Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2006 19 yıl EMPERYALİST TUZAK- 1 ( BÖLÜCÜLÜK) Son günlerde yaşanan tozkoparan fırtınası içinde, Kemalistlerin ,''Kürtçülük-bölücülük'' konusunda kafalarının son derece berrak olması hayati bir zorunluluktur.Bölücüler ve sahte Atatürk'çüler, 1919-1923 dönemi Mustafa Kemal politikalarını, Kürt meselesinin günümüzde ki çözümü için tahrif ederek referans olarak kullanmak ve bunun propagandasını yaparak Ulusumuzu kendi kafalarında ki çözüme yaklaştırmayı amaçlamaktadırlar. Büyük önderimiz Mustafa Kemal'in 1919-1923,Kurtuluş Savaşı yılları Kürt Politikası tek cümleyle şudur : ''TÜRKLER ve KÜRTLER asırlardır olduğu gibi, bundan böyle de ÖZKARDEŞ olarak Misak-ı Milli sınırları içinde BÖLÜNMEZ BİR TÜRK MİLLETİ olarak AY YILDIZLI BAYRAĞIN altında,TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ 'nde ilelebet yaşayacaklardır.'' Kemalizme ,''Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı sonrası Bolşevizmi değil, Cumhuriyet rejimini yeğledi '' diye küserek , O 'nunla sadece 1919 -23 arası antiemperyalist yoldaşlığı yapmaya çalışanlarla, Kürtçü bölücüler,o dönem yazışmalarını ve tutanaklarını ileri sürerek,sanki Mustafa Kemal Kürtlere, (Leninizmin ve Stalinizmin Milli Meseledeki Ulusların kendi kaderlerini tayin etmesi ilkesi gereği) ''dilerseniz ayrı devlet kurarsınız'' demiştir. Ve onlara göre ''Erzurum ve Sivas Kongreleri Nizamname ve Beyannamelerinde,Amasya Mülakatı Tutanağında, ve Lozan Belgelerinde Mustafa Kemal, Kürtlere anayasal ilkeler çerçevesinde ayrı devlet,ayrı millet statüsü öngördüğü halde 1923 de Cumhuriyeti ilan ederek söz konusu anayasal ilkelerden çark etmiştir. Oysa Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 da,Samsun'a çıktıktan hemen sonra, Haziran ayında, Amasya'dan Edirne 1.Kor.K.nı Cafer Tayyar Paşa'ya ilettiği talimata şu bilgileri ekler: '' Anadolu halkı baştan aşağı bölünmez bir bütün haline getirildi. İngiliz himayesi altında bağımsız bir Kürdistan kurulması ile ilgili propaganda ortadan kaldırıldı ve taraftarları yola getirildi.Kürtler Türklerle birleşti.'' ( Atatürk,NUTUK s.20) Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarını,mütareke dönemini ve Türk İstiklal Savaşı öncesi ve sonrası koşullarını değerlendirebilen kimseler,emperyalizmin ''böl ve yönet'' kuralının o koşullarda nasıl acımasızca uygulandığını iyi bilirler. O dönemlerin adeta şablonlaşmış emperyal oyunu (tıpkı bugün olduğu gibi) şu şekilde formüle edilmişti ; Etnik ve dinsel farklılıklar tahrik edilerek muhtelif bölgelerde isyanlar çıkarılacak. Merkezi otoritenin bu isyanları şiddetle bastırması ve kan dökmesi sağlanarak,yabancı ülkelerin müdahaleleri gerçekleştirilecek ve sorun uluslararası boyutlara taşınacaktır. Kurtuluş Savaşı koşullarında kafasında sadece Türk'üyle, Kürd'üyle tekmil milleti işgalden kurtarmak ve bağımsız bir yeni devlet kurmak fikri olan Mustafa Kemal'in ,emperyalistlerin elinden ''böl ve yönet''silahını almak için ,işbirlikçilerle, ayrılıkçılarla, mandacılarla, gericilerle, bolşeviklerle hatta emperyalistlerle nasıl bıçak sırtı bir taktik ve stratejik ustalık savaşımı yaptığı apaçık ortadadır.Mazlum ve masum millet emperyalistlerden,bölücülerden,mandacılardan,bolşeviklerden ve gericilerden kurtarılmıştır. Kemalistler, Mustafa Kemal'in vatanın bölünmezliği konusunda hiç bir ödün vermediğini,''Vatan bir bütündür parçalanamaz''diyerek bu kararlı tutumundan dost düşman herkesi ta başından itibaren haberdar ettiğini kesinlikle bilerek, vatan savunması mevzilerinde tavizsiz ve kararlı nöbetlerine devam etmeli ve hiç bir tahrif edilmiş argümana kulak vermemelidir. Kemalistler bölücülük konusunda geçmişten çok günümüze bakmak durumundadırlar.ABD ve AB emperyalizmi 80 yıl önce başaramadıkları işi bu kez satılmış taşeronları da kullanarak bitirmek istiyorlar.İçimizde ki hainleri ve emperyalizmin paralı uşaklarını kullanarak: a- Ortadoğu'da bölünmüş bir Türkiye olmasını, b- Dağdaki gerillaya dokunulmamasını c- Aynı ülkede iki silahlı kuvvetin olacağını d- Aynı ülkede iki bayrağın dalgalanacağını, e- Aynı ülkede iki vatan olduğunu, f- Genel afla Apo 'nun serbest bırakılmasını g- Türklerle Kürtlerin kurucu ulus olarak anayasaya yazılmasını h- PKK ve DTP ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin masaya oturmasını istiyoruz demektedirler. Bu siyasi ve askeri taleplerin dolaylı,dolaysız dile getirilmesi ve tırmandırılan ayaklanma provaları ,ABD nin Irak'daki konumu,önümüzdeki sürecin kısaldığının açık belirtileridir.Çapı ve yankıları çok büyük olan bir provakasyon tuzağı ile karşılaşmamız kuvvetle muhtemeldir. Kemalistler, Vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğünün en sağlam güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin,vakur,uyanık,soğukkanlı ve kendisinden emin duruşuna bakarak,kendilerine yakışan tavrı seçebilirler. Kemal GÜRLEYEN
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.