ ile) görüştüğümüz Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a sordum:“28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı; adı Ergenekon’un ‘1 Numarası’ yazılan Hüseyin Kıvrıkoğlu; 27 Nisan Bildirisi’ni yazan Yaşar Büyükanıt; ya da istifa ederek onurlu davranan Işık Koşaner gibi genelkurmay başkanlarını değil de, hükümetle iyi ilişkiler içinde olan sizi hapse attılar! Neden siz?”Başbuğ’un söylediklerini aktaracağım, sonra kendi düşüncemi yazacağım.Yalnız belirtmek isterim; Başbuğ’un diplomatik dille söylediklerini ben anladığım şekilde yazacağım; hata varsa benimdir.*“Neden siz?” yanıtı- Karıştırıyorlar, ben Balyoz’dan değil; “terör örgütü kurma ve yönetme” iddiasıyla “Ergenekon Terör Örgütü”nden yargılandım!- Milli Ordu Türkiye’nin temelidir; Mustafa Kemal’in emanetidir. Bu niteliğinin bitmesi durumunda ne olacağını söylemek dahi istemiyorum.- 76 milyona dayanan Milli Ordu’da etnisite olamaz. Biz sınavlarda bakarız Hakkarili biri yoksa üzülürüz. Bölgedeki subaylarımızı, çocukları sınava hazırlasın diye görevlendiririz.- Son dönemde gelen ihbarların büyük çoğunluğu “Alevilik” konusundaydı. “O subay Alevi” vs. Bu tür ihbarlarla Milli Ordu’yu yok etmek için tehlikeli oyunlara kalkışanları bugün daha net görüyoruz.- 28 Ağustos 2008’te göreve geldim. 2009 yılı başında iki önemli olay oldu; biri Erzincan’da diğeri Kayseri’deki soruşturma.- Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı, cemaati mercek altına alan soruşturmayı 23 Şubat 2009’da tamamladı; 26 kişiyi gözaltına aldı.Kayseri’de 4 Mart 2009’da gizli bir hücre ortaya çıkarıldı. Beşi sivil üçü astsubayın, askeri yazışma kurallarına uygun olarak flash bellek’te hazırladıkları yalanları bizim bilgisayarlara yükleyerek suç belgesi oluşturduklarını Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı ortaya çıkardı. Kayseri 2. Hava İkmal ve Bakım Merkezi Komutanlığı’nda görevli astsubaylar yakalandı; Işık Evleri’nde yetiştiklerini, evdeki ağabeylerinin “emriyle” bu tür sahtekarlıkları yaptıklarını itiraf ettiler.- 14 Nisan 2009’da Harp Akademileri Komutanlığı’nda “manifesto” niteliğinde konuşma yaptım. TSK’ya yönelik komplo hareketlerini ortaya çıkarmak için hukuki çalışmalara ağırlık verdik.- Hemen ardından 22 Nisan 2009’da Poyrazköy’de (boru çıkarma) kazıları başlatıldı. 7 Haziran 2009’da bir avukatlık bürosunda masa üstünde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” (kağıt parçası) bulundu!- İki hafta sonra haberimiz bile yokken TBMM’de, askeri şahısların askeri mahallerde işledikleri suç nedeniyle Özel Yetkili Mahkemeler’de yargılanmasının yolu açıldı.- Ne tesadüf; 27 Ekim 2009’da Erzincan Çatalarmut’taki gölde mühimmat “bulunması” üzerine, dosya terör kapsamına sokularak Erzurum Özel Yetkili Mahkeme’ye gönderildi. Keza Kayseri’deki dosya da Özel Yetkili Mahkeme’ye verildi. Kovuşturmayı yapanlar; Kayseri’de Albay Ahmet Zeki Üçok; Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner vd. cezaevine atıldı.- 19 Aralık 2009’da Bülent Arınç’a suikast yalanı ortaya atıldı.- 2009 ve 2010 yıllarında TSK’ya karşı yoğun bir şekilde yürütülen haksız, hiçbir somut delile dayanmayan saldırılarla karşı karşıya kaldık. Bu saldırılar karşısında yasal yetki ve sorumluluklarımız içinde kalarak her platformda mücadele verdik.Sonuç:Başbuğ açıkça söylemiyor, ama satır arasından okuduğum; hükümet saf olmasıydı; “size suikast yapacaklar” yalanlarına kanmasaydı, 2009’daki sivil ve askeri soruşturmalar “paralel devleti” ortaya çıkaracaktı. Cemaat, intikam gayesiyle beni hapse attı!*Asıl hedef neydi?Başbuğ’un hapis gerekçesi “intikam” konusundan emin değilim…Şöyle:Başbuğ, 6 Ocak 2012’de “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutuklandı.Suçu büyüktü!..- 3 Mart 2004’te Ankara’da halka açık laiklik paneline katılmıştı.- 3 Aralık 2003’te Yüksek Askeri Şura’da konuşma yapmıştı.- Gazeteci Mustafa Balbay ile görüşmüştü.- Göreve geldiğinde “kara propaganda yaptığı” iddia edilen 42 siteyi kapatmasına rağmen, “İnternet Andıcı” hazırlamıştı.Kuşkusuz bunların akıl ve mantıkla alakası yoktu. Maksat başkaydı.Zaten Erdoğan da, Başbuğ’un tutuklanmasıyla ilgili şöyle dedi:“İnsaf dışı, çok çirkin.” (06.08.2012)“Çok ciddi bir yanlıştır, tarih affetmez.” (01.02.2013)Erdoğan’a rağmen Başbuğ neden hapse sokuldu?Salt cemaat intikamı mı? Sanmıyorum.Başbuğ’un tutuklandığı tarihi bir kez daha anımsayalım: 6 Ocak 2012.Yani o meşhur 7 Şubat 2012’deki MİT krizinden bir ay önce!Dört gün önce AKP’li bir milletvekilinin, “paralel yapı ile ilgili gönlünüzdeki kırılma ne zaman başladı?” sorusu üzerine Erdoğan, “7 Şubat’taki MİT krizinde içimde şüpheler başladı” dedi.Hâlâ saflığı sürüyor!“MİT Müsteşarı’nı bana ulaşmak için alacaklardı” diyen Erdoğan, Başbuğ’un tutuklanmasına neden bu açıdan bak(a)mıyor?“Terör örgütünün başı” Genelkurmay Başkanı Başbuğ kime karşı sorumlu; Başbakan Erdoğan! Genelkurmay Başkanı’nın terör örgütü yöneticisi olmaktan suçlanması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurum ve kuruluşlarının da terör örgütü amacıyla çalıştığı iddiasını ortaya atar ki, bu da hedefin Başbakan Erdoğan olduğunu göstermez mi?Çok mu zor şöyle bir iddianame; KCK ve Ergenekon işbirliğiyle devleti parçalamaya yönelik faaliyet içinde olmak!Fırsatını bulsaydı cemaat böyle el koyacaktı Türkiye Cumhuriyeti’ne!Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK davaları; ve Başbuğ, ve MİT Müsteşarı, ve Erdoğan sadece ara hedefti!Asıl darbeci; Ergenekoncular, Balyozcular değil cemaat idi; Erdoğanlar hâlâ bunları anlayabilmiş değil…Sahiden saf’lar!..
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.