Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2006 19 yıl Yavuz Sultan Selim zamaninda, Iran sahi kiymetli mücevherlerle süslü bir sandik hediye gönderiyor Sultan Selime. Sandik açiliyor. Içinden çesit çesit degerli taslar, kiymetli atlas, kadife kumaslar çikiyor. Fakat bir de pis bir koku yayiliyor. Dehset bir koku, herkes burnunu tikiyor. Neyse en alttaki bohçadan insan pisligi çikiyooooor.. Yani Osmanliya acayip bir hakaret!!!!! Cihan padisahi emir veriyor, herkes düsünsün, buna ince bir sekilde >>> cevap vermemiz gerekir. Ve cihan padisahi yine çözümü kendisi > buluyor. Ayni sekilde degerli mücevher ve kumaslarla süslü bir sandik hazirlatiyor. Içine o zamanin Osmanli Istanbul''unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazirlatiyor, en altina da küçükbir pusula ve bir satir yazi. Gönderiyor. Sah sandigi açiyor. Açtikça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram ediyor. Kutunun içindeki pusulayi Sah okuyor: ""Herkes yediginden ikram eder""
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.