Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Münafıklar;

 

Allah (cc) Aziz olan kitabında şöyle buyurdu:

 

"Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "biz ancak ıslah edicileriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar." (Bakara 11-12)

 

Şüphesiz Rasul (sav)'e açıktan açığa İslâm'a davet etme emri indiği andan itibaren İslâm ile küfür arasında ilan edilmiş alevli bir savaş başlamıştır. Bu savaşın fikrî yada amelî bazda yapılıyor olması arasında bir fark yoktur. Bu fikrî ve amelî savaş İslâm ve küfür yeryüzünde bulundukları sürece devam edecektir. Küfür, silinip- süpürülüp yerine hakkı ikame edene kadar İslâm'ın kılıcı küfrün tepesinde kınından sıyrılmış olarak duracaktır. Rabbimizin dediği gibi;

 

"Bilakis biz, hakkı batılın tepesine bindiririz de o, batılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, batıl yok olup gitmiştir." (Enbiya 18)

 

Kafirler İslâm'ı ve Müslümanları yok etmek için ellerinden ne gelirse onu yaparlar. İslâm tarihi bunun örnekleri ile doludur. Allah (cc) üstünlük sağladıklarında, kafirlerin hiçbir söze ve anlaşmaya bağlı kalmayarak Müslümanlara saldırdıklarını bize haber veriyor. Allah'u Teala şöyle buyuruyor:

 

"Onların nasıl ahdi olabilir ki? Zira onlar size galip gelselerdi hakkınızda ne bir ahit ne de bir anlaşma göstermezlerdi." (Tevbe 8)

 

Bugün dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelen Müslümanlara yönelik acımasız saldırılar bu ayeti kerimenin canlı örnekleridir. Fakat unutulmamalıdır ki düşman açıkta ise iş kolaydır. Ya düşman Müslüman görünerek Müslümanların sofrası arasında gizlenmiş ise! İşte o zaman iş zordur. Müslümanların safları arasında gizlenenlerin yönetici konumunda olup olmamaları arasında fark yoktur. Bunlar Müslümanlardan görünerek İslâm'ın düşmanlarına hizmet ederler. Bu nitelikteki ilk grup Medine'de ortaya çıktı ki; bunlar Medine ehlinden idiler. Çünkü, Mekke'den gerçekten inananlar hicret etmişti. Beni Abdi Eşhel kabilesinin tacını giyme şansını, Rasul (sav)'in Medine'ye hicret etmesiyle kaybeden Abdullah b. Ubey b. Selül münafıkların başı idi.

 

Gerçek şu ki, Müslümanlar için en tehlikeli grup münafıklar idi. Öyle ki; -bu gün olduğu gibi- kafirlerin kendilerine sağlayamadığı yararları münafıklar onlara sağlıyorlardı. Çünkü bunların kimler olduğu bilinmiyordu. Sadece bazı özellikleri Müslümanlara bildirilmişti. Bunun için onları teşhis etmek, tanımak maharet istiyordu. Nitekim Allah (cc) şöyle buyurdu:

 

"Çevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım münafıklar vardır ki, münafıklıkta maharet kazanmışlardır. Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları. Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar büyük bir azaba itileceklerdir." (Tevbe 101)

 

Ayrıca Allah Subhanehu Teala şöyle buyurmaktadır:

 

"Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın." (HZ.hz.muhammed 30)

 

Bununla beraber bu münafıklar grubuna ait bazı tanıtıcı ve açıklayıcı sıfatları Allahu Teala bizim için Kerim olan kitabında zikretmiştir. Şimdi bunlardan sakınmamız için, onların ümmet-i HZ.hz.muhammed'e getirdiği zararları defetmek için şu sıfatlara göz atalım:

 

a-) İfsat etmek

Allah (cc) şöyle buyurdu:

 

"Onlara: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar." (Bakara 11-12)

 

Mücahit diyor ki; yani onlara şunu şunu yapmayın dendiğin de; ‘biz doğru yoldayız, biz ıslah ediyoruz’ derler. Bu ayetin tefsiriyle ilgili olarak İbni Abbas da diyor ki; ‘Biz iki topluluğun arasını düzeltiyoruz, Müslümanlar ile Ehli Kitabın arasını buluyoruz, aralarını ıslah ediyoruz.’ derler.

 

Görünen o ki; Münafıklar Müslümanların tarafına geçip Ehli Kitabı İslâm'a davet etmiyorlar. Fakat Müslümanlar ile Ehli Kitap arasında gidip gelip, onları orta yerde buluşturma çabası içindedirler. Demek ki, her din mensubu diğerlerini kendi dinine davet etme çabası içerisinde olurken münafıkların misyonu da, Müslümanlar ile Ehli Kitabı orta yerde buluşturmaktır. İşte Allah'u Teala münafıkların bu çabasına ifsat teşhisini koymaktadır. Çünkü İslâm'a davet etmenin dışında, arabulucu, diyalog anlayışları ifsadın ta kendisidir. Zira İslâm'ı tanıtmaya, tanımaya ve İslâm'a girmeye engel bir platformdur. Fakat bu arabulucu münafıklık işi, diyaloga yönelik çabaların ifsat olduğu kolay kolay anlaşılan türden değildir. Bundan dolayıdır ki, münafıklar bu amellerini güzel gösterebiliyor ve ıslah diye bazılarına yutturabilmektedirler.

 

b-) İki topluluk arasında gidip-gelmeleri

 

Allah (cc) şöyle buyuruyor:

 

"Bunların arasında bocalayıp durmaktalar, ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara." (Nisa 143)

 

Yani onlar, zahirî ve batınî olarak Müslümanlardan görünürler. Fakat gönülleriyle kafirlere bağlanırlar. Onlarda bir şahsiyet bütünlükleri yoktur. İbni Kesir Mücahit'ten şunu nakleder: ‘Onlar Hz. HZ.hz.muhammed (sav)'in ashabı ve Yahudilerin arasında gelip-giderler.’ Nafi'de İbni Ömer'den (ra) şunu rivayet eder: ‘Münafıkların durumu sürüler arasında gidip-gelen kör koyun gibidir. Bazen bir sürüye bazen de diğer sürüye yönelir, hangisine katılacağını bilmez.

 

c-) Kafirleri dost edinirler

 

Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:

 

"Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın." (Nisa 144-145)

 

Nasıl ki Rasul (sav) zamanında münafıklar yahudilere giderek, müşriklerle beraber İslâm'a karşı koymaları, Müslüman olmamaları konusunda onları teşvik etmişlerse, günümüzün münafıkları onların yaptıklarından çok daha büyük tahribatlar yapmaktadırlar. Zira tıpkı geçmişte olduğu gibi İslâm adı altında İslâm ile savaşıyorlar. İslâm adı altında konferanslar düzenleyip İslâm'a saldırmaktadırlar. İslâm'ı diğer dinler ve fikirlerle uzlaştırıp örtüştürerek kavramlarını bozmaktadırlar. Bunlara her gün yenisi ekleniyor. Ayrıca kafir ve münafıkların işlediği cinayetleri Müslümanların üzerine atarak güyâ teröre karşı işbirliği ettiklerini ilan ediyorlar. Bu nevî olaylar ve tezgahlar hem evrensel hem bölgesel boyutta gerçekleştirilmektedir. Örneğin; Cezayir'de Müslümanları acımasızca asıp kesip suçu yine Müslümanların üzerine yıktılar. Halbuki Kur-an'da denildiği gibi; "Mü'minler ancak kardeştir" ve bu gibi olaylara asla karışmazlar. Müslümanların fikren geri kalmalarından faydalanıp bu gibi haberleri yayarlar. Aksine Allah Müslümanlara değil kafirlere ve münafıklara karşı ordular ve kuvvetler hazırlamamızı emretmektedir. Ta ki, bu Müslüman ümmeti bu alçak münafık ve kafirlerin egemenliğinden ve güdümünden kurtaralım. Böylece onların ve hepimizin dini, ırzı, namusu ve izzeti kurtulsun. Allah (cc) şöyle buyurdu:

 

"Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (münafıkları vb.) korkutursunuz." (Enfal 60)

 

Allah'ın izniyle, İslâm ümmeti toplanıp cihat yoluyla İslâm risaletinin önünden engel olarak duran Ehli Kitap kafirleri (Yahudi ve Hıristiyan) ve diğer kafirleri onların güçlerini kırıp ortadan kaldıracaktır. Allah bize kafirlerin Müslümanlardan çok korktuğunu haber vermektedir. Bu Allah'ın koyduğu bir sünnettir. Nitekim Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurmaktadır:

 

"Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah'a olan korkularından daha şiddetlidir. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur." (Haşr 13)

 

Rasul (sav)'de şöyle buyuruyor:

 

"Bir aylık mesafeden düşmana korku salmakla yardım olundum."

 

Demek ki Müslüman kimliği ile Allah'a dayanıp, ona davet edersek Allah kafir ve münafık işbirlikçilerinin kalbine korku salacaktır.

 

Gerçek şu ki; münafıkların çaba ve çalışmaları bugün doruk noktasındadır. Gönülden bağlı oldukları kafirlere pek çok yararlar sağlamaktadırlar. Onların çalışmaları ve ümmeti aldatmaları sayesindedir ki, bugün kafirler İslâm ümmetine egemen olmuşlardır. Bu egemenlikleri de yine münafıklar sayesinde devam etmektedir. Aracı rolü oynayıp Müslümanları aldatmaktadırlar. Yahudiler Kudüs'ü işgal etmişse, İslâm toprakları üzerinde kafirlerin uçakları ve füzeleri İslâm'a karşı yerleştirilmişse, Kral Hüseyin gibi kendilerini Peygamber torunu/seyyid ilan edebiliyorlarsa ve İslâm adı altında konferanslar düzenleyip İslâm'a saldırıyorlarsa... evet, işte bütün bunlar münafıklar sayesinde yapılmaktadır. Öyle ki, bu münafıklar devamlı Müslümanlara, boyun eğmelerine devam etmelerini telkin ederler.

 

d-) Gerçek yüzlerini şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında gösterirler

 

Allah (cc) şöyle buyurdu:

 

"(Bu münafıklar) mü'minlerle karşılaştıkları vakit; "(biz de) iman ettik" derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise; "biz sizinle beraberiz, biz onlarla (mü'minlerle) ancak alay ediyoruz" derler." (Bakar 14)

 

Tefsirlere bakıldığında münafıkların baş başa kaldıkları şeytanlarının Yahudi din adamları olduğu görülmektedir. Kuşku yok ki, bugün yürütülen dinler arası diyalog çalışmalarının altında yine Ehli Kitabın din adamlarının teşebbüsleri vardır. Bunu onlar adına yürüten ve Müslümanların kafasını karıştıran münafıklar onlarla baş başa kaldıklarında tıpkı selefleri gibi; "biz sizinle beraberiz, biz Müslümanlarla alay ediyoruz" dediklerinden kimsenin kuşkusu olmasın. Bu böyle iken, Ezher şeyhi Tantavi'nin İsrail'in hahambaşı ile görüşmesi vb. dünya çapında meydana gelen bu nitelikteki olaylar iyi izlenmelidir.

 

e-) İnandık derler fakat Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeye yanaşmazlar

Allah (cc) şöyle buyurdu:

 

"Onlara: Allah'ın indirdiğine ve Rasule (kitaba ve sünnete) gelin (aramızda Allah ve Rasulü hükmetsin) denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün." (Nisa 60)

 

Bu ayeti kerime ve bundan önceki ayet, inandığını söyleyip de Allah'ın indirdiklerini ve Rasulü hüküm koyucu olarak kabul etmeyenlerin imanlarını reddediyor. Onların inanıyorum demelerinin bir iddiadan ileri gitmediğini ve onların esasen münafık olduklarını beyan etmektedir. Nitekim bu tip insanlar şöyle der; "Allah vardır. Elhamdülillah bende Müslüman'ım. Bizim dinimiz yüce bir dindir fakat 1400 sene önceki hükümleri bugün tatbik edemezsiniz. Din yücedir onu siyasete ait ederseniz bu yakışmaz. Allah'ın hakimiyeti zaten vardır. Zaten Allah her şeye hakimdir. Milletin hakimiyeti buna ters değildir. Akıl da Allah'ın nimetidir, o da hüküm koyabilir. Ayrıca akıl vahyi sonsuz bir şekilde yorumlama hakkına sahiptir. İstediği gibi anlayabilir. Herhangi bir fıkıh usulüne ihtiyaç yoktur. Bugün Kur-an'ın açık/muhkem hükümlerini dahi günümüz şartlarına uydurabiliriz. Çünkü Kur-an hükümler kitabı değildir. Belki ilkeler kitabıdır. Kur-an'ı Rasul gibi anlamak zorunda değiliz." vs. vs. gibi.

 

Evet, işte bütün bunlar akıllarını heva ve heveslerini, menfaatlerini kendilerine ilah ve din edinenlerdir. Öyle ki, Kitap ve Sünneti hüküm koyucu olarak kabul etmemek için ortaya attıkları münafıkça fikirler ve kaypakça tavırlardır.

 

f-) Münafıklar; biçilmiş elbise giydirilmiş kütüklerdir

 

Allah (cc) şöyle buyuruyor:

 

"Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütüklerdir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onları kahretsin. Nasıl da döndürülüyorlar." (Münafıkun 4)

 

Tıpkı bunun gibi Allah'u Teala değişik ayetlerinde, münafıkların yaşamaya çok düşkün ve hırslı olduklarını, fakat kendilerini hiç mi hiç güvende hissetmediklerini beyan etmektedir. Bu nedenle dört bir taraflarını gözetleyip durdukları ve herhangi bir olay esnasında aşırı korkaklık gösterdiklerini bildirmiştir.

 

Yani onların görüntüleri, cisimleri, suretleri güzeldir. Ancak herhangi bir doğruları olmadığı için boş ve manasızdırlar. Yapma put gibi, adeta korkuluk gibidirler. Onların Rableriyle gerçekte bir bağları olmadığı için ruhsuzdurlar. Mü'minlerden olduklarına yemin ederler fakat Mü’minlerden değildirler. Onların fikrî istikrarsızlığı ve bir yere ait olmayışları onları korkak yapmıştır. Mü'minlerden de korkarlar kafirlerden de... Esasen sürekli bir azap içerisindedirler.

 

g-) Sağırdırlar, kördürler, onlar hakka dönemezler

 

Allahu Zülcelal şöyle buyurdu:

 

"Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Onlar (Hakka) dönemezler." (Bakara 18)

 

İbni Abbas diyor ki; ‘hidayeti duymazlar, onu görmezler, hidayeti akletmezler ve hidayete dönmezler. Tövbe edip hidayete/imana girmezler. Dilsizdirler yani; hakkı söyleyecek dilleri yoktur. Lafı eğip bükerler, doğru konuşmazlar ve net fikir beyan etmezler.’

 

h-) Sizden olduklarına yemin ederler

 

Allahu Teala şöyle buyurdu:

 

"(O münafıklar) mutlaka sizden olduklarına dair Allah'a yemin ederler. Halbuki onlar sizden değillerdir, fakat onlar (kılıçlarınızdan) korkan bir topluluktur." (Tevbe 56)

 

Telaş, korku ve sabırsızlıklarının şiddetinden dolayı, kendi nefislerindeki küfrü ve güvensiz konumlarını bildiklerinden inandırmak için bol keseden yemin ederler. Sizden olduklarını pekiştirmek isterler. İşte Allah'u Teala bunların yalan söylediklerini bize haber vermektedir. Onlar muhabbetlerinden dolayı Mü'minlerle beraber bulunmuyorlar, aksine kerhen taraftar görünüyorlar. Müslümanların arasında gizlenirler fakat onların amaçları ve asıl hedefleri Müslümanlara zarar vermektir.

 

i-) İslâm'la ve Müslümanlarla alay ederler

 

Allah (cc) şöyle buyurdu:

 

"Gönlünüzü hoş etmek için size gelip yemin ederler. Eğer mü'min iseler Allah ve Rasulünü razı etmeleri (Onun hükümlerine boyun eğmeleri) daha doğrudur. Hâlâ bilmediler mi ki; kim Allah ve Rasulüne (Kitap ve Sünnete) karşı koyarsa elbette onun için içinde ebedi kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu büyük rüsvaylıktır. Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin mü'minlere indirilmesinden daima çekinirler. (Bununla beraber mü'minlerle alay etmekten de geri durmazlar.) Deki; alay edin bakalım. Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır. (Kalbinizdeki niyet ve planları ortaya çıkaracaktır.) Eğer onlara (niçin alay ediyorsunuz) diye sorsan elbette, Biz sadece lafa dalmıştık şakalaşıyorduk, derler. De ki, Allah ile onun ayetleriyle ve onun Rasulü ile mi alay ediyorsunuz?" (Tevbe 62-65)

 

Rivayete göre Tebük seferinden dönerken bir grup münafık; "Şu adama bakın Şam saraylarını fethetmek istiyor. O nerede Şam saraylarını fethetmek nerede" deyip Resulü küçümsediler. Hesaba çekildiklerinde de “şakalaşıyorduk” dediler. Bu konuda başka rivayetler de vardır.

 

Günümüzde de münafıklar bunu ustaca yapıyorlar. Bazen öyle tartışmalara giriyorlar ki haddi aşıyorlar. Hem bunu İslâm adına yaptığını söylerler, hem de İslâmî çizgiyi aşar sınır falan tanımazlar. Buna da; “biz zihin jimnastiği yapıyoruz” derler. İslâm'a göre tartışma konusu yapılmayacak muhkem ayetleri bile tartışmaya açar ve tartışırlar. Örneğin şöyle derler; “İbrahim'in çocuklarının aralarını bulalım. İsmail ve İshak oğullarını barıştıralım.” Yani; “Müslümanlar ile Ehli kitabı barıştıralım. Hak ve batıl meselesini ortadan kaldıralım. Dinler ve din adamları arasındaki diyalogu arttıralım. Birlikte dünya barışını tehdit eden terörizme karşı kararlar alalım.” gibi.

 

Onlar nezdinde; nasıl olsa bugün hayata egemen olan küfür, onunla mücadele eden de İslâm, küfrün egemenliğinin devamından yana olmayanlar da terörist ya!

 

Ayrıca münafıklar, mevcut yönetim ve yöneticilerin meşruluğuna fetva vermeye devam ederler. Bu fetvalarla onların İslâmî konumları örtbas edilir. İslâm ile savaşmaları İslâmî gösterilir. İşte münafıklar halihazırda kafirlere bu kadar büyük imkanlar hazırlamaktadırlar. Bu ortamda kendilerini Müslümanlardan yana olduklarına da halkı inandırmayı başarırlar. İşte bu şekilde İslâm'la, Allah'ın ayetleriyle ve Resulüyle alay ederler.

 

Ey inananlar! Bu sıfatları taşıyan münafıklara dikkat edelim!

 

Allah (cc)’nun şu uyarılarına kulak vereli:

 

"Onlardan sakının. Onlar düşmandır Allah onları kahretsin..." (Münafîkun 4)

Gönderi tarihi:

Nahl Suresi-125. Ayet:

 

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele yap!Çünkü Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir ve doğru yolda gidenleri en iyi bilen de ancak O'dur.

 

 

Yani ağırbaşlı şekilde yorumlama yapmak İslam ı cicili bicili kıyafetlerle giydirmek değilmiş...

 

İslamı katı kurallar biçimi şeklinde gösterirseniz bu ancak İslam a düşman olanların işine yarar...

 

Bak, der...

 

Adam ne diyor???

 

Bunlar hepimize düşman der...

 

Bunlar cahil kalmamızı, aç kalmamızı istiyor der...

 

Bunlar bizim kafamızı kesecek der...

 

İfadeler çok önemlidir...

 

Dikkatli olmak gerekir...

:clover:

 

Fussilet Suresi

Cüz:24

Sure:41

Ayet:34

 

Hem hasene(güzellik,iyilik) de bir değildir kötülük de.Kötülüğü en güzel olan hasene ile önle.O zaman bakarsın ki,seninle arasında düşmanlık bulunan kimse yakılgan(şefkatli) bir hısım gibi olmuş!

:clover:

 

El-Mümtehine Suresi 7-8-9.Ayetler:

Umulur ki Allah, sizinle onlardan olan düşmanlarınız arasında bir sevgi meydana getire.Allah kaadirdir.Allah çok bağışlayıcı,çok esirgeyicidir.

 

Allah, din hususunda sizinle SAVAŞMAMIŞ ve SİZİ YURTLARINIZDAN ÇIKARMAMIŞ olan kafirlere İYİLİK ETMENİZDEN, ADALET GÖSTERMENİZDEN SİZİ MEN ETMEZ.ÇÜNKÜ ALLAH ADALET GÖSTERENLERİ SEVER.

 

Allah, sizi ancak din hususunda sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanıza yardım eden kimseler ile dost olmanızdan men eder.Kim de onlarla dost olursa, işte onlar zalimlerin ta kendisidir...

:clover:

 

Yukarıdakiler daha önce başka başlıklar altında ya da blogumda yazdıklarım...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

Bosuna cirpinmayin Ali0. arkadaslar, kafadan atmiyorlar.

Bir seyi ortaya koyacaksaniz, her seyi ile benimsyip, arada kalmayacaksiniz.

Arada kalirsaniz, takiyye ypmis olursunuz ki, birileri gelip sonra, sizi uyarmak zorunda kalirlar.

saygilar.

Gönderi tarihi:
Bosuna cirpinmayin Ali0. arkadaslar, kafadan atmiyorlar.

Bir seyi ortaya koyacaksaniz, her seyi ile benimseyip, arada kalmayacaksiniz.

Arada kalirsaniz, takiyye ypmis olursunuz ki, birileri gelip sonra, sizi uyarmak zorunda kalirlar.

saygilar.

14436[/snapback]

 

Kur an dan ayetler verdim sadece...

 

Çırpınmayın sayın Canuğur...

 

Kardeşim Ensevgiliye görüyor musun???

 

Nasıl kullanıyorlar...

 

Dikkatli olun lütfen...

 

:zorro:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.