Gönderi tarihi: 30 Mart , 2006 19 yıl Bir Japon Yazarın Sevgi hakkındaki düşünceleri: Sevginin Üç Türü Dünyada sevilmek istemeyen kisi yok gibidir” diye basliyor, Masumi Toyotome. “Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye soruyor.. Sonra anlatmaya basliyor... “Sevgi üç türlüdür!..” Birincisinin adi “Eger” türü sevgi!.. Belli beklentileri karsilarsak bize verilecek sevgiye bu adi takmis yazar... Örnekler veriyor: Eger iyi olursan baban, annen seni sever. Eger basarili ve önemli bir kisi olursan, seni severim. Eger es olarak benim beklentilerimi karsilarsan seni severim. Toyotome “En çok rastlanan sevgi türü budur” diyor. Bir sarta bagli sevgi. Karsilik bekleyen sevgi... “Sevenin, istedigi birseyin saglanmasi karsiligi olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu” diyor yazar... “Nedeni ve sekli bakimindan bencildir. Amaci sevgi karsiligi birsey kazanmaktir.” Yazara göre evliliklerin pek çogu “Eger” türü sevgi üzerine kuruldugu için çabuk yikiliyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine degil, hayallerindeki abartilmis romantik görüntüsüne asik oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçeklesmediginde, düs kirikliklari basliyor. Sevgi giderek nefrete dönüsüyor. Ve malesef en saf olmasi gereken anne baba sevgisinde bile “Eger” türüne rastlaniyor. Fakat aslinda insanlar “Eger” türü sevginin üstünde bir sevgi arayisi içindeler... Ikinci türe geçiyoruz. “Çünkü” türü sevgi... Toyotome bu tür sevgiyi söyle tarif ediyor: “Bu tür sevgide kisi, bir sey oldugu, birseye sahip oldugu ya da birsey basardigi için sevilir. Baska birinin onu sevmesi, sahip oldugu bir nitelige ya da kosula baglidir.” Örnek mi?.. “Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin/yakisiklisin!” “Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki..” “Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki..” Yazar, Çünkü türü sevginin, Eger türü sevgiye tercih edilecegini anlatiyor. Eger türü sevgi, bir beklenti kosuluna bagli oldugundan büyük ve agir bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip oldugumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hos birseydir, egomuzu oksar. Bu tür, oldugumuz gibi sevilmektir. Insanlar olduklari gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmedigi için rahatlaticidir. Ama derin düsünürseniz, bu türün, “Eger” türünden temelde pek farkli olmadigini görürsünüz. Kaldi ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana. Insanlar hep daha çok insan tarafindan sevilmek isterler. Hayranlarina yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çiktiigi zaman, sevenlerinin, artik ötekini sevmeye baslayacagindan korkarlar. Böylece yasama, sonsuz sevgi kazanma gayretkeşligi ve rekabet girer. Ailenin en küçük kizi yeni dogan bebege içerler. Sinifin en güzel kizi, yeni gelen güzel kiza içerler. Üstü açik BMW’si ile hava atan delikanli, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadin kocasinin genç ve güzel sekreterine içerler. “O halde bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?” diye soruyor, yazar. “ ‘Çünkü’ türü sevgi de, gerçek ve saglam sevgi olamaz” diyor. Bu tür sevginin güven duygusu vermeyisinin iki ayri nedeni daha var... Birincisi; “Acaba bizi seven kisinin düsündügü kisi miyiz?” korkusu... Tüm insanlarin en az iki yönü vardir. Biri disa gösterdikleri.. Öteki yalnizca kendilerinin bildigi... “Insanlar sandiklari kisi olmadigimizi anlar ve bizi terkederlerse” korkusu buradan dogar. Ikincisi de; “Ya günün birinde degisirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa..” endisesidir. Japonya’da bir kuru temizleyicide çalisan dünya güzeli bir kizin yüzü patlayan kazan yüzünden parçalanmis. Kiz fena halde çirkinlesince,nisanlisi nisani bozup onu terketmis. Daha acisi, ayni kentte oturan anne ve babasi, onu artik ziyarete bile gitmemisler... Sahip oldugu sevgi, sahip oldugu güzellik temeli üstüne bina edilmis oldugundan bir günde yok olmus. Güzellik kalmayinca sevgi de kalmamis. Ve kiz birkaç ay sonra kahrindan ölmüs... Japon yazar “Toplumlardaki sevgilerin çogu “Çünkü” türündendir ve bu tür sevgi, kaliciligi konusunda insani hep kuskuya düsürür” diyor. Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve iste sevgilerin en gerçegi!.. Nedir peki, gerçek sevgi.. Asil sevgi.. En güzel sevgi?.. “Üçüncü tür sevgi, ‘Ragmen’ diye adlandirdigim türdür” diyor yazar. Bir kosula bagli olmadigi için ve karsiliginda birsey beklenmedigi için, “Eger” türü sevgiden farklidir bu. Sevilen kisinin çekici bir niteligine dayanip, böyle bir seyin varligini temel olarak almadigindan, ‘Çünkü’ türü sevgi de degildir bu. Bu üçüncü tür sevgide, insan “birsey oldugu için” degil, “birsey olmasina ragmen” sevilir. Güzellige bakar misiniz?.. ‘Ragmen’ türü sevgi!.. Esmeralda, Qusimodo’yu dünyanin en çirkin, en korkunç kamburu olmasina “ragmen” sever. Yakisikli ve zengin delikanli da Esmeralda’ya çingene olmasina “ragmen” tapar!.. Kisi dünyanin en çirkin, en zavalli, en sefil insani olabilir. Bunlara ‘ragmen’ sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karsilasmasi sarti ile..” Burada insanin, iyi, çekici, basarili ya da zengin bir konum edinerek sevgiyi kazanmasi gerekmiyor. Kusurlarina, cahilligine, kötü huylarina ya da kötü geçmisine “ragmen”, oldugu gibi, o haliyle sevilebiliyor kisi. Bütünüyle çok degersiz biri gibi görünebiliyor ama en degerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar “Yüreklerin en çok susadigi sevgi budur” diyor. “Farkinda olsaniz da, olmasaniz da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, basari ya da ünden daha önemlidir.” “Bugün yasaminizi sürdürebilmenizin nedeni ‘Ragmen’ türü sevgiyi su anda yasiyor olmaniz ya da birgün bu sevgiyi bulacaginiza inancinizdir.” Çünkü "rağmen" türü sevgide sevgi edim dir, koşulsuzdur, ve kusursuzdur. Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome: “Bugün yasadigimiz toplumda herkesi doyuracak ve mutlu edecek bu sevgiyi bulmak çok zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyaci var ve baskalarina verecek kadar fazlasi kimsede yok “ şimdi düşünelim: sevdiklerimize duyduğumuz sevgi nasıl? sevildiğimizi düşümdüğümüz insanlar bizi nasıl seviyor? yazarın dediği gibi sevgi yi bulmak zor mu? yoksa sevgi üreyen bir enerji mi?…
Gönderi tarihi: 30 Mart , 2006 19 yıl kendinden fazla................herşeyi kabullenerek ...sevebiliyormusun........ sevilmeyi beklemeden... karşındaki seni .senin beklediğin gibi değil...kendisine göre sever....
Gönderi tarihi: 30 Mart , 2006 19 yıl Bence zaten "eğer" ve "çünkü" diye bir sevgi türü yok.. Herşeye rağmen sevebiliyorsa insan işte o sevgidir..Yaşayanlar bilirler...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.