Φ sur Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2013 Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2013 Anlatmak istediğim bir şeyler var ama nasıl anlatırım bilemediğim. Hele bir vurayım dedim klavyeye belki bir şeyler gelir. Sanatın kalitesi hissiyat ve ilhamın geldiğine en yakın derecede anlatılabilmesi ile ölçülür bence. Sanatçı olamadığım için hissiyat ve ilhamaktarma kalitem oldukça düşük seviyelerde. Ancak yüzsüzlük işte yinede anlatacağım diye inat ediyorum. Gelelim asıl meseleye, konumuz canlı olmak. Yine anlatmak istediğime uygun bir kelime bulamadığım için Can kelimesini çekip büküp çeşitli manalarda anlam değiştirerek bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Buradaki canlı manası kalbin atması değil aslında. Kalbin atıyor ama ölüsündür, kalbin atmıyor ama canlısındır. Kalbin atıyor ve canlısındır, kalbin atmıyor ve ölüsündür. Bütün ihtimalleri yazdıktan sonra canlıdan ve ölüden kendimizce bahsetmeye çalışalım. Sonra isteyenler kendilerini uydurduğum kategorilerden birisinde görebilir. Tabi kalbin atmadığı ihtimallerde yazının manası değerlendirilebilir mi onu tam bilmiyorum. Zombi filmlerinde hep gördüğümüz senaryo, kalp atıyor yani canlı ancak bu dünyaya neden geldiğini sorgulayacak aklı yok oluyor. Aslında hayvan dediğimiz varlık kategorisine düşüyor insan. Buradan işaretle hayvanlar cansızdır demeyeceğim. Keza bir fiil bütün mevcudat canlı olmak hükmündedir bir dağ dahil. Ancak insanda işler biraz değişiyor. Eğer zombi diye bir şey mümkün olsa zombileşen insan da canlı hükmünde. Evet ortalığı iyice karıştırdık. Ne diyorum kardeşim ben. Şimdi bağlamaya çalışacağım. Bütün varlık canlıdır dedikten sonra insanda bir istisna açalım. “Yunus öldü diye sela verirler Ölen hayvan imiş, AŞIKLAR ÖLMEZ” ne güzel demiş Derviş Yunus abim. İnsan dediğimiz varlık gerçeğinden ve özünden habersiz olduğu sürece ölüdür. Çünkü İnsan olan bu varlığa hakikati fark edebilme potansiyeli verilmiştir. Bu potansiyeli fark etmediğin ve değerlendirmediğin sürece ölüsün aslında. Derviş Yunus söylemiş ancak bana göre özünü fark etmeye çalışmayan insan hayvan mertebesine bile yaklaşmış olmaz. Çünkü hayvan canlıdır, üstüne vazife olan işi benliğinden bilmeden harfiyen yerine getirmektedir. Ama özünden uzak olan insan yaptıklarını kendinden bilerek canlı olma fırsatını da tepebilir. İnsan da ne olursa olsun takdirden öte bir hareket yapamaz tabii, ancak buradaki önemli ayrıntı yaptığı hareketleri kendinden bilme zannına kapılabilme potansiyeli. İşte işin özü; canlı dediğimiz teslim olmuş ve kendini ortadan kaldırabilen demek aslında. Siz hiÇ bir dağın “Ben olmasam bu üzerimdeki ağaçlar var olmazdı, meyveleri ile insanları besleyemezdi ve üzerimden düşen taşları tutamazdı. Böylelikle insanlar açlıktan ölür o olmazsa ben erezyon ile onların evlerini başlarına yıkardım.” dediğini duydunuz mu. Duyamazsınız. Çünkü dağ yokluğunun farkında olmak zorundadır. İnsandaki potansiyel güçlerin ortaya çıkabilmesi, beraberinde bazı zorlukları getirmek zorunda. Çünkü işleyen bir evren ve sistem silsilesi var. Bu düzen içerisinde böylesine büyük bir lütfü bir karşılığı olmadan almak mümkün değil aslında. Dolayısı ile insanın canlı olması zorlaşıyor. Can için çabalamak emek sarf etmek lazım. Bizim emeğimiz, düşünmemiz, sorgulamamız ve neticesini uygulamaya çalışmamız. Bu gün incelediğim, dinlediğim, yazılarını okumaya çalıştığım düşünürlerin ve yazarların çoğunda insanları canlı tutma çabası çok fazla, evrendeki her şey canlı olmayı hakk ediyor. Kendimizi bu hakktan mahkum bırakmamamız lazım. Bir anlık yokluk itirafı bizi saatlerce canlı tutabilir. Ben kaynaklı virüs’ün bize ne kadar çok zarar verdiğini ölünce anlarsak ciddi sıkıntı çekeriz. Dünyada var iken yürüyen bir ölü isek öldüğümüzde canlanırız. Bu canlanma neticesinde yaşadığımız sürece ölü olarak dolaştığımıza öyle bir yanarız ki geri dönüşü olmaz. Yaşarken canlı olmayı becerebilenler, artık ölümsüzdür. Sonsuzluğa kadar canlı olarak hayatlarına devam ederler. Bu sonsuz canı evrenin her köşesinden hisseder. Titreşimleri sonsuzluğun en uzağındaki bir canı etkiler, canların selamlaşmaları kendinden kendine döner. Kendindeki en zayıf oluşum evrenin diğer köşesinden anında yine kendine döner. Canlı olmak cennette olmaktır. Ölü olmak ise farkında olmasak ta cehennemde yanmaktır. Kaynak : http://www.nerdenbileceksin.com/canli-olmak/ 1 Alıntı
Φ algilar Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2014 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2014 Anlatmak istediğim bir şeyler var ama nasıl anlatırım bilemediğim. Hele bir vurayım dedim klavyeye belki bir şeyler gelir. Sanatın kalitesi hissiyat ve ilhamın geldiğine en yakın derecede anlatılabilmesi ile ölçülür bence. Sanatçı olamadığım için hissiyat ve ilhamaktarma kalitem oldukça düşük seviyelerde. Ancak yüzsüzlük işte yinede anlatacağım diye inat ediyorum. . . . Canlı olmak cennette olmaktır. Ölü olmak ise farkında olmasak ta cehennemde yanmaktır. Kaynak : http://www.nerdenbileceksin.com/canli-olmak/ Öyle güzel yazmışsın ki , ilk bir iki paragraftaki tevazuya bence hiç gerek yok . "Ama özünden uzak olan insan yaptıklarını kendinden bilerek canlı olma fırsatını da tepebilir" , tespiti temelindeki tüm düşünce türevlerini ele almalısın , düşünen insan için . tebrikler eline koluna sağlık .... Alıntı
Φ glcig Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2014 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2014 tebrikler elinize sağlık .. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.