Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2011 13 yıl "....................1990′lı yılların başı. Kanada’nın başkenti Ottawa’dayız. Ömrünü teleskop başında geçirmiş, yıldızların, gök taşlarının, gezegenlerin hareketleri üzerine keşifler yapmış bir “profesörün” tutuklanması gazete manşetlerinde. Kız öğrencilerinden biri cinsel tacize uğradığını iddia ediyor. Profesörün yakın dostları ve ailesi ise çılgına dönmüş: “Nasıl olur da ülkemizin gurur kaynağı olan bu bilim adamını tutuklarsınız?” Yerel gazeteler de öfkeli. Mahkemeyi Ortaçağ Avrupasının Engizisyonu ile karşılaştırmakla yetinmiyorlar: “Bluğ çağı krizindeki sivilceli kızların saygın bir bilim adamını lekelemesi bu kadar kolay olmamalı!” Dava görülmeye başlıyor. Kızcağız profesörün notla şantaj yaptığı telefon görüşmelerini kayda almış. Hocasının “bedensel artıklarının” bulaştığı kıyafetlerin analizi şüpheye yer bırakmıyor. Bu arada medyanın yoğunlaşan baskısı altında eziliyor kızın ailesi. Babası profesör değil, “sadece” orta okul mezunu bir otobüs şoförü, anne ise ev kadını. Genç kız mahkemenin sonucunu bekleyemeden intihar ediyor. Profesör cezaevine yollanıyor… Yanında staj yaptığım “bilim adamı” da bir profesör. Öğle yemeğinde konuyu açıyorum ve ne düşündüğünü soruyorum. Kısacık cevabı meselenin özeti gibi. Evet meslekî bilgi insanı erdemli yapmaz. İyi - Kötü ayrımı yapmak, İyi’den yana davranacak gücü ve cesareti kendinde bulmak meslekî tahsille olmaz. Profesörler, generaller, doktorlar, gazeteciler ve imamlar da herkes gibi suç işleyebilirler. Master ve doktora yapmış olmak, yabancı dil bilmek insanı kötülükten uzaklaştırmıyor. Ama bir musluk tamircisi ya da bakkal tutuklanırsa Türkiye’nin gazetecileri rahatsız olmuyorlar. “Bir bakkal tutuklanmış, bu ne rezalet? Bu ne biçim demokrasi?” diye bir manşet görmedim hiç. Oysa Ergenekon davasında basının bir kısmı vatansever(?) generallerin tutuklanmasına çok bozulmuştu. Şimdi KCK davasıyla birlikte tutuklanan profesörler var. Bizim(?) basın yine teyakkuzda. *** Evet “bilim insanı” da herkes kadar … insandı. Bilim insanı da karısına bir tokat atabilir, vergi kaçırabilir, alkollü araba kullanabilirdi. Bizim bilim insanlarını gözümüzde bu kadar büyütmemiz ise basbayağı bir körlükten ibaretti. İnsanlık tarihine bakın, “bilim insanları” sadece adi suçlar işlemekle de yetinmiyorlar. Soykırımlara, teröristlere, kanlı diktatörlere bile hizmet edebiliyorlar: “Geride bıraktığımız eylül ayında İngiltere ve Almanya’da tutuklanan Arap kökenli El-Kaideci teröristlerin doktor olmaları, tıp ve kimya alanındaki bilgilerini sivilleri öldürmek için kullanmaya çalışmaları herkesi şaşırttı. Fransız Le Figaro gazetesi hayretle “hayat kurtarmak için okumuş bir doktor nasıl olur da bilgilerini öldürmek için kullanır?” diye soruyordu. Aslında söz konusu Fransız gazeteci Avrupa’nın yakın tarihini bilseydi bu kadar şaşırmazdı. Zira o zaman Alman doktor Josef Mengele’nin ve Avusturyalı doktor Aribert Heim’in Auschwitz-Birkenau toplama kampında insanları anestezi kullanmadan kestiklerini ve beyinlerine zehirli maddeler zerk ettiklerini bilebilirdi. Bilimi insanlara zarar vermek için kullanan doktorlar arasında Heinrich Himmler’in emriyle Çingeneler gibi “aşağılık ırkları” kısırlaştırmak için bilimsel araştırmalar yapan Karl Clauberg de anılabilir. Fakat bilim ile zulüm yapmak Nazilerin tekelinde değil elbette. Rus bilim adamları tıp, kimya ve psikoloji alanlarındaki bilgilerini Sovyet Rusya’nın gizli servisi KGB’nin (КомитетГосударственнойбезопасности) sorguları için kullandılar soğuk savaş yıllarında. Ama bundan daha da çarpıcı olanı psikyatristlerin yardımıyla politik muhalefetin bir akıl hastalığı olarak ilânı ve kabulü oldu. Öyle ya, komünizme karşı çıkmak için insanın deli olması gerekirdi(!) Bu şekilde mahkeme gibi masraflı bürokratik detaylardan kurtulan komünist idare binlerce insanı hızla tımarhanelere gönderdi. Tabi gene doktorların yardımıyla verilen “kimyasal eğitim” sırasında “yanlışlıkla”ölenler de oluyordu! Bosna Savaşı sırasında işlediği soykırım ve savaş suçlarından dolayı hâlâ aranan Radovan Karadziç de doktor değil miydi? Kaçak nakil organ piyasasında Komünist Çin’deki idam mahkûmlarından alınan organların bolluğu da Çinli cerrahların irşada ihtiyacı olduğunu göstermiyor mu? Bilim adamları acaba sadece savaş gibi istisnaî durumlarda mı vicdanlarını askıya alıyorlar? Bu o kadar da kesin değil. ABD’deki Vanderbilt Üniversitesi bünyesinde fakirlere ücretsiz sağlık hizmeti veren bir bölümde 751 hamile kadına radioaktif madde vererek çocuklar üzerindeki etkisini 20 yıl boyunca test eden araştırmacılar bunun en güzel örneği. Elbette bazı çocuklarda tümör oluştuğunu söylemeye gerek yok. Sonuç KCK’nın siyaset okulunda “ders veren” bazı profesörler tutuklanmış. Vakti ve düşünme arzusu olMAyan köşe yazarları ayaküstü bir şeyler karalamışlar: “Ders vermek suç mu? Bir profesör tutuklanabilir mi? Bu ne biçim demokrasi?” Hayatımın son 20 senesini Batı’da geçirdim. Demokratik ülkelerde: İngiltere, Fransa, ABD ve Kanada. Bu ülkelerin hiç birinde bir terör örgütünün, meselâ El Kaide’nin “siyaset okulunda” ders veren profesörlerin rahat bırakılacağını sanmıyorum..." (alinti) slm.
Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2011 13 yıl İnsanoğlu yapısı gereği kendi egosunu ön planda tuttuğundan bencildir. Kendi çıkarlarını başkalarından ön planda tutması, bu nedenle zaman zaman nefsine yenilmesi, diğer insanların da bu tip özelliklerinin olduğunu, en az kendisiniki kadar önemli olduğunu kavramasıyla orantılıdır. Her hangi bir bilim adamı, bilim etiğinden çok, kendi branşının teknik kısmına odaklanmaktadır. Bilimsel çalışmalarda ve hatta sıradan bir insanın günlük yaşamındaki etik anlayışının ne olması gerektiğinin pek az farkındadır. Etik biliminin de en az kendi branşı kadar önemli olduğunu kavraması gerekir. Emperyalizmin yozlaştırdığı kültürlerle etkilenen bilim adamlarının meslek ahlakı, davranışları etik bilimiyle pek örtüşmüyor ne yazık ki.. Mesleki ve toplumsal etiğe, kültürel yapıya, en az diğer bilim dalları kadar önem veren düzenler gerekmekte.. Suça eğimlilik, insanların kaderi değil, çarpık düzenlerin insanda dışa vurumudur. Eğitimle pek ala önlenebilir. Ayrıca, asıl suçun kaynağı düzenleri de irdelemek gerekir.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.