Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Zamana ihtiyacımız yok, bunu yıllardır görüyoruz. Osman Pamukoğlu daha dün: "Dağlarda bir şey yok, eşkiya Ankara'da" diye seslendi. Çünkü o gördü yaptığı baskınların önceden PKK ya haber verildiğini ve kampın boşaltıldığını. O yüzden sonraki baskınlarını esnek süreli izinler alarak gerçekleştirdi. Bir yıllık izin alıyor ve baskını kendi istediği zaman gerçekleştiriyordu. Bu konudaki ilkesi: "Bir sırrın üç kişi tarafından saklanmasının yolu, birisinin mutlaka ölmüş olması gerektiğidir." Başında bulunduğu 26 operasyonla PKK nın belini kıran Pamukoğlu, "kadro bulunmadığı!!!" gerekçesiyle emekli edildi... Ya demirefe, yine konuyu getirdin osman pamukoğluna . Osman pamukoğlu 30-40 kg sırt çantası ile saatlerce günlerce yürüterek yorgun ve bitkin bırakılan askerlerin namluyu doğrultacak gücü kalmayan askerin nasıl şehit düştüğünü ve yüreyecek takati kalmadığı için intahar eden, mayına basan askerlerden bahs ettimi? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Osman Pamukoğlu'nun başarısız olmuş bir operasyonu yoktur. Sana kaç defa söyledim, elinden geleni ardına koyma, varsa belgeli bir bildiğin, hodri meydan! Savaşta insanların başlarına çok kötü şeyler gelir. Adı üstünde savaş. Dağlara papatya toplamaya çıkılmıyor! Bu savaş tırsakların, kabaları yumuşakların yürütebileceği bir iş değil, yiğit oğlu yiğitlerin yapabileceği bir iştir... Bu topraklar o yiğitlerin de harman olduğu bir yerdir, dört çapulcunun korkmadığı kadar dağdan gözümüz korksa vatanımızı sevmezdik. Demirden korkan trene binmeyiverir, olur biter. Binecek çoook yiğit var! Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Osman Pamukoğlu'nun başarısız olmuş bir operasyonu yoktur. Sana kaç defa söyledim, elinden geleni ardına koyma, varsa belgeli bir bildiğin, hodri meydan! Savaşta insanların başlarına çok kötü şeyler gelir. Adı üstünde savaş. Dağlara papatya toplamaya çıkılmıyor! Bu savaş tırsakların, kabaları yumuşakların yürütebileceği bir iş değil, yiğit oğlu yiğitlerin yapabileceği bir iştir... Bu topraklar o yiğitlerin de harman olduğu bir yerdir, dört çapulcunun korkmadığı kadar dağdan gözümüz korksa vatanımızı sevmezdik. Demirden korkan trene binmeyiverir, olur biter. Binecek çoook yiğit var! Helal olsun be, eyvallah... :=) Nine söylüyorum terörle mücadele aklın akılla mücadelesidir...Alacağın iki gaz ile yiğitlerin işidir diyerek kolaya kaçmayla olmaz...Bu işler akıl işidir. Yalnız bu bir savaş değildir, terörle mücadele ayrıdır savaş ayrıdır.SSiz bunun bilincindesiniz sanırım. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Eskilerin bir sözü vardı: "Malumu ilam, iştigal-i abestir." derlerdi. Yani: Bilinen bir şeyi bildirmek, işte o dediğindendir. Stratejisiz, yani akıl olmadan savaş yürütüldüğü nerede görülmüştür? Ama savaşı sonuçta erler kazanır. Yoksa yalnızca stratejiyle Kasparov satranç tahtasının başında dünya imparatorluğu kurardı! İnsanların birbirini öldürdüğü bir olay ise adı ne şekilde konursa konsun savaştır. ister düşük yoğunluklu deyin, ister yüksek yoğunluklu deyin, ister üç beş çapulcu deyin, ne derseniz deyin, sonuç değişmez. Sonuçta milletimin evladını emperyalistlere satılmış kahpeler şehit ediyor, bir şehidime yirmi, elli leş almazsam adını ne koyduğunuz hiç umrumda değil! Siz oturun, karanlık köşelerde sinip teröristlerin ensesine sıkacak yeşiller, maviler, morlar bekleye ve terörü böyle bitireceğinizi düşleye durun... Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Eskilerin bir sözü vardı: "Malumu ilam, iştigal-i abestir." derlerdi. Yani: Siz oturun, karanlık köşelerde sinip teröristlerin ensesine sıkacak yeşiller, maviler, morlar bekleye ve terörü böyle bitireceğinizi düşleye durun... Birilerinin asarım, keserim ben bilirim kahraman benim, ben yaptım benden başka yürekli yok deyip orduyu küçümseyen ve kendini övmekten başka bir şey bilmeyen,iki yıl hakkaride görev yapmayla kendisini sözde efsane diye yutturan ,iki kelimeyi bir araya getirip bir cümle kuramayan birinden medet umacağıma köşemde renk beklemeyi ve yıllarddır pkk terörüne darbeyi vuran pkk terörünün korkulu rüyası bordo bereli komutanları tercih ederim. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2010 köşemde renk beklemeyi....tercih ederim. Bu itirafın üzerine söylenecek bir şey yok. İyi beklemeler, yedi rengin cümlesini nasip etsin yaradan... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 İnsanlar en çok bilmedikleri konularda konuşur ve en bilmedikleri konuda da en desteksiz atışları yaparlar. PKK kamplarını baraj yapıp su altında bırakmayı ve üzerlerine kelebek güvesi atma gibi, PKKlıları ancak gülme krizine tutturarak telef etme olasılığı bulunabilecek önerilerin geldiği bir zihniyete yanıt vermeye gerek yok. Ama forumu izleyenler için söylemek isterim. Osman Pamukoğlu'nun kaç kelimeyi bir araya getirip kaç cümle kurduğunu anlamanın yolu çok basit. Açarsın parti sitesini, sayısız konuşma videosunda kaç kelimeden kaç cümle kurmuş görürsün. Ya da alırsın kitaplarını, orda da görürsün. Osman Pamukoğlu 26 kez bizzat askerinin başında Kuzey Irak'a girip PKK nın iflahını kesmiştir. Köşesinde renkli hayallere dalıp oturanların oturduğu yerden ürettiği lafların karşısında sinek vızıltısı kadar bile değeri olamaz. Irak kamplarını perişan ettikten sonra İran'a yönelmiş ve MGK kararıyla zar zor yoldan çevrilmiştir. O yorgunluktan intihar etti safsatası uydurulan asker geri döndürülememiş, Osman Pamukoğlu'nun bizzat telsiz anonslarıyla İran içlerine ilerlemeleri zorlukla durdurulmuş ve geri çağrılabilmişlerdir. İran'daki kampları da vurması engellendikten sonra önce görev yeri değiştirildi, sonra zaten emekli edildi. Ne yapsaydı, "yok ben sivil olarak da askere komuta ederim" mi diyecekti? Ardından da beli kırılan, yere serilen PKK nın toparlanması için Kuzey Irak'a üç yıl girmeme taahhüdü verilip PKK tedaviye alındı, bugün terör yeniden hortladı. İnsanlar biraz bildikleri konularda konuşmalı, bilmiyorlarsa açıp araştırmalı ve böyle dağ zirvelerine dil uzatacağım derken bataklık çukurlarına yuvarlanıp çamurun içine düşmemeli... Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 İnsanlar en çok bilmedikleri konularda konuşur ve en bilmedikleri konuda da en desteksiz atışları yaparlar. İran'daki kampları da vurması engellendikten sonra önce görev yeri değiştirildi, sonra zaten emekli edildi. Ne yapsaydı, "yok ben sivil olarak da askere komuta ederim" mi diyecekti? Ardından da beli kırılan, yere serilen PKK nın toparlanması için Kuzey Irak'a üç yıl girmeme taahhüdü verilip PKK tedaviye alındı, bugün terör yeniden hortladı. İnsanlar biraz bildikleri konularda konuşmalı, bilmiyorlarsa açıp araştırmalı ve böyle dağ zirvelerine dil uzatacağım derken bataklık çukurlarına yuvarlanıp çamurun içine düşmemeli... Ya arkadaşım bilerek mi konuşuyorsun bilmeyerek mi anlamıyorum. Bakın biyografisine nerelerde ne kadar zaman çalışmış; 1990-1992'de Edirne-Uzunköprü'de 42'nci Piyade Alay Komutanlığı, 1993-1995'de Hakkâri’de Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı, 1998-2000'de Kıbrıs'ta 28'nci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı, 2000-2001'de İstanbul'da Piyade Okul Komutanlığı vazifelerini yapmıştır. 1993'de Tuğgeneralliğe terfi etmiş, 1997'de Tümgeneralliğe yükselmiştir. 2002'de Tümgenerallikten emekli olmuştur. Subay ve astsubayların çalıştıkları garnizonlar batı görevi haricinde doğu ve güney doğu görevleri göz önünde bulundurularak görev süresi 2 yıldır. Siz ne diyorsunuz ‘’İran'daki kampları da vurması engellendikten sonra önce görev yeri değiştirildi, sonra zaten emekli edildi’’ ‘’PKK nın toparlanması için Kuzey Irak'a üç yıl girmeme taahhüdü verilip PKK tedaviye alındı’’ Yani nasıl görev yeri değiştiriliyor zaten garnizon süreleri 2 yıl hadi görev süresini uzatmadıklarını varsayalım. Hakkariden sonra kıbrısta ve sonrada istanbulda okul komutanlığı yaparken Okul komutanlığında terörle mücadele etmesinler diyemi emekli etmişler ? Ayrıca üç yıl girmeme taahhüdü veren kim? Yine bilmeden bildiğinizi sanarak(okuduğunuz kitaptan olsa gerek)birşeylerin doğruluğunu kabul ettirmeye çalışıyorsunuz. Bakın arkadaşım, Pamukoğlu 1993-19995 yıllarında Hakkaride görev yaptı ve dikkatini çekerim 1997 yılında tarihin en büyük operasyonu olan ÇEKİÇ operasyonu yapıldı ,pkk nın o güne kadar girilemeyen ve alınamayan ZAP kampları ele geçirildi ve pkk terihinin en büyük darbesini yedi. Ayrıca ardından yapılan MURAT operasyonu tarihin en büyük operasyonlarındandır. O anlattığınız uydurma hikayeleri bilmeyenlere kendisine yeni kahraman arayan temiz insanlarımıza yutturabilirsiniz ama bize değil, kusura bakmayın. Arkadşım okuduğun kitapta öyle yazacak elbet adam zaten kendini övmekten başka birşey yapmamış. SAYGILAR. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 Konu başlığı ile alakası yok ama kısaca bilgiamaçlı yazayım; Çekiç Harekâtı, 1997 yılının Mayıs ayında başlayan ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK'ya yönelik gerçekleştirdiği en büyük operasyondur. Türk askeri birliklerinden 13 subay, 3 astsubay, 62 erbaş ve er, 21 geçici köy korucusu olmak üzere toplam 114 personel şehit oldu. Ayrıca 24 subay, 17 astsubay, 248 erbaş ve er, 49 geçici köy korucusu olmak üzere toplam 338 personel yaralandı. PKK'lı teröristlerden 2,370 kişinin cesedine ulaşıldı. 415 terörist ise yaralı veya sağ olarak ele geçirildi ya da teslim oldu. wikipedia. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 Gönderi tarihi: 11 Ağustos , 2010 alakası yok ama Gerçekten de hiç alakası yok. Sanki Osman Pamukoğlu'dan başka terörle hiç kimse mücadele etmemiş gibi garabet ve akla zarar bir iddia varmış ortada gibi yanıtlar yazıyorsun. Böyle bir iddiada bulunmak ne benim ne kimsenin haddine düşmez. Böyle bir iddia da yok ve olamaz da zaten. Öyle Osman Pamukoğlu süpermendi, tek başına çalıştı, böyle bir şeyi ancak çocuk iddia eder. Üç yıllığına operasyon yapmama anlaşması şu günlerde çok tartışıldığı için mutlaka biliyorsundur diye ayrıntıya girmemiştim. Yoksa, Pamukoğlu ayrıldı, hemen bu anlaşma yapıldı diye bir şey söylemedim. Zaten böyle bir anlaşmayı akapeden başka herhangi bir hükümete iddia etmeyi zül sayarım. Yani konu günlerdir gündemde, Kılıçdaroğlu her yerde söylüyor, dışişleri açıklama yaptı, açıklamayı ben de değerlendirdim ve eleştirdim, konu çok güncel olduğu için ayrıntı vermemiştim, mutlaka duymuşsundur diye... Tabii ki Pamukoğlu'dan sonra da başarılı operasyonlar sürmüştür. Ta akape hükümeti iş başına gelene kadar. Yani bilinenleri tekrar etmeyelim diyoruz, ama böyle yanlış anlamalar oluyor, demek ki her seferinde ayrıntılı tekrar etmemiz gerekiyor! Hayır zaten dönemin Jandarma OHAL bölge komutanı tanbura şarjörlü tüfek taşıdığı için Tanburalı Paşa namıyla bilinen Hasan Kundakçı Paşa'dır. Bölgede terörle mücadele OHAL çerçevesinde onun sorumluluğundaydı. Pamukoğlu Paşa onun astıydı ve emrinde çalışıyordu. Tüm operasyonlar en tepede Hasan Kundakçı Paşa'nın sorumluluğundadır. Osman Pamukoğlu'nun bizzat sevk ve idare ettiği harekatların üst kademesi de Hasan Kundakçı Paşa'nın komutası altındadır. Pamukoğlu anılarında Kundakçı Paşanın Pamukoğlu'nun komutasındaki Hakkari Dağ ve Komando Taburuna gelişlerini ve yürüttüğü operasyonlarla ilgili verdiği brifingleri anlatır. Hayır yani, iddian "Osman Pamukoğlu Hakkari'de iki yıl oturdu, göbek büyüttü" ise, bunu söyle. Lafı evirip çevirme! Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2010 Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2010 Gerçek Bölücüler Sahnedeydi bunu biliyorduk şimdi ses kayıtlarıda çıktı,işte o haber.... Temmuz ayında Hatay’ın Dörtyol ilçesinde düzenlenen saldırıda dört polisin şehit edilmesinin ardından yaşanan gerilimle ilgili yeni iddialar ortaya çıktı. Bu iddialara neden olansa, internet sitelerine düşen bir ses kaydı. Star gazetesinde bugün yayımlanan haberde, bu ses kayıtlarında Hatay Ülkü Ocakları Başkanı’nın olaylar sırasında “Başkanım” dediği kişiyle bir provokasyona işaret eden konuşmalar yaptığı iddia ediliyor. “KAHVEHANEYE YÜRÜYECEKSİNİZ” Habere göre Hatay Ülkü Ocakları Başkanı Lütfi Kaşıkçı’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtları, 4 polisin şehit edilmesinin ardından Dörtyol’da yaşanan gerginliğin planlı bir provokasyon olduğunu ortaya koyuyor. Ses kayıtlarında, Hatay Ülkü Ocakları Başkanı’na ait olduğu iddia edilen ses, ‘Başkanım’ diye hitap ettiği kişiye “Başkanım hazır elimize fırsat geçmişken, yakalım yıkalım” teklifinde bulunuyor. Aynı sesin, “Kürtlerin kahvehanesine yürüyeceksiniz” talimatı verdiği bir kişi ise “Gecenin hazırlıkları yapılıyor. Geri dönüş yok artık” diyor. “HAZIR FIRSAT ELE GEÇMİŞKEN…” Konuşmanın devamında, gerginliğin başladığı saatlerde Kaşıkçı’ya ait olduğu iddia edilen ses, “Başkanım, meydanda 300-400 kişi var. Bir grup değil yani iki – üç grup var” dedikten sonra Kürtler’e ait kaçak bir kahvenin yıkılmasını istiyor. Olaylar hakkında bilgi aktarmaya devam eden ses, “Ocaktayım Başkanım. Yani şimdi halk öyle ki camdan çıkayım, bağırayım, diyeyim ki ‘yetişin’, bütün millet bu tarafa dönecek. Hazır fırsat ele geçmişken birkaç yer yapalım. Yıkalım yakalım” diye devam ediyor. “AKP’Lİ TÜPÇÜNÜN DÜKKÂNINI DAĞITMIŞLAR” Gerginlik sırasında süren konuşmalarda, “Çalışmalar başkanım. Bir AKP’li tüpçünün dükkânını dağıtmış adamlar” sözleri duyulduktan sonra aynı ses, hiyerarşik olarak kendinden aşağıda olduğu anlaşılan biriyle yaptığı konuşmada “Kürtler’in kahveye yürüyeceksiniz” talimatı veriliyor. O sesin ‘Reis’ diye hitap ettiği kişi ise, “Gecenin hazırlıkları yapılıyor. Geri dönüş yok artık” diyor ve “Tamam” cevabını alıyor. REİS KİM? Olayın ortaya çıkmasının ardından Hatay Ülkü Ocakları Başkanı Kaşıkçı’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında bu kez “Başkanım” diye hitap edilen kişinin kim olduğu tartışılmaya başlandı. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Harun Öztürk yaptığı açıklamada, “(Başkanım) dediği kişi benim. Kes yapıştır yaparak, aktardığı olayları sanki o yapmak istiyor gibi göstermişler. Eğer bu konuşma benimle yapılmamış olsaydı ben bile şüphelenirdim” diye konuştu. Ses kaydını yayınlayan site ve sesi kaydedenler için suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyen Öztürk, HABERTURK.COM’a yaşanan gelişmelerle ilgili şu açıklamayı yaptı: “GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK” “İddialar iftira. Montajlanmış ve gerçekle bağdaşmayan bir ses kaydı bu. Gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok. Ülkücü hareketi karalamaya yönelik bir kampanyanın ürünü. Bugün zaten Hatay Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu yasadışı dinleme nasıl yapıldı? Biz bunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bu olayda öncelikli sorumluluk yargıya ait. Güvenlik güçlerimiz ve yargı kurumları kendi vatandaşlarının özgürce konuşmasını sağlamalı. Yoksa büyük devletten bahsedemeyiz. Biz kendi içimizde de araştırma-inceleme yaptık. Arkadaşlarımızla da görüştük. Bu konuşmalar farklı zamanlarda farklı yerlerde yapılmış. Bunlar birleştirilmiş ve aynı gün yapılmış konuşmalar gibi nakledilmiş. Cümlelerin önü arkası kesilerek montajlanmış. Kirli bir dezenformasyon var. Bunu bazı gazeteler yayın politikası haline getirdi. İnsanları yargısız infazla cezalandırmaya alışmışlar. Ama başarılı olamazlar. Yargıya sonuna kadar güveniyoruz. Bir çağrımız da İçişleri Bakanlığı’nadır. Derhal bu süreci aydınlığa kavuşturmak için bir inceleme başlatmalı. Yoksa bu olaylar çok farklı boyutlara taşınır. İnsanlar birbirleriyle konuşamaz hale gelir. İnşallah en kısa zamanda gerçekler ortaya çıkacak. MHP’DEN AÇIKLAMA Bu arada MHP’den de Dörtyol olayıyla ilgili bir açıklaman geldi. MHP İl Başkanı Şefik Çirkin, referandum yaklaştıkça partilerine yönelik komploların arttığını öne sürdü. Çirkin, yaptığı açıklamada, bazı internet sitelerinde Ülkü Ocakları İl Başkanı Lütfü Kaşıkçı’ya ait olduğu belirtilen, 4 polis memurunun şehit edildiği 26 Temmuzda yapıldığı ifade edilen telefon konuşmalarının yayımlandığını, ancak konunun saptırıldığını belirtti: “Dörtyol olaylarında Ülkü Ocakları İl Başkanı Lütfü Kaşıkçı cansiparane çalışarak daha büyük olayların çıkmasını engellemiştir. İnternet sitelerine düşen telefon görüşmelerinde suç unsuru varsa bugüne kadar neden beklendi? MHP ve ülkü ocakları bu iftirayı da atlatacaktır. Bizim medyamız, televizyonuz yok. MHP’nin, Türk milletinden başka sığınacağı hiç kimsesi yok. Bu gelişmeleri yakından izleyen herkes haksızlığa uğradığımızı görecektir.” Ses kaydıyla ilgili Dörtyol soruşturması kapsamında şu anda herhangi bir işlem yapılmadığını belirten Hatay Başsavcısı Enis Yavuz ise “Dörtyol savcılığı gerek görürse dosyaya koyabilir” diye konuştu. UMUR TALU: HAKİKAT KAVŞAĞI Gazete Habertürk yazarı Umur Talu da Dörtyol’da yaşananları bugün yeniden köşesine taşıdı. Talu’nun yazısı şöyle: Dörtyol’da 4 polisin öldürülmesi meselesi aydınlanırsa, milletin bazı hakikatlere gözünü kapatmış bir kesiminde bile, nihai körleşme istemeyen de uyanır belki. “Milliyetçi istihbarat elemanı”; jandarma istihbaratçılar; otomobil, teröristler, sahte ihbar, kışkırtma, yakma, yıkma… Dörtyol’da hakikat yönüne saparsanız; nisanları, şubatları, eylülleri, martları 27, 28, 12, bi daha 12 diye geçer, Susurluk tarikiyle Çorum, Maraş’a, hatta daha öncelere, yurdun dört yanına ulaşırsınız! Mesele önce sistemi kavramak! Organize karanlığa karşı organize aydınlık! 1 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.