Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2011 14 yıl Yaratan Rabbinin adıyla OKU...! (alak suresi-1) Kur'anda ilk inen suredir Alak suresi ve okuma yazması olmayan Peygamber efendimize OKU der Rabbim. Oysaki Cebrail AS'ın elinde ne defter, ne kitap, ne sayfa vardır okunacak. Rabbimizin peygamberinden istediği önce görsel ayetleri okumasıdır. Gözünün gördüğü alemi okuyamayan, içinde pekçok gayb haberleri olan, müteşabih ayetler olan yazılı vahyi, KUR'anı nasıl anlayabilirdiki? Peygamberlik ve halifelik çok ağır bir yüktü. Bu yüzden Rabbim Peygamberini bu ağır yüke hazırlıyordu. OKU diyordu, gözünün gördüğü tüm canlıları, cansızları, olayları ve kendini. Zira kuran'ı kerimde pek çok ayet vardır bakıpta öğüt almazmısınız diye, bizi hep tefekküre yönlendirir. Çünkü FARKINDALIK çok önemlidir. Çevresinde olup bitenleri fark etmeyen her an dalalet, hüsran ve kaybediş çukuruna düşmeye birinci sıradan adaydır. Bakan...baktığını gören...gördüğü üzerinde düşünüp tahkikat yapan her zaman manaya ulaşır. doğruyu bulur, doğruda yürürse felah bulur. Zaten efendimizinde HİRA'ya çekilmesideki hikmet te budur. Mekke'nin içine düştüğü çirkinliklerden uzakta arı duru bir kalple tefekkür... Bu nedenle gençlikle yaptığımız derslerin bir bölümünde bir nesne, canlı, varlık, veya olay vs okumaya karar vermiştik. -----Arkadaşlar bugün okuma dersimizin konusu GÜNEŞ. Güneş dendiğinde aklınıza ne geliyor, onda ne görüyor ne buluyorsunuz herkes düşündüğünü söylesin, buyrun, dediğimde herkes güneşi şöylece okumaya başladı. 1-----Güneşde Allahın yarattığı bir kuludur. Tesbite yorumum; Evet hemde Allah'a kusursuz itaat eden bir kulu, Hiç demekzi, Rabbim nedir benim acı kaderim doğduğum günden beri cayır cayır yanıyorum. Yeter artık söndür ateşimi demez. Attın beni uzayın boşluğuna döne döne başım döndü yoruldum dinlenmek istiyorum diye isyan etmez. Rabbi ondan ne istemişse itirazsız yerine getirir. Ya bizler? 2-----Güneş hayattır, güneş olmasa hiçbir bitki yetişmez. yeryüzünde yemeye muhtaç canlılar aç kalmaya kaç gün dayanabilirki kısa sürede canlı hayat biter. Tesbite yorumum; Güneş olmsa diğer varlıkları bilemem ama canlıların kıyameti olur du bu muhakkak. Ama güneş tek başına hiçbir şeydir aslında. Toprak hava ve su olmasa bir yaprak bile yetiştiremezdi güneş. Burada yaratılanların çok güclü gibi gönünselerde tek başına ne kadar aciz olduklarını ve Allah'ın tevhidini görüyoruz. Tek başına herşeye gücü yetenin sadece Allah olduğunu anlıyoruz. Yaratılanlar bu yüzden ekip olmak zorundalar. Her birey kendi üzerine düşeni yaptığında ortaya güzel bir şey çıkıyor. Ama ekip içindeki bir birey bile kendi üzerine düşeni yapmasa tüm dengeler bozuluyor. İşte bu yüzdendir İslam kişi dini değil toplum dinidir. kendini kurtaran kaptan değil gemiyi kurtaran kaptandır. 3-----Güneş, umut demek. Tesbite yorumum; Ne zaman karanlıklara düşsek, geceyi ve onun ardından gelen gündüzü düşünürüz, ve ümitler büyütürüz içimizde. Elbet güneş doğacak deriz. Ümidini yitirenin karanlıklardan başka geriye nesi kalır. 4-----Güneş, ısı, sıcaklık demek, güneş olmasa donarak ölürdük. Tesbite yorumum; Güneş, sıcaktır, ısıtır ama, güneşli bir havada uzun bir süre koyu gölgede oturursanız bir süre sonra üşümeye başlarsınız. Aşk =ısıtandır hatta yakacak kadar ateştir bazen...Sevdiğinizin uzun süre gözlerinin içine bakamamışsanız, o size ait olan vakitten çalmış ve bunu başka yerlerde harcamışsa, bir süre sonra aranıza soğukluk düşer beraberliğinizde sorunlar başlar ve sevgi sıcaklığını yitirip aranızda sert soğuk, bıçak gibi keskin rüzgarlar eser. Kul da Rabbinden uzaklaşıp nefsinin gölgelerinde oturmaya başladığında yavaş yavaş Rabbiyle arasında aynı serin ve sert rüzgarlar esmeye başlar. Rabbinizle aranız bozulur. Güneşin sizi ısıtmasını istiyorsanız, nefsinizin gölgelerinden çıkıp, yüzünüzü güneşe çevirmelisiniz. 5-----Güneş Allahın nurunun bir misalidir. Aydınlatan demek. Tesbite yorumum; Güneş aydınlatır bu muhakkak, ama siz kendi karanlığınıza çekilmişseniz öğle vakti güneş dünyanın tepesindede olsa siz karanlıktasınız. Günahkarın kalbi de böyledir Allahın nuruna karşı. Her günahla kalbe siyah bir perde iner. Kişinin, Allahı hakkıyla sevip hakkıyla korkması, ihlası, takvası işte bu perdelerin kalınlığıyla, kaç kat olduğuyla alakalıdır. Odanızın penceresine yüzlerce siyah perde çekseniz, saat öğlen vakti olsa ve dışarıda güneş pırıl pırıl parlasa sizin odanıza zerre ışık sızarmı..? sızmaz niye..? Artık günah perdelerinden bir duvar olmuştur kalbimiz. Artık bu duvarı yıkmak için bir musibet balyozumu gerek.? NUR Allah'ın bize indirdiği vahyidir Kurandır. Kuran ancak, günah perdelerini salih ameller le bir bir indirenlerin, ya da perdeleri az olanların, ya da hiç günah perdesi olmayanların hayatlarını aydınlatır. Ahiretlerinide NUR eyler. 6-----Güneş olmasa karanlıklarda kalırdık hayatımız çok güçleşirdi. Ben karanlıktan çok korkarım. Rabbim iyiki güneşi yaratmış. Tesbite yorumum; İnsanoğlu ilimde, teknolojide keşifleriyle kendini begenip ilahlaştırırken, eşrefi mahlukat olmakla övünürken (ki buda yanlış bilgi bakınız isra suresi-70. ayet) aslında Allah güneşi bir yıl üzerimize doğdurmasa hayatımızın ne hale geleceğini düşünürmüyüz. Acaba her sabah üzerimize doğan güneşin kıymetinin farkındamıyız, bunun için Allaha hamdettikmi hiç? Avrupada yaşayınca anlıyor insan güneşin insan pisikolojisindeki yerinin ne denli büyük olduğunu. İnsan sebepsiz yere pesimist olabiliyor, ağresif olabiliyor. Avrupalının neden akdeniz ülkelerine yerleşme çabasında olduğunu avrupada yaşayınca anlıyor insan. Güneşi görmek gözlerin aydınlanması değil aynı zamanda ruhunda aydınlanması demek. Allah güneşi elimizden alsa bunun yerine dünyayı aydınlatacak, ısıtacak bir jeneratör yapacak teknolojiye sahipmiyiz...? 7-----Güneş dünya üzerindeki etkisiyle mevsimleri oluşturur. Baharda çiçekleri, yazda meyveleri, kışta karı tanıyamazdık güneş olmasa. Tesbite yorumum; Demekki tüm güzellikleri hayatımızda bir güneş varsa onun vesilesiyle görürüz yaşarız. İşte Allah kalplerimize ve hayatımıza nurunu indirmişse artık baktığımız herşeyden bir haz, bir lezzet alırız gönlümüzün gözümüzün hoşluğu sahip olduğumuz Allahın nuru ile paraleldir. 8-----Güneş ve ay dünya üzerindeki yerçekim kuvvetini oluştururlar. Tesbite yorumum; Eğer yerçekimi olmasaydı insanlar evrene fırtınanın savurduğu kumlar gibi savrulurdu. Çocukken dünyanın yuvarlak olduğunu öğrendiğimde neden aşağı düşmediğimi hep merak ederdim. 9-----Güneş sadece dünyaya değil, kendi çevresinde ve ışığını güneşten alan pekçok yıldızında konumlarını kontrol altında tutar. Eğer Güneş onları belli bir noktada dengede tutmasa yıldızlar evrene dağılır ve bizimde üzerimize yağmur yerine göktaşı yağar, kıyametimiz olurdu. Tesbite yorumum; Güneş kendine ait olanları çevresinde topluyor ve onları hem hata yapmamaları için kontrol altında tutuyor hemde varlıklarını korumaları için onlara hizmet edip, kollarıyla sarıyorsa, biz neden ailemize, bizden olanlara, sevdiklerimize, idareci isek elimizin altındakilere bunu yapamıyoruz.? Sonrada sıkıntılar sorunlar yağmur gibi yağdığında üzerimize ya birbirimizi yada Allah'ı suçluyoruz. Yaşadığımız ortamda, toplumun düzeni, ailemizin, sevdiklerimizin, sıhhati, selameti, saadeti için herkesi, herşeyi sıcacık, güneş gibi kuşatmaya varmıyız...? Gençlerden biri söz alıp; Ya hocam ben asla güneş olamam, olmak istemem, çok acıdım şimdi GÜNEŞE. Ben güneşin bu kadar çok sorumluluğunun olduğunu bilmiyordum. Ben insan olupta cenneti kazanmak çok zor sanıyordum ama güneşin işi bizden çok zormuş. Biz halimize şükrederek Allah'a kul olmaya devam edelim en iyisi" diye kendince espiri yaptığı esnada içlerinden biri birden söze başladı; 10----"Güneş nasılki varlığıyla hayat veriyorsa, yokluğuylada hayatı alandır. Güneş nasılki varlığıyla ısıtıyorsa yokluğuylada dondurandır. Güneş nasılki varlığıyla aydınlatıyorsa, yokluğuylada hayatı karartandır, Güneşe hep gülen yüz çizerler...yalandır o yüz tuzaktır. Gülen yüzüne kanıp biraz yaklaşsanız gülen gözlerinden ateşten oklar fırlatır yüreğinizden vurur yanar tüm bedeniniz, aslında çok zalimdir güneş, çokta cimridir. Siz ışığına meftun olunca uzatıp ellerinizi bir tutam ışık ver dersiniz o ise avuçlarınıza bir tutam kor ateş koyar. Aslında şu bizdeki acizlikler,karanlıklar olmasa güneş ne işe yarar. " Genç kızın konuşurken yemyeşil gözlerinden sicim gibi yaşlar, elinde tuttuğu kor ateşi söndürmek istercessine avuçlarına iniyordu. Diğer gençler şaşırmış ona bakıyordu. İçlerinden biri kısık sesle "işte buda güneşte sevgiliyi görmekti aşkı okumaktı" dedi. Tüm gençlerin mahsunlaştığını görünce, konuyu nasıl toparlayacağımı bilemedim. En iyi çözüm dersi bitirmekti. Adet edindiğimiz üzere dersi dua ile bitirirken, ben "Rabbim karanlıklarımıza ışık ol diye, bize ateş olanların kapısında durdurma bizi, Rabbim kendi NURUNLA aydınlat karanlıklarımızı kalplerimizi" derken, gençlerin neredeyse hepsinin duası şu olmuştu. "Rabbimiz, kaderi yazan kalem senin elinde, yüreğimize düşeni kaderimize yaz, kaderimize yazdığını bize hayırlı kıl. Bizden birgün onu geri alacaksan, asla kalbimize koyma, kalbimize koyduğunuda ne olur geri alma...Aminnn nazlı yenidünya
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.