Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2005 20 yıl Selam akadaslar, ben söyle bir gelismis, ekonomik gücü yüksek ülkelere baktigimda, insanlarin temel ihtiyaclari ve daha fazlasi karsilastiginda, baska seylere yöneldiklerini,manevi dünyalarini tatmin etmek icin bir arayis icinde olduklarini seziyorum. Sizce insanlar manevi dünyalarini nasil tatmin ede bilirler? Veya niye böyle bir arayisa cikiyorlar?
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2005 20 yıl Insanligin ilerleten biricik nedenin, arayis oldugu dogrudur. Arayisin niteligi önemli gibi geliyor bana. Neyi ariyoruz? Kendimizi mi? Bence, elbette kendimizi. Bunun icin bence dogayi sevmek, hele ki bir insani sevmekle baslar her sey. manevi eksiklik, bence insan sevgisinden yoksun olmaktir.Ben böyle düsünüyorum. Insani bir yana birakip, yasamini, sözüm ona daha yüce emeller ugruna adayan insanlara ben klinik tedaviye muhtaclalar adi veriyorum. Kendimizi ararken cikmazara düstügümüzde ise aradigimiz sey daha da yücelerek, bizim disimizda bir seylerin arayisina da yönelebiliyoruz. Yani maneviyat dedigimiz bir icsel duygu ile sarilacak bir seylere de yönelebiliyoruz. Dinsel inanclarin kaynaginda da bu arayis yatiyor. Bu manevi arayis dedigimiz seyin,psikolojimiz, yetisme bicmimiz, genetik yapimiz, korkularimiz, sosyal konumumuz ve nihayetinde aldigimiz egitimin ne denli saglikli oldugu ile cok, ama cok yakindan iliskilidir diye düsünüyorum. Mystik yapilari güclü insanlarin, manevi arayisin dorugunda oldugu biliniyor. Ama öte yandan bu güclü sanilan mystik insanlarin psikolojik yapilarinin, trioid salgi bezlerinin düzensiz calismasiyla da cok yakin ilgisi oldugu kanitlandi. En son, bilim adamlari beyinde, insani manevi arayis krizlerine iten mystik merkezin yerini tisbit ettiler. Kimilerinde bu bölge cok zayif, kimilerinde cok güclü aktif durumda. (beyin kimyasinin bile, insanlarin düsünce ayrimlarindaki etkileri ortaya cikiyor) Yani manevi arayista zirveyi yasayan yüce sanidigimiz kisilerin, bu gün bilim tarafindan Beyinleri süper dejenere olmus (magaloman) insanlar oldugu da 40 yil önce kanitlanmistir. Buna göre, manevi arayis denlen kavramin niteligini, neyi aradigimizi cok iyi tesbit etmemiz gibi bir soru önümüze geliyor. Gelismis ülkelerdeki arayislarini; kültürel yozlasma, bosluk,Tv koliklik, yaratici zekanin kullanilmamasi, bunun yaninda medya diktasi gibi alisilimis ve zorunlu bir yasam bicmine baglayabilirim. örnegin, gelismis ülke dedigimiz yerlerde yetiskin burjuva denen kesim vardir ki, onlarda böyle manevi arayis gibi bir sorun nedense yoktur. Görsel sanatlar, egitim, sahne sanatlari, bilim dallarinda uzmanliklar gibi ugraslari vardir, manevi eksikliklerini bu yol ile tatmin ederler.Tv izlemezler, sürekli bir araya gelip kendi alanlarinda etkinlikler düzenerler. Bireysel yarati alanlarina sahiptirler. azinliktirlar. Ekonomik durumu eh, iyi sayilan orta tabaka, vasat egitim düzeyinde, toplumsal celiskilerin olmadigi az gelismis düsünce yapisi kitleleri icin manevi arayis dediginiz gibi oldukca güclü görünüyor. Gecen yil yapilan hristiyanlik anketlerinde, avrupa da isa hikayesine inanmayan halkin %78 olmasi kiliseyi ürküttü. Bu da halki, asya inanclarina yöneltmistir ki avrupa nin her yerinde asya dinlerine özgü dernek, tapinak ve kuruluslar doludur. Ayrica Almanya da cok sayida Alman-Samanist den da söz edilmeye baslandi. (Nietsche´nin bu konuda cok daha radikal bilgiler verecegine inaniyorum)
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.