Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

KURAN MEKKE VE ÇEVRESİNDE OTURAN ARAPLARA GÖNDERİLMİŞTİR.
 

İslam’ın şartı dört’tür. Müslüman olabilmek için aşağıdaki dört şartın bir arada gerçekleşmesi zorunluluktur. Çünkü kuran ve İslam bu koşulları taşıyanlara gönderildiğini yazmaktadır.

1-Arap ırkından olmak
2-Mekke ili sınırları içinde ikamet etmek(Kureyş kabilesi)
2-Arapça okuyabilmek
3-Arapça kuranı anlayabilmek ve Arapça düşünebilmek

A-Her Millete kendi Dilinde kitap ve Milletinden peygamber zorunluluğu vardır.

Kuran da açıkça her Millete sadece kendi dilini konuşan kendi milletinden olan bir peygamber atarım yazar. Bir başka şeklide, hiç bir Millete o kavmin kendi dilinde olmayan bir Kitap ve  Peygamber göndermem der. Bu durumda Kurana göre; Türklere, Türkçe bir kitap ve Türkçe konuşan Türk bir peygamber atanması zorunludur.

 

Kurana göre; Türklere Arap peygamber atanamayacağı gibi Türklerin Kutsal kitabının Arapça olamayacağı çok açık olarak görülebilmektedir. Türklere Arap kavminin diliyle inen kitapla o kavimden bir peygamber geçerli değildir.

İBRAHİM-4.Her Millete sadece o milletin kendi diliyle seslenir. O kavimden olan birini peygamber yollarız
NAHL: 63 - Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok milletlere peygamberler gönderdik

SEBE-44.Oysa biz onlara okuyup inceleyecekleri kitaplar vermedik. Onlara senden önce hiçbir peygamber de göndermedik.

FURKAN-51. Şayet dileseydik, elbet her kabileye  bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.

NAHL-103.Andolsun ki biz onların,“Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.
YASİN-5.Kur’an, ataları uyarılmamış, gaflet içinde olan bir Milleti uyarman için…  
FUSİLET-3.Bir Millet için indirdiğimiz Ayetleri detaylıca açıklanmış Arapça bir Kurandır.

Fusilet 3 ayetinde bir kavim için olduğu açıktır ve bunlar Türkler değildir. Kuranın bakış açısına göre olması gereken budur. Arapça bir kuran ve Arap peygamber Türkler için uygun değildir. Türklere Türkçe kitap ve Türk peygamber olması gerekir. Mealciler veya Kuranı çevirenler Fussilet-3 Ayetinde olduğu gibi, ”bir kavim için” yazmak yerine “bilen bir toplum için” yazılarak anlam saklama sahtekarlığı yaparlar. Mealciler başka kelimeyi değil de BİR KAVİM İÇİN kelimelerini atlama gereği duymuşlarsa onlarında Kuranın tek kavme özel oluşunu bildikleri kavradıklarını gösterir. Saklamaları ise Türkleri enayi yerine koyduklarının kanıtıdır. Yoksa anlamını saklama ve atlama gereği duymazlardı.

 

Nahl-103 Arapçadan başka bir dile tahammül olmadığı göstererek ve Muhammed le zamanını birlikte geçiren kişinin dilinin yabancı olduğunu söylemesidir. Muhammed e dilin yabancı olması normaldir. Ancak Kuranın Allahtan gelme kitap olduğunu iddia eden İslamcılar düşünmek zorundadır, Kuran da Arapça dışındaki diller nasıl yabancı dil olmaktadır. Allaha göre Arapça dışında diller yabancı ise, Tevrat ve incil neden Allaha yabancı olan dillerdedir?
 

B-Kuranı anlayarak bilerek okumak ve öğrenmek zorunluluğu vardır.

Bir insandan Okuduğunda anlayamadığı yabancı dilde bir kitabı okumasını istemek anlamsızdır. O nedenle herkes kendi dilinde olan okuduğunda anlayacağı kitabı okumalıdır. Yüz Yıllarca biz Türkleri salak yerine koymuşlar ve okuduğumuzda hiç anlamadığımız kitabı bülbül gibi ezberletip okutmuşlar. Ne söylediğimizi bile bilmediğimiz dualar ettirmişler. İslam ın biz Türklere gelmediğini bile bile yükümlü olmadığımız şeylerle oyalayarak bizi ahmak yerine koymuşlar.  

Arapların Allahtan geldiğini iddia ettikleri Kuran’ın, kendi dillerinde olması ile anlayarak okumaları normaldir. Bir Türkün anlamadan Arapça okuması neden dini bir zorunluluk olsun? Eğer anlayarak okuma mecburiyeti mantıklıysa, Ben bir Türk olarak neden binlerce yıldır atalarımdan yadigar olan Anadilim Türkçeyi değiştirerek Dilimi Arapça yapmak zorunda olayım? Neden bir Türk olarak ben Araplaşmak zorunda kalayım? Kuranda herkese kendi dilinde olan onun anlayacağı kitabı gönderirim diye Araplara söylemiş. Öyleyse nerede benim Türkçe kitabım? Kuranı anlayarak okuyan Türk İslamcılar. İslam’ın Türkler için olmadığını bildikleri halde, Arap emperyalizminin uşaklığını yaparlar. İşte kurandan Enam98 i Arapça  anlayan toplum Türkler olabilir mi?

ENAM-98.O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.
YUSUF-2.Kuran’ı anlamanız için Arapça indirdik
Zuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DÜŞÜNMENİZ İÇİN onu Arapça bir Kur’an kıldık.

 

Bu ayeti Türklere uygularsak,” Ey Türkler Kuranı anlayabilmeniz ve düşünebilmeniz için Arapça indirdik” anlamı çıkar. Türkçe konuşan biz Türklere anlayabilmemiz için Arapça bir Kuran verilmesi normal olabilir mi? Bir Dilde düşünebilmek ancak ana dil olursa mümkündür. Yabancı dili anlayabilmek le yabancı dilde düşünebilmek çok farklı şeylerdir.
 

Kuranın tek kavme özel oluşunu bir kenara bırakalım. Tüm Dünyaya olduğunu kabul edelim. Böyle bir durumda, Allah'ın Kuranın Arap olmayanlar için dil sorunu yaratacağını hesaba katmadığı sonucu ortaya çıkar. Yani karmaşık Arapça bir kitabı bütün insanlara yollama acemiliği yapmış sa, Kendinden beklenen Tanrısallığı gösterememiştir. Arapça konuşmayanlar için dil sorunu doğacağını tahmin edememiş demektir.
Bütün dillere çevrilemeyen, hatta Arap olmayanların doğru şekilde okuması imkansız olan bir kitabı bütün insanlara yollamış olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayır,Kuran tam tersini söylüyor. Kuran sadece Arapça konuşan Arap kavmi için geldiğini söyler. Bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demez. Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektiğini düşünüyor. Yabancı bir peygamberle ve yabancı dilde inen kitapla değil. Yabancı Dil’de mesaj olmamalıdır. Kuran yabancı Dil’de inen kitaba itiraz etmeyi meşru görüyor

FUSSİLET-44.Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar.

Araplar hesap sorar diye korkan bir Allah olduğu ayetten anlaşılıyor. Arap sorabiliyor ise, biz Türkler “Türklere hiç Arapça bir Kuran gönderilir mi “diye neden sormuyoruz? Biz salakmıyız?  Yoksa Türklerin kayda değecek bir Millet olmadığını mı kabul edeceğiz?

Şimdi bu ayete göre biz Türklerin;Türk olana yabancı dilde inen kitap olur mu? Dilimizde inmeliydi deme hakkımız neden olamıyor? Bu aşağıdaki ayet nedeniyle olabilir mi? Kuran sana ve kavmine geldi dediği için?

 

NAHL-64.'Kendi aralarında ihtilafa düşmüş olan bir kavmi,içine düştükleri bu ihtilaflardan kurtarman için Kuranı indirdik. Başka hiç bir sebeple indirmedik.

ZUHRUF-44.Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Bu ayette “bütün kavimler ondan sorumludur” unutulmuştur. Türkler Gördüğünüz gibi sorumlu değil!
Kuranın olma nedeninin tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğu ayette açıkça söylemiştir.
Tek kavme olduğu ne kadar da açık, Çünkü  “Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar için” yazıyor.

C-İslam ve kuran sadece Mekke ve çevre ilçelerini uyarmak içindir.

Kuran’ın Mekkeli Araplar dışındaki insanlarla alakası yoktur. ‘Mekke ve çevresine hitap ediyor. Bu ayetteki ‘Ümmü’l-kura’, Mekke’nin diğer adıdır. Kuranı bilen ve anlayarak okuyan bir çok Türk bunu mutlaka görmüştür. İslam’ın Türklerle alakasının olmadığı konusunda İnsanları neden uyarmamıştır? Sizi şu anda ben uyarıyorum, ne yapmayı düşündünüz? Uyarmaya çalışanlarlardan Turan Dursun’u duydunuz mu? Bazı insanlar Osmanlı padişahlarının İslamı çıkarları için kullandıkları devrinde bunu söyleselerdi ne olur du? Düşünelim. 

ŞURA-7.Şehirlerin anası (Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.
ENAM-92.İşte bu da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.

 

Kuranın Mekke’deki Arap Kureyş kabilesine hitap ettiği  ayetlerde açık olarak görülmektedir.
 

Zuhruf, 44:Doğrusu Kur’an, sana ve KAVMİNE bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Burada sana dediği Muhammed olduğu söylendiğine göre: Muhammedin kavminin Türkler olmadığı açıkça bilinmektedir.
 

Kuranda gerçekte olmayan bir çok fayalı ve iyi şeyi var diyen İslamcılar bu ayetleri görmemiş olabilir mi? Amaçlarının ne olduğunu anlamanız ve islamın ne olduğunu gözlerinizle görmeniz açısından çok önemlidir.

İslamın şartları denilerek konulmuş her şey “İslam sadece Mekke ve çevresi içindir” denilen kurandaki ayetleri  destekler niteliktedir. İslamın Dünya için olmadığının sadece Mekke ve çevresinde olan Arap milleti için olduğunun tüm kanıtları İslam ve Kurandadır. Ancak Tüm Dünyadan haraç alıncaya kadar savaşmak da!

İslamcılar İslam’ın Dünyanın Din’i olduğunu söylerler. Kurana göre sadece Mekke ve çevresinin dini olduğu ortadadır. İslam ın şartıyla ilgili düzenlemeler de bu düşüncenin kanıtlarını daha da sağlamlaştırırlar. Yasin-40 da Kuranda gece gündüz birbirine eşittir yazmaktadır. Oysa sadece Mekke civarında gece gündüz uzunluğu birbirine yakındır. İslamın tüm ibadet ve kuralları gece gündüzün eşit zannedilmesine göre düzenlenmiştir.
Bunlar daAy takvimine göre belirlenmiştir. İslam dünyasının sembolü Ay’dır. Tüm Dünyaya hitap edecek olsa, Ay takvimi yerine tüm Dünyanın kullandığı Güneş takvimini kullanması gerekmez mi? İslamın Dünyaya değil, sadece Kureşys kabilesine hitab ettiğinin kanıtlarından biri de Ay takvimidir.Mekke de gece gündüz farkı az olduğundan Namaz vakitleri Mekke çevresinde oluşur.Fakat Kutuplarda namaz yapılamaz. Sabah namazını yerine getirdiğinizi düşünsek bile, akşam namazını altı ay sonra yerine getirebilirsiniz. Mekke dışında kıble ararsanız yüzünüzü Dünyanın yuvarlak olması nedeniyle Kabe yerine uzaya dönmüş olursunuz.

Oruç kutuplarda tutulamaz bakara suresinde orucun nasıl tutulacağı bellidir. Mekke ve çevresinde oruç sıkılmadan zorlanmadan tutulabilir. Kutuplarda akşam altı ay sonradır. Başlayan oruç bitirilemez.

 

Hac, 27:İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek YAYA OLARAK, gerekse nice uzak yoldan gelen argın DEVELER ÜZERİNDE sana gelsinler.
 

Hac ibadetine gitmenin Kuran da yürüyerek veya deveyle yapılması söylenir. Bir Rus yada Viking deve bulup hacca gidemez. Burada deve olmayan yerlere hitap edilmediği ortadadır. Başı bozukluğun haydutluğun kol gezdiği eski dönemlerde seyahat güvenliği yoktur. İspanyadan Kabe ye Gidecek insanlar o devirde yaya yada deveyle gidebilir miydi? Gidebilse  geri dönebilir miydi?
 

İslam tüm Dünyaya gelmiş olsa Amerika ve Asya kıtalarının varlığının kuranda belirtilmesi ve Muhammedin bu kıtaları keşfetmesi beklenirdi. Çünkü oradaki insanlara anlatılma görevi vardı. Kuranda Coğrafi olarak meyve ve yiyeceklerin Mekke ve çevresinden örnek verildiği görülür. Portakal ve mandalinadan söz edilmez. Kabak, Domates, patates, Fasulye, Mısır, Ayçiçeği Amerika’nın keşfinden sonra Asya kıtasına gelmiştir. Kuranda bu sebzelerden sözedildiğini göremezsiniz.

 

Bu mealci ve Kuran bilenler Allahtan korkmuyor mu? Korkmuyorlar çünkü kendilerinin İslam konusunda sorumlu olmadığını en iyi onlar biliyorlar. İslam’cılar, Kuran ın bir Kavim e değil bütün kavimlere gönderildiğini anlatmak için bir ayet getirirler.

ENBİYA-107.biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

Yukarda saydığımız o kadar ayet ve delil karşısında, bir tek bu ayete sarılarak her şeyi kurtarma çabasına girerler. Bu ayetteki Alem Arapça dır. Ayeti gördüğünüz gibi ayetin her yeri çevrilirken, sadece Alem kelimesi Arapça olarak bırakılmıştır. Alem kelimesi Kuranda bir çok yerde “bilenkişi “ anlamında çevrilirken burada öylece bırakılır. Diyelim ki, Doğru ve bir şekilde Alem lafı herkes anlamındadır. Bu kurtarmaya yeterli olmuyor. Dil ve anlatımlarda ancak Dünya alem kelimesi herkesi ifade eder. Alem olarak Mekke alemini kastetmeniz de mümkündür. Kuranın geldi dendiği dönemde Araplar için Alem Mekke ve Medine dir. Muhammed söyle bir emir gönder se,”cümle alem gelin” diye, en fazla Mekke nin hepsi gelir. Yada kime söylediyse söylediği kişinin ailecek hepsinin gelmesini istemiştir. Buradan tüm Dünya anlamı çıkmaz.  

Kuranı anlayarak okumak ve düşünebilmek zorunluluğu vardır. Kuranı okuyan  Türk, İranlı, Afganlı Müslüman olamaz.  Bu Milletler kendilerine ait olmayan bir dinle kandırılmışlardır.  

 

 

Gönderi tarihi:

madde madde ve kisaca anlatayim ;

 

A-Her Millete kendi Dilinde kitap ve Milletinden peygamber zorunluluğu vardır.

 

hz. Yusuf Kenan diyarindan Misira kole olarak satildi ... misirli degildi ; ama Misira Peygamber oldu ..

 

o dedigin zorunluluk Kuranda gecmez ;

 

onemli olan Peygamberin gonderildigi toplulugun dilini konusabiliyor olmasidir ... Kuranda hitabet carpiciligi cok onemlidir buna isaret var bahsettigin ayetlerde ...

 

 

B-Kuranı anlayarak bilerek okumak ve öğrenmek zorunluluğu vardır.

 

 

tabi ki bu baslik dogru ..

 

C-İslam ve kuran sadece Mekke ve çevre ilçelerini uyarmak içindir.

 

 

Kuranda butun Peygamberlerin kavimlerinin ozellikleri taninir ;

 

hz. Suleyman kuresel dunya duzenini ; hz. Yusuf Misiri (gelismis medeniyet) ; hz. Musa gocebe bir kavmi sirtlamistir ..

 

Peygamberimiz kendi doneminin ozellikleri ile mekke ve medinede faliyet gosterse de ; Kuranin geneli tum medeniyet cesitlerini tanir ; 

 

ayet ;

 

biz onda (Kuranda) herturlu ornekten verdir (mealen) Kuranda herturlu yenetim sekli, herturlu kavim ozelligi ve herturlu peygamber cesidi taninir ; 

 

Kuran bu yonu ile ayriyetten evrenseldir !

 

bizim Peygamberimiz ; sadece ayette dendigi gibi ;

kendinden oncekilerin dogrulayicisi ve kendisi sonuncusu olan bir Peygamberdir ; icinde bulundugu donemde Kuranin belli ayetleri ile hukmetmistir ;

 

 

mesela Dunya hakimiyeti olmamistir ; Ama dunya hakimiyetini yasamis bir Peygamberin otorite yontemlerini, ayetlerini ve yonetim seklini vahiyle almistir !

 

Kuran her devir icin ayetler tasir .. Kiyamete kadar Kurandaki butun ornekler yasanacaktir ; Kiyamete kadar Kuran tarih gibi islenmistir !  Kurandaki sayfalarin tecellisi tukenince de en son Kiyamet tecelli oluyor .. ve bu ruya bitiyor ..

Gönderi tarihi:

 

YUSUF-2.Kuran’ı anlamanız için Arapça indirdik

Zuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DÜŞÜNMENİZ İÇİN onu Arapça bir Kur’an kıldık.

 

 

 

 

evrensel bir ayet !

 

ingilizce okuyanlar olabilir ; bulgarca , fransizca okuyanlar olabilir ;

 

ama edebi usluptaki; aralara incelikle islenmis mucizeleri ve karametleri farkedebilmek icin dunyanin en zengin dili olan arapcanin kokenine inilmesini gerektiren cok fazla durum oluyor ... konuyu hayretler icinde inceliklere dagitmis edebi harikaligi essiz bir Kitaptir ki onu ancak arapca olarak incelediginde farkedersin ;

 

ama bunu Alimler zaten her dilde veriyor ; Arapca ogren demiyor Kuran biggrin.png bu senin kendi mantigin biggrin.png

 

ayetteki '' Arapca indirdik'' vurgusu bu yuzdendir ; Araplara torpil gecildiginden degil ; 

 

 

irk ya da soyca degil ; takvaca ustunluk onemlidir !

Gönderi tarihi:

Tarih kitaplarında olmayan Arap yaramadasın da yaşandığı düşünülen geçmiş hayali olaylar karmakarışık ve anlamsız şekilde Kuran adı altında kitapta toplanmıştır.Kuran’da birçok cümle değişik yerlerde birçok defa tekrarlanır. Bu tekrarları saymazsanız ve kurandan çıkarırsanız  Kuran 50 sayfa tutmaz.Anlamsız karışık şekilde yazıldığı için birkaç kelimelik ayetler den sözedilir.Asla şu sure şu konuyu anlatır diye bişey duyamazsınız. Örnek vermek gerekirse.

 

Henüz dokuz yaşına gelmemiş bir minicik kızdan boşanabilmenin!! yöntemi aşağıdaki ayette anlatılır.
TALAK-Ayet.4.Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz),onların bekleme süresi üç aydır.

 

Savaş ganimeti olarak  köle ve cariye edinmek!!!,yağmalamak başkasının malını mal edinmek ise

ENFAL-69..Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allah’a karşı gelmekten sakının.

 

RAHMAN SÛRESİ

32. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

34. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 

36. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

38. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

40. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

42. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

45. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

47. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? 

49. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

 

Lut’un kavminin homoseksüel ilişkisi 5 ayrı yerde anlatılır.
7/80, 26/165, 27/54-55, 29/28

 

“Dua okuyun, zekat verin” 26 ayrı yerde neden tekrarlanır?

2/43, 2/83, 2/110, 2/177, 2/277, 4/77, 4/162, 5/12, 5/55, 9/5, 9/11, 9/18, 9/71, 19/31, 19/55, 21/73, 22/41, 22/78, 24/37, 24/56, 27/2, 31/4, 33/33, 58/13, 73/20, 98/5
Nuh’un halkının uyarılması ve tufana maruz kalışları 9 ayrı yerde anlatılır.
7/64, 10/73, 23/28, 25/37, 26/105-119, 29/14-15, 37/75-82, 51/46, 54/11-13,
8 ayrı yerde işitir ve görür 4/58, 4/134, 17/1, 20/46, 22/61, 22/75, 40/20, 58/1,
21 ay rı yerde papağan gibi işitir ve bilir der.
2/137, 2/181, 2/224, 2/227, 4/148, 5/76, 6/115, 7/200, 8/17, 8/42, 8/61, 9/98, 9/103, 10/65, 12/34, 24/21, 24/60, 26/220, 29/5, 29/60, 49/1,
23 ayrı yerde savaşmak, cihad tavsiye edilir.2/190, 2/193, 2/216, 2/244, 4/71, 4/74, 4/76, 4/84, 8/39, 8/60, 8/65, 9/14, 9/24, 9/29, 9/36, 9/38, 9/41, 9/73, 9/111, 9/123, 25/52, 57/10, 61/4, 66/9,
4 ayrı yerde bulduğunuzda, gördüğünüzde öldürün der.
2/191, 4/89, 4/91, 9/5, 33/61

 

”Allah hesabı görmede, ceza vermede çabuktur” lafını 9 ayrı yerde tekrarlar.

2/202, 3/19, 3/199, 5/4, 7/167, 13/41, 14/51, 24/39, 40/17,

Yerleri ve gökleri 6 günde yaratıldığını 7 ayrı yerde tekrarlar.
7/54, 10/3, 11/7, 25/59, 32/4, 50/38, 57/4

 

’Göklerde ve yerde olanlar onundur’ cümlesini 31 ayrı yerde tekrarlar.
2/116, 2/255, 2/284, 3/29, 3/83, 3/109, 3/129, 4/126, 4/131, 4/170, 4/171, 5/97, 6/12, 10/66, 10/68, 14/2, 16/52, 20/60, 21/19, 22/64, 24/64, 29/52, 30/26, 30/27,31/26, 34/1, 42/4, 45/37, 48/7, 49/16, 53/31,

 

Kuran’ı Arapça olarak indirdiğini 10 ayrı yerde tekrarlar.
12/2, 13/37, 20/113, 26/195, 26/198, 39/28, 41/3, 42/7, 43/3, 46/12

 

Şeytan, şeytan, şeytan......Kuranın tamamı neredeyse şeytanın üzerine kuruludur.
O yücedir, şanı yücedir, büyüktür. 21 ayrı yerde.
2/255, 6/100, 7/190, 9/40, 10/18, 16/1-3, 17/1, 22/62, 23/92-116, 27/63, 28/68, 30/40, 31/30, 34/23, 40/64, 42/4-51, 43/85, 55/78, 67/1

 

Allah güçlüdür, üstündür, hakimdir, merhametlidir. 44 ayrı yerde
2/209-220-228-240, ¾-6-18-62, 4/56-165, 8/10-49, 9/40-71, 11/66, 14/47, 22/40-74, 26/9-104-122-140-159-175-191, 27/78, 29/26-42, 30/5-27, 31/9-27, 32/6, 35/28, 38/66,
44/42, 45/37, 57/1-25, 58/21, 59/1-24, 61/1, 62/3, 64/18, 67/2
Tam 89 ayrı yerde “Allah bağışlayandır” der.
2/173-182-192-199-218-225-226-235, 3/31-89-129-155, 4/23-25-42-96-99-100-106-110-129-152, 5/3-34-39-74-98-101, 6/54-145-165, 7/153-167, 8/69-70, 9/5-27-91-99-102, 10/107, 11/41, 12/53-92-98, 16/18-110-115-119, 17/44, 22/60, 24/5-22-62, 25/6-70, 27/11, 28/16, 33/5-24-50-59-73, 35/28-30-34-41, 38/66, 39/5-53, 40/3, 42/5-23, 46/8, 48/14, 49/5-14, 57/28, 58/2-12, 60/7-12, 64/14-17, 66/1, 67/2, 71/10, 73/20, 85/14,

 

Kuranı okuduğunuzda genellikle Tevrat ta yazılanların tekrarını okumaya başlarsınız.Tevrattaki hikaye neden ayetler arasına dağıtılmıştır. Musanın hikayesi farklı surelerde karmakarışık biçimde yer almaktadır.Aşağıda ki surelerde bulabilirsiniz. Neden bölük pörçük karışık verdiğinin bahanesi nedir?Kopyalamak anlaşılmasın mı?

 

1-Yunus suresi      75  ayetten başlayarak  90  ayete kadar devam eder.

2-Taha suresi          9  ayetten başlayarak 121 ayete kadar devam eder.

3-Araf suresi        103 ayetten başlayarak 140 ayete kadar devam eder.

4-Şuara suresi         3 ayetten başlayarak   67 ayete kadar devam eder.

5-İbrahim suresi      5 ayetten başlayarak   13 ayete kadar devam eder.

6-Neml suresi          7 ayetten başlayarak   14 ayete kadar devam eder.

7-Kasas suresi         3 ayetten başlayarak   42 ayete kadar devam eder.

8-Mümin suresi      23 ayetten başlayarak   54 ayete kadar devam eder.

9-Bakara sures      40 ayetten başlayarak   87 ayete kadar devam eder.

10-Hud suresi         96 ayetten başlayarak 110 ayete kadar devam eder.

11-İsra suresi        101 ayetten başlayarak 104 ayete kadar devam eder.

12-zuhruf suresi      46 ayetten başlayarak   55 ayete kadar devam eder.

13-Duhan suresi     17 ayetten başlayarak   32 ayete kadar devam eder.

14-Zariyat suresi    31 ayetten başlayarak   43 ayete kadar devam eder.

15-Nazirat suresi    15 ayetten başlayarak   25 ayete kadar devam eder.

 

Kuran’da birçok yerde bir konu anlatılırken hiç alakasız bir konuya atlar,Cennetten bahsederken aniden savaş ve ganimet konusuna geçer.Sonra mirasa geçip tekrar cennet konusuna döner.Konu bütünlüğü bulunmaz.İsa konusunu,Nuh ve Musa konusunu başka başka surelerin başka başka ayetlerinin arasında bulursunuz. Numaralamaların bir anlamı olmadan cümlelerin kesilerek yapılması da ilginç.Bu kadar gelişigüzel tekrarların yapıldığı ve bu kadar cümlelerin gelişigüzel kesilip alakasız cümlelerin başladığı bir şeyi günümüzde hiçbir yayınevi kitap olarak basmaz. Kuranın yarısında Musa ile firavunu anlatır.Diğer yarısında İbrahim Meryem Yusuf ve nuh u anlatır.Aralarda ise köle cariye savaş yağması ganimetler anlatılır.Sürekli bana dua edin yoksa yakarım,azap ederim,sizi cehenneme atacağım,Muhammed e nasıl kadın sağlarım. (azhab)Muhammedin eşlerini nasıl hizaya getiririm.onu rahatsız etmeyin,dedikodu etmeyin ayet gönderirim.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.