Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2006 19 yıl Kasikci Elmasi`nin degistirilmis olabilecegi iddialarina, "Müzeye Sherlock Holmes gibi bakilmaz, kültürlü insan gibi bakilir" diyerek tepki veren Ilber Ortayli: " Topkapi Müzesi`ne saygi istiyorum" KASIKCI Elmasi`nin calinip yerine sahtesinin konuldugu iddiasiyla birlikte Topkapi Sarayi ve sorunlari gündeme geldi. Iddialari ve Saray`in acmazlarini konusmak üzere Topkapi Sarayi`nin bahcesinde bir araya geldigimiz Ilber Ortayli önce medyaya kirgin oldugunu vurguluyor. Son birkac gündür gazete ve TV`lerde yer bulan iddialari müze calisanlari acisindan son derece incitici buldugunun altini ciziyor ve ardindan, "Ilgilenirseniz, size Saray`in gercek sorunlarini anlatayim " diyor. Iste en yetkin kisinin anlatimiyla Topkapi Sarayi ve cözüm bekleyen sorunlari... Öncelikle sormak istiyorum: Bu Saray, Osmanli`dan nasil devralinmisti, nasil korundu? Topkapi Sarayi, Imparatorluk`tan yikik dökük devralinmistir. Saray, eski oldugu icin Hazine Dairesi, Kutsal Emanetler gibi bölümlere dikkat edilmis, bunun disinda bircok bölüm ihmal edilmistir. Bu bölümler, 1924 yilindan sonra tamir edilebilmis... Restorasyon ise aslina uygun olarak yapilamamis.. Mesela Harem`ecimento ile sivama yapilmis! Hazine Dairesi`nin üzeri betonla güclendirilmis! Tabii simdi bunlar icin pahali restorasyonlar gerekiyor. Peki bütce! Bütcemiz az... Kültür Bakanligi`nin bütceden aldigi pay , binde 2. Saray`in belli bir geliri var, degilmi? Müzenin geliri bize kalmiyor, Kültür Bakanligi`na gidiyor. Kabul edelim, müzelerin sorunu cok. Bunlara ince ince ugrasilmasi sart ancak bunu, Kültür Bakanligi`ni ya da müzeleri karsiniza alarak yapmamaniz lazim. Bu camiada herkes magdur!.. Sorunlar el ele cözülmeli . Bakin Topkapi Sarayi`ni günde 10-15 bin kisi geziyor. Siz, bunun nasil bir problem yarattiginin farkinda misiniz? Nasil bir problem yaratiyor? Müthis bir izdiham... Düsünün Hazine Dairesi kücük bir salon!...10 bin kisi nasil girer oraya!.. Tabii bu, freskleri olan müzeler icin büyük problem... Gerci bizde de ahsap zeminler, ciniler var, Bir salona 10 bin kisinin girdigini ve bazilarinin cinilere dokundugunu düsünün!.. Herkes bilincli degil, bakiyorsunuz, anahtariyla cizebiliyor cinileri!.. Siz ne öneriyorsunuz? "Uffizi" ya da "Kremlin" gibi müzelerde sinirlama getirmisler. Buralarda belli bölümleri belli günler kapatiyor, ya da hic göstermiyorlar. Simdi medya bu sorununlarla ilgilenmek yerine, Kasikci Elmasi degistirildi iddiasini atiyor ortaya!... 43 eserin de calindigi bilgisi vardi gazetelerde!.. Calinmadi mi? Yok öyle birsey!.. Bir zamanlar, yanlis kayitlar tutulmus! Nitekim "Calindi" dedikleri Kabe örtüsü de fazlasiyla cikti!... Daha önce de depolarin soyulmus oldugu gibi bir efsane yayilmisti medyada!... Bunlar nicin istismar konusu yapiliyor? Müzeye Sherlock Holmes gibi bakilmaz. Müzeye kültürlü insan olarak bakilir. Peki bu iddialar incitiyor mu sizi? Bizim memleketin tarih, sanat suuruna artik isyan halindeyim. "Efendim Kasikci elmasi degistirildi mi ? gibi bir tarih meraki olmaz. Ben, müzemize, Topkapi Sarayi Müzesine karsi saygi istiyorum. Artik herkesin saygili konusmasi, saygili yazmasi lazim. Darphane-i Amire cöküyor, bunu kimse yazmiyor! Kasikci Elmasi`nin degistirilmis olabilecegi yolundaki polemige sert tepki verdiniz. Peki Topkapi Sarayi`na iliskin siz haber yazacak olsaniz, neyi irdelerdiniz? Bak, bu güzel soru!.. Bundan bir süre önce, Topkapi Sarayi`nin atölyeler bölümünü son derece basiretsiz bir sekilde, Tarih Vakfi`na verilmis... Darphane-i Amire binasi olarak bilinen atölyeler kismininda " Sehir Müzesi" kurmak gibi ham bir hayalle bu ise girismisler. Tabii hicbir sey kuramadilar!... Buralar simdi astronomik rakamlarla TV sirketlerine, bazi özel kurumlara kiraya veriliyor. Ve restorasyon anlaminda da hicbir sey yapilmiyor. Düsünün iki sene evvel catisi cöktü buranin !... Medya bu sorunlar dururken, Sherlcok Holmes`lik yapmaya devam ediyor. Bu durum mahkemeye de intikal etmisti , degil mi? Evet. Önce davayi biz kazanmistik. Sonra temyizde, maalesef o zamanki Kültür Bakanligi Hukuk Müsaviri`nin ehliyetsizligi nedeniyle kaybedildi. Peki siz halen neye karsi cikiyorsunuz? Tarih Vakfi almis burayi , rant kapisi olarak kullaniyor. Burada büyük paralar karsiligi, TV programlari, etkinlikler yapiyor. Ancak buna ragmen bakimsiz!... Cöküyor!.. Tahrip ediyorlar binayi!.. "Cik" diyorum, cikmiyor. Ciksin kardesim!.. Iste problem bu!.. Halbuki bu bölüm, Saray`in bir parcasidir. Kiraya verilmesi söz konusu olmamalidir. Sur-u Hümayun icinde ne varsa, Saray`in parcasidir! Saray`in icinde ne yeri var bunlarin? Irem Barutcu/Sabah/Almanya/11 Haziran 2006
Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2008 16 yıl Duyarsızız. Tarihimize, geçmişimize, hazinemize "saygımız sözde var" belki ama hepimiz duyarsızlığımızdan ötürü suçluyuz. 10 yıl İstanbul'da yaşadım, tüm sarayları gezdim, efendim camiler kiliseler sarnıçlar hepsini. Biliyoruz öylesine ama sadece yerlerini. Ne durumdalar, korunması için neler yapılıyor/yapılmalı diye düşünecek vaktimiz yok. Haklıyız da bir yandan, her günümüz ekmek kavgasında. Bir ekmek kavgasında olan insan daha var aramızda. O bizler gibi değil ama. Tarihimize ve tarihi eserlerimize hayatını adamış insan. Son dönemde NTV'deki programlarını da izlerdim, bugün bir gazete sayfasında yine karşılaştık kendisi ise. İlber Ortaylı. Profesör. Dünya tanıyor ve saygı duyuyor. Maaşından bahsetmiş ve çalıştığı yerdeki güvenlik görevlisinin maaşından. ''Güvenlik görevlileri 2 bin YTL alıyor, müze müdürü olarak ben bin 100 YTL alıyorum. Üniversite olmasa aç kalırım'' diyor. Adaletsizliğin nice boyutunu biliriz millet olarak. Sağlıkta, eğitimde, yargıda, sosyal güvenlikte, gelir dağılımında vb. her yerde. Ama bu adaletsizlik İlber Hoca bir yana bizim tarihimize yapılmış bir adaletsizlik olarak sayılmıyor mu? Güvenlik görevlisi İstanbul şartlarında yaşıyor, ev geçindiriyor, alsın tabii ki 2.000YTL. Sözüm yok hatta az bile. Ancak tarihimize sahip çıkalım, geçmişimize sahip çıkmadan geleceğimiz olamayacak. Bu konuda duyarlı olalım, siz de ben de. Hepimiz. Bitirirken; İlber Hoca hakkında bir kaç satır alıntı: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (1968) ile Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih bölümünü bitirdi. Viyana Üniversitesi'nde Slavistik ve Orientalistik okudu. Yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi'nde Prof. Halil İnalcık ile yaptı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden "Tanzimat Sonrası Mahalli İdareler" adlı tezi ile doktora derecesi aldı (1978), "Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfus[z]u" adlı çalışmasıyla da doçent, 1989'da profesör oldu. Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strazburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı, seminerler ve konferanslar verdi. Yerli ve yabancı bilimsel dergilerde 16. yüzyıl ila 19. yüzyılı Osmanlı tarihi ve Rusya tarihi ile ilgili makaleler yayınladı. 1989-2002 yıllları arasında Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde İdare Tarihi Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmış, 2002 yılında Galatasaray Üniversitesine, 2 yıl sonra Bilkent Üniversitesine geçmiştir. Halen (2005) Topkapı Sarayı Müdürlüğü görevini de yürütmektedir. Şu anda Galatasaray Üniversitesinde tarih dersleri vermektedir İlber Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi yönetim kurulu üyesi ve Avrupa İranoloji Cemiyeti üyesidir. İlber Ortaylı, Osmanlıca, Kırım Tatarca, Arapça, Farsça, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Latince, Yunanca, Rusça, Slovakça, Romence, Sırpça, Hırvatça ve Boşnakça bilmektedir.
Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 16 yıl Duyarsızız.. . 2 sene sonra' da olsa, duyarli olani görebilmek güzel... Tesekkürler Sayin Can Taylan Saygilar
Gönderi tarihi: 16 Kasım , 2008 16 yıl Turkiyede hangi tarihi esere sahip cikiyoruzki topkapi sarayina sahip cikalim bugun Ankaranin gobeginde olan Ankara kalesine bakin arti kalelikten cikmis vaziyette bunun gibi acaba ulkenin icra koselerinde kactane tarihi eser vardir dis ulkeler tarihi eserlerini korumaya alirken bizler yagmalayip kirip dokup yakip yikip para karsiligi baskalarina satmaktayizki iste bu kadar duyarli halkiz saygilar
Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2009 15 yıl İdil Biret konserini basan Alperenler, İlber Hoca'nın bu feryadına o zaman ne karşılık vermişlerdi bilen var mı? Veya konu ile ilgili herhangi bir açıklamaları olmuş muydu? Hepsini geçtim, Topkapı Sarayı ve Müzesi için oluşturdukları bir çalışma ortamı, bir topluluk, bir etkinlik var mıdır? Hatta Alperen Ocakları'nın kuruluşundan itibaren böyle bir şey var mıdır? Bilenlerden, hatırlatmalarını rica ederim.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.