Φ manve Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2013 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2013 SORU 1-Fussilet suresi 3 nolu ayette Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü geçtiği halde, tercümelerde neden tek kavim için sözünü göremiyoruz? kuranen(قُرْآنًا)-bu kuranarabiyyen(عَرَبِيًّا)-Arapçadırli kavmin(لِّقَوْمٍ)-bir kavim için Kuran bir kavim için Arapçadır(FUSSİLET 3 KURAN) Arapça bilen birinin ayetteki li kavmin(tek kavim için) sözünü görmemesi mümkünmü? Tek kavim için sözünün Arapçayla ilişkilendirildiğini,etnik bir gönderme yaptığını görmemeleri mümkünmü tercümanların? *********************SORU 2-Fussilet suresi 3 nolu ayet neden BÜTÜN KAVİMLER İÇİNDİR(Lİ KULLİ KAVMİN-لِكُلِّ قَوْمٍ) demiyorda TEK KAVİM İÇİNDİR(Lİ KAVMİN-لِّقَوْمٍ) diyor? Kuran eğer Arap kavmine özel olmasaydı o zaman;bir kavim için Arapça demek yerine;bütün kavimler ve bütün diller için geldim demezmiydi? ***************** SORU 3-Kuranın kendi dilinde inmeyen mesaja itiraz hakkı tanıması,yabancı kavimlerin diliyle inen mesaja itiraz hakkı tanıması neden görmezden geliniyor? Eğer onu Arapça kılmasaydık neden dilimizde değil derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN) Şimdi bu ayete bakılırsa;Türklerin ve Japonların neden dilimizde inmedi deme hakları yokmudur? Türk olana Türkçe inmeyen kitap olurmu deme hakları yokmudur? Hatta sırf Araplar Arapça inmeyen kitaplardan sorumlu tutulamayacağı için Kuran inmiştir imasında bulunan ayetler bile vardır. Kitaplar yalnızca bizim dışımızdaki topluluklara indiler demeyesiniz diye,bize okumasına yabancı olmadığımız kitap gelmedi demeyesiniz diye indirdik(ENAM 156-157 KURAN) Araplar bize Arapça kitap inmedi demesin diye,böyle kavimsel bir nedenden ibaret bir iniş sebebi ve amacı sunuyor Kuran.Bütün dilleri ve bütün kavimleri ilgilendiren ne var burada? Araplara Arapça olmayan dille seslenmenin,yabancı dilden sorumlu tutulmalarının sakıncalarına değinmektedir Kuran. Kuranı pürüzsüz bir Arapçanın dışında indirmedik ki,korunabilsinler(ZUMER 28 KURAN)Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN)Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN)Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı. Andolsun ki biz onların, “Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.(NAHL 103 KURAN) Arapça dışı bir dilin Araplarla muhatab edilmesine tahammül olmadığını gösteren bir ayettir Nahl 103 nolu ayeti.Yani Arap yabancı dildeki dini mesajla muhatab edilmemeli kısmına iyi değiniyor. Eğer onu Arapça kılmasaydık neden dilimizde değil derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN) O zaman Türklerinde nedne dilimizde değil,Türk olana Türkçe inmeyen kitap olurmu deme hakları vardır. ************ SORU 4-Kuran neden sadece Arapların anlama sorunuyla ilgilenir?Neden diğer kavimlerin Kuranı anlama problemine hiç değinmez? Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik(YUSUF 2 KURAN) Bütün tercümanlar bu ayeti böyle çeviriyorlar.Ve bu ayeti Türklere ve Japonlara uygularsak olay daha iyi anlaşılır.''Ey Türkler Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik.Ey Japonlar Kuranı anlayabilmeniz için Arapça indirdik'' Diğer kavimlerin değilde sadece Arapların anlayışına yönelik düzenlendiği buradan bile anlaşılabilir. Kuranı pürüzsüz bir Arapçanın dışında indirmedik ki,korunabilsinler(ZUMER 28 KURAN) Bunuda bütün kavimlere uygulayalım:''Kuranı Arapçadan başka bir dille indirmedik ki,Japonlar korunabilsinler.Kuranı Arapçadan başka bir dille indirmedikki Türkler korunabilsinler'' Arap olmayanların Kuranı anlamasını hiç dert edinmediğini bu gibi ayetler açıkça göstermiyormu? ********* SORU 5-Kuran neden devamlı tek kavim ondan sorumludur diyor?Neden bir kere bile bütün kavimler ondan sorumludur demiyor? Seni ataları uyarılmamış bir kavmi uyarman için gönderdik(YASİN 6 KURAN) Neden seni bütün kavimleri uyarmak için yolladık demiyor Peygamber diyecek ki Rabbim,benim kavmim kuranı terk etti(FURKAN 30 KURAN) peygamber diyer kavimlere hiç gönderme yapmıyor.Sadece kendi kavmiyle ilgili konuşuyor.Diğer kavimler kapsam alanı dışındalar.Onların kendi tercümesinde bile bu böyle. O senin için ve kavmin için öğüttür.Sen ve kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN) Neden bu kuran bütün kavimlere öğüttür dememiş?Neden bütün kavimler ondan sorumludurlar dememiş? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 SORU 1-Fussilet suresi 3 nolu ayette Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü geçtiği halde, tercümelerde neden tek kavim için sözünü göremiyoruz? kuranen(قُرْآنًا)-bu kuran arabiyyen(عَرَبِيًّا)-Arapçadır li kavmin(لِّقَوْمٍ)-bir kavim için Kuran bir kavim için Arapçadır(FUSSİLET 3 KURAN) Arapça bilen birinin ayetteki li kavmin(tek kavim için) sözünü görmemesi mümkünmü? Tek kavim için sözünün Arapçayla ilişkilendirildiğini,etnik bir gönderme yaptığını görmemeleri mümkünmü tercümanların? Arapça Metin كِتَابٌ فُصِّلَتْ آيَاتُهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ Türkçe Transcript (*) Kitâbun fussilet âyâtuhu kur-ânen ‘arabiyyen likavmin ya’lemûn(e) Abdülbaki Gölpınarlı Meali Bir kitaptır ki tamamıyla açıklanmıştır ayetleri, Arapça Kur'an'dır bilen topluluğa. Ali Bulaç Meali Bilen bir kavim için, ayetleri (çeşitli biçimlerde, birer birer) 'fasıllar halinde açıklanmış' Arapça Kur'an (veya okunan) kitaptır; Abdullah Parlıyan meali Bir kitap ki, ayetleri yeterince açıklanmıştır, Arapça bir Kur'ân olarak indirilmiştir. Ahmet Varol Meali Bilen bir topluluk için ayetleri açıklanmış Arapça okunan bir kitaptır. Ahmet Tekin Meali Bu, ilimde ilerlemeye devam eden bilgi toplumları için, bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan, âyetleri hayata geçirilsin diye ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır. * Ali Fikri Yavuz Meali Bir kitaptır ki, âyetleri, Arabca bir Kur'an olmak üzere anlayacak olan bir kavme açıklanmıştır; Bayraktar Bayraklı Meali Bilen bir toplum için âyetleri açıklanmış, Arapça okunan bir kitaptır. Cemal Külünkoğlu Meali 1,2,3,4. Hâ Mîm. Bu, Rahman ve Rahîm olan (Allah) tarafından bilen bir toplum için ayetleri genişçe açıklanmış, müjdeleyici ve uyarıcı Arapça bir Kur'an olarak indirilmiş bir kitaptır. (Böyle iken) onların çoğu (Kur'an'dan) yüz çevirmiştir. Artık onlar (gerçekleri) dinlemezler. * Diyanet İşleri Meali (Eski) 2,3,4,5. Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz çevirmiştir, onlar işitmezler de: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız" derler. Diyanet İşleri Meali (Yeni) Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kur’an olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır. Diyanet Vakfı Meali (Bu,) bilen bir kavim için, ayetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır. Edip Yüksel Meali Bilen bir topluluk için, Arapça bir Kuran olarak ayetleri açıklanmış bir kitaptır. * Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bu, Arapça bir Kur'an olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır. Elmalılı Meali (Orjinal) Öz Arabca bir Kur'an olmak üzere âyetleri ayırd edilmiş bir kitab, bilecek bir kavm için Hasan Basri Çantay Meali 2,3,4. (Bu), âyetleri — bilecek (anlayacak) her hangi bir kavm için — ayrı ayrı açıklanmış, (hükmünce amel edenlere) müjdeler verici, (muhaaliflerini başlarına gelecek fena akıbetlerle) korkutucu, Arabca bir Kur'an olmak üzere Rahman (ve) Rahıym tarafından indirilmiş bir kitabdır. (Böyle iken) onların çoğu (bunu düşünüb kabulden) yüz çevirmişdir. Artık dinlemezler onlar. Hayrat Neşriyat Meali 3,4. Bilecek bir kavim için Arabca bir Kur'ân olarak âyetleri açıklanmış,(2) müjdeleyicive (aynı zamanda) korkutucu bir kitabdır. Fakat onların çoğu, (o Kitab'dan) yüz çevirdi; artık onlar (onun hakikatini) işitmezler. * Kadri Çelik Meali Bu, Arapça bir Kur'an olarak, ayetleri bilen bir kavim için uzun uzun açıklanmış bir kitaptır. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bir kitaptır ki, bilecekler olan hangi bir kavim için Arapça bir Kur'an olmak üzere âyetleri tafsil olunmuştur. Muhammed Esed Meali bir ilahî kelâm ki, (taşıdığı) mesajlar, anlama ve kavrama yeteneğine sahip insanlar için Arapça 2 bir hitabe olarak apaçık beyan edilmiştir; Suat Yıldırım Meali Bu kitap; bilen, anlayan kimseler için âyetleri açıklanmış bir kitap olup, Arap diliyle olan bir Kur'ân'dır, okunan bir derstir. [11, 1; 41, 42] Süleyman Ateş Meali Bilen bir toplum için ayetleri açıklanmış, Arapça okunan bir Kitaptır. Şaban Piriş Meali Bilen bir toplum için Kur'an, Arapça okunarak ayetleri açıklanmış bir kitaptır. Ümit Şimşek Meali Bilen bir topluluk için, âyetleri ayrılıp açıklanmış Arapça bir Kur'ân'dır. Yaşar Nuri Öztürk Meali Bilgi ile donanmış bir toplum için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu. Yusuf Ali (English) A Book, whereof the verses are explained in detail;- a Qur´an in Arabic, for people who understand;- M. Pickthall (English) A scripture whereof the verses are expounded, a Lecture in Arabic for people who have knowledge.( Kitap, ayetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır, - Arapça bir Kur'an, anlamak insanlar için; -M. Pickthall (İngilizce) Bir kutsal ayetleri, bilgiye sahip insanlar için Arapça bir anlatım izah edilir. Yukardaki alıntıda, Arapça yazının üzerinde gezinildimi Türkçe karşılığı veriliyor, ve görüldüğü gibi.. Şimdi; Arap olan,üstelik Alfabesi olan bir topluma,"KUR'AN" İngilizce,yahut Japonca'mı inse idi.. SORU 2-Fussilet suresi 3 nolu ayet neden BÜTÜN KAVİMLER İÇİNDİR(Lİ KULLİ KAVMİN-لِكُلِّ قَوْمٍ) demiyorda TEK KAVİM İÇİNDİR(Lİ KAVMİN-لِّقَوْمٍ) diyor? Kuran eğer Arap kavmine özel olmasaydı o zaman;bir kavim için Arapça demek yerine;bütün kavimler ve bütün diller için geldim demezmiydi? Kur'an ile ilk muhatap olan kavim "ARAP" Peygamber a.s.v. Arap, ne yani latince'mi inecekti.. Sonra bir topluluk,hangi dilde olursa olsun,kendi dilini iyi bilemez ise ve kendi dilindeki bir konuyu başka insanlara nasıl anlatsın,üstelik bu hitap "ALLAH c.c." Kelamı.. Ve; Tevrat,Zebur,İncil'de; hangi Peygambere geldi ise,o Peygamberin lisanı ile gelmiştir,dolayısı ile; Kutsal metinler kişinin istediği gibi olamaz, bu itibarla Kur'an Alemlere gelmiştir ve Evrenseldir,üstelik İslam Peygamberi Muhammed Mustafa a.s.v. da alemlere rahmettir. SORU 3-Kuranın kendi dilinde inmeyen mesaja itiraz hakkı tanıması,yabancı kavimlerin diliyle inen mesaja itiraz hakkı tanıması neden görmezden geliniyor? Geri kalan sorular,mantıksız laga luga şeyler.. Evvela yukardaki soru nedir,ne demek isteniyor belli değil, ne imiş; Kur'an ın kendi dilinde inmeyen mesaj'a itiraz hakkı "TANIMASI", ne güzel işte, itiraz edebiliyorsun,yabancı kavimlerin diliyle inen mesaja itiraz hakkı tanıması'da güzel görmezden gelen bay soru soran,burada sorun olan ne.. Eğer onu Arapça kılmasaydık neden dilimizde değil derlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı derlerdi(FUSSİLET 44 KURAN) Şimdi bu ayete bakılırsa;Türklerin ve Japonların neden dilimizde inmedi deme hakları yokmudur? Türk olana Türkçe inmeyen kitap olurmu deme hakları yokmudur? Sırf tekrar.. Başka bir olay yok.. İsa a.s. "ARAMİ" dili konuşuyordu, İncil neden ingilizce inmedi.. Türkler ve Japonlar'ın Arapça inen bir kitabı anlama,anlatma yetenekleri var. Kitaplar yalnızca bizim dışımızdaki topluluklara indiler demeyesiniz diye,bize okumasına yabancı olmadığımız kitap gelmedi demeyesiniz diye indirdik(ENAM 156-157 KURAN) Araplar bize Arapça kitap inmedi demesin diye,böyle kavimsel bir nedenden ibaret bir iniş sebebi ve amacı sunuyor Kuran.Bütün dilleri ve bütün kavimleri ilgilendiren ne var burada? Araplara Arapça olmayan dille seslenmenin,yabancı dilden sorumlu tutulmalarının sakıncalarına değinmektedir Kuran. Tevrat,Zebur,İncil, Araplara yabancı bir lisan, Semitik DİNLER; Yahudi,Hıristiyan,Müslüman Adem a.s. inanır dolayısı ile Arapların itiraz etme hakları kalmıyor, zaten geri kalan kavim ve Dinler İslam'ı Yani Yahudi,Hıristiyan ve Müslümanı alakadar etmez.. Biz onu Arap olmayanlara indirseydik(Şuara 198 KURAN) Gelip onlara okunsaydı ona inanmayacaklardı(Şuara 199 KURAN) Yani bir kavmin sorumlu olacağı kitabı o kavmin kendi dilinde indirmemek,o kavimden olmayan birine indirmek sakınca yaratırdı. ŞU'ARÂ; 192. Muhakkak ki o (Kur'an) alemlerin Rabbinin indirmesidir. 193. (Resulüm!) Onu Ruhu'l-emin (Cebrail) indirdi. 194. Senin kalbine; uyarıcılardan olman için, 195. Apaçık Arapça bir dille. 196. O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır. 197. Beni İsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil değil midir? 198. Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, 199. Bunu onlara o okusaydı, yine ona iman etmezlerdi. 200. Onu günahkarların kalplerine böyle soktuk. 201. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. Demek'ki ne imiş? Kur'an Yahudi'ye değil Arap'a gelmiş ve Yahudi,her hangi bir lisan ile gelsede yine inanmayacaktı.. Andolsun ki biz onların, “Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.(NAHL 103 KUR''AN. Arapça dışı bir dilin Araplarla muhatab edilmesine tahammül olmadığını gösteren bir ayettir Nahl 103 nolu ayeti.Yani Arap yabancı dildeki dini mesajla muhatab edilmemeli kısmına iyi değiniyor. Öyle değil,böyle; Müşrikler, insanları şüpheye düşürmek ve onların kalplerini çelmek maksadıyla, Kur’an’ı Peygamber’e Rum ve Hıristiyan dinine mensup Cebra veya Yaiş adında bir kölenin öğrettiğini ileri sürdüler. Halbuki köle, Rum olduğu için, Arapçayı doğru dürüst bilmiyordu. Kur’an’ın fesahat ve belagatı karşısında ise, bütün Arap edipleri hayretlerini gizleyememişlerdi. Kur’an indikten sonra, Kabe duvarında askıda bulunan, en üstün şiirlerini bile askıdan almışlar ve Kur’an’ın üstünlüğünü itiraf etmişlerdi. Arapçayı doğru dürüst bilemeyen yabancı bir köle böyle üstün bir eser meydana getirebilir miydi? Elbetteki hayır. İşte yukarıdaki ayet onların bu tutarsız iddialarına cevap vermektedir. ALINTI. Yûsuf- 2. Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Seni ataları uyarılmamış bir kavmi uyarman için gönderdik(YASİN 6 KURAN) SORU 5-Kuran neden devamlı tek kavim ondan sorumludur diyor?Neden bir kere bile bütün kavimler ondan sorumludur demiyor? Neden seni bütün kavimleri uyarmak için yolladık demiyor Bismillâhirrahmânirrahîm. 1. Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir. 2. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.O bir çocuk edinmemiştir,mülkünde ortağı yoktur .Her şeyi yaratmış, ona ölçü , biçim ve düzen vermiştir. 3. (Kafirler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler. 4. İnkâr edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu biryalandır. Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir, dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır. 5. Yine onlar dediler ki: (Bu ayetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır. Amenna ve Saddakna. Şimdilik bu kadar. Alıntı
Misafir Muhammedi Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Yukardaki alıntıda, Arapça yazının üzerinde gezinildimi Türkçe karşılığı veriliyor, ve görüldüğü gibi.. . . . Şimdilik bu kadar. Çok sorun var be kardeşim, bu kadar sorun ile kuranın harflerine bakar durursun... sorgulamak ile sormak arasında edep farkı vardır... sorgulayana yollar kapalıdır, sorana edebi değerince cevaz verilir. Kelimelere çok takılma boğulursun der pirim şems, yine şöyle devam eder ; Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım; ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi... Kur'an sizin ZANnınızdaki bir kitap değildir, Onu anlamak için küll-i akla , cem-i idrake erişmek gerektir... Sen ben kimiz ki cüzz-i aklımızla manaya erişelim... Ne demişler bilmiyorsan bir bilene danış! Bir gönülü yaptın ise Er eteğin tuttun ise Bir kez hayır ettin ise Binde bir ise az değil Yol odur ki doğru vara Göz odur ki Hak'kı göre Er odur alçakta dura Yüceden bakan göz değil bu dizelerde yunusu anladığın vakit, KUR'AN sana gelir, anlatır kendini... panik yok KÜLLİYAT EHADİYETTİR... CEMİ BİLMEDEN EHADI BİLMEK OLMAZ... Bir mürşidin eteğini tutmadan irşad bekleme... hani eskiler demiş ya ; Akıl akıldan üstündür! KURAN SIRRIN SIRRIDIR... AKIL dediğin hoyrat bir aslan misali, var sen aklı minberine post yapan eri bul!!! Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Kur'an sizin ZANnınızdaki bir kitap değildir, Onu anlamak için küll-i akla , cem-i idrake erişmek gerektir... Sen ben kimiz ki cüzz-i aklımızla manaya erişelim... Ne demişler bilmiyorsan bir bilene danış! ,Kerpiç koydum kazana Poyraz ile kaynattım Nedir diye sorana Bandım verdim özünü Balık kavağa çıkmış Zift turşusun yemeğe Leylek koduk doğurmuş Baka şunun sözünü Yunus bir söz söylemiş Hiçbir söze benzemez Münafıklar elinden Örter mâ'na yüzünü Ne olacak şimdi? Hadi toparla.. Bir mürşid söyle.. Aklı minberine post yapan. Alıntı
Misafir Muhammedi Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Ne olacak şimdi? Hadi toparla.. Bir mürşid söyle.. Aklı minberine post yapan Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başıSöz ola ağulu aşıBal ile ede bir söz.... Mürşidi kamile adres mi istersin ? nefs-i emmareden hal mı biçersin ? Sözümüze erecek er diye, sözü aynaya tuttuk. Alıntı
Misafir Muhammedi Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 DAĞILMIŞ olan toplanır, BİZ ayrıyı görmeyiz...Yunustan bahis açana hangi yunus derler ? Taptuğun gözünün nurumu ? taptuğun gözünün tozumu, taptuğun gözünün odu mu ? hangisi ? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 DAĞILMIŞ olan toplanır, BİZ ayrıyı görmeyiz...Yunustan bahis açana hangi yunus derler ? Taptuğun gözünün nurumu ? taptuğun gözünün tozumu, taptuğun gözünün odu mu ? hangisi ? Yolun açık olsun.. Ya hu. MERAKIMDAN; BENİMLE ALIP VEREMEDİĞİN NE, ZANNETMEKİ TUŞLARA BASAMAM,AMA GERÇEKTEN MERAK ETTİM,BİR HIRİSTİYANA CEVAP YAZDIM,ORTAYA SEN ÇIKTIN,HEMDE " MUHAMMEDİ" a.s.v. DİYE.. SORUN NE AÇIK YAZ,YAZDA BİLELİM,ONA GÖRE TAVIR ALAYIM.. YOKSA HİÇ BİR MÜSLÜMANLA SANALDA İŞİM OLMAZ,AMA BU DEMEK DEĞİLDİR,YAZMAM,HEMDE İYİ YAZARIM VE AÇIKLARI YAKALARIM. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Olay bu. Bir tıkla. Alıntı
Misafir Muhammedi Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2013 Güzel kardeşim, mümin müminin aynasıdır, biz aynı dili konuştuklarımızla dertleşiriz, soruları soran şahısla aynı dili şimdilik konuşmak mümkün değil bu nedenle onunla aracı olan sen olduğun için sanadır muhabbetimiz İşte burada bir ilim vardır, ayna zahiri yansıtır, sırrı,sireti herkes göremez... seninle derdim ancak İSLAM tebliği üzeredir ki ; Yoksa kalplerinde hastalık olanlar, Allah'ın, onların kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı zannettiler?Ve eğer biz dileseydik, onları sana mutlaka gösterirdik. O zaman sen onları simalarından muhakkak tanırdın. Ve sen onları mutlaka sözlerinin imasından da tanırsın. Ve Allah sizin amellerinizi bilir. (muhammed 29 -30) Her soruya cevap vardır lakin sorunun mahiyetine ve söyleyenin itikadine bakılır... Kuranı sorgulayanlarla onu kerih görenlerle hiç bir sohbete girilmez, bu tarikat edebidir... Bilenle bilmeyen bir olmaz! Önce insan kendi eksiğini görmeli, sonra alemlerde eksik ararsa arar! KEZA ; O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir boşluk görüyor musun?Sonra tekrar tekrar bak; bakışların âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir. mülk 3- 4 ) Buyurulmuştur... Bu yüce ilme hürmeten deriz ki ; Kuranı sorgulayan önce nefsinin gördükleri üzerine bir mana getirsin. Nefsi inkarınada inancınada şahittir, onlar kendi karanlıklarında müminleri saptırmaktan başka niyet gütmezler... buna getirecekleri delilleri akıllarının sınırlarıyla sabittir. selam ile... 1 Alıntı
Φ manve Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2013 Yazar Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2013 Şimdi; Arap olan,üstelik Alfabesi olan bir topluma,"KUR'AN" İngilizce,yahut Japonca'mı inse idi.. Tipik bir algı yanılmasına düşmüşsünüz.Sorun Kuran'ın Arapça olması değil ki.Sorun Kuran'ın ben Arap kavmine özelim demesi,sorun Kuran'ın ben Arap diline özelim demesidir. Yani Arapça olması başka şey,ben sadece Arapça konuşan kavim için düzenlendim demesi başka şeydir. Ve pek çok ayette Kuran ın bütün kavimler için değil tek kavim için düzenlendiğini kolaylıkla görebiliriz. Bu Kuran ı bir kavim için(li kavmin) Arapça indirdik,bilsinler(fussilet:3-Kuran) Bütün kavimler için düzenlendim demiyor.Arapça deüzenlenişinin nedenini tek kavim için düzenlenmiş olmasına bağlıyor. Biz o(Kur’â)n’ı senin lisanınla kolaylaştırdık ki, onunla inatçı bir kavmi müjdeleyesin ve uyarasın.(MERYEM 97 KURAN) Yoksa onu kendisi uydurdumu diyorlar?Hayır o haktır.Senden önce hiç bir uyarıcı/peygamber gelmemiş olan bir kavmi uyarman için sana indirildi(SECDE 3 KURAN) Bütün kavimleri uyarman için dememiş ayetler.Bu iki ayet müslümanların kendi tercümelerinde bile aynen böyle veriliyor. Ve peygamber şöyle diyecek;ey rabbim kavmim bu Kuranı terk etti(FURKAN 30 KURAN) Diğer kavimlere hiç değinmiyor,peygamberin gündeminde yoklar yani.Görüldüğü gibi sadece kendi kavmiyle ilgili durum değerlendirmesi yapacak. O senin için ve kavmin için bir zikirdir.Sen ve Kavmin ondan sorumlu tutulacaksınız(ZUHRUF 44 KURAN) Dikkat edilirse bütün kavimler ondan sorumludur demiyor ayet. Her kavim kendi dilinde inen kitapla ve kendi dilini konuşan peygamberle muhatab olmalıdır Kurana göre.Hiç bir kavim yabancı dildeki bir peygamberle ve Yabancı dilde inmiş mesajla muhatab edilmemelidir. Sonra onun ardından peygamberler gönderdik,her birini kendi kavmine…(YUNUS 74 KURAN) ”Allah her kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN) O halde Türk Kavminede Türkçe inmeyen bir kitapla seslenmek istemez.Ve Türk olmayan bir peygamberle seslenmek istemez böyle bir Tanrı.Yani bir peygamber sadece kendi dilini anlayan kendi kavminin peygamberi olabiliyor.Kendi dilinden olmayan yabancı kavimlerin peygamberi olamıyor Kurana göre. Eğer Kuran ı yabancı dilde indirseydik,neden Arapça değil diye itiraz ederlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(fussilet:44-Kuran) O zaman Türklerin de neden dilimizde inmedi,Türke Türkçe inmeyen kitap olurmu deme hakları vardır. Alıntı
Φ abdullahabdal Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2013 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2013 Müslümanız diyorlar ama, ayetleri yalanladıkları için kafirde oluyorlar.. Aynen doğum kontrolü yapıp kafir olup ..haalaaa ben müslümanım diye söyledikleri gibi.. Aborjin yada pigme bu ayeti nasıl yapacak Kuran sadec Kureyş kabilesine olmasa? Kuranı anlayarak bilerek okumak ve öğrenmek zorunluluğu vardır.Bir insandan Okuduğunda anlayamadığı yabancı dilde bir kitabı okumasını istemek anlamsızdır. O nedenle herkes kendi dilinde olan okuduğunda anlayacağı kitabı okumalıdır. Yüz Yıllarca biz Türkleri salak yerine koymuşlar ve okuduğumuzda hiç anlamadığımız kitabı bülbül gibi ezberletip okutmuşlar. Ne söylediğimizi bile bilmediğimiz dualar ettirmişler. İslam ın biz Türklere gelmediğini bile bile yükümlü olmadığımız şeylerle oyalayarak bizi ahmak yerine koymuşlar. Arapların Allahtan geldiğini iddia ettikleri Kuran’ın, kendi dillerinde olması ile anlayarak okumaları normaldir. Bir Türkün anlamadan Arapça okuması neden dini bir zorunluluk olsun? Eğer anlayarak okuma mecburiyeti mantıklıysa, Ben bir Türk olarak neden binlerce yıldır atalarımdan yadigar olan Anadilim Türkçeyi değiştirerek Dilimi Arapça yapmak zorunda olayım? Neden bir Türk olarak ben Araplaşmak zorunda kalayım? Kuranda herkese kendi dilinde olan onun anlayacağı kitabı gönderirim diye Araplara söylemiş. Öyleyse nerede benim Türkçe kitabım? Kuranı anlayarak okuyan Türk İslamcılar. İslam’ın Türkler için olmadığını bildikleri halde, Arap emperyalizminin uşaklığını yaparlar. İşte kurandan Enam98 i Arapça anlayan toplum Türkler olabilir mi?ENAM-98. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.YUSUF-2.Kuran’ı anlamanız için Arapça indirdikZuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DÜŞÜNMENİZ İÇİN onu Arapça bir Kur’an kıldık. Bu ayeti Türklere uygularsak,” Ey Türkler Kuranı anlayabilmeniz ve düşünebilmeniz için Arapça indirdik” anlamı çıkar. Türkçe konuşan biz Türklere anlayabilmemiz için Arapça bir Kuran verilmesi normal olabilir mi? Bir Dilde düşünebilmek ancak ana dil olursa mümkündür. Yabancı dili anlayabilmek le yabancı dilde düşünebilmek çok farklı şeylerdir. Kuranın tek kavme özel oluşunu bir kenara bırakalım. Tüm Dünyaya olduğunu kabul edelim. Böyle bir durumda, Allah'ın Kuranın Arap olmayanlar için dil sorunu yaratacağını hesaba katmadığı sonucu ortaya çıkar. Yani karmaşık Arapça bir kitabı bütün insanlara yollama acemiliği yapmış sa, Kendinden beklenen Tanrısallığı gösterememiştir. Arapça konuşmayanlar için dil sorunu doğacağını tahmin edememiş demektir.Bütün dillere çevrilemeyen, hatta Arap olmayanların doğru şekilde okuması imkansız olan bir kitabı bütün insanlara yollamış olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayır,Kuran tam tersini söylüyor. Kuran sadece Arapça konuşan Arap kavmi için geldiğini söyler. Bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demez. Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektiğini düşünüyor. Yabancı bir peygamberle ve yabancı dilde inen kitapla değil. Yabancı Dil’de mesaj olmamalıdır. Kuran yabancı Dil’de inen kitaba itiraz etmeyi meşru görüyorFUSSİLET-44.Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar.Araplar hesap sorar diye korkan bir Allah olduğu ayetten anlaşılıyor. Arap sorabiliyor ise, biz Türkler “Türklere hiç Arapça bir Kuran gönderilir mi “diye neden sormuyoruz? Biz salakmıyız? Yoksa Türklerin kayda değecek bir Millet olmadığını mı kabul edeceğiz?Şimdi bu ayete göre biz Türklerin;Türk olana yabancı dilde inen kitap olur mu? Dilimizde inmeliydi deme hakkımız neden olamıyor? Bu aşağıdaki ayet nedeniyle olabilir mi? Kuran sana ve kavmine geldi dediği için? NAHL-64.'Kendi aralarında ihtilafa düşmüş olan bir kavmi,içine düştükleri bu ihtilaflardan kurtarman için Kuranı indirdik. Başka hiç bir sebeple indirmedik. ZUHRUF-44.Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.Bu ayette “bütün kavimler ondan sorumludur” unutulmuştur. Türkler Gördüğünüz gibi sorumlu değil!Kuranın olma nedeninin tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğu ayette açıkça söylemiştir.Tek kavme olduğu ne kadar da açık, Çünkü “Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar için” yazıyor. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.